Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1171 E. 2019/45 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1171
KARAR NO : 2019/45

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2017
KARAR TARİHİ : 16/01/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firmaların kurmuş oldukları adi ortaklık ile ….Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesinin yapım işini üstlendiğini, yapılan işler nedeniyle müvekkili tarafından davalılara faturaların kesildiğini, kesilen bu faturaların yapılan hakedişlere istinaden tanzim edildiğini, davalılar tarafından bir kısım ödemelerin yapıldığı, fakat 91.199,88-TL bedelin bu zamana kadar ödenmediğini, borçlular hakkında Bakırköy …İcra Müdürlüğünün…. Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, her iki borçlunun da borcun tamamına itiraz ettiğini ileri sürerek, davalı şirketlerin icra takibine yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın borçlulardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacak şekilde tahsiline, davalıların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve borçlulardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının kabulüne, davalın usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddi ile takibin iptaline, davacı tarafın en az %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
TTK’nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmakla; bu açıdan anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu kanunda sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
Somut olayda bakıldığında ise; görev yönünden yapılan re’sen inceleme ile, davanın taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklandığı, tarafların tacir olup ihtilafın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda, taraflar arasında görülen davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.
Yetki hususu mahkemelerce ön inceleme aşamasında değerlendirilir. Davalı vekilince cevap dilekçesinde usulüne uygun yetki itirazında bulunmuştur.
İlamsız genel takipte, borçlu sadece imzaya veya borca itiraz etmiş ise, icra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Ancak bu halde dahi takibin yapıldığı yerdeki mahkeme yetkili hale gelmez. Borçlu-davalı icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş olmasına rağmen mahkemenin yetkisine itiraz edebilir. (İtirazın iptali, menfi tespit ve istirdat, tasarrufun iptali, iflas ve iflasın ertelenmesi, sıra cetveline itiraz davaları, Ankara-2015, Seçkin Yayınları age:sh-98-109, Mahmut Coşkun) Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 01/10/2012 Tarih ve 15290/20315 karar sayılı kararında da işaret edildiği üzere takibin yapıldığı icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmemiş olması, takibin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğunu göstermez. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. Kaldı ki Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Eser sözleşmeleri mülga 818 sayılı BK’nın 355. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Yüklenici olarak, bir gerçek kişi olabileceği gibi, tüzel kişinin bulunması ve birden fazla kişinin de birlikte taahhüt altına girmeleri mümkündür. Bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu bİlinmektedir, bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı). Bir davanın görülmesi sırasında birden fazla mahkemenin yetkili olması durumunda seçim hakkının davacıya ait olup davacı seçim hakkını yanlış kullanarak yetkisiz mahkemede dava açarsa seçim hakkının ilk itiraz olarak davalıya geçtiği bilinmektedir. Somut olayda, davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olduğu gibi, sözleşmenin ifa olunacağı yer mahkemesinde de dava görülebilir . Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sözleşmenin ifa edileceği yer Eyüp-İstanbul olduğuna göre, eser sözleşmelerinin niteliği gereği İstanbul Çağlayan Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğu kabul edilmelidir. Para borçlarının alacaklının ikametgahında ifa edileceğine dair BK’nın 73. maddesindeki kural salt para alacakları ile ilgili olup eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmektedir.
Kaldı ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17.maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne göre sözleşmedeki yetki şartına atfen süresinde yapılan yetki itirazı sonucu, aksi de kararlaştırılmadığından artık sözleşmedeki yetkili yer mahkemesinin yetkisi kesin yetki haline dönüşür.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinin 48.maddesine göre uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemeleri yetkili olduğu belirlenmiş olup aynı zamanda HMK 17.madde gereği tarafların tacir olduğu da gözetilerek davanın belirlenen yer mahkemesinde açılması gerekir. Bu nedenlerle mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNİNE,
HMK 20. Madde gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren taraflardan birinin mahkememize müracaatı ve talebi halinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
Aksi takdirde dosyanın yeniden ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-Yargılama gideri vekalet ücreti harç ve avansların nihai kararla birlikte ele alınmasına dair
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davaların yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 16/01/2019

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza