Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1135 E. 2019/94 K. 25.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1135
KARAR NO : 2019/94

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2017
KARAR TARİHİ : 25/01/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili kooperatif bünyesindeki 8.blok 15-16-18 nolu dükkan/işyerlerinin maliki olduğunu, davalı tarafından maliki olduğu dükkanların aidat borçlarının ödenmediğinden aidat borçlarının tahsilini teminen aleyhine icra takibi başlatıldığını, genel kurullarda alınan kararlar doğrultusunda davalının her bir dükkan için ödemesi gereken ve ödenmemiş aidat tutarları ile gecikme faizini gösterir cari hesap ekstre dökümleri ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmiş ise de borçlu tarafından tüm takiplere itiraz edildiğini, her bir işyerinin genel kurulda belirlenen oranda avansı ödeme yükümlülüğü bulunduğunun karar altına alındığını, kooperatif ortağı olsun ya da olmasın kooperatif hizmetlerinden yararlanan kişilerin bu hizmetlerin karşılığı olan aidatları ödeme zorunluluğunun mevcut olduğunu ileri sürerek, Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin bulunduğu yerdeki sosyal tesisteki 8.Blok 15-16-18 nolu dükkanın maliki olduğunu, davacı tarafından Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile söz konusu dükkanın Genel Kurul Toplantısında belirlenen 2013, 2014, 2015, 2016 yıllarına ilişkin aidatların ödenmediği gerekçesiyle tarafına icra takibi başlatıldığını, davacı kooperatifin ortağı ya da üyesi olmadığını, bu nedenle kooperatifin genel kurul toplantılarında da yer almadığını, genel kurul kararlarına şahsı adına herhangi bir bağlayıcılığının olmadığını, davacı kooperatifin aynı yerde dükkanı bulunan ….’a karşı da dükkanla ilgili 2013 Mayıs-Eylül ayları arası toplam 400,00-TL aidat borcu için icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine itirazın iptali için Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin…. Esas sayılı dosyasının açıldığını en nihayetinde genel kurul kararının bağlayıcılığı olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, İİK 67. Maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasının incelemesinde ödeme emrinin …’ya usulüne uygun tebliğ edilmiş olduğu, 28/08/2017 tarihi itibariyle süresinde itiraz edildiği ve takibin durdurulmuş olduğu görülmüştür.
Bilirkişiler mali müşavir…. ve …. tarafından düzenlenen 08/10/2018 tarihli rapor da sonuç olarak; Davalının, 163 sayılı kanun ve ana sözleşme, SİTE İŞLETME KOOPERATİFİ ANA SÖZLEŞMESİ”, site yönetim planı madde.f çerçevesinde davacı kooperatif bünyesinde 5, 16 ve 18 no’lu bağımsız bölüm / taşınmaz sosyal tesis dükkanların maliki bulunduğu, tarafların; davalının kooperatif üyesi olmadığına dair uyuşmazlıklarının bulunmadığı, davalının kooperatifin bünyesindeki bağımsız bölümleri satın alırken vermiş olduğu taahhütname, Ana sözleşme, site yönetim planı bulunduğu hususunu kendisi de kabul etmiş olması nedeniyle, takibe dayanak gösterilen Genel kurul EK BÜTÇELERİ ve alınan kararlar çerçevesinde davalının halen davacı kooperatifin masraflarına aidat yönünden katılması gerekeceği, kooperatif ortağı / üyesi olmayan, kooperatif bünyesinde taşınmaz maliki olan davalının, kooperatif nezdindeki bu taşınmazlarını usulüne uygun olarak devir ve temlik etmediği müddetçe, kooperatif aidatları yönünden sorumluluğunun devam edeceği, 1163 sayılı kooperatifler kanununu ve ana sözleşmeler çerçevesinde, davacı kooperatifin genel kurul kararları ile belirlenen aidat ve diğer ödeme yükümlülüklerinden “malik” sıfatıyla bizzat sorumlu bulunduğundan bu yön itibari ile itirazlarının haklı ve yerinde olmadığı, davalının, icra takibine dayanak tutulan; 08/06/2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı Genel Kurulu’nun 11. Maddesi, 24/05/2015 tarihli 2014 yılı hesap yılı olağan genel kurulunun 13. Maddesi, 08/05/2016 tarihli 2015 hesap yılı olağan genel kurul 10. Maddesi ve 07/05/2017 tarihinde yapılan 2016 hesap yılı genel kurulun 6 nolu kararı ile üyelerden / ve veya maliklerden tahsiline karar verilen alacak olduğu, anılan bu genel kurul kararının iptal edildiğinin davalı yanca ileri sürülmediği ve alınan bu genel kurul kararının kesinleştiği, iş bu kararlar çerçevesinde üyelerden / maliklerden tahsil edilmesine karar verilen aidat ve ödemelerinden malik sıfatıyla sorumlu bulunacağı, davacı kooperatifin, yasal muhasebe defter kayıtlarında davalının cari borç tahakkuklarını genel kurul kararı ile uyumlu şekilde yaptığının tespit edildiği, davalı ile aynı tip gayrimenkule sahip olan Örnek Malik -1….- …Ltd. Şti’nin cari hesabı incelenmiş, genel kurul kararlarına istinaden aynı aidatların cari hesaba kayıtlandığı, bu nedenle üyeler / malikler arasındaki eşitlik prensibine uyulduğu, davacı kooperatifin defter ve belgelerinin dava ve takip konusu dönemde açılış ve kapanış noter onaylarının yapılmış olduğu, usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfını taşıdığı, davalının davacı kooperatife 31/12/2017 tarihi itibariyle toplam 11.756,22 TL borçlu bulunduğu ancak icra takip tarihi olan 23/08/2017 tarihi itibariyle her üç hesapta toplam 10.779,18 TL borçlu bulunduğunu, 3.952,22 TL de işlemiş faiz talep edebileceğini bildirmişlerdir.
Somut uyuşmazlıkta öncelikle davalının davacı kooperatifin üyesi olup olmadığının ve davacı kooperatifin eşit işlem yasağına aykırı davranıp davranmadığının tespit edilmesi gerekir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23’üncü maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın ( devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe, 1163 sayılı Kanun’un 23’üncü maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamayacağıdır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/9959 Esas ve 2018/3101 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. )
Dosya kapsamında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı …’nın …. Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanlığına satın almış olduğu sosyal tesis dükkanlarının maliki olduğu, sitenin alt yapı tesisleri, müşterek hizmet ve sosyal tesisleri, müşterek ve sosyal tesisleri yapımı ve idamesi ile ilgili aidat masraflarından kendi hissesine düşecek payı diğer kooperatif üyeleri gibi kooperatifçe tayin edilecek usul, şart ve şekillerde ödemeyi dükkanın satış bedelini ihale şartnamesindeki 13. Maddesindeki şartlarda ödeyeceğini taahhüt ettiği, icra takibinin de davalının maliki bulunduğu dükkanlara ilişkin aidat borcu niteliğinde bulunduğu, buna göre taahhütname, yönetim planı, site işletme kooperatifi ana sözleşmesi, tapu kaydı ve alınan bilirkişi raporu ile kooperatife ilişkin defterler kapsamında dava kısmen ispatlanmış olup, faiz yönünden ise davacı vekilinin gecikme tazminatının hesabının dayanağını oluşturan aylık %4 olması gerektiğinden bilirkişi raporlarındaki geçmiş gün alacaklarına ilişkin hesaplara itibar edilmeyerek davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen KABUL kısmen REDDİNE,
2-Büyükçekmece ….İcra Dairesinin…. esas sayılı dosyasından 10.779,18-TL asıl alacak yönünden borçlu itirazının iptaline, takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %4 temerrüt faizi uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si oranında (2.155,8 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 736,32 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 250,52 TL harcın mahsubu ile, bakiye 485,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ile 250,52 TL peşin harcın davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca, tayin ve takdir olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davanın red miktarı dikkate alınarak, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca, tayin ve takdir olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan 127,50 TL tebligat, 19,40 TL posta masrafı ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.646,90 TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak, 855,85 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 25/01/2019

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza