Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/171 E. 2018/188 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

BAKIRKÖY (1) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2017/171
KARAR NO : 2018/188

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/02/2017
KARAR TARİHİ : 21/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/04/2018

Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/12/2016 tarih ve …. esas ve …. karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize gönderilmiş yukarıdaki esas numarasını almış olup incelenmekle,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin iştigal konusu şirket ana sözleşmesinde yazılı olan faaliyet konularında gıda ve meşrubat dağıtımı olduğunu, bu kapsamda ….Dağıtım A.Ş ve …. A.Ş( …. ) gibi perakende satış noktalarına ürünlerinin teslimatlarını – satışını yaptığını, davalı şirket ile müvekkil şirket alım satımdan kaynaklı ticari bir ilişki içerisinde olduğunu, davalı borçlunun yaptığı ödemelerin kayda geçtiğini ve borcundan düşüldüğünü, kötü niyetli olan borçluya ödeme emri dahinin ticaret sicilinden adres sorulması suretiyle birden fazla kez ödeme emri gönderilmesi ile ancak tebliğ edildiğini belirterek davalı tarafın itirazının reddi ile takibin her türlü ferileri ile devamına, % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile arasında uzun zamandır ve hali hazırda devam eden alışveriş ortamı olduğunu, zaman içerisinde alacaklı bazen de borçlu olarak bu alışveriş devam ettiğini, davacı şirketin pazarlama elemanlarının anlaşılmaz ketüm davranışları neticesinde olay mahkeme safahatına kadar geldiğini, tebligatların kasten alınmadı yönündeki beyanları kabul etmesinin mümkün olmadığını, davacı ile hali hazırda alışverişlerinin devam etmekte olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy… Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/12/2016 tarih ve … esas ve …. karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,bilirkişi …. tarafından düzenlenen 20/03/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; dava konusunun, davacının … ve …. no.lu 2 adet fatura alacağının davalıdan tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, (3.200 TL üzerinden davanın ikame edildiği) davacının 2014, 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (19/08/2015) itibariyle davacının davalıdan 6.067,49-TL alacağının bulunduğu, takip sonrasında 07/09/2015 tarihinde 1.470,00-TL ve 30.09.2015 tarihinde 1.700 TL tahsilat yapıldığı, mahkemenin 29/11/2017 tarihli ara kararı gereği verilen 21/12/2017 tarih ve 14:00 ‘da yapılan incelemeye katılmadığı, yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, bu itibarla davalının ticari defterlerinin inceleme konusu yapılamadığı, davacının takip konusu davalıya düzenlemiş olduğu 09/06/2015 tarihli … no.lu 7.391,66-TL tutarlı, 12/06/2015 tarihli …. no.lu 367,46-TL tutarlı olmak üzere toplamda 7.759,12-TL tutarlı fatura düzenlediği ve düzenlenen faturaları “…” adlı kişiye teslim edildiği, davacının düzenlemiş olduğu takip konusu 09/06/2015 tarihli …. no.lu 7.391,66-TL tutarlı faturaya karşın davalının 10/06/2015 tarihinde 1.691,66-TL, (takip tarihinden sonra) 07/09/2015 tarihinde 1.470,00 TL, 30/092015 tarihinde 1.700,00-TL olmak üzere toplamda 4.861,66 TL ödeme yaptığı, davalının 07/09/2016 tarihli cevap dilekçesinde belirttiği, davacının davalıya 2 adet toplamda 7.759,12-TL tutarlı fatura düzenlemiş olduğu ve davalının delil listesinde de faturaları ve ürünleri/hizmeti teslim aldığını ve 07/09/2016 tarihli cevap dilekçesinde de davacının takip konusu alacağına esas 09/06/2015 tarihli … no.lu 7.391,66-TL tutarlı faturayı, içeriğindeki ürünleri aldığını ve bu faturalara ilişkin 4.861,66-TL ödeme yaptığı, 07/09/2016 tarihli cevap dilekçesinde “tarafın davacıya 2.500,00-TL borcu olduğunun doğru olduğunu, ancak anlamadığı çeşitli zamanlarda vaki borç için ödeme yapmak istediğinde pazarlamacıların zaten nakit olarak alışveriş yapıyorsunuz nasıl olsa bakiye borcu da kapatırsınız önemsemeyin beyanları üzerine pazarlamacılarına bakiye için yaptığı müracaatlarının biz bakiye borcu yapamıyoruz şeklinde olması üzerine ve devam eden alışverişine istinaden 2.500,00-TL’lik borcun durmakta olduğunu” üzerine borcunun geri kalan kısmım da ikrar ettiği, özetle; davacının davalıya 2 adet toplamda 7.759,12 TL tutarlı takip konusu faturaları düzenlediği, düzenlenen faturalara istinaden davalı tarafından 4.861,62 TL ödeme yapıldığı, davalı tarafından borcunun 2.500,00 TL tutarındaki kısmının cevap dilekçesi ile ikrar edildiği, davacının davalıya düzenlemiş olduğu 12/06/2016 tarihli …. no.lu 367,46 TL tutarlı faturayı teslim alan kişi ile 09/06/2015 tarihli …. no.lu 7.391,66 TL tutarlı faturayı teslim alan kişinin …) aynı kişi olmasından doiayı bu faturanın davalının bilgisi dahilinde teslim alınmış olduğu, neticeten, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 6.067,49-TL alacağının bulunduğu, ancak davalının takip tarihinden sonra 3.170,00-TL ödemesinin bulunduğu, bu itibarla dava tarih itibariyle davacının davalıdan 2.897,49 TL bakiye alacağının kaldığı, davacının takip öncesi işlemiş faiz alacağına ilişkin ihtar, sözleşme vb. dayanağının bulunmadığından takip öncesi faiz alacağının bulunmadığının kabulünün gerekeceği sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 21/03/2018 havale tarihli dilekçesi ile; yargılama aşamasında davalının dosya borcunu ve tüm masrafları ödediğini, davanın konusuz kaldığını, herhangi bir vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını belirterek karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesini talep etmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinde, davalının itirazının reddine, takibin her türlü ferileri ile devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminata da hükmedilerek ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiş ise de; davacı vekilinin 21/03/2018 havale tarihli dilekçesi ile yargılama aşamasında davalının dosya borcunu ve tüm masrafları ödediğini, davanın konusuz kaldığını, herhangi bir vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmesi üzerine davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusu kalmayan dava nedeniyle davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu ilam ve karar harcının peşin alınan 54,65-TL harçtan mahsubu ile artan bakiye 18,75-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Talep edilmediğinden davacı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-Talepleri nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı 21/03/2018

KATİP …

HAKİM …