Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/14 E. 2020/577 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/14
KARAR NO : 2020/577

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2017
KARAR TARİHİ : 16/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin 31/12/2013 ve 13/03/2015 tarihleri arasında davalı şirkete nakliye hizmeti verdiğini, davalının mallarını şirket bünyesindeki araçlar ve kiralanan araçlar ile taşımak suretiyle hizmeti sağladığını, verilen hizmet karşılığı düzenlenen faturaların müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde açıkça görüleceğini, davalının verilen hizmetler sonucunda müvekkili şirkete 21.761,97 TL bakiye borcunun bulunduğunu, davalıya iletilen tüm taleplere rağmen borcun ödenmemesi üzerine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından söz konusu bu icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, davanın kabulüne, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, tüm dosya masrafları ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firmanın 2014 yılı Mayıs ayı 2.haftasında …..’dan müvekkili şirketin satmış olduğu ürünleri müvekkili şirketin Romanya’da bulunan alıcı müşterisine taşımak için müvekkili ile anlaştığını, davalının söz konusu anlaşma gereği olarak taşıma edimini anlaşma koşullarına uygun biçimde gereğince yerine getirmediğini, kendi kusurundan kaynaklı oluşan bu durum sonucu müvekkilin mali olarak zarara uğramasına yol açtığını, davalının alacak iddiasının bu bahse konu 2014 yılındaki son taşıma taahhüdünde ileri gelmekte olduğunu, davalının bahse konu alacak iddiasına dayanak oluşturmak için düzenlemiş olduğu tüm faturaların, tarafça itiraz uğratıldığını, kendilerine iade edildiğini, söz konusu alacak iddiasını haklı çıkarabilecek hiçbir hizmetin davacı tarafından davalıya sunulmadığını ileri sürerek, huzurdaki davanın reddine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Alacaklı (davacı) …. Uluslararası Nak. Tic. Ve A.Ş vekili vasıtası ile 26/10/2016 tarihinde borçlu (davalı) …. San. Ve Tic. A.Ş aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile cari hesap alacağını dayanak göstererek 21.761,97 TL asıl alacağının takip tarihinden itibaren alacağa işleyecek yıllık işlemiş faizi, masraf ve vekalet ücreti, icra giderleri ile birlikte tahsili amacıyla takibe geçtiğini, davalının 07/12/2016 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkilinin takip konusu alacağa ilişkin olarak hiçbir borcunun bulunmadığını, bu nedenle borcun aslına ve fer’ilerine itiraz ettiği, borçlunun yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dava, davacı nakliye şirketinin davalı şirketin Romanya’ya göndermiş olduğu yatak emtiası sebebiyle nakliye hizmeti bedelinin, davalı gönderenden tahsili istemine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İddia, savunma ve toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve ilk bilirkişi heyeti sunmuş olduğu raporunda özetle; davacı ticari defterlerinin davacı lehine delil niteliğinin olduğu, yanlar arsında davacı tarafından davalıya nakliye hizmeti verilmesi şeklinde ticari ilişki kurulduğu, davacı ticari defterlerinde, icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 21.761,97 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından herhangi bir ticari defter ve belge ibraz edilmemekle birlikte, davacının alacaklı olduğu bedele itiraz olmadığının anlaşıldığı, ancak davacının nakliye edimi sırasında davalı ürünlerinin hasarlandığı ve hasarlı ürünlere ilişkin zararın takas mahsubunu talep ettiği, davalının zarar bedelini gerek ticari defter kayıtları, gerekse başkaca bir somut ve objektif belgelerle ispatlayamadığı, taşıma mevzuatı açısından, davalının iddia ettiği gibi eğer davacının taşımasını üstlendiği taşımalar esnasında, CMR konvansiyonu hükümlerine gören davacının sorumluluğu ile irtibatlandırılacak, taşıma konusu emtiada herhangi bir ziya ya da hasar oluşmuşsa öncelikle bu hasarı ortaya koyan ulusal ya da uluslararası ekspertiz firmaları tarafından düzenlenmiş nakile ekspertiz raporu ya da D.iş dosyası kapsamında yapılan bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporunun sunulması gerektiği, dosyaya sunulan taraflar arasındaki İngilizce yazışmalar ile dava dışı alıcı …. tarafından düzenlenmiş hasar raporlarının noter yeminli tercümelerinin sunulmadan, bu hususta taşıma mevzuatı hükümleri çerçevesinde mütalaa verilemeyeceğini bildirmişlerdir.
Mahkememizce endüstri mühendisi bilirkişi de eklenerek yeni bir heyet oluşturulup rapor alınmıştır. Bu rapora göre; davacının ticari defterlerine göre, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 21.761,97 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterleri ibraz edilmediğinden dolayı ticari defterlerinin lehine delil niteliği hususunda değerlendirme yapılamadığı, davaya konu hasarı davacı tarafın 14/05/2015 tarihli e-mail ile kabul ettiği, hasarın nasıl oluştuğu, boyutu ve etkisinin ne olduğu, kaç adet ürünün hangi oranda ve boyutta zarar görmüş olduğu, bu ürünlerin ne oranda kullanılabilir durumda olduğu ile ilgili resmi veya yasal prosedür ve kurallara uygun şekilde ayrıntılı olarak hazırlanmış bir tespit raporunun dosya içinde bulunmamasından dolayı hasarın zararın maddi boyutu ile ilgili net ve somut bir hesap yapılamadığı, davaya konu taşımacılıkta oluşan hasarın istifleme hatasından kaynaklandığı bu nedenle de taşıyıcının sınırlı sorumlu olduğu, dava dosyasından sunulan belgelerle oluşan hasar tutarının hesaplanmasının mümkün olmadığı, davalının zarara ilişkin somut vesika sunmadığı nazara alındığında takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 21.761,97 TL alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceğini bildirmişlerdir.
Dava konusu taşıma Kütahya ile Romanya arasında uluslararası olarak yapılmıştır. Eşyaların karayolu ile uluslararası taşınmasında yükleme ve teslim yerinin iki ayrı ülkede olması bunlardan en az bir ülkenin CMR’ye taraf olması ve taşımanın kara yolundan taşıt ile bir ücret karşılığında yapılması halinde CMR hükümlerinin uygulanması için yeterli bulunmaktadır. Bu kapsamda dava konusu olay değerlendirildiğinde uyuşmazlığa ilişkin CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Taraflara CMR belgesini sunmaları için süre verilmiş davalı fotokopisini sunmuş; saklamakla mesul davacı tarafça aslı ya da fotokopisi sunulmamıştır.
Karayolu ve Milletlerarası Mal Nakliyatı Mukavelesi ile ilgili anlaşma (CMR)’nin 17/1 maddesi uyarınca kural olarak taşıyıcı malları teslim aldığı andan teslim edilinceye kadar, bunların tamamen veya kısmen kaybından ve vuku bulacak hasardan sorumludur. Ancak Konvansiyonun 17/4-b maddesinde malın ambalajlanmaması veya hatalı ambalajlanmadan kaynaklanan hasardan taşıyıcının sorumlu tutulmayacağı, 17/4-c maddesinde ise malların gönderici, alıcı veya bunlar hareket eden şahıslar tarafından kamyona taşınması, yüklenmesi, istif edilmesi veya boşaltılması sebebiyle oluşan hasarlardan dolayı taşıyıcının sorumlu tutulmayacağı düzenlenmiştir. Bu kapsamda yüklemenin gönderene ait olması halinde ve hasarın da yükleme hatasından kaynaklanması durumunda anılan hükümler uyarınca, taşıyıcının tazminatla tutulması düşünülemezse de yükleme ve istif hatasının, ayrıca bir araştırmaya gerek duyulmaksızın kolaylıkla fark edilebileceği hallerde, taşıyıcının göndereni TMK2.maddesinde yer alan dürüstlük ilkesi gereği uyarması gerekmekte olup, bu durumda zararın gönderen ile taşıyıcı arasında BK 52.maddesi uyarınca kusur oranında paylaştırılması gerekir. Dava dosyasında sunulan resimlerden yükün hasarlandığı görülmekte ve davalı tarafından davacıya şirket e-mailinden gönderilen 15/09/2015 tarihli e-mailde yükün hasarlandığı kabul edilmektedir.
Somut olayda yükleme ve istiflemenin gönderen tarafından yapıldığı taraflarca kabul edilmiştir. Ancak yükleme ve istiflemenin gönderen tarafından yapılmış olması taşıyıcının sorumluluğunu nihai anlamda bertaraf etmemekte, taşıyıcının bu halde yükleme ve istiflemeye nezaret etmesi, gördüğü eksiklikleri gönderene bildirip durumu taşıma senedine yazması gerekmektedir. Buna göre taşıyıcı, yükleme ve istiflemenin aracın dengesini bozup bozmadığını, bunun taşıma sırasında fren veya hıza bağlı olarak tehlike yaratıp yaratmadığını kontrol ederek şayet hatalı görülen bir durum var ise bu hususu taşıma senedine kaydetmelidir. Olayda taşıyıcının bu şekilde bir ihtirazi kaydı mevcut değildir. Endüstri mühendisinin raporunda; dosyaya sunulan taşıma aracı içi, ürün ve ürün ambalajları fotoğraflarında sadece “kapıya yakın durumdaki paletin yana yatmış olduğu, ürünlerde bir kaç leke ve/veya kirlenme oluştuğu” görülmekte denmektedir. Aramisinvest SRL firmasının 14/05/2014 tarihli analiz raporunda şu bilgi paylaşılmıştır. “Görünen o ki palet ayağı ağırlıktan dolayı kırılmış ve paletler hasar görmüştür.” davaya konu taşımacılıkla ilgili hasarın istif hatasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Yani mahkememizce hatalı ve yetersiz istiflenmeden dolayı hasar meydana geldiği sonucuna varılmıştır. Bu açıklamalar çerçevesinde yükün hasara uğramasındaki esas sebebin yükleme istifleme hatası olduğu, bu işlemlerin gönderen tarafından yapılması sebebiyle gönderene kusur atfedileceği, davalı taşıyıcının ise CMR hükümlerine göre yüke nezaret ve kontrol borcu bulunmasına rağmen basiretli bir tacir gibi davranmayarak gereken uyarıları yapmadığı, bu hususta CMR 9. maddesine göre çekince koyma mükellefiyetini yerine getirmediği, bu sebeple müterafik kusurlu olduğu, davacı taşıyıcının % 50, davalı gönderenin % 50 oranında kusurlu bulundukları kanaati oluşmuştur.
TAKAS; TBK’nın “Borçların ve Borç İlişkilerinin Sona Ermesi Bölümünde” 139 ile 145.maddeleri arasında ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; 2 kişi karşılıklı olarak bir miktar parayı veya konuları bakımından aynı türden malı bir birine borçlu oldukları takdirde her iki borç muaccel ise, taraflardan her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. MAHSUP; Bazı sebepler dolayısıyla bir alacak miktarında indirim yapılmasını ifade eder. Alacak miktarından indirilecek değer bir karşı alacak değildir. Burada sadece alacağın net miktarının bulunması için yapılan bir hesap işlemi bulunmaktadır. Eldeki davada davacının alacağından kusuru oranında mahsup edilmiştir.
Yapılan tespit ve değerlendirmeler karşısında; taşıma sırasında meydana gelen hasarın yükleme ve istif hatasından kaynaklandığından davalı gönderen ile davacı taşıyıcının % 50’şer oranda müterafik kusurlu oldukları sonucuna varılmakla, tarafların koşulları oluşmayan kötüniyet tazminat taleplerinin reddine karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının Büyükçekmece …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 10.880,90 TL üzerinden devamına takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İcra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 743,27 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 262,84 TL harcın mahsubuna, bakiye 480,43 TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ile 262,84 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davanın ret miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.492,10TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 764,04 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davalı tarafından yapılan tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.000,00TL yargılama giderinden davanın red miktarı dikkate alınarak 1.500,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 16/09/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza