Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1197 E. 2018/883 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1197
KARAR NO : 2018/883

DAVA : ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, hizmet bedelinin toplam 12.036,00-TL olduğunu, hizmet bedelinin ödenmesinden sonrasındaki süreçte davacı tarafından davalı şirketten başvurular ve devir işlemi hakkında bilgi almak için sözlü talepte bulunulduğunda müvekkiline açıklayıcı bir bilginin verilmediğini, bunun üzerine ihtarname gönderildiğini, ancak davalı şirketten tarafından herhangi bir adım atılmadığını, davalı şirketin sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürerek, davalı şirkete ödenen 12.036,00-TL’lik hizmet bedelinin ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilerek toplam tutarın davalı şirketten alınarak, davacı müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının oluşan bir zararının söz konusu olmadığını ileri sürerek, davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, marka hizmet sözleşmesinden kaynaklı menfi ve müspet zararların tazmini için açılan alacak davasıdır.
TTK’nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmakla; bu açıdan anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu kanunda sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde; “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” düzenlemesi mevcuttur.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda bakıldığında ise; görev yönünden yapılan re’sen inceleme ile, davanın taraflar arasındaki marka ve patent devrine ilişkin hizmet ilişkisinden kaynaklandığı, tarafların tacir olup ihtilafın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda, taraflar arasında görevlen davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.
Yetki hususu mahkemelerce ön inceleme aşamasında değerlendirilir. Davalı tarafından cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17.maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne göre sözleşmedeki yetki şartına atfen süresinde yapılan yetki itirazı sonucu, aksi de kararlaştırılmadığından artık sözleşmedeki yetkili yer mahkemesinin yetkisi kesin yetki haline dönüşür.
Taralar arasındaki hizmet sözleşmesinin genel hükümler kısmının 9.maddesine göre uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemeleri yetkili olduğu belirlenmiş olup HMK 17.madde gereği tarafların tacir olduğu da gözetilerek davanın belirlenen yer mahkemesinde açılması gerekir. Davalı faaliyet gösterdiği iş yeri adresinin Beşiktaş olduğunu bu nedenle İstanbul Çağlayan Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş olup süresinde yetkisizlik itirazında bulunulmuştur.
Dolayısıyla taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin genel hükümler kısmının 9.maddesindeki yetki şartı HMK 17.madde ile birlikte değerlendirildiğinde davalının yetkili mahkemeyi seçim hakkı çerçevesinde bu davada yetkili mahkeme İstanbul mahkemeleridir. Bu nedenlerle mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNİNE,
HMK 20. Madde gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren taraflardan birinin mahkememize müracaatı ve talebi halinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
Aksi takdirde dosyanın yeniden ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-Yargılama gideri vekalet ücreti harç ve avansların nihai kararla birlikte ele alınmasına
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.. 26/12/2018

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza