Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1059 E. 2021/1171 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1059 Esas
KARAR NO : 2021/1171

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin
Sorumluluğundan Kaynaklanan
DAVA TARİHİ : 29/08/2017
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2021

İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/10/2017 tarih …. Esas, … Karar sayılı dosyasının mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine tensiben karar verildiği, 20/11/2017 tarihinde mahkememizin … Esas sayılı dosyası üzerinden birleşen İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/773 Esas sayılı dosyasının işbu dosyadan ayrılmasına dair tefrik kararı verildiği ve mahkememizin …. Esasına kaydının yapıldığı anlaşılmakla şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasında Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil nosunda kayıtlı davalı şirketin % 23’er oranında hissedarı, davalı …’nın şirket müdürü, diğer davalıların ise şirket yönetim kurulu üyeleri olduklarını, müvekkillerinin babası muris ….’nın 23/12/2004 tarihinde vefatından sonra şirket yönetiminin ailenin tek erkek evladı ve şirketin en büyük hissedarı olan …’ya geçtiğini, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosu ile 17/03/2016 tarihinde kurulan hiçbir ticari marka değeri bulunmayan … Dekorasyon İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketinin tamamının 09/09/2016 tarihinde 3.050.000,00 TL’ye davalılar tarafından satın alındığını, şirket kaynaklarının tüketilerek şirket pay sahiplerine kar payı dağıtılmasının önüne geçildiğini, başta yönetim kurulu başkanı davalı … olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerinin şirket genel kurulundan izin almadan şirkete ait 22 adet bağımsız bölümün toplu olarak yarı fiyatına hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde müteahhit … İnşaat San. ve Tic. A.Ş’ye sattıklarını, müteahhit firma ile yapılan Beyoğlu …. Noterliğinin 21/01/2011 tarihli ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 8. Maddesinde belirtilen % 50’lik paylaşım oranına aykırı olan Beyoğlu .. Noterliğinin 07/06/2013 tarihli ve … yevmiye nolu ve daha sonra bu sözleşmeyi ortadan kaldıran Kadıköy ….Noterliğinin 24/03/2016 tarih …. yevmiye numaralı düzenleme şeklinde bağımsız bölümlerin paylaşımı protokolünü imzalayarak şirketi 87 bağımsız bölüm zarara uğrattıklarını, yolsuz işlemlerle şirketin borçlandırıldığını, müvekkillerinin sözlü ve yazılı ihtarlarına rağmen 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 yıllarına ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığını ve müvekkillerinin bilgi alma haklarının engellendiğini, şirketin TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca ticaret sicilden re’sen terkin tehlikesi altında bulunduğunu, şirketin 2014 yılında yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin dolması sebebi ile organsız kaldığını, 10/08/2015 tarihinde mahkeme kararı ile yapılan Olağanüstü Genel Kurul’da davalıların bilanço, mali durum cetveli, gelir gider tablosunu diğer pay sahiplerine ibraz etmediklerini, müvekkillerinin bilgi ve belgeleri ibraz taleplerinin yerine getirilmediğini, gerçekleştirilen genel kurullarda alınan kararların hukuka ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında muris …’nın akıl hastalığının hukuka aykırı olarak gizlenmesi nedeniyle murisin katıldığı tüm yönetim kurulu kararları ile iştirak ettiği tüm genel kurul kararlarının butlanının tespiti talepli olarak açılan davanın halen derdest olduğunu, şirketin uzun yıllardan beri kötü yönetilmekte ve finansal açıdan ciddi zararlara uğratılmakta olduğunu, şirketin … Caddesi No:… Bakırköy/İSTANBUL adresindeki 9.600 m2 civarındaki taşınmaz üzerinde bulunan fabrika binasının 2013 yılında yıkılıncaya dek aylık 50.000,00 TL gibi kira gelirinin şirket ortaklarından gizlenerek kira bedellerinin son derece düşük gösterildiğini, alınan kira gelirlerinin davalılar tarafından şahsi hesaplarına aktarıldığını, şirket kasa hesabından davalı …’ya birçok kere iş avansı verildiğini, bu avansların şirket işlerinde kullanılmadığını, alınan avansların hangi işe karşılık olarak verildiğine ilişkin ticari defterlerde kayıtların bulunmadığını, şirket varlıklarının şirket yöneticisi … tarafından bedelsiz olarak kullanıldığını, bunun ise vergisel açıdan büyük riskler taşıdığını, yine şirket kiracılarının kendi adlarına elektrik ve su abonelikleri yaptırmayarak kullandıkları elektrik ve su bedellerini şirket adına tahakkuk ettirdikleri, kiracıların kullandığı elektrik ve su bedellerinin şirket tarafından ödendiğini, bu şekilde şirketin zarara uğratıldığını, davalı … A.Ş’nin sahip olduğu tek malvarlığı … ili, … ilçesi, … Mah. … pafta, … ada, … ve … parselde kayıtlı taşınmazla ilgili olarak … İnşaat ve Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi ile Beyoğlu .. Noterliğinin 21/01/2011 tarih … yevmiye nolu düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 10.1 maddesi gereğince … A.Ş tarafından davalı şirkete 540.150,00 ABD doları ödeme yapıldığını, davalıların imzası ile davalı şirket ile … A.Ş arasında Beyoğlu .. Noterliğinin 21/01/2013 tarihli ve 1724 sayılı sözleşme imzalanarak ana sözleşmenin 5.1 maddesinde kararlaştırılan sürelerin hiçbir sebep yok iken 12 ay daha uzatıldığını, karşılığında … A.Ş’den sözleşmenin 13.1, 13.2, 13.3, 13.4 maddelerinde yer alan hiçbir bedelin talep edilmediğini ve alınmadığını, yine İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı vasi tayini dosyasından öğrendikleri kadarı ile şirket ortaklarından …’nın bakım ve tedavi giderlerinin de davalı şirket tarafından ödendiğini, ancak ödemeler şirket tarafından yapıldığı halde şirkete ödenmesi gereken paraların mahkeme kararları ile …’ya ödendiğini, şirketin bu suretle de zarara uğratıldığını ileri sürerek davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına, şirketin … ili, .. ilçesi, … Mah. … Ada, … ve … parsel nolu taşınmazı ile ilgili tüm tasarruf işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, yönetim kurulu üyelerinin hukuka aykırı olarak şirkete borçlanma işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, davalı gerçek kişilerin şirketi uğrattıkları zarar miktarının bilirkişiler tarafından belirlenmesine ve belirlenecek zarar miktarının davalılardan alınarak davalı şirkete ödenmesine, davalılar … ve davalı …’nın davalı şirketteki hisselerine ve diğer malvarlıklarının devrinin önlenmesi için tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK 107 .maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak ikame edilen işbu davada şimdilik 20.000,00 TL lik zararın avans faizi ile birlikte gerçek kişi yönetim kurulu üyesi davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile diğer davalı … Plastik Fabrikası A.Ş ‘ne ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava, TTK 553.md ve devamı uyarınca açılmış şirket yöneticiliğinden kaynaklanan sorumluluk davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı şirketin müdürü … ile yönetim kurulu üyeleri …, …. ve ….’in şirketi kötü yönetip yönetmedikleri, şirketi zarara uğratıp uğratmadıkları, zarara uğratmış iseler zarar miktarının tespiti hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen sicil kayıtlarının incelenmesinde; …. sicil nolu … Plastik Fabrikası Anonim Şirketi’nin …. Mahallesi …. Sokak No:…. Şişli/İstanbul adresinde sicilde kain olduğu, 27/07/1953 tarihinde kurulduğu, şirket yetkililerinin …, …,…,…. oldukları anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre HMK’nun 14/2 maddesi gereğince işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK’nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır.
Bakırköy Tapu Müdürlüğünden … ilçesi, … Mahallesi … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlara ait tapu kayıtları celp edilmiştir.
Davacı vekili 07/03/2018 havale tarihli dilekçesi ile, şirketin dava açılışından sonra 04/12/2017 tarihinde yapılan 2012-2013-2014-2015-2016 yıllarına ait genel kurullarına ilişkin genel kurul tutanağının suretini, taşınmazda yapılan inşaat ile ilgili seviye tespit tutanaklarını, Bakırköy Belediyesinden alınan …. ilçesi, … Mahallesi … ada, … parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin olarak düzenlenen yapı izin belgesi ile tadilat yapı ruhsatının birer suretini ibraz etmiştir.
Beyoğlu …. Noterliğince 21.01.2011 tarih ve …. yevmiye nosu ile düzenlenen Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin konusunun; … Plastik Fabriksı A.Ş. nin maliki olduğu … İlçesi, … Ada, … Parsel ile komşu parselleri üzerinde % 50 oranındaki arsa payı karşılığında konutların oturmaya elverişli bir halde anahtar teslimi usulüyle yüklenici … İnşaat A.Ş. tarafından yapılması esaslarını düzenlemekte olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmede ayrıca arsa sahiplerinin gösterilen miktarlar kadar tesis edecekleri ipotekle eş zamanlı olarak yüklenicinin … Plastik Fabrikası A.Ş. ne 540.150 USD ödeyeceği belirtilmektedir.
Üsküdar …. Noterliğince 06.09.2012 tarih ve … yevmiye nosu ile düzenlenen Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Ek Sözleşmenin konusunun; asıl sözleşme uyarınca arsa sahibi … Plastik Fabriksı A.Ş. nin payına isabet edecek bağımsız bölümlerin emsale dahil 1.000 m2 lik kısmını yüklenici … İnşaat A.Ş. ne satılması ve devir ve ferağının verilmesi esaslarını düzenlemekte olduğu anlaşılmaktadır. Ek sözleşmede yüklenicinin kendisine devredilecek bağımsız bölümlerin bedeli olan KDV dahil 3.500.000 USD yi sözleşmenin noterde onaylanmasıyla eş zamanlı olarak arsa sahibine ödeyeceği belirtilmektedir.
Beyoğlu …. Noterliğince 21.01.2013 tarih ve … yevmiye nosu ile düzenlenen Düzenleme Şeklinde Tadil Sözleşmesinin; asıl sözleşmenin 5.1. maddesinde belirtilen uygun imar durumunun alınması için öngörülen sürenin, bu kere inşaat ruhsatının alınması da dahil olmak üzere ek sözleşmenin Noterde onaylanması tarihinden itibaren 12 ay daha uzatılması esaslarını düzenlemekte olduğu anlaşılmaktadır.
Beyoğlu …. Noterliğince 07.06.2013 tarih ve … yevmiye nosu ile düzenlenen Düzenleme Şeklinde Bağımsız Bölümlerin Paylaşımı Protokolünün; … Plastik Fabriksı A.Ş. nin maliki olduğu …. İlçesi, … Ada, … Parsel ile komşu parselleri üzerinde arsa payı karşılığı yapılan inşaatın arsa sahipleri ile yüklenici arasında paylaşımı esaslarını düzenlemekte olduğu görülmektedir. Söz konusu paylaşım protokolünde … Plastik Fabrikası A.Ş. ne düşen dairelerin sıralanmış olduğu görülmektedir.
Kadıköy … Noterliğince 02.06.2014 tarih ve …. yevmiye nosu ile düzenlenen Düzenleme Şeklinde Tadil Sözleşmesinin; ana sözleşme ile arsa sahipleri ve yüklenici arasında yapılan %50 – %50 paylaşımdan; arsa sahiplerine kalan bağımsız bölümlerden yüzölçümü/değerinin % 5 ine isabet eden kısmının 3.943.500 TL bedel karşılığı yükleniciye devredilmesi esaslarını düzenlemekte olduğu görülmektedir. Tadil sözleşmesinde yükleniciye devredilecek olan bağımsız bölümleri belirleme yetkisinin arsa sahiplerine ait olduğu belirtilmektedir.
Satıcı sıfatıyla … Plastik Fabrikası A.Ş. ve Alıcı sıfatıyla yüklenici … İnşaat A.Ş. arasında imzalanan 07.10.2015 tarihli adi yazılı şekilde düzenlenmiş Üsküdar …. Noterliğinde 06.09.2012 Tarihinde …. Y.No İle Düzenlenen Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Ek Sözleşmeye Ek Sözleşme belgesinin; asıl sözleşme ve ekleri doğrultusunda arsa sahibi … Plastik Fabrikası A.Ş. ne kalan bağımsız bölümlerden 22 adedinin yüklenici … İnşaat A.Ş. ne devri esaslarının düzenlemekte olduğu anlaşılmaktadır.
İstanbul ….Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 14/01/2021 tarihli, … Karar sayılı kararı ile; sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan dava açıldığı, murisin işlem tarihinde telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre …’nın akit tarihi olan 24.07.2012 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun kabulünün uygun bulunduğu oy birliği ile mütalaa olunduğu, yapılan yargılama sonunda sanık …’nın CMK’ nın 223/2-e maddesi gereğince sanığın atılı suçtan beraatine karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
16/05/2019 tarihli heyet ara kararı ile; davacılar vekilinin kayyum atanması isteminin kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı davalı … Plastik Fabrikası Anonim Şirketi’ne işbu dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren denetim kayyım heyeti atanmasına, denetim kayyımı olarak re’sen mali müşavir …’in görevlendirilmesine, şirket müdürlerinin tüm işlemlerinin geçerliliğinin denetim kayyımının onayına tabi tutulmasına karar verilmiş, 17/06/2019 tarihli kayyım raporunda; 2 yıllık mukayeseli ayrıntılı gelir tablosunda da görüleceği üzere şirketin 2018 yılından itibaren ana faaliyet gelir ve gideri bulunmamakta, her iki yılda da Faiz Gelirleri, Kambiyo Karları gibi gelirleri bulunmakta, ancak, bu gelirler şirketin her iki yılda sırasıyla -359.979,61 TL ve -263.355,12 TL dönem net zararının olduğu, zararlarınsa her iki yılda sırasıyla, 443.272,98 TL ve 207.575,13 TL’lik Faaliyet Giderlerinden, zorunlu faaliyet giderlerinin meydana geldiği, 2017 yılında Şirketin Aktif Toplamı – Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar–Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar = 5.211.488,14–1.684.371,16– 7.998,66 = 3.519.118,32’ olduğu, Bunu aktif toplama böldüğümüzde 3.519.118,32/5.211.488,14 = %67,52 oranı bulunduğu, Diğer bir söylemle Şirketin aktifinin 100 Lirası, 32,48 TL’si borçlarla, 67,52 TL’si ise ortakların koymuş sermaye ile finanse edilmekte olduğu, 2018 yılında Şirketin Aktif Toplamı –Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar – Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar = 5.090.177,89– 1.481.320,58– 353.094,11=3.255.763,20 TL olduğu, Bunu aktif toplama böldüğümüzde 3.519.118,32/5.211.488,14 = %63,96 oranı bulunacağı, Diğer bir söylemle Şirketin aktifinin 100 Lirası, 36,04 TL’si borçlarla, 63,96 TL’si ise ortakların koymuş sermaye ile finanse edildiği, 2018 yılında, 2017 Yılına göre Şirketin Aktifi, Özkaynakları azaldığı, özkaynaklar %67,52’den, %63,96’ya düşerek %-3,56 oranında gerilediği, şirketin borca batıklık durumu bulunmamakla birlikte, şirket yapısı böyle devam ederse Şirket çok uzun vadede borca batılıkla karşı karşıya gelebileceği, şirketin başka şahıslara senetli borcu ile bankalara borcu bulunmadığı, şirketin, …. Yıkamadan 19.419,73 TL, Deto Şirketinden 92.630,00 TL ile …’dan 175.529,58 TL alacağı olmak üzere, toplamda 287.579,31 TL alacağı bulunduğu, Söz konusu alacakların bir an önce tahsili için yasal takip başlatılması yönünde, Şirket Yönetimine tavsiyede bulunulacağı, .Şirketin Merkez Kasasında, 215.172,26 TL Parasının mevcut olduğu, Ancak, bu büyüklükteki şirkette bu miktarda para bulunması normal ve mutat olmadığı gibi teamüllerde aykırı olduğu, Bu nedenle kasada en fazla 5.000,00 TL nakit para bulundurulmasının sağlanması için yukarıda da söz edildiği üzere Şirket Yönetim Kurulu uyarıldığı, (215.172,26 – 5.000,00=) 205.172,26 TL Şirket Ortaklar Hesabına şirket alacağı olarak borç % 9 adatladırma yasal faizle birlikte, hesap açtırılmasının sağlanacağı, Denetim kayyımı göreve başladığı tarihten mayıs ayı sonuna kadar kasadan yapılan ödemelerin bu süre zarfında kasadan zorunlu genel yönetim giderleri için 5.571,87 TL ödeme yapıldığı şirketin 2 sigortalı çalışanın bulunduğu, buna göre, Şirketin kayıtları üzerinde yapılan ilk incelemelerle şirket yönetim kurulu beyanlarına göre, yukarıdaki şirket yönetimince düzeltilmesi gereken (8.7.ve 8.8.) maddeler dışında, … Plastik Fabrikası A.Ş. adına yürütülen tüm iş ve işlemlerin meri mevzuata, (kanun, tüzük, yönetmelik, tebliğ, vb.) kamu düzenine, ticari örf ve adetler ile teamüller uygun olarak yürütülmekte olduğu, ancak, bu rapor, işletme kayıtlarına göre kaydı (muhasebe kayıtlarına göre) envanter bilgilerine istinaden düzenlenmiş olup, ayrıca işletme varlıkları ile bu varlıkların kaynağı olan borçlar ve özkaynaklar kapsamında işletmede fiili envanter yaptırılarak, işletme kaydı envanteri ile karşılaştırmak suretiyle, 20 gün içinde daha ayrıntılı ve kapsamlı ek rapor düzenlenerek sayın Mahkemeye sunulacağı, şirketin en son Kurumlar, Kurum Geçici Vergi, KDV beyanlarının vergi dairesine verildiği, SGK primlerinin kuruma beyan edildiği, Şirketin E-defter tutmakta olduğu, defter tasdiklerine ilişkin belge örneklerinin ekte sunulduğu tespit, hesap, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı … vekili 08/11/2021 tarihli dilekçesi ile bedel artırım talebinde bulunmuş, eksik harcı ikmal etmiştir.
13.01.2021 tarihli ek raporda; dava dışı bağlı ortaklık … Dekorasyon İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. yönünden değerlendirme: Kuruluş Sözleşmesi İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 17.03.2016 tarihinde tescil edilerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 23.03.2016 tarih ve 9038 sayılı nüshasında ilan edildiği, Beşiktaş …. Noterliğinin 09.09.2016 tarih ve …. yevmiye numaralı hisse devir ve temlik sözleşmesi ile kurucu ortak …. şirketteki 30.000 paya ayrılmış 3.000.000,00 TL tutarındaki hissesinin tamamını şirket dışından … Plastik Fabrikası A.Ş.’ne devretmiş olduğu, ilgili hisse devri ve temlik sözleşmesi İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 23.09.2016 tarihinde tescil edilerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 29.09.2016 tarih ve 9165 sayılı nüshasında ilan edildiği, tescilli ve tamamı ödenmiş sermayesinin 3.000.000,00 TL tutarında olduğu, iktisadi amaçla kurulan bir şirketin faaliyetlerini gerçekleştirirken, kuruluş amacına uygun hareket etmesi ve karlılığı daima ön planda tutması basiretli bir iş adamı gibi davranmanın bir gereği olduğu, bu nedenle, sahip olunan ekonomik kaynaklarla kendi lehine sonuçlar doğuracak şekilde, verimliliği ön planda tutarak hukuki ve ekonomik tasarruflarda bulunması gerektiği, aksi bir uygulama, yani şirketin kaynaklarını kendi lehine değil de başkasının lehine (örneğin ortakları olan gerçek kişiler lehine) kullanması, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uygun düşmeyeceği gibi ortaklar dışında kalan ancak, şirketin iktisadi faaliyetiyle ilgili üçüncü şahısların (alacaklılar, finansal kuruluşlar, devlet gibi) haklarına da zarar verebileceği, yukarıda yer alan tespitler neticesinde, dava dışı bağlı ortaklık şirketinin “100 Kasa” hesabında bulunan bakiye tutarlarının yüksek olmasına rağmen bu hesaba ilişkin adatlandırma yapılmadığı (faiz hesaplanmadığı) ve kayıtlara intikal ettirilmediği, dava dışı bağlı ortaklığın kasa incelemesinde; Kurucu ortak ….’ın hisse devrinin 23.09.2016 tarihinde tescil edilmiş olduğu, tescil tarihindeki kasa hesabı bakiyesinin 3.015.178,31 TL tutarında bulunduğu, yıllar itibari ile oluşan kasa hesabı bakiyelerinin (31.12.2019 tarihi itibari ile kasa hesabı bakiyesi 2.978.754,40 TL) hisse devir tarihindeki yüksek tutardan kaynaklandığı ve bu durum nedeni ile kasa hesabının fiktif olduğu kanaatinin oluştuğu, dava dışı bağlı ortaklığın; 2016 – 2017 yıllarında satış faaliyetinde bulunduğu, bu yıllardan sonra ise iştigal konusu ile ilgili faaliyetlerinden hiçbir kazanç elde etmediği ve bu dönemler itibari ile gayri faal olduğu, 2016 yılında – 11.155,13 TL, 2017 yılında – 15.076,49 TL, 2018 yılında – 14.716,81 TL ve 2019 yılında -24.608,19 TL zarar raporladığı, 2016 yılında + 2.988.844,87 TL, 2017 yılında + 2.973.768,38 TL, 2018 yılında + 2.959.051,57 TL, 2019 yılında + 3.016.340,24 TL Öz Varlık tutarları ile borca batık durumda bulunmadığı, 2016, 2017, 2018, 2019 yıllarında tesis makine ve cihazlar, taşıtlar, demirbaşlar hesabında izlenen maddi duran varlıklarının mevcut olmadığı, 2016, 2017, 2018, 2019 hesap dönemlerine ilişkin gelir tablolarına yönelik yapılan inceleme neticesinde; temel hedefi, ana faaliyetlerinden nakit yaratma amacından uzaklaşarak, sürekli gider kaydeden bir şirket olduğu, dolayısıyla ana faaliyeti ile ilgili bir kar olmadığı, sürekli zarar kaydeden bir şirket olduğu, … Plastik Fabrikası A.Ş. yönünden değerlendirme: davacının iddiasında yer alan; İstanbul …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. E.Sayılı vasi tayini dosyasından öğrendikleri kadarı ile şirket ortaklarından …’nın bakım ve tedavi giderlerinin de davalı şirket tarafından ödendiğini, ancak; ödemeler şirket tarafından yapıldığı halde şirkete ödenmesi gereken paraların Mahkeme Kararları ile …’ya ödendiği hususu doğrultusunda yapılan incelemede; davalı şirketin çalışanı görünen …’ın; hemşire olarak işe girişinin yapıldığı, 2016 yılında 25.191,18 TL, 2017 yılında 27.799,86 TL tutarında olmak üzere toplamda 52.991,04 TL net ücretinin tahakkuk ettiği, …’nın sağlık harcamaları için; davalı şirketin, banka hesabından 2016 yılında 11.299,00 TL, 2017 yılında 24.951,46 TL tutarında olmak üzere toplamda 36.250,46 TL ödeme yapıldığı, davalı şirket tarafından …’ya yapılan sağlık harcamaları, yansıtma faturası kesilerek …. cari hesap kodunda takip edildiği, ilgili yansıtma faturalarına istinaden davacı şirketin …’dan 2016 – 2017 yılları toplamında 175.529,58 TL tutarında alacak bakiyesinin olduğu, davalı Şirket tarafından … için yapılan sağlık harcamaları bakımından 175.529,58 TL tutarında yapılan ödemeler neticesinde dava dışı …’ın hemşire olarak şirket bünyesinde çalışan olarak göründüğü, ancak; davalı şirketin iştigal konusu kapsamında bünyesinde hemşire çalıştırmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu bu nedenle zararın bulunduğu tespit edilmiş olup sorumluluğun doğduğu, 01.12.2017 tarihli YMM ….tarafından düzenlenen özel amaçlı raporun [(Mali tablo ve muhasebe kayıtları üzerinde yapılan usulsüzlük ve hileleri denetimi) 12. Sayfasında yer alan Beyoğlu vergi dairesinin …. vergi kimlik no.lu mükellefi … Nakliyat San. ve Tic. A.Ş.’nin düzenlediği 06.05.2013 tarih ve numarası silik olan fatura ile 4.000,00 TL satış bedeli ve 720,00 TL Katma Değer Vergisi içeren nakliye bedeli, 21.05.2013 tarih ve sonunda 60 gözüken silik numaralı fatura ile 173.450,00 TL satış bedeli ve 31.221,00 TL Katma Değer Vergisi içeren nakliye faturaları olup, açık bir şekilde ne taşındığı, hangi araçlarla taşındığı bilinmemekle ve taşıma irsaliyesinde belirtilmemekle birlikte tek bir sefer taşınamayacak kadar yüksek bedelli bir taşıma ücreti olduğunu, yine eski fabrika binalarındaki demirbaşların amortismanı düşüldükten sonra taşıma masrafına değmeyecek değerdeki demirbaşları taşımanın mantıklı olmadığı yada numaraları dahi okunmayan belgelerin gerçek olup olamayacağı bile şüpheli kanaatinin irdelenmesi sonucunda; dosya münderecatında davalı … Plastik Fabrikası A.Ş. ile dava dışı … Nakliyat San. ve Tic. A.Ş. adına düzenlenen Sahte veya Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleme veya Kullanma suçlarına istinaden vergi inceleme raporunun mevcut olmadığı bu nedenle bu hususun ispata muhtaç olduğu, 17.02.2020 tarihli YMM … tarafından düzenlenen özel amaçlı raporunun [(Bilirkişi raporunda belirtilen olayların incelenmesi) 2 ve 3. Sayfasında yer alan şirketin 2012 yılı da dahil olmak üzere gelirleri diğer gelirlerden faiz, kur farkı gibi kaynaklardan olup; (istisna gayrimenkul satışı kazancının elde edildiği 2015 yılı hariç) zarar elde ettiği halde faaliyet giderlerinin toplamda 5.066.271,64 TL tutarı ile çok yüksek olduğunun anlaşıldığı kanaatinin irdelenmesi sonucunda; 2012-2013-2014-2015-2016-2017 yıllarına ilişkin olarak faaliyet giderleri ana hesap kodu altında izlenen genel yönetim giderleri hesap hareketlerinin Brüt İşçi Ücretleri, İşveren SGK Primi, İşçi Tazminatları, Elektrik, Haberleşme, Banka İşlem Ücretleri, Noter, SMM ve Avukatlık Ücretleri, Mahkeme Masrafları, Amortisman giderleri, Kira vb. giderlerden oluşmakta olduğu tespit edilmiş olup, bu gider kalemlerinin gerçek olup/olmadığı hususunun ispata muhtaç olduğu, davalı şirketin 2012 yılı sonundan itibaren bankada bulunan parasının çekilerek kasa hesabına nakil edilmesi ve yıllar itibari ile kasa mevcudunun azalarak devam ettiği, 25.12.2014 tarih … ve … no.lu yevmiye maddesinde kayıtlı 3.000.000,00 TL + 90.000,00 TL = 3.090.000,00 TL tutarındaki ödeme 6552 Sayılı Kanunun 74. Maddesi Kasa affı ödemesi sonucu gerçekleştirildiği. söz konusu ödemeye ilişkin 6552 sayılı torba yasa ile Kurumlar Vergisi mükelleflerine 31.12.2013 tarihli bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve ortaklarından alacaklı oldukları tutarları %3 vergisini ödemek suretiyle kayıtlardan silme imkanı getirildiği, başka bir anlatım ile yapılan bu işlem sonucu davalı şirketin 31.12.2013 tarihinde 4.430.608,17 TL tutarında görünen bakiyesinin 3.000.000,00 TL tutarının fiktif olmadığı bu nedenle 3.090.000,00 TL tutarında zararın bulunduğu tespit edilmiş olup sorumluluğun doğduğu, Vergi Usul Kanununa göre işletmelerin günlük ihtiyacından fazla parayı kasalarında tutulamayacağı, kasada duran paranın ortaklar tarafından şahsi menfaatler için kullanılmasını engellemek adına günlük ihtiyaç duyulacak Azami Bakiye dışında kalan miktar işletme kasasında olmaması gerektiği, bu durumun süreklilik arz etmesi durumunda ise firmaların ADAT Faizi ödemeleri gerektiği, bu para İşletme kasasında âtıl durumda bulunan nakit paranın vergisi olarak da düşünülebileceği, hesaplama yöntemi ise genel olarak kasada bulunan bakiyeden günlük ihtiyaç olan azami bakiye düşüldükten sonra kalan miktara günlük olarak faiz uygulanarak toplu olarak ödenebileceği, bu ödemeler uzun süre bekletilirse biriken miktar da Azami Bakiye seviyesini aşacağından ayrıca onun da ADAT Faizinin hesaplanması gerektiği, davacı şirketin; 100 Kasa hesabına VUK göre yaptığı adatlandırma neticesinde, 2013-2014-2015-201601-2017 yıllarınsa toplamda 2.577.423,97 TL tutarında adatlandırma işleminin yapıldığı, ilgili adatlandırmanın, Gelir Tablosu Hesaplarında 642 Faiz Geliri Hesabına aktarılarak 689 Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar Hesabına yansıtıldığı, başka bir anlatımla; 100 kasa hesabında tutulan para nedeni ile davacı şirketin yıllar itibari ile 2.577.423,97 TL tutarında faiz gelirinden yoksun bırakılarak zararın bulunduğu tespit edilmiş olup sorumluluğun doğduğu, ancak; davalı şirketin 340 alınan avanslar hesap kodunda izlenen … İnşaat Eğitimden USD ve TL bazında aldığı bedellerin dava tarihine kadar banka mevduat hesabında nemalandırılması hususunda yoksun kalınan faiz hesaplandığından dolayı toplam sorumluluk tutarında bu bedelin dikkate alınmayacağı, dava dışı bağlı ortaklık … Dekorasyon İç Ve Dış Ticaret Ltd. Şti. hakkında raporumuzun III. Mali Yönden İtirazlara Cevaplar bölümünde incelemesi gerçekleştirilmiş olup, 2016, 2017, 2018, 2019 hesap dönemlerine ilişkin gelir tablolarına yönelik yapılan inceleme neticesinde; temel hedefi, ana faaliyetlerinden nakit yaratma amacından uzaklaşarak, sürekli yüksek tutarlarda gider kaydeden bir şirket olduğu, dolayısıyla ana faaliyeti ile ilgili bir kar olmadığı, sürekli zarar kaydeden bir şirket olduğu bu nedenle 3.050.000,00 TL tutarında zararının ve aynı zamanda 327.396,11 TL tutarında davalı şirketin bağlı ortaklık hisse bedeline ilişkin yaptığı ödemelerden kaynaklı olarak faiz gelirinden yoksun kaldığı tespit edilmiş olup sorumluluğun doğduğu, davalı şirketin 340 alınan avanslar hesap kodunda izlenen … İnşaat Eğitimden USD ve TL bazında aldığı bedellerin dava tarihine kadar banka mevduat hesabında nemalandırılması durumunda 2.162.281,17 USD ve 2.025.970,27 TL tutarında faiz gelirinden mahrum kaldığı, davalı şirketin dava tarihine kadar 175.529,58 TL + 3.090.000,00 TL + 3.050.000,00 TL + 327.396,11 TL + 2.025.970,27 TL = 8.668.895,96 TL ve 2.162.281,17 USD tutarında zararın bulunduğu tespit edilmiş olup sorumluluğun doğduğu, Maliye Hazinesine yapılan “DEVİR” ile ilgili olarak; Malikler sıfatıyla davalı … Plastik şirketinin de aralarında bulunduğu arsa sahipleri tarafından imzalandığı görülen 22.05.2013 tarih ve … yevmiye no.lu Resmi Senet belgesinden davalı … Plastik şirketinin maliki olduğu … Ada, … Parselin komşu parseller ile tevhit, ifraz, yeşil alana terk, yola terk ve “DEVİR” işlemleri neticesinde …. Parsel no.lu 3.704,57 m2 lik parselin Bakanlık Onayı gereğince Maliye Hazinesine bedelsiz olarak devredilmiş olduğu, Bakırköy Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü tarafından yazılan 24.05.2013 tarihli yazıda; “Yeni oluşan … Adada, 3.704,57 m2 miktarındaki 160 parsel sayılı taşınmaz “Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün 03.04.2013 TARİH VE 5438 SAYILI BAKANLIK OLURU VE İMAR DURUMU GEREĞİNCE” bedelsiz olarak 22.05.2013 tarih … yevmiye ile Maliye Hazinesi adına tescil edilmiştir.” denilmekte olduğu görüldüğünden; davalı … Plastik şirketinin maliki olduğu arsanın bir kısmını Maliye Hazinesine bedelsiz olarak devretmek DURUMUNDA KALMIŞ OLDUĞU, bu nedenle devir işleminin Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün 03.04.2013 Tarih Ve 5438 Sayılı BAKANLIK OLURU ile yapıldığının kök raporda da belirtildiği üzere açık olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, kayyım raporu, bilirkişi kök ve ek raporları, sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Uyuşmazlık davalıların yönetici oldukları şirkette dönem itibariyle meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadıkları noktasındadır.
Konuyu düzenleyen 6102 sayılı TTK m. 553.madede yöneticilerin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettiği takdirde doğacak zarardan ötürü sorumluluğunu düzenlenmiştir. Genel anlamda vazifelerin yapılmamasını sorumluluğa gerekçe gösteren 6762 sayılı TTK’nın 336/1-b.5 hükmü karşısında, sorumluluk için yükümlülüklerin ihlal edilmesi şartını arayan 6102 sayılı TTK m. 553/1 hükmünün kısmen farklılaşmıştır. Özellikle 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik ile, TTK m. 553/1’deki “kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça” kısmı fıkra metninden çıkarılmış ve bu fıkradaki “yükümlülüklerini” ibaresinden sonra gelmek üzere “kusurlarıyla” ibaresi eklenmiştir.
Hükmün son hali itibariyle, genel hükümlerin sözleşmeler için öngördüğü kusur karinesine dayalı sorumluluk sistemi yerine, kusurun ispatını davacıya yükleyen, haksız fiil hükümlerine paralel bir sorumluluk sistemi kabul edildiği analşılmıştır.
Nitekim güncel Yargıtay kararlarında da, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu davasında kusuru ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğu vurgulanmaktadır.
Yargıtay ….. HD. 6.2.2019 tarihli, E. …., K. …. sayılı kararında, “… 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 553. maddesinin 1. fıkrasının ilk halinde, ”Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde, kusurları bulunmadığını ispatlamadıkça hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar” şeklinde düzenlenme yapılmış ve kusur bir karîne olarak kabul edilerek, ispat yükü yönetim kurulu üyeliklerinde görev alanlara yüklenmişti. Söz konusu maddenin 26.06.2012 tarih ve 6335 Sayılı Kanun’un 28. ve 41. maddeleri ile düzenlenmiş son hali ise, ”Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar” şeklinde olup, kusurluluk bir karine olmaktan çıkmış ve yönetim kurulu üyeliklerinde görev alanların kusurlu oldukları ispat edilmekdikçe sorumlu olmadıkları düzenlenmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarında ihtimalli değerlendirmeler yapılmış ve vergi beyannamelerinin verilmemesinde davalı yönetim kurulu üyelerinin kusurları davacı yanca kesin olarak ispat edilememiştir. Bu itibarla, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir…” denilerek uygulama kusurun ispatının davacılar üzerinde olduğu sabit olmuştur.
Ancak, davalı taraf bu dava ile ilgili de zamanaşımı defiinde bulunmuştur.
Yönetim kurulu üyesini taşıyan davalıların zamanaşımı define ilişkin olarak ise TTK m. 560 (eski TTK m. 309) uyarınca yönetim kurulu aleyhine açılacak sorumluluk davası davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve herhalde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Mülga 6762 sayılı TTK’nun 340 ıncı maddesinde 336 ve 337 nci madde hükümleri gereğince şirket yöneticilerine yükletilen sorumluluk hakkında 309′ uncu madde hükmü uygulanır. 336 ve 337 nci maddelere yapılan atıf dolayısiyle ve metin açıklığı karşısında davalı şirketin yönetim kurulu başkan ve üyeleri aleyhinde açtığı bu sorumluluk davasında, özel hüküm niteliği taşıyan 309 uncu maddenin son fıkrasında(6102 s. TTK md.560) yazılı zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Buna göre, sorumlu olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumlu olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran eylemin meydana geldiği tarihten itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Ancak,6102 s. TTK’nin 560. Maddesinin 2. Cümlesinde fiil TCK’ya göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır hükmü bulunmaktadır.
Diğer davalıların zamanaşımı define ilişkin olarak TBK m. 147/l-4(eski BK. 16/1-4) uyarınca bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar beş yıllık zamanaşımına tabidir. TBK m. 149 (eski BK. m. 28) uyarınca “Zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlt olduğu hâllerde, zamanaşımı bu bildirimin yapılabileceği günden işlemeye başlar”.
Ancak, fiil ceza kanunlarında suç olarak kabul edildiği taktirde ceza zamanaşımının uygulanması gerekmektedir.
Buna göre, eylem suç olduğu taktirde hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçu meydana geldiği iddiasıyla dosya incelendiğinde bu suç yönünden ceza zamanaşımı süresi TCK’nin 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıldır.
Somut olayda işlemler 2012 ila 2017 arasındaki fiil ve işlemlere dayalı olarak açılmış 8 yıllık süresi içinde 2017 yılında açıldığından davalıların zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Sorumluluğun doğması bakımından ilk şart , zararın olmasıdır. Zarar gören, bu zararının varlığını kanıtlamadır. Zararın varlığı sabit ise, TTK m. 553 hükmüne göre, kusurun varlığını aramak gerekecektir. Ancak bahsi geçen tüm koşulların sağlanması halinde, TTK m. 555 uyarınca, dolaylı zarar niteliğindeki tazminatın şirkete verilmesine hükmedilmesi söz konusu olacaktır.
Somut olay incelendiğinde genel kurulun toplanamaması bakımından inceleme yapıldığında; TTK m. 409/1 uyarınca olağan genel kurul toplantısının her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılması gerektiği; vergi mevzuatı ile TTK m. 507-509’daki “dönem kârı” ve “yıllık bilanço” ifadeleri nedeniyle, faaliyet dönemi, hesap dönemine ve takvim yılına tekabül ettiği için, hesap dönemi sonu olan 31 Aralık’tan itibaren üç aylık sürede, yani Mart sonuna kadar bu toplantı yapılması gerektiği belirtilmelidir. Toplantının bahsi geçen şekilde yapılmaması veya geciktirilmesi ise, şartlarının oluşması durumunda TTK m. 553 vd. uyarınca, sorumluluğa yol açabilecek niteliktedir. Ne var ki, somut olayda genel kurulun toplanamaması sebebiyle şirketin zarara uğradığı ispatlar bir hususa, takdir Sayın Mahkemenin olmak üzere, rastlanmamıştır. bu bakımdan iddia yerinde görülememiştir.
Şirketten iş avansı çekildiği iddialarına ilişkin ise; TTK m. 395/2’ye göre, “Pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan 393 üncü maddede sayılan yakınları şirkete nakit borçlanamaz. Bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz. Aksi hâlde, şirkete borçlanılan tutar için şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilir” yönetim kurulu üyesi sıfatı olsun olmasın, TTK m. 358’deki yasak tüm pay sahipleri için geçerli olup iş bu davada ise, her biri aynı zamanda pay sahibi olan yönetim kurulu üyelerinin TTK m. 395/2 kapsamında bulunmadıkları, dolayısıyla bu husustan kaynaklı olarak sorumluluklarının da doğmayacağı anlaşıldığından bu iddialar da yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafın diğer iddiaları bakımından ise, bağışlanan arazi bakımından davalı … Plastik şirketinin maliki olduğu arsanın komşu parseller ile tevhit, ifraz, yeşil alana terk, yola terk ve devir işlemleri esnasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün 03.04.2013 tarih ve 5438 sayılı Bakanlık Oluru ve İmar Durumu gereğince söz konusu … Parseli Maliye Hazinesine bedelsiz olarak devretmek durumunda kalmış olduğu bu bakımdan sorumluluk doğuran bir zarardan bahsedilemeyeceği; satılan araziler bakımından ise rayiç bedelden yüksek bir bedele satıldığı tespit edilmiş olduğundan zararın bulunmadığının tespit edilmesi karşısında bu işlemler nedeniyle de zarar iddiası yerinde görülememiştir.
İddia kapsamanda Kasada bekletilen yüklü miktardaki nakit bakımından ise, ticaret şirketlerinin kar elde etmek üzere kuruldukları ve bu amaca ulaşmak için şirket kaynaklarının tedbirli yönetici ilkesi doğrultusunda hareket edilerek gelir getirici kaynaklara yönlendirilmek zorunda olması gerçeği karşısında, şirket kasasında yüklü miktarda nakit para bulundurularak bu paranın nemalandırılmamasının gerek ortaklığın kuruluş amacı gerekse ticari hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı kanaatine ulaşmak gerekmiştir. Ayrıca mali bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere, Vergi Usul Kanunu bakımından da günlük ihtiyacından fazla parayı kasalarında tutamayacakları, bu durumun süreklilik arz etmesi durumunda ise işletme kasasında atıl durumda bulunan nakit paranın vergisi niteliğinde firmaların ADAT faizi ödemek zorunda oldukları, somut olayda da kasada bulundurulan yüklü miktarda para ile orantılı olarak yüklü miktarda faiz ödemeleri ortaya çıktığı görülmektedir. Dolayısıyla söz konusu nakdin nemalandırılmış olması varsayımında yasal faiz oranı ile toplamı hesaplanarak söz konusu nemalandırılma yapılmadığından yoksun kalınan kar oranı ile ödenmek zorunda kalınan adat faizi toplamından yönetim kurulunun sorumluluğu oluşmuştur.
Ayrıca mali bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere, davacı şirketin banka hesabından … adına sağlık harcamalarına ödeme yapıldığı tespit edilmiştir. Şahsi hesaplardan karşılanması gereken sağlık harcamalarının şirket tüzel kişiliğine fatura edilen tutarının tamamının da zarar teşkil ettiği ve mali bilirkişi tarafından hesaplanan tutar kadar sorumluluk doğacağı aşikardır.
Davalı şirket tarafından … Dekorasyon İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin 3.050.000 TL karşılığında satın alınması şeklindeki yatırımın sorumluluk doğurup doğurmadığının incelenmesi için yönetim kurulunun tabi olduğu özen yükümlülüğünü bakımından ise TTK m. 369’a göre, yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar. . Bu koşulların varlığı halinde kararın içeriğine bakılmaksızın sorumluluk davasının reddedilmesi gerekecektir. Zira, karar mekanizmasında bulunan her yöneticinin aldığı risk sonucu zararın meydana çıkması halinde sorumluluğunun söz konusu olacağının kabulü, şirketi işlemez hale getirebilecek nitelikte olup yöneticilere tanınan takdir yetkisini ortadan kaldırma ve şirketin başarısını garanti altına alma borcu altına sokma sonucu doğuracaktır. Oysa anonim şirkete yatırım yapan pay sahibi kazanç elde etme olasılığı kadar zarar riskini de göze almaktadır. Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde ise, 2016, 2017, 2018, 2019 yıllarında tesis makine ve cihazlar, taşıtlar, demirbaşlar hesabında izlenen maddi duran varlıklarının mevcut olmadığı, 2016, 2017, 2018, 2019 hesap dönemlerine ilişkin gelir tablolarına yönelik yapılan inceleme neticesinde; temel hedefi, ana faaliyetlerinden nakit yaratma amacından uzaklaşarak, sürekli gider kaydeden bir şirket olduğu, dolayısıyla ana faaliyeti ile ilgili bir kar olmadığı, sürekli zarar kaydeden bir şirket olduğu tespit edilmiş olup bu devir için harcanan bedel kadar yöneticiler sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı Şirket tarafından … için yapılan sağlık harcamaları bakımından 175.529,58 TL tutarında yapılan ödemeler neticesinde dava dışı …’ın hemşire olarak şirket bünyesinde çalışan olarak göründüğü, ancak; davalı şirketin iştigal konusu kapsamında bünyesinde hemşire çalıştırmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu bu nedenle zararın bulunduğu tespit edilmiş olup sorumluluğun doğduğu ve sürekli zarar kaydeden bir şirket olduğu bu nedenle 3.050.000,00 TL tutarında zararının ve aynı zamanda 327.396,11 TL tutarında davalı şirketin bağlı ortaklık hisse bedeline ilişkin yaptığı ödemelerden kaynaklı olarak faiz gelirinden yoksun kaldığı tespit edilmiş olup sorumluluğun doğduğu, davalı şirketin 340 alınan avanslar hesap kodunda izlenen … İnşaat Eğitimden USD ve TL bazında aldığı bedellerin dava tarihine kadar banka mevduat hesabında nemalandırılması durumunda 2.162.281,17 USD ve 2.025.970,27 TL tutarında faiz gelirinden mahrum kaldığı, davalı şirketin dava tarihine kadar 175.529,58 TL + 3.090.000,00 TL + 3.050.000,00 TL + 327.396,11 TL + 2.025.970,27 TL = 8.668.895,96 TL ve 2.162.281,17 USD tutarında zararın bulunduğu tespit edilmiş olup sorumluluğun doğduğu anlaşıldığından yöneticilerin bu zararlardan müteselsilen sorumlu oldukları sabit olduğundan ek rapordaki tespitlerle de anlaşılmıştır.
Davacı taraf her ne kadar artırım dilekçesinde 2.162.281,17 USD bedeli yabancı para üzerinden talep etmiş ise dava dilekçesi incelendiğinde zarar kalemleri sadece TL üzerinden talep edilmiş yabancı para alacağı üzerinden zarar talebi olmadığından bu hususta ıslah da bulunmadığından USD zararı bakımından mahkememizce resen dava tarihindeki kur esas alınarak TL ye çevrildikten sonra hüküm TL üzerinden kurularak aşağıdaki şekilde hüküm k2.162.281,17 USD’nin dava tarihindeki(29/08/2017) USD kuru esas alınarak 8.668.895,96 TL ve 7.472.843,72 TL toplam 16.141.739,68 TL’nin tahsiline karar vermek geekmiştir.
Bilindiği üzere husumet, bir başka deyişle taraf sıfatı, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumet, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyorsa o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı sıfatının olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının en önemli özelliği, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflarca ileri sürülmemiş olsa bile mahkemece re’sen ele alınabilmesidir.
Huzurdaki dava, şirket yöneticiliğinden kaynaklanan sorumluluk davası olup, uyuşmazlığın davalı şirketin müdürü … ile yönetim kurulu üyeleri …,…. ve …’in şirketi kötü yönetip yönetmedikleri, şirketi zarara uğratıp uğratmadıkları, zarara uğratmış iseler zarar miktarının tespiti hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Tasfiye halinde şirketin işlemlerinin tasfiye prosedürü için geçerli ve sınırlı olabileceği, yönetici sorumluluğu davasında davalı olarak gösterilmesinin mümkün olamayacağı, ıslah suretiyle de davaya taraf eklenmesinin mümkün olmadığı nedeniyle davacının davasının davalı Tasfiye Halinde … Plastik A.Ş yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; davacının USD üzerinden arttırım talep edemeyeceği dikkate alınarak 2.162.281,17 USD’nin dava tarihindeki(29/08/2017) USD kuru esas alınarak 8.668.895,96 TL ve 7.472.843,72 TL toplam 16.141.739,68 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle Tasfiye halinde … PLASTİK A.Ş’ne verilmesine, davalı Tasfiye Halinde … Plastik A.Ş yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davacı …. yönünden ise davalılar ile sulh oldukları beyanı dikkate alınarak bu davacı yönünden HMK 315/1-a maddesi uyarınca SULH sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE;
Davacının USD üzerinden arttırım talep edemeyeceği dikkate alınarak 2.162.281,17 USD’nin dava tarihindeki(29/08/2017) USD kuru esas alınarak 8.668.895,96 TL ve 7.472.843,72 TL toplam 16.141.739,68 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle Tasfiye halinde … PLASTİK A.Ş’ne verilmesine,
2-Davalı Tasfiye Halinde … Plastik A.Ş yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın REDDİNE,
3-Davacı …. yönünden HMK 315/1-a maddesi uyarınca SULH sebebiyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken ‭1.102.642,24 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 291.687,00 TL harçtan mahsubuna, bakiye ‭810.955,24‬ -TL karar ve ilam harcının davalı Tasfiye halinde … PLASTİK A.Ş.dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı … tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 341,55 TL peşin harç ile 291.687,00 TL tamamlama harcının Tasfiye Halinde … Plastik A.Ş.dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 250.042,39 TL nispi vekalet ücretinin Tasfiye Halinde … Plastik A.Ş.dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
7-Davacı … tarafından sarf edilen 489,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.750,00 -TL, 314,00 TL keşif harcı olmak üzere toplam 2.553,10 TL yargılama giderinin Tasfiye Halinde … Plastik A.Ş.dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
8-Davacı ….yönünden HMK 315/1-a maddesi uyarınca SULH sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına kararı verildiğinden; bu davacı yönünden talep edilmediğinden taraflar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine HÜKMEDİLMEMESİNE,
9-Davalı Tasfiye Halinde … Plastik A.Ş yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
10-Davalı Tasfiye Halinde … Plastik A.Ş.tarafından sarf edilen 595,20 TLtebligat ve müzekkere giderinden oluşan yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı Tasfiye Halinde … Plastik A.Ş.’ne verilmesine,
11-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
12-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2021
Başkan ….
¸
Üye ….
¸
Üye ….
¸
Katip …
¸