Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1034 E. 2019/1392 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1034 Esas
KARAR NO : 2019/1392

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında ….’tan ….’ye girişi yapılacak olan belli miktardaki hurmanın satışı konusunda anlaşıldığını, davalıya 30/03/2016 tarihinde satışa konu hurmaların devrinin gümrükte yapıldığını, dolayısıyla hurmaların davalıya bu şekilde teslim edildiğini, hatta davalı tarafça gümrükten malların kısım kısım üçüncü kişilere satışının da yapıldığını, satılan mal bedeli olarak davalının 98.020,80-Euro ödeneği taahhüt ettiğini, bunun üzerine 30/03/2016 tarih …. nolu 49.588,80-Euro bedelli, 30/03/2016 tarih …. nolu 48.432,00-Euro bedelli iki adet fatura düzenlendiğini, ancak davalı tarafından fatura bedellerinin müvekkiline ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini, gümrük beyannameleri ve gümrük kayıtlarından teslimin kanıtlandığını, uyuşmazlığın ödemenin yapılıp yapılmadığı noktasında toplandığını, dava konusu alacağın likit alacak olması nedeniyle haksız itiraz karşısında %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı talep ettiklerini belirterek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan haksız davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin bahsi geçen fatura bedelini ….bank …. şubesinden verilen … nolu 24/05/2016 tarihli 199.000,00-TL tutarlı çek ile ödediğini, mahkemece bahsi geçen çek bilgilerinin bankadan getirtilmesini talep ettiklerini, bu yönüyle 24/05/2016 tarihindeki kur üzerinden müvekkilinin davacıya 59.671,00-Euro tutarındaki ödemeyi gerçekleştirdiğini, taraflar arasında işbu dava konusu faturalar dışında başkaca ilişki bulunmaması nedeniyle çekin bu faturalara mahsuben verildiğinin tartışmasız olduğunu, yine müvekkilinin fatura borcuna mahsuben 24/05/2016 tarihinde müvekkiline ait …. Bankası …. Şubesi …. nolu hesabından davacının …. Bankası TR …. ıban nolu hesabına 2.000,00-Euro karşılığı 6.600,00-TL’sini banka havalesi yolu ile gönderdiğini, ödemeye ilişkin dekont örneğini sunduklarını, 30.000,00-Euro’luk ödemenin ise davacının yurt dışındaki göndericisi firma … şirketine olan borcu için …. şirketinin ticari temsilcisi …’ya yapıldığını, ticari temsilci …nın gönderilen malların bedelinin davacı şirketten tahsil edilemediğini belirterek davacıya yapılacak ödemenin kendilerine yapılmasını istediğini, müvekkilinin de davacının dava dışı … ‘e olan borcuna mahsuben 30.000,00-Euro’yu 25/05/2016 tarihinde adı geçen şirket adına hareket eden ….’ya ödediğini, bahsi geçen ödemeye ilişkin tutanak örneğini sunduklarını, müvekkili tarafından … şirketine davacının borcu için yapılan ödemenin üçüncü kişinin borcu ifası mahiyetinde olup TBK m.526 vd uyarınca vekaletsiz iş görme kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, bu yönüyle davacı menfaatine yapılan ödemenin müvekkilinin davacı ile olan borç ilişkisinden mahsubu gerektiğini, borçtan geri kalan tutarın ise davacı şirkete elden ödendiğini, alacağın likit bir alacak olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacının fatura tarihi itibariyle faiz işlettiğini, müvekkilinin takipten önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle işlemiş faiz talebinin haklı olmadığını ileri sürerek borcun tamamı müvekkili tarafından ödendiğinden haksız davanın reddine, takibin iptaline, kötü niyetli takip nedeniyle %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; davalının ileri sürdüğü ödeme iddialarının tamamının asılsız olduğunu, çek ödemesini, banka havalesini yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini, ….’nın taraflarınca tanınmadığını, davalının …’e değil müvekkiline borçlu olduğunu, üçüncü kişilere müvekkili adına ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, yine davalının borcun kalan kısmının elden ödendiği iddiasını da kabul etmediklerini belirtmiştir.
Davalı vekili 2.cevap dilekçesinde; davacının cevaba cevaplarını kabul etmediklerini, çek bilgilerinin bankadan istenilmesini, havale dekontunu dilekçe ekinde sunduklarını, ….’nın … adına hareket ettiğini, davacının dava dışı … firmasına borcu bulunduğunu, zira dava dilekçesi ekinde sunulan antrepo beyannamesinden durumun anlaşıldığını, Ambarlı ve Mersin Gümrük Müdürlüklerine müzekkere yazılarak söz konusu yurt dışı firmanın Türkiye’de başka gönderi yaptığı şirketlerin isim ve adres bilgilerinin araştırılarak gönderi yapıldığı tespit edilen şirketlerden …. isimli kişinin … isimli dava dışı firmanın temsilcisi sıfatıyla hareket edip etmediğinin sorulmasını talep ettiklerini, müvekkilinin davacının yurt dışındaki firmaya olan borcu için 30.000,00-Euro’yu bu şirketin ticari temsilcisi ….’ya ödediğini, davacının borcu için yapılan ödemenin üçüncü kişinin borcu ifası mahiyetinde olup vekaletsiz iş görme kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davacı menfaatine yapılan 30.000,00-Euroluk ödeme hakkında takas mahsup talepleri bulunduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK 67.madde uyarınca ticari satım ilişkisinde cari hesap alacağının tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine 17/10/2017 tarihinde 98.020,80 Euro asıl alacak, 4.243,09-Euro faiz olmak üzere toplam 102.263,89-Euro alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-borçluya 20/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlunun 24/10/2017 tarihinde borca ve faize itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, tarafların kabulünde olan ticari satım ilişkisinden dolayı dava konusu iki adet fatura bedelinin davalı tarafından davacıya ödenip ödenmediği, davalının ödeme savunmasının yerinde olup olmadığı, davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve Kocasinan Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap verildiği, davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunduğu, yine bilanço esasına göre defter tuttuğu, faaliyetine devam ettiği, böylece davalının tacir sıfatında olduğu ve mahkememizin görevli bulunduğu anlaşılmıştır.
…..bank …… şubesine, …. Bankası ….Şubesine, Ambarlı ve Mersin Gümrük Müdürlüklerine de yazılan müzekkerelere cevap verilmiştir.
31/01/2019 tarihli duruşmada taraflar için uyuşmazlık konusu dönem olan 2016 yılına ilişkin 6102 sayılı T.T.K.’nun 64. maddesinde sayılan ve tacir tarafından tutulmak zorunda olan tüm ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş, 07/08/2019 tarihli raporda; davacının incelenen 2016 yılı yasal defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, ancak yevmiye defteri kapanış tasdikinin yapılmamış olduğu, davalının incelenen 2016 yılı yasal defterlerinin açılış tasdikleri ile yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı, davacı tarafından davalıya iki adet fatura düzenlendiği, düzenlenen faturanın toplam tutarının 98.020,80 Euro olduğu, söz konusu faturaların davalı tarafından tebliğ alındığı ve yasal defterlerine davacının alacağı olarak kaydedildiği, bu hususta tarafların defter kayıtlarında ihtilaf olmadığı, yine davalının davacı adına 199.000.-TL tutarındaki 24.05.2016 vadeli çek düzenlediği ve ayrıca davacının banka hesabına 6.600.-TLTık ödeme yaptığı, davacı her ne kadar dava aşamasında davalıdan tahsilat yapmadığını beyan etmişse de, davalının takip tarihinden önce davalıya toplam 205.600.-TL ödeme yapmış olduğu ve bu ödemelerin davacının incelenen defterlerinde davalının yaptığı ödeme olarak kayıt altına alındığının görüldüğü, şu halde davalının yapmış olduğu ödemelerin Euro’ya çevrilerek davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği, yapılan mahsup sonucu, davacının 36.482,34 Euro alacaklı olduğunun belirlendiği, davalı tarafın, 28.12.2017 tarihli cevap dilekçesine Ek 2 olarak 25.05.2016 tarihli tutanak sunduğu, söz konusu tutanağa göre ve davalının cevap dilekçesindeki beyana göre; davacının, dava dışı … firmasından mal aldığı ve bu firmaya borçlu olduğu, davalının, dava dışı … firmasının Türkiye temsilcisi olduğunu iddia ettiği dava dışı …’ya davacının borcuna mahsuben elden 30.000.-Euro nakden ödeme yaptığını ve bu ödemeye ilişkin tutanak düzenlediği, söz konusu ödemenin davacıya olan borcundan mahsup edilmesi gerektiğini, ancak davacı taraf tutanağın tarafı olmadığı gibi, davalı tarafından dava dışı …’ya yapıldığı iddia edilen ödeme için davacının bir onayı veya talebinin bulunmadığı, hukuki tavzih mahkemeye ait olmak üzere, davacı borcuna mahsuben dava dışı şirket temsilcisine ödendiği iddia edilen 30.000.-Euro’nun davacı alacağından mahsup edilmediği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 36.482,34 Euro alacaklı olduğu, davalı takip öncesi temerrüde düşürülmediğinden davacının takip öncesi işlemiş faiz talep hakkının doğmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı taraf yemin deliline açıkça dayanmış olduğundan ve davalı vekili 20/11/2019 tarihli dilekçesinde davacıya yemin davetiyesi tebliğini talep ettiğinden ;
“Tunus’da yerleşik … isimli firma ile irtibatımı …. isimli kişi ile sağlamadığıma, …. isimli şahsın ithalat için hurmaları satın aldığım … firması ile hiçbir bağlantısı olmadığına, …. isimli şahsı hiçbir şekilde tanımadığıma, … firma yetkilisi, …. ve … ile …’in ofisinde buluşmadığıma ve dolayısıyla hiçbir zaman aynı ortamda bulunmadığıma, … isimli …. firmasından satın aldığım hurmalara ilişkin tüm borcumu … firmasına ödediğime ve söz konusu hurmaların satışından kaynaklı olarak … isimli firmanın şirketimden ve benden hiçbir alacağının kalmadığına, … isimli firmanın kestiği faturanın ve şirketim tarafından yapılan ödemenin şirket kayıtlarında yer aldığına ve bu yönüyle kayıt dışı bir ticaret yapmadığıma, Davalı …’e şirketim tarafından kesilen toplamda 98.020,80EURO tutarlı faturanın malın gerçek satış bedeli olduğuna ve bu rakamın gerçek satış bedelinden daha yüksek olmadığına, Davalı …’in …. isimli kişiye ödediği 30.000 EURO’dan haberdar olmadığıma, bu konuda bana bilgi verilmediğine, … firmasına borcumu ödemediğim için … firmasının malları …’e devretmemi istediği ve bu devir için 2.000EURO talep etmediğime ve bana böyle bir para verilmediğine, bu hususların tüm dava dosyası kapsamında gerçeğe uygun olduğuna, ilişkin olarak belirlenen bu hususlarda yemin eda etmek üzere davacıya yemin davetiyesi tebliğ edilmiştir.
Davacı şirket yetkilisi …. 26/12/2019 tarihli duruşmaya katılarak yemin teklifini kabul ettiğini belirtmiş, usulüne uygun şekilde yemini eda etmiştir. Yemininde…’ten 2.000 Euroyu bankadan aldığını, …. isimli şahsı tanımadığını, … firmasına şu an borcum olduğunu, faturadaki tutar malın gerçek satış bedeli olduğun, başka para almadığını, …. isimli kişiye ödenen 30.000 Euro’dan haberi olmadığını, kendisine bilgi verilmediğini, …’in ofisinde bir kere buluştuklarını, yanlarında … ve başka bir kişi olduğunu, …’in arkadışı olduğunu, onu tanımadığını, adını unuttuğunu, … firmasını tanıdığını, … ülkesinde bir firma olduğunu, buradaki irtibatı kendisinin sağladığını, ….’nın alakası olmadığını, çekin kendi kayıtlarına işlendiğini, ama çeki almadığını, çekin …’te kaldığını, tanık olarak yanlarında ….’nün bulunduğunu …’in ofisinde toplandıkları gün …nın da orada olduğunu, o gün …’in kendilerine çek verdiğini, kendisinin imzaladığını, ama oradan birini çeki aldığını, sadece ciro olarak göstereceğiz dediklerini, İsa isimli bir kişinin çekin bedelini aldığını öğrendiğini, çek bedelinin şirkete alınmadığını, çek bedelini başka bir kişinin aldığını, çelişki üzerine sorulması üzerine ….’yı misafir olarak gördüğünü, daha önce bir tanışıklığının olmadığını, Tunus’lu bir bayanla evli olduğunu orda yaşadığını o anlattığını, …. ile hiç ticari ilişkisinin bulunmadığını beyan etmiş, beyanını imzasıyla tasdik etmiştir. yoktur.
Her ne kadar davacılar vekili 26/12/2019 tarihli duruşmada 199.000 TL’lik çek yönünden davalı tarafa yemin teklif edeceklerini, yemin metni hazırlamak için süre verilmesini talep etmiş ise de; davacının çekle ilgili yemin metni teklifinin davanın mahiyeti ve dosyaya sunulan deliller, kayıtlar ve bilirkişi raporu dikkate alınarak reddine oy birliğiyle karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu, toplanan ve sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, davacı ile davalı arasında yapılan …’tan …’ye girişi yapılacak bir miktar hurmanın alım satımına dayalı olarak düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu, icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Taraflar arasında ürün satımı konusunda anlaşma yapıldığı, bu anlaşma gereğince davalıya satışa konu hurmaların 30.03.2016 tarihinde gümrükte devredildiği, satışa konu mal bedeli olarak davalının 98.020,80 EURO ödemeyi taahhüt ettiği, buna istinaden davacı tarafça 30.03.2016 tarih ve … no’lu 49.588,80 EURO bedelli ve 30.03.2016 tarih …. no’lu 48.432 EURO bedelli 2 adet fatura düzenlendiği ancak davalının bu faturaları ödemediği gerekçesi ile davacının davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından icra takibi başlattığı, davalının takibe itiraz ettiği ve söz konusu itirazın iptali amacıyla iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı, 25.12.2017 tarihli cevap dilekçesi ile bahsi geçen fatura borcuna mahsuben ödemenin bir kısmının davalı … tarafından keşide edilen 24.05.3016 tarihli …bank … Şubesi tarafından verilen … no’lu hamiline yazılı çek ile yapıldığını yapıldığını, çekin tutarının 199.300,00 TL olduğunu ve 24.05.2016 tarihli kur üzerinden bu tutarın 59.671,00 Euro’ya tekabül ettiğini, ayrıca şirket hesabına 2.000 EURO tutarında havale gönderildiğini, 30.000 EURO’yu ise dacacının yurtdışındaki gönderici firma olan … şirketine olan borcuna mahsuben firma adına hareket eden ….’ya 25.05.2016 tarihinde tutanak karşılığı ödediğini ileri sürmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi tarafından 07/08/2019 tarihli bilirkişi raporu düzenlenmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; ” Davacı tarafından davalıya iki adt fatura düzenlendiği, düzenlenen faturanın toplam tutarının 98.020,80 EURO olduğu, söz konusu faturaların davalı tarafından tebliğ alındığı ve yasal defterlerine davacının alacağı olarak kaydedildiği, bu hususta defter kayıtlarında ihtilaf olmadığı; yine davalının davacı adına 199.000 TL tutarındaki 24.05.2016 vadeli çek düzenlediği ve ayrıca davacının banka hesabına 6.600 TL’lik ödeme yaptığı, davacı her ne kadar dava aşamasında davalıdan tahsilat yapmadığını beyan etmişse de, davalının takip tarihinden önce davacıya toplam 205.600 TL ödeme yapmış olduğu ve bu ödemelerin davacının incelenen defterlerinde davalının yaptığı ödeme olarak kayıt altına alındığının görüldüğü, şu halde davalının yapmış olduğu ödemelerin EURO’ya çevrilerek davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği, yapılan mahsup sonucu davacının 36.482,34 EURO alacaklı olduğunun belirlendiği; Davalı tarafın 28.12.2017 tarihli cevap dilekçesine EK 2 olarak 25.05.2016 tarihli tutanak sunduğu, söz konusu tutanağa göre ve davalının cevap dilekçesindeki beyana göre davacının dava dışı … firmasından mal aldığı ve bu firmaya borçlu olduğu, davalının dava dışı … firmasının Türkiye temsilcisi olduğunu iddia ettiği …’ya davacının borcuna mahsuben elden 30.000 EURO nakden ödeme yaptığını ve bu ödemeye ilişkin tutanak düzenlediği, söz konusu ödemenin davacıya olan borcundan mahsup edilmesi gerektiğini, ancak davacı taraf tutanağın tarafı olmadığı gibi davalı tarafından …’ya yapıldığı iddia edilen ödeme için davacının bir onayı veya talebinin bulunmadığı” bildirilmiştir.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.)
Taraflar arasında mal bedeli konusunda herhangi bir uyuşmazlık olmadığı saptanmıştır. Uyuşmazlık davalı tarafından 24.05.2016 vadeli çek ile yapılan 199.000 TL, davacının banka hesabına gönderilen 6.600 TL’lik ödeme ve dava dışı … firmasına davacının borcuna mahsuben elden yapılan 30.000 EURO tutarında ödemenin yapılıp yapılmadığı noktasındadır. Yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davalının davacı adına 199.000 TL tutarındaki 24.05.2016 vadeli çek düzenlediği ve ayrıca davacının banka hesabına 6.600 TL’lik ödeme yaptığı davacının defter ve kayıtlarından tespit edilmekle, davalının davacıya bu ödemeleri yaptığı hususunda kanaat edinilmiştir. Davalının dava dışı … firmasının Türkiye temsilcisi olduğunu iddia ettiği …’ya 30.000 EURO tutarında elden ödeme yaptığı iddiasına istinaden sunmuş olduğu tutanak bu miktar ödeme doğrudan davacıya yapılmadığından davacının buna dair muvafakatı yazılı beyanı da olmadığından ve dava dışı şirkete davalının davacıya olan borcuna mahsuben ödendiği iddiasını da ispata kabil olmadığından dikkate alınmamıştır.
Davalıya yemin deliline dava dilekçesinin deliller kısmında açıkça dayanmış olduğundan yukarıda belirtilen 30.000 EUR tutarındaki ödemeyi ispat zımmında yemin deliline dayanıp dayanmayacağı sorulmuştur. Davalı şirkete usulüne uygun yemin davetiyesi tebliğ edilmiş ve davalı şirket temsilcisi son oturumda usulüne uygun yemini icra etmiştir. Davacı şirket temsilcisi yeminli beyanında davalının iddia ettiği 30.000 EUR tutarındaki ödemeden haberi olmadığını, elden ödemenin söz konusu olmadığını bildirmiştir. Bu durumda davalının … firmasına davacının borcuna mahsuben 30.000 EURO tutarında yaptığı ödemeye yönelik iddiasının kabulü hukuken mümkün olmamıştır.
Hal böyle olunca tarafların iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının, icra takibine konu yaptığı alacaktan kısmi olarak 36.482,34 EURO alacağı olduğunun kabulü gerekmiş, taraflar arasındaki alacağın faturaya dayalı, hesap edilebilir ve likit nitelik arzetmesi nedeniyle davalı aleyhine kabul edilen alacak kısmı üzerinden %20 icra inkar tazminatı hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 36.482,34 Euro asıl alacak yönünden aynen devamına,
2-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden başlamak üzere ve davacının takipteki talebi aşılmamak üzere kamu bankalarınca 1 yıllık Euro mevduat hesabına fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı yürütülmek suretiyle devamına,
3-Bakiye talep yönünden davanın REDDİNE,
4-Hüküm altına alınan alacağın %20’si üzerinden takip tarihindeki efektif satış üzerinden Euro kuru esas alınarak hesap edilecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin şartları oluşmaması nedeniyle reddine,
6-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 11.250,87 -TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 5.366,85 TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 2.221,84 TL harcın mahsubuna, bakiye 3.662,18 TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 5.366,85 TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 2.221,84 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak davacı yararına tayin ve takdir olunan 15.832,19 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın reddedilen miktarı dikkate alınarak davalı yararına tayin ve takdir olunan 22.729,85 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Davacı tarafından sarfedilen 300,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.300,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 481,84 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından sarfedilen 73,70 TL tebligat ve müzekkere giderinden oluşan yargılama giderinin davanın red oranı dikkate alınarak takdiren 46,38 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
13-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/12/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸