Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/985 E. 2018/443 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/985
KARAR NO : 2018/443

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2016
KARAR TARİHİ : 07/06/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (kambiyo senetlerinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin babası …’ın 1981 yılında davalının abisi olan …’dan 1.500,00-Alman markı borç aldığını, işbu borca karşılık boş ve imzalı bir adet senet verdiğini, borcunu peyderpey ödediğini, ancak … Almanya’da bulunduğu için senet aslını geri alamadığını, bu olaya …’nın da tanık olduğunu, bedeli ödenen boş senedin … tarafından babası …’a verildiğini, borcun ödendiği ve senedin hükümsüz kaldığından haberdar olan davalının boş senedi bir şekilde ele geçirip doldurarak ya da doldurtarak senedi abisi … adına kendisi cirolayarak ve ayrıca kendi cirosunu yapmak suretiyle Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığını, davalı hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunduklarını, ayrıca müvekkillerinin davalının yapmış olduğu takibe Bakırköy …İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile itiraz ettiklerini, yargılamanın devam ettiğini belirterek öncelikle müvekkillerinin ekonomik durumu kötü olduğundan Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına, müvekillerinin işbu takip dosyasından dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, takip dosyasına konu 04/04/2010 düzenleme, 15/02/2014 ödeme tarihli senedin davalı tarafından imza taklidi yapılarak gerçeğe aykırı olarak düzenlenerek takibe konulduğundan ve ayrıca senet zamanaşımına uğradığından icra takibinin iptaline, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle dava değerinin % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; takibe konu bononun gerçek olup kambiyo senedi vasfında bulunduğunu, bononun üzerindeki düzenleme tarihinde, davacıların murisi tarafından düzenlenerek müvekkilinin abisi …’a verildiğini, murisin 2012 yılında vefat etmesi ile taraflar arasında bononun ödenmesi yönünde girişimler olmuş ise de ödeme yapılmadığını, mirasçıların tarafların akraba olması nedeniyle müvekkilinin icra işlemine cesaret edemeyeceği varsayımıyla ödeme yapmayı reddettiklerini, davacıların senedin verildiğini ve borcun varlığını kabul ettiklerini, Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında da ikrarları bulunduğunu, müvekkilinin dava konusu senedi tahsil etmek amacıyla Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığının davacılar tarafından öğrenilmesi üzerine davacılardan … ve … tarafından ölümle tehdit edildiğini, bununla ilgili Bakırköy C.Başsavcılığı’na şikayette bulunduklarını, soruşturmanın devam ettiğini, senede karşılık senetle ispat kuralı gereğince davacıların iddialarını yazılı delille ispat etmeleri gerektiğini, davacı mirasçıların külli halef olduklarını, bononun sebepten mücerret olduğunu, senedin müvekkilince doldurulduğu iddiasının doğru olmayıp ispata muhtaç olduğunu, senedin müvekkiline abisi … tarafından ciro edilerek verildiğini, kardeşler arasındaki ilişkinin davacıları ilgilendirmediğini, yine davacıların zamanaşımı iddiasının da yerinde olmadığını, senetteki tarihlere göre zamanaşımının dolmadığını, kaldı ki zamanaşımı iddiasının icra hakimliğinin görevine girdiğini belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Dava; icra takibine konu edilen senetten dolayı İİK.nun 72.maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer taraf delilleri mahkememizce toplanmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası Uyap üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davalı tarafından davacılar aleyhinde 24/08/2016 tarihinde 15/02/2014 vade tarihli, 1.000.000,00-TL tutarlı senetten dolayı 1.000.000,00- TL asıl alacak, 227.095,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.227.095,89 TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, üçüncü şahıslara haciz ihbarnamelerinin gönderildiği ve bir kısım menkul ve gayrimenkullerin haczedildiği, dosyada herhangi bir ödemenin bulunmadığı, takibin derdest olduğu,senet sureti incelendiğinde keşidecisinin …, lehdarın …, ilk cironun …, ondan sonraki hamilin … oldukları görülmüştür.
Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyasının Uyap üzerinden gönderilen örneği incelendiğinde; yukarıda incelenen takip dosyası borçluları olan mahkememiz dosyasındaki davacılar tarafından takip dosyası alacaklısı aleyhinde açılan borca itiraz davası olduğu, davanın 05/09/2016 tarihinde açıldığı, yapılan yargılama sonucunda itiraz davasının yasal sürede açıldığı, davacıların senedin müteveffa babaları … tarafından düzenlendiğini kabul ettikleri, bononun sebepten mücerret olduğu,alacaklı ile olan iç ilişkilerinin dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği, TTK’nun 661/1 maddesi gereğince bonoda zamanaşımının vade tarihinden itibaren 3 yıl olduğu, takibe konu senette vade tarihi 15/02/2014, takip tarihi 24/08/2016 olmakla senedin zamanaşımına uğramadığı, ileri sürülen iddiaların yazılı delille ispatının zorunlu olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verildiği, davacılar tarafından İstinaf edildiğinden kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasında mahkememizdeki davaya konu olan bono ile ilgili şüpheli … hakkında yapılan soruşturmada müşteki …’ın senet arkasındaki cironun kendisine ait olduğu yönündeki beyanı uyarınca senet üzerinde herhangi bir sahtecilik durumunun söz konusu olmadığı, bu nedenle eylemin bedelsiz senedi kullanma ve açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçlarına dönüştüğü, açığa imza atılarak verilen senetlerin anlaşmaya aykırı olarak doldurulması ya da bedelsiz kalmış olan senedin kullanılması halinde bu durumun ancak yazılı delille ispatı gerektiği, bu konuda tanık dinlenmesi imkanının bulunmadığı, şüphelinin elindeki boş senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğuna dair yazılı bir delil ibraz edilmediği, bu nedenle atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, müştekilerin takipsizlik kararına itiraz ettiği, itirazın Bakırköy … Sulh Ceza Hakimliği’nin … tarihli D.İş kararı ile reddedildiği, böylece takipsizlik kararının kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce İİK.nun 72/3.maddesi uyarınca icra takip dosyasında icra veznesine yatan ve/veya yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, teminat yatırılmadığından ihtiyati tedbir uygulanmamıştır.
Davacılar vekili 05/03/2018 tarihli ıslah dilekçesinde; menfi tespit davasını tamamen ıslah ettiklerini, dava konusu bononun tamamen sahte olup keşideci …’ın imzasının sahte olarak atıldığını, senet arkasındaki cironun …’a ait olmadığının savcılık soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, yine …’ın Alman resmi makamlarına verdiği ifadesinde senedi amcası …’dan 1980-1981 yıllarında aldığını ikrar ettiğini, 2006 yılında senede pul yapıştırmanın kalktığını, senet üzerindeki damga pulunun 1980-1981 yıllarında basılan pul olduğunu, senette malen kaydının bulunduğunu, oysa davalının nakit alacağı olduğunu söylediğini, senedin talil edildiğini, ispat yükünün yer değiştirdiğini ileri sürerek imza incelemesi yapılarak senetteki imzanın müvekkillerinin murisi …’a ait olmadığının tespitine, senedin ilk cirantası …’ın cirodaki imzasının sahte olduğunu, bu sebeple takip dosyası alacaklısı …’ın alacaklı sıfatının doğmadığını, müvekkillerinin takibe konu senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, ıslaha karşı beyanlarını içeren 20/03/2018 tarihli dilekçesinde; ıslahın kötü niyetli olduğunu, Bakırköy …İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davacıların senetteki imzanın murisleri …’a ait olduğunu ikrar ettiklerini, ödendiği iddiasını ispatlayamadıkları, HMK 179/2 maddesi gereğince ikrarın ıslahla düzeltilemeyeceğini, huzurdaki davada da davacıların murise ait imzaya itiraz etmediklerini, ciranta …’ın kendisinin cirodaki imzaya herhangi bir itirazı bulunmadığını, bu nedenle davacıların bu iddialarının dinlenemeyeceğini, müvekkilinin haklı ve meşru hamil olduğunu, imzaların bağımsızlığı ilkesi uyarınca keşidecinin kendi imzasından sorumlu olduğunu ve cirantanın imzasının sahteliğini ileri süremeyeceğini, kaldı ki imzanın ciranta …’a ait olmaması halinde dahi, bu hususun senedin geçerliliğini etkilemeyeceğini, davacıların ikrarının ıslah yoluyla ortadan kaldırılamayacağını belirterek ıslah talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, icra hukuk mahkemesi dosyası, savcılık soruşturması ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davacılar dava konusu senedin murisleri … tarafından imzalı ancak diğer kısımları boş olarak düzenlendiğini, senedin imza dışındaki diğer kısımlarının anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğunu, tanzim tarihinin gerçeği yansıtmadığını, gerçekte senet miktarının 1500 Alman Markı olup bu miktarın ödendiğini, dava dışı …’a ait ciro imzasının sahte olduğunu, senedin zaman aşımına uğradığını ileri sürerek senetten ve icra takibinden dolayı borçlu olmadıklarının tespitini istemişlerdir. Davalı taraf ise, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfında bulunduğunu, bononun, üzerindeki düzenleme tarihinde davacıların murisi tarafından düzenlenerek müvekkilinin abisi …’a verildiğini, davacıların senedin verildiğini ve borcun varlığını kabul ettiklerini, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince iddiaların yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, davacıların iddialarının doğru olmadığını, imzaların bağımsızlığı ilkesi gereğince ciro imzasının sahte olduğuna ilişkin itirazın ancak … tarafından ileri sürülebileceğini savunmuştur.
İcra takibine konu edilen senet kıymetli evrak niteliğinde “bono” vasfındadır. Boş senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğuna dair yapılan şikayet üzerine davalı-senet alacaklısı … hakkında başlatılan savcılık soruşturmasında takipsizlik kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Davacılar ayrıca Bakırköy …İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında aynı iddialarla ilgili borca itiraz davası açmışlar, yargılama sonunda senedin zamanaşımına uğramadığı, davacıların senetteki imzanın müteveffa babaları … tarafından atıldığını kabul ettikleri, davacıların borçlu olmadıklarına dair yazılı belge sunamadıkları gerekçesiyle mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Gerek savcılık dosyasında, gerek icra hukuk mahkemesi dosyasında ve gerekse mahkememiz dosyasında davacılar dava konusu senetteki keşideci imzalarının murisleri …’a ait olduğunu ikrar etmişlerdir. HMK’nun 179/2 maddesi uyarınca ikrar ıslah ile geçersiz kılınamaz. Bu sebeple davacıların senetteki keşideci imzalarının muris …’a ait olmadığına ilişkin ıslah talepleri yerinde görülmemiştir. İmzaların istiklali ilkesi uyarınca davacılar ciro imzasının …’a ait olmadığını ileri süremezler. Bu itiraz ancak dava dışı … tarafından yapılabilir. Davada ispat yükü davacılarda olup, davacıların senedin boş olarak verildiği ve anlaşmaya aykırı düzenlendiğini senede karşı senetle ispat kuralı gereğince yazılı delille ispat etmeleri gerekmektedir.Davacılar bu iddialarını yazılı delille ispat edememişlerdir. Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 06/02/2013 tarih … esas, … karar sayılı ilamında ifade edildiği üzere, senedin üzerine yapıştırılmış olan pulun eski tarihli olması, senedin geçerliliğini olumsuz yönde etkilemeyeceği gibi davacıların iddialarını da kanıtlayacak nitelikte kabul edilemez. Açıkça yemin deliline dayanılmadığından mahkememizce yemin teklifi hatırlatılmamıştır. Dava konusu senet bono unsurlarını taşıdığından vade tarihinden itibaren 3 yıllık süre dolmadan icra takibine konulmuş olmakla zamanaşımına uğramadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler karşısında; dava konusu senedin kıymetli evrak niteliğinde “bono” vasfını taşıdığı, zamanaşımına uğramadığı, davacıların senetteki keşideci imzalarının murisleri …’a ait olduğunu ikrar ettikleri, HMK 179/2 maddesi uyarınca ikrarın ıslah suretiyle geçersiz kılınamayacağı, ciro imzasının dava dışı …’a ait olmadığına ilişkin itirazın davacılarca ileri sürülemeyeceği, imzaların istiklali ilkesi uyarınca keşidecinin kendi imzalarından sorumlu olduğu, senedin üzerine yapıştırılmış olan pulun eski tarihli olmasının senedin geçerliliğini etkilemeyeceği, senedin imzalı ancak boş olarak verildiği ve anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğuna yönelik iddianın yazılı delille ispatı gerektiği, ispat yükünün davacılarda olduğu, bu hususun ispatına ilişkin davacılar tarafından yazılı delil sunulamadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine, mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararı uygulanmadığından bu sebeple tazminat koşulları oluşmadığından davalı yanın tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacıların davasının reddine,
2-Koşulları oluşmadığından davalı yanın tazminat talebinin de reddine,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL ilam ve karar harcının davacılar tarafından yatırılan 20.955,74 TL harçtan mahsubuna, artan 20.919,84 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 60.762,88 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
6- Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı … ile taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Kâtip …