Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/192 E. 2018/457 K. 13.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/192 Esas
KARAR NO : 2018/457

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 27/02/2017
KARAR TARİHİ : 05/06/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesiyle ; Davalıya ait … plaka sayılı 2014 model …. marka …. tipi aracın …. Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin …. Sigorta A.Ş ile ” Assistanslık Hizmetlerine ilişkin sözleşme imzalayarak bu sözleşme kapsamında … Sigorta A.Ş’nin sigorta destek hizmetlerini …. Sigorta A.Ş adına organize etmekte ve bunun için çağrı merkezi işletmekte olduğunu, çekme ve kurtarma hizmetlerinin ise sigortalı araçların arızalandığı veya kaza yaptığı bölgede faaliyet gösteren başka sigorta destek sağlayacılarına yönlendirerek sigorta şirketi adına süreçleri takip ettiğini, 18/05/2016 tarihinde saat 19:39 ‘da … plaka sayılı … Marka aracın Kırklareli ilinin Lüleburgaz ilçesinde arızalanması sebebiyle davalının çekim talebi için müvekkili şirketi aradığını, müvekkili şirketin …. Sigorta A.Ş nam ve hesabına cevap verdiğini, davalı sigortalı ( araç sahibinin ) arızalı aracının …. Limited Şirketi’nin işlettiği …. servisine çekilmesini istediğini, çekme ve kurtarma işinin sigorta destek sağlayıcısı olarak faaliyet gösteren … ‘e tevdi edildiğini, … ‘in aracı …. SERVİSİNE teslim ettiğini müvekkili şirkete bildirdiğini, 20/05/2016 tarihinde davacı ( araç sahibinin ) çekici firmanın aracı servise indirirken üst kısmına zarar verdiğini müvekkili şirkete bildirdiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan araştırma sonucu iletilen bilginin doğru olduğunun anlaşılmış olduğunu, sigorta şirketi müşterisini korumak adına derhal zararın tazmini istediğini, müvekkili şirketin …den davalının zararını giderilmesini talep ettiğini, ancak zararı kabul etmeyeceğini, … servisinin bu zararı gidermesi gerektiğini bildirdiğini, davalı tarafın yukarıda belirtilen zarara ilişkin olarak Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin…. D.İŞ sayılı dosyasına istinaden İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas dosyası ile müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlattığını, 10/02/2017 tarihinde müvekkili şirkete tebliğ edilmesine rağmen unutularak Hukuk servisine geç intikal ettiğini ve üzerine tebliğ tarihi yazılmadığı için süresinin geçtiğini süresi geçtikten sonra icra müdürlüğü nezdinde husumet yönünden ve borç yönünden itiraz edildiğini, bu nedenle takibin kesinleştiğini belirterek davanın kabulü ile davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile ilgili icranın teminatsız olarak durdurulmasına, bu mümkün olmadığı takdirde teminat mukabilinde takibin durdurulmasına, müvekkili şirketten tahsil edilmeye çalışılan 12.000,00 TL araçta meydana gelen değer kaybından 893,50 TL işlemiş faizden ve 912,08 TL işlemiş faizden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, kötü niyet ile hareket eden davalının % 40 ‘dan az olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesiyle ; müvekkilinin ticari faaliyette bulunmayan gerçek kişi olduğundan tüketici konumunda olduğunu, dava konusu borç müvekkilinin arızalanan aracını yetkili servise çekme / taşıma işini üstlenen davacı şirketin ayıplı hizmeti ile aracın tavanını sürtmesi ve sunroof’unu patlatması nedeniyle aracın uğradığı değer kaybı borcu olduğunu, bu sebeple öncelikle davanın esasına girilmeden görev yönünden reddedilmesi gerektiğini yine esastan da davanın reddinin gerektiğini talep etmiştir.
Dava; davalıya ait …. plakalı aracın …. Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu , davacının sigorta destek hizmeti sağlayıcısı konumunda bulunduğu ve sigorta şirketi olan …. Sigorta A.Ş nam ve hesabına iş ve işlem yaptığı, davalıya ait aracın arızalanması sebebiyle servise çekilmesini istediği, ancak 20/05/2016 tarihinde çekici firmanın aracı servise indirirken üst kısmına zarar verdiğini sigorta şirketine bildirdiği, davacı şirket tarafından yapılan araştırma sonucunda bilginin doğru olduğunun anlaşıldığı ve dava dışı sigorta şirketine bildirildiği, sigorta şirketinin de derhal zararın giderilmesini talep ettiği, zararın giderilmesinin dava dışı çekici … ‘den istenildiği, ancak zararın … servisi tarafından giderilmesi gerektiğinin bildirildiği, …. Ltd Şti ‘nin araçtaki hasarı giderdikten sonra faturayı davacı şirkete gönderdiği, ancak davacı şirketin zararı karşılamakla yükümlü olduğunu belirterek işbu faturayı iade ettiği, davacı şirketin dava dışı … Sigorta A.Ş nam ve hesabına asistanlık hizmetini organize ettiği, dolayısıyla davacı şirketin dava dışı sigorta şirketinin vekili sıfatıyla bu hizmeti verdiği, davacı şirketin bu nedenle bir sorumluluğunun bulunmadığı, sorumluluk poliçesi kapsamında dava dışı …. Sigorta A.Ş ‘de ve fiili işleyerek zarar veren ….Ltd Şti ve …’in sorumlu olduğu, bu nedenle davalı tarafça davacı hakkında başlatılan İstanbul …. İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı dosyasına konu borçtan davacının bir sorumluluğunun bulunmadığı belirtilerek davaya konu İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve mahkememizce yapılan 15/05/2018 tarihli duruşmada; dava konusu aracın davalıya ait hususi araç olduğu, her ne kadar vergi kaydında davacının tacir olduğuna dair kayıt mevcut ise de şuanda ticaretle uğraşmadığı, dava konusu aracın ticari bir araç da olmadığı, davacının hususi işlerinde kullanmak üzere almış olduğu araç olduğu, bu nedenle işbu davada görevli mahkemenin davalının tüketici konumunda olması nedeniyle Tüketici Mahkemeleri olduğunu belirtmiştir.
Dosyada mevcut …. plakalı aracın …. Kasko Sigorta Poliçesinin incelenmesinden ; davalı sigortalı … adına …. Sigorta A.Ş tarafından sigorta kapsamına alındığı, kullanım tarzı olarak da sigorta poliçesinde otomobil olarak belirtildiği, dava konusu aracın dosyada mevcut ruhsatının incelenmesinden ; cinsinin otomobil olarak geçtiği, kullanım amacının da hususi olarak belirtildiği, bu nedenle ticari araç olmadığı, dava konusu aracın davalı adına kayıtlı olduğu, davalı tarafça da dava konusu aracın hususi işlerinde kullanılmak üzere davalıya ait araç olduğu, bu nedenle dava konusu aracın davalının ticari işletmesine ilişkin bir araç da olmadığı anlaşılmıştır.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-1 maddesinde ise tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış olup, aynı yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır.
6502 Sayılı Kanun’un 83/2 maddesine göre, taraflarından birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engelleyemeceği düzenlenmiş olmakla, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yasada tanımlanan şekli ile sigortalı araçtaki hasardan kaynaklandığı, davalının bu dava açısından tüketici konumunda bulunduğu, bu nedenle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulünün gerektiği düşünülmekle işbu davada mahkememizce Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiş olup, HMK.nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK.nun 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re’sen gözetilebileceğinden, iş bu davada mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
Görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi bulunduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
Davalı vekilinin tedbirin kaldırılması işlemine ilişkin talebinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/06/2018

Katip …

Hakim …