Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1130 E. 2019/1069 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1130
KARAR NO : 2019/1069

DAVA : TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2014
KARAR TARİHİ : 16/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …. Ticaret Sanayi A.Ş.’ne ait hastane nezdinde ve davalı – doktor …. tarafından yapılan tedavisi aşamasında müvekkili – davacılar …… ile ……’in müşterek çocukları olan küçük ……in kolunda elektrikli alçı testeresi ile kesik oluşturulmak sureti ile tıbbi hataya bağlı olarak iyileşmeyen derin yaralar meydana gelmesine sebebiyet verildiği, davalı-hekimin küçük …..’in kolunun derin kesilerle 6 yerinden yaralandığı tıbbi müdaheleyi yaparken gerekli beceri – özen ve dikkati göstermediği ve olumsuz sonucun doğmasına engel olacak şekilde önlemleri almadığı, Bakırköy …..Sulh Ceza Mahkemesi’ nin ……. Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan ceza yargılamasında temin edilen bilirkişi raporunda, sanık sıfatı ile yargılanan davalı-hekimin tıbbi uygulamasında hata bulunduğu ve kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, davalı özel hastanenin işletmecisi olan şirketin Borçlar Kanunu’nun 100. maddesine göre istihdam eden ve yardımcı kişi kullanan sıfatı ile çalıştırdığı hekimin ağır kusurundan aynı derecede sorumlu olduğu, davalı …. Sigorta A.Ş nezdinde 05.03.2010 -05.03.2011 tarihleri arasında geçerli …. nolu Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenlenmekle ,sigorta limiti ile sınırlı kalmak üzere davalı …. Sigorta A.Ş’nin de maddi ve manevi tazminat sorumluluğunun bulunduğu ileri sürülerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı-küçük ….. için 500,00-TL tedavi gideri, 500,00-TL ileride yapılması muhtemel estetik operasyon bedeli olmak üzere 1.000,00-TL maddi tazminatın ve 20.000,00-TL manevi tazminatın , diğer davacıların her biri için ayrı ayrı 10.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve mütelselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, sigorta şirketi yönünden maddi ve manevi tazminat isteklerinin- yargılama giderleri ve vekalet ücretinin poliçe limiti ile sınırlı olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesi vekaleten dava ve talep edilmiştir.
Davalı …. Ticaret Sanayi A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy …. Sulh Ceza Mahkemesi’ nin ….. Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği , özel hastanelere karşı açılan davaların ticari faaliyetleri ile ilgili olması itibariyle iş bölümü gereği davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, esas yönünden de tıbbi hatanın söz konusu olmadığı, müvekkili-hastane ile tedavi uygulayan doktorun kusuru bulunmadığı, manevi tazminat meblağının fahiş olduğu savunularak ;iş bölümü itirazı nedeniyle dosyanın görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasına, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi vekaleten talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; tedavi aşamasında meydana gelen kesiklerin hafif ve basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu, gerekli özen ve dikkatin gösterildiği, neticenin istenmeyen kaza şeklinde gerçekleştiği, tıbbi açıdan kusur kabul edilebilecek bir davranışın bulunmadığı, manevi tazminat isteminin fahiş olduğu savunularak ; davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi vekaleten talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi vekili tarafından İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi kanalı ile ibraz edilen 07.12.2011 havale tarihli cevap dilekçesi ile; davanın İstanbul Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, davanın sigorta hukukunu ilgilendirmesi itibariyle davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, esas yönünden de davacının uğradığı zararın meydana gelmesinde hastanenin kusurlu olduğunun kanıtlanması gerektiği, tazminat meblağının fahiş olduğu, tazminat taleplerine ancak yasal faiz talep edilebileceği savunularak ; iş bölümü itirazı-yetki itirazı nazara alınarak İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesine, talepleri yerinde görülmediği taktirde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi vekaleten talep etmiştir.
Davanın ilk açıldığı Bakırköy ….Asliye Hukuk Mahkemesi vermiş olduğu 14/08/2012 gün ve …… esas, ….karar sayılı ilamı ile;6762 sayılı TTK’nun 5,12,18 ve 21.maddeleri uyarınca iş bölümü itirazının kabulü ile mahkemenin görevsizliğine karar vererek dosyayı mahkememize gönderilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, doğru tıbbî tedavi uygulanmaması nedeniyle doktor,doktorun sigortacısı ve tedavinin uygulandığı hastane aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın ilk açıldığı Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi vermiş olduğu 14/08/2012 gün ve ….. esas,……. karar sayılı ilamı ile;6762 sayılı TTK’nun 5,12,18 ve 21.maddeleri uyarınca iş bölümü itirazının kabulü ile mahkemenin görevsizliğine karar vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
Yargıtay ….Hukuk Dairesince …… Esas, …… Karar sayılı ilamıyla mahkememize devrolunan dosya Bakırköy … .Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermiştir.Mahkememizde ise …… Esası alarak kaydolmuştur.
Mahkememizce dosya kapsamında Adli Tıp …. İhtisas Kurulundan 21/03/2014 tarihli ve …… Tıp Fakültesince oluşturulan bilirkişi kurulunun 06/01/2015 tarihli raporları alınmış, düzenlenen raporlar uyarınca davalı Dr. ….’ın kusuru olmadığı belirtilmesi üzerine, 2015/180 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2016/25034 Esas ve 2017/11550 Karar sayılı ilamıyla ” davalıların kusursuz olduklarını belirten raporları benimsenmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Oysa, davalı doktorun Bakırköy …Sulh Ceza Mahkemesinin…. Esas sayılı dosyasıyla taksirle yaralamaya neden olma suçundan adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın 01/03/2012 de kesinleştiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamı incelendiğinde doktorun kusurunun açık olduğu değerlendirilmiştir” nedeniyle bozulmuş ve mahkememizde yeniden esas alan eldeki dava, bozma ilamına uyulmak suretiyle yargılama yapılmıştır.
BOZMA SONRASI YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, davalı doktor ve hastanenin özen yükümlülüğüne aykırı davranmaları neticesinde tıbbi hata gerçekleştirilen tedavi sırasında davacı küçüğün kolunun alçı testere ile 6 yerden kesik oluşturulmak suretiyle maddi ve manevi tazminatın hekim ile birlikte davalı şirketten tahsili istemine ilişkindir.
Dava, bu hali ile doktor ve özel hastanenin sorumluluğuna ilişkin olup, bir davada dayanılan olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uygulanacak yasa hükümlerini arayıp bulmak hakimin doğrudan görevidir. ( 1086 sayılı HUMK. 76.md.; 6100 sayılı HMK 33.md.) Dava, davalı doktorların vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. (B.K.386, 390 md) vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de, bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır.(B.K. 390/II) vekil, işçi gibi özene davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur. (B.K. 321/I md.) O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (hafif de olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktorlar, hastalarının zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktor, tıbbi çalışmalarda bulunurken, bazı mesleki şartları yerine getirmek, hastanın durumuna değer vermek, tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamak, tedaviyi her türlü tedbirlerini alarak yapmak zorundadır. Doktor, ufak bir tereddüt gösteren durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken, hastanın ve hastalığı özellikleri göz önünde tutulmalı, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmalı ve en emin yolu tercih etmelidir. (Bkz. Tandoğan, Borçlar Hukuk Özel Borç İlişkileri, Ank. 1982, Sh.236 vd) Gerçektende mesleki bir iş gören doktor olan vekilden, ona güvenen müvekkil titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemekte haklıdır.
Titiz bir özen göstermeyen vekil, B.K. 394/1 uyarınca vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir.
Davacılar 500,00-TL tedavi gideri isteğinde bulunmuştur. Meydana gelen olay sonrasında çocuğun tedavisi için anılan miktarda gider yapılması tabii olarak görülmüş ve maddi tazminat talebinin kabulü cihetine gidilmiştir. Olay tarihinden sonra yapılan giderlerle ilgili temerrüt bulunmadığından ve temerrüt davanın açılması ile gerçekleştiğinden maddi tazminata dava tarihinden faiz uygulanmasına, davacılar tacir olmadığından davacıların ticari avans faizi talepleri yerinde görülmemiş, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
Olayda davalı doktorun özensiz davranışları sonucunda davacı bebekte kesikler oluşmuştur. Bu olay nedeniyle davacıların üzülmemiş, acı ve elem duymamış olması mümkün değildir. Davacı açısından manevi tazminat talep etme şartlarının oluştuğu görülmekle, talep edilen miktar, olayın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, kusur durumu, olayın vahameti, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve dosyaya yansıyan özellikler nazara alınarak yukarıda belirtildiği üzere zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirmeye yeterli olduğu yönünde mahkememizde oluşan kanaat doğrultusunda belirlenen davacı anne ve baba için 5.000,00’er-TL, davacı bebek için ise 10.000,00-TL olmak üzere toplam 20.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacılara verilmesine, manevi tazminata haksız fiil tarihinden faiz uygulanmasının mümkün olduğu, yine davacılar tacir olmadığından davacıların avans faizi talepleri yerinde görülmediğinden, hükmedilen manevi tazminata haksız fiil tarihinden itibaren yasal faize karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların maddi tazminat talebinin kabulü ile, 500,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
2-Maddi tazminat kalemi kapsamında muhtemel operasyonlara ilişkin 500,00-TL’lik ek talepleri olmadığından bu kalem bakımından KARAR TESİSİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı ….. için 10.000,00-TL , davacı …… için 5.000,00-TL ve davacı …… için 5.000,00-TL olmak üzere toplam 20.000,00-TL tazminatın olay tarihi olan 13/09/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulü dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40-TL karar ve ilam harcı ile davanın manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.366,20-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 121,80-TL harcın mahsubuna, bakiye 1.288,80-TL harcın davalılardan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 18,40-TL başvurma harcı ile 121,80-TL peşin harcın davalılardan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
6-Davanın maddi tazminat talebi yönünden kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 500,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
7-Davanın maddi tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 500,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
8-Davanın manevi tazminat talebi yönünden kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
9-Davanın manevi tazminat talebi yönünden red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafından yapılan 215,00-TL tebligat, 1.062,20-TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.277,20-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 638,60-TL’sinin davalılardan alınarak davacılara VERİLMESİNE, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı ….. TİC SAN A.Ş tarafından yapılan 106,00-TL yargılama giderinden davanın red miktarı dikkate alınarak 53,00-TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
12-Davalı …. tarafından yapılan 296,00-TL yargılama giderinden davanın red miktarı dikkate alınarak 148,00-TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
13-Davalı …. SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ tarafından yapılan 41,00-TL yargılama giderinden davanın red miktarı dikkate alınarak 20,50-TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
14-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere tarafların yüzüne karşı karar verildi. 16/10/2019

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza