Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1170 E. 2020/129 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1170
KARAR NO : 2020/129

DAVA : İtirazın İptali
KARŞI DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/12/2017
KARŞI DAVA TARİHİ : 31/01/2018
KARAR TARİHİ : 04/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Almanya’da faaliyet gösterdiğini, zaman zaman davalıya mal satarak fatura kestiğini, icra takibine konu 21.615,39 Euro bedelli faturanın içeriğindeki malların teslim edilmiş olmasına rağmen davalının fatura borcunu ödemediğini, davalının en son 06/03/2017 tarihinde 2 fatura bedeli ödediğini, ayrıca dava konusu fatura için 2.625,01 Euro kısmi ödeme yaptığını, faturanın kalan kısmı olan 18.990,38 Euro için tüm görüşmelere rağmen ödeme yapılmadığı için davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının 13.561,31 Euro kısım için itiraz ettiğini, kalan 5.429,07 Euro kısmın ödendiğini belirterek davalının itirazının iptali ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin ABD’de kurulu bulunan ve Almanya’da ticari acentesi …. olan firmanın yetkili Türkiye distribütörü olarak 1998 yılından beri ilgili firmanın ürettiği laboratuvar cihazlarını satın aldığını, bugüne kadar herhangi bir sorun çıkmadığını, çalıştığı süre içerisinde son fatura hariç ithal ettiği ürünlerin paralarını zamanında ödediğini, üretici firma yetkilisinin 30/09/2014 tarihinde yaptığı ziyarette müvekkilinden memnun olduklarını, ithalat miktarının %3’ü oranında komisyon ödeyeceklerini, bu nedenle daha fazla reklam harcaması yapılmasını istediklerini, bunun üzerine müvekkilinin ilgili fuara katıldığını, yurt dışına eğitim için eleman gönderdiğini, bu nedenlerle harcamalar yaptığını, ancak şirket yetkilisinin buna rağmen 2015 yılında müvekkiline bilgi vermeden piyasadaki müşterileri ile görüşerek bunlardan biri için protokol imzaladığını, hiçbir geçerli sebep ileri sürmeden müvekkilinin yetkisi yenilenmeyerek ürün satışının durdurulduğunu, müvekkilinin çözüm arayışlarına yanıt verilmediğini, daha sonra şirket yetkilisi tarafından müvekkiline artık birlikte çalışmayacakları, mal vermeyecekleri, müvekkilinin elinde kalan malları geri alacakları, garanti süresi içerisinde bozulan malların ….. firmasından değiştirilebileceği hususlarının ihtar edildiğini, davacı firmanın bir kereye mahsus izni üzerine müvekkilinin son olarak geçtiği sipariş konusu ürünlerin müvekkiline gönderildiği ve 02/03/2016 tarih ve 21.615,39 Euro tutarlı fatura kesildiğini, dava konusu alacağın bu faturadan kaynaklandığını, davacı şirketin taahhüdüne dayalı olarak müşterilerden gelen bozuk ve ayıplı cihazların değişim ve tamir için Almanya’daki …. firmasına 20/04/2016 tarihinde gönderildiğini, ancak karşı firmanın müvekkiline iade edilmesi gereken bu ürünleri geri göndermeyerek el koyduğunu, ayrıca garanti süresi geçmiş ürünlerin yenisini parayla vereceğini, iskonto yapmayacağını belirttiğini, bu nedenle müvekkilinin garanti süresi geçmiş ürünlere yeniden %100 fiyatla para ödemek zorunda kaldığını, müvekkili tarafından gönderilmiş 28 adet cihaz iade edilmediğinden müvekkili tarafından davacıya 10/06/2016 tarihli 5.617,39 Euro fatura kesildiğini, ancak davacının bu faturayı iade ettiğini, ayrıca davacı firma tarafından kesilen 562,38 Euro tutarlı fatura konusu ürünün müvekkiline gelmediğini, bu nedenle bu tutarın fatura borcundan düşülmesi gerektiğini, davacı firma yetkilisinin stoktaki ürünlerin %20 eksiği ile 7.381,54 Euro tutarı karşılığı iade alacaklarını belirttiği, ancak bu işlemlerin tümünü fatura bedeli ödendikten sonra yerine getireceklerini belirttiklerini, bu nedenle ürünleri teslim almadıklarını, 28 adet cihaz tutarı olan 5.617,39 Euro, 7.381,54 Euro stoktaki ürünlerin bedeli ve gönderilmeyen ürün tutarı olan 562,38 Euro tutar nedeniyle müvekkilinin davacıdan 13.561,31 Euro alacağı bulunduğunu, bu tutarın takas ve mahsubu sonucunda müvekkilinin borcunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş; davacının müvekkili ile ilişkisini ani olarak durdurduğunu, müvekkilini maddi ve manevi olarak zarara uğrattığını, müvekkilinin 20 yıl içerisinde oluşturduğu müşteri portföyünden haksız ve kötüniyetli olarak mahrum bırakılıp kendilerinin haksız kazanç sağladıklarını, müvekkilinin 20 yıllık süre içerisinde ticari ilişkiden %20 kazanç sağladığını, bu tutarın ise 200.000,00 Euro olduğunu, davacının eylemi nedeniyle müvekkilinin itibarının zedelendiğini belirterek 3.000,00 Euro manevi tazminat, 1.000,00 Euro kâr kaybından kaynaklanan maddi tazminat ve 1.000,00 Euro portföy tazminatının dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı …. tarafından borçlu …. hakkında 18.990,38 Euro alacağın tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlu tarafından sunulan itiraz dilekçesinde müvekkilinin alacaklıdan göndermediği mallar karşılığı ve iade almadığı mallar karşılığı toplam 13.561,31 Euro alacaklı olduğu, bu tutar yönünden takas ve mahsup talep ettikleri, kalan 5.429,07 Euro tutarındaki alacağı ise kabul ettikleri belirtilmiş, bu tutarın 07/12/2017 tarihinde borçlu tarafından icra dosyasına yatırıldığı, itiraz edilen tutar üzerinden ise takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, sunulan fesih ihtarının incelenmesinde, ABD menşeili …. firması tarafından 01/02/2016 tarihli ihtarname ile, …. ile ….. arasındaki ortaklık sözleşmesinin 30 gün önceden feshedildiği, 01/03/2016 tarihi itibariyle feshin yürürlüğe gireceği hususlarının ihtar edildiği görülmüştür.
Tüm deliller toplandıktan sonra dosya ve tarafların ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda; davacının ticari defterlerinin sunulmadığı, davalının ticari defter kayıtlarına göre 2016 yıl sonu itibari ile davalının 18.990,38 Euro borçlu olduğu, davalı tarafından girilen 562,38 Euro, 5.429,07 Euro, garantili iade mallar açıklamalı 5.617,39 Euro tutarın davacı borcu olarak girilmesi sonucunda takip tarihi itibariyle davalının 7.381,54 Euro borçlu olduğu, davacı tarafından düzenlenen 562,38 Euro tutarlı faturanın davalı kayıtlarında davacı alacağı olarak kaydedilmediği, kayıtları kapsamında davacının bu kısma ilişkin talebinin olmadığı, davalının bu yöndeki itirazının yerinde olmadığı, davalı tarafından gönderilen 28 adet cihazın fatura tutarının 5.617,39 Euro olduğu, davacı tarafından bu ürünler üzerinde hapis hakkı kullanıldığı, birim fiyatlar uyarınca yapılan hesaplama sonucunda bu ürünlerin alım bedelleri kapsamında 3.276,34 Euro olduğu, 7.381,54 Euro tutarlı faturaya ilişkin olarak ürünlerin mail yazışmalarına göre davacı tarafından %20 yeniden stoklama ücreti düşülerek satın alınmasının teklif edildiği, ancak karşı tarafın bunu kabul etmediği, davalı tarafından düzenlenen aynı tutarlı faturaya itiraz edildiği, fesih bildiriminin davacı şirket tarafından değil, diğer …. şirketi tarafından yapıldığı, bu nedenle karşı davacının tazminat taleplerinin yerinde olmadığı, aksi halde talep edilebilecek kazanç kaybının 19.290,49 Euro olduğu, asıl dava bakımından sıfır cihazlar yönünden taraflar arasında geçerli bir mutabakat bulunmadığından davalı borcundan mahsup edilebileceği, 28 adet cihaza ilişkin 3.276,34 Euro tutarın borçtan mahsup edilebileceği, mahsup sonucunda davacının bakiye alacağının 10.284,97 Euro olduğu belirtilmiştir.
Dava, itirazın iptali; karşı dava ise acentelik sözleşmesinin feshine dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Asıl dava bakımından yapılan değerlendirmede; taraflar arasındaki acentelik ilişkisinin dava dışı …. firması tarafından 01/02/2016 tarihli ihtarname ile 01/03/2016 tarihinden itibaren feshedildiği, acentelik ilişkisi kapsamında … firması tarafından davalıya laboratuvar cihazları satışının yapıldığı, satışı yapılan ve dava konusu olan 02/03/2016 tarih ve 21.615,39 Euro tutarlı fatura konusu malların davalıya satışı ve davalıya teslimi hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafından faturanın ödenmeyen kısmı olan 18.990,38 Euro tutar üzerinden davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından takibe itiraz dilekçesinde 5.429,07 Euro tutar borcun kabul edilerek icra dosyasına ödendiği, dolayısıyla taraflar arasındaki ihtilafın bakiye 13.561,31 Euro tutara ilişkin olduğu, davalı tarafından onarım için davacıya gönderilen cihaz bedeli olan 5.617,39 Euro tutar ile henüz satılmamış sıfır cihaz bedeli olan 7.381,54 Euro tutarın takas ve mahsubunun talep edilerek bu tutarlar nedeniyle icra takibindeki borca itiraz edildiği, öncelikle taraflar arasındaki ilişki sonlandıktan sonra davalının elinde kalan sıfır cihazların davacı tarafından %20 iskonto üzerinden alımının talep edildiği, ancak davalı tarafça bu talebin kabul edilmediği, dolayısıyla elde kalan ürünler nedeniyle ürünlerin bedeli karşılığı davacıya iade edileceği hususunda taraflarca anlaşılmış bir mutabakat bulunmadığı, davacının bu cihazları alım yükümlülüğünün bulunmaması nedeniyle bu tutarın davalı borcundan düşülmesinin mümkün olmadığı, davalı tarafından davacıya onarım için gönderilen 28 adet cihaz üzerinde ise davacı tarafından hapis hakkı kullanıldığı belirtilerek ürünlerin davalıya iade edilmediği, MK’nın 950.maddesi hükmü dikkate alındığında davacının hapis hakkının bulunduğu ve hapis hakkı uygulama koşullarının mevcut olduğu, dolayısıyla hapis hakkı kullanılan 28 adet ürün bedelinin de davacı alacağından düşülmesinin mümkün olmadığı, sonuç olarak davacının davalıdan 13.561,31 Euro bakiye alacağının bulunduğu anlaşılmakla asıl davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davalı itirazında haksız olup alacağın da likit olduğu hususu dikkate alınarak davacı yararına tazminata hükmedilmiştir.
Karşı dava bakımından yapılan değerlendirmede ise; karşı davacının talebi TTK’nın 122.maddesine dayalı acentelik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan maddi tazminat ile kâr kaybı ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olduğu, öncelikle hak düşürücü süre yönünden yapılan değerlendirmede, TTK’nın 122/4.maddesinde düzenlenmiş olan hak düşürücü süre dolduktan sonra davanın açıldığı, dolayısıyla acentelik sözleşmesinin feshine dayalı tazminat isteminin hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiği anlaşılmaktadır. Söz konusu feshe dayalı maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerinin ise hak düşürücü süreye tabi olmadığı gibi dava tarihi itibariyle zamanaşımına da uğramadığı tartışmasızdır. Ancak davalı ile olan acentelik sözleşmesinin tarafı davacı olmadığı gibi sözleşmenin feshi de davacı tarafından gerçekleştirilmemiş, dava dışı olan … firması tarafından gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla davacı tarafından gerçekleştirilmeyen fesih nedeniyle oluştuğu iddia edilen feshe dayalı portföy tazminatından ve kâr kaybına ilişkin maddi tazminattan davacının sorumlu tutulması mümkün değildir. Öte yandan fesih hususunun başlı başına karşı davacı şirketin ticari itibarını zedeler nitelik taşımadığı gibi ne suretle karşı davacının kişilik haklarına saldırı olduğuna dair herhangi bir iddia ve delil de bulunmadığı, dolayısıyla manevi tazminat talep koşullarının da oluşmadığı açıktır. Bu itibarla karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Asıl davanın KABULÜNE,
2-Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının iptaline, takibin devamına,
3-Takip konusu asıl alacak tutarı olan 13.561,31 Euro üzerinden hesaplanacak %20 oranında tazminatın davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine,
4-Karşı davanın REDDİNE,
5-Asıl dava yönünden harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 4.214,52 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 608,97 TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 444,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.160,88 TL harcın davalı – karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Asıl dava yönünden davacı tarafça sarf edilen 608,97 TL peşin harç, icrada yatırılıp mahsup edilen 444,67 TL, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 108,50 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.762,14 TL yargılama giderinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
7-Asıl dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince 8.820,61 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
8- Karşı dava bakımından harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL harcın peşin yatırılan 402,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 347,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-karşı davacıya iadesine,
9- Karşı dava bakımından sarf edilen yargılama giderlerinin davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Karşı davada maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
11-Karşı davada manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.04/02/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza