Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/959 E. 2020/641 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/959
KARAR NO : 2020/641

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/11/2016
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; trafik kazası sonucunda müvekkilinin uğradığı zararlardan dolayı her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, trafik kazası sonucunda rizikonun gerçekleşmesi ve müvekkilinin ağır yaralanması ve … Sigorta A.Ş tarafından da karşısında uğradığı tüm maddi zararlar nedeniyle şimdilik 15.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … … Sigorta A.Ş, … Sigorta A.Ş, … Turizmin aracın şoförü … ve araç sahibi …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı … Turizm aracının şoförü … ve araç sahibi … hakkında da kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte 50.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Turizm ve … vekilleri cevap dilekçesinde özetle; öncelikle mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini belirterek, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davacı tarafın yasal süresinde yapacağı başvuru üzerine dosyanın yetkili ve görevli Emirdağ Asliye Ticaret Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin de davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Adli Tıp Kurumunun davacı … hakkında düzenlediği 25/12/2019 tarihli maluliyet raporunda özetle; mevcut belgelere göre … ve …. kızı 1949 doğumlu …’in 11.04.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre Şekil 2.10’a göre fleksiyon kaybı için özür oranı % 1, ekstansiyon kaybı için % 3 (omuz ekleminde fleksiyon ekstansiyon kaybına bağlı özür oranı %1+%3=%4), Şekil 2.11’e göre adduksiyon kaybı için % 1, Şekil 2.12’ye göre iç rotasyon kaybı için % 1 özürlülük mevcut olduğu, % 4 + % 1 + % 1 = % 6 omuz ekleminin hareket kısıtlılığına bağlı üst ekstremite özür oranı, Şekil 2.9’a göre sağ dirsek ekleminde supinasyon kaybı için üst esktremite özür oranı % 3, Şekil 2.6’ya göre palmar fleksiyon kaybı için özür oranı % 2, Şekil 2.7’ye göre radial deviasyon kaybı için % 1, ulnar deviasyon kaybı için % 1, el bilek ekleminde hareket kaybına bağlı özür oranı % 2 + %1 + %1 = %4 olduğu, Balthazaard formülüne göre (% 6, % 3, % 4) üst ekstremite özür oranı % 12, Tablo 2.3’e göre tüm vücut özür oranı % 7 olarak tespit edildiğine göre, kişinin tüm vücut engellilik oranının % 7 (yüzdeyedi) olduğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 27/09/2019 tarihli raporunda, alternatifin kabul edilmesi durumunda, davalı sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, alternatifin kabul edilmesi durumunda davalı sürücü …’in %75 oranında kusurlu olduğu, plakası belirlenemeyen ve nereden geldiği belli olmayan otomobil sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğunu bildirilmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile hasar dosyası ve Adli Tıp Kurumunun kusur ve maluliyet raporları üzerinde inceleme yapılarak olay tarihi itibariyle davacının davalılardan alacağı varsa saptanması için bilirkişi heyetine verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 10/08/2020 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacının nihai ve gerçek tedavi gideri maddi zararının 13.500,00 TL olduğunu, ihbar olunan … Sigorta Şirketi tarafından düzenlenen Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası (Taşımacılık) kapsamında bulunan nihai ve gerçek geçici işgörmezlik maddi zararının 4.709,84 TL ve sürekli işgörmezlik maddi zararını 20.744,32 TL olduğunu, davalı … … Sigorta A.Ş tarafından düzenlen Koltuk Ferdi Kaza Sigortası poliçesi kapsamındaki nihai ve gerçek sürekli işgörmezlik maddi zararının 12.250,00 TL olduğunu, temerrüt başlangıcının davalı … … Sigorta A.Ş yönünden 07/08/2016 tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden 11/04/2016 tarihi ve faiz nevinin avans faizi olduğunu bildirmişlerdir.
Dosyaya getirilen yanlara ait tüm deliller, hasar dosyası, davalı … şirketinin belgeleri ile Adli Tıp Kurumunun kusur ve maluliyet raporları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Kaza tarihi olan 11/04/2016 günü …..’in sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile davacının da aralarında bulunduğu yolcuları götürmekte iken hakimiyeti kaybederek yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu kaza nedeni ile davacı … yaralanmıştır.
Dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın … Sigorta A.Ş ZMMM sigortacısı, … Sigorta A.Ş koltuk sigortası, … A.Ş’nin ise taşımacılık sigortacısı olduğu yanlar arasında ihtilafsızdır.
… plakalı araç, 15/11/2015-15/11/2016 vadeli Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçesi ile davalı … … Sigorta A.Ş tarafından sigortalanmış olup, anılan poliçenin sakatlık halinde teminat limiti 175.000,00 TL’dir. Ferdi Kaza Koltuk Sigortası, can sigortası türünde olup, riziko gerçekleştiğinde kusur durumuna bakılmaksızın zarar görenin maddi zararı teminat limiti sınırları içerisinde kendisine sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerekmektedir. Buna göre; davacı …’in Ferdi Koltuk Sigortası kapsamında talep edebileceği maddi zararı 175.000.00 TL teminat *7 maluliyet 12.250,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davacıda davasını 36.200,00 TL daha ıslah ederek bilirkişinin saptadığı 51.200, 00 TL çıkartarak davalılara tebliğ ettirmiştir.
…. plakalı araç 16/11/2015-16/11/2016 vadeli ZMSS poliçesi ile sakatlık halinde 310.000,00 TL teminatla davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından sigortalanmıştır. Davacının sürekli işgöremezlik maddi zararı 20.744.32 TL olup, 310.000.00 TL tutarındaki taşımacılık sigortası poliçesi teminat limitinin altında kalmaktadır.
Dava dilekçesinde temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmektedir. Karayolları Trafik Kanunun 99 maddesinde; “MADDE 99-Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiş iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” denmektedir. Dosyada mevcut hasar dosyasındaki ihtarnameden davalı … şirketine tazminat ödemesi yapılması için ihtar/ihbar edildiği anlaşılmaktadır. Ancak, ihtarnamenin hangi tarihte tebliğ edildiğine ilişkin belge mevcut değildir. Bununla birlikte maddi zararın tespit için gerekli tüm belgelerin ihtar ile birlikte tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Buna göre davalı … … Sigorta A.Ş Sigorta yönünden temerrüt başlangıç tarihi 02/11/2016 dava tarihidir. İşleyecek faiz talep ile bağlı kalınarak yasal faizdir.
Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile toplam 51.200 TL’nin 02/11/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. (Mahkememiz kısa kararında sehven avans yazdığı anlaşılmakla bu hususun yasal olarak düzeltilerek gerekçeli kararda düzeltilmesi gerekmiştir.)
Manevi tazminat talebi bakımından ise davanın dayanağı, Türk Medeni Kanunun 24.ve Türk Borçlar Kanununun 49.ve 56. maddeleridir.
MK’nun 24.maddesinde “Şahsiyet haklarının hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğraması”koşulu öngörülmüş, maddede belirtilen hususlar kanıtlandığı takdirde, manevi tazminat isteme hakkı doğmuş olacağı kabul edilmiştir.
Kişisel haklar, kişinin kendi hür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlar. Bu hak insanın doğumu ile kazanılan ve kişiliğe bağlı olan bir haktır.
Bedensel zararlarda, kişinin manevi değerlerinden olan vücut bütünlüğünün korunması hakkı çerçevesinde manevi zarar olarak değerlendirilmelidir.
Olayımızda, meydana gelen kaza nedeniyle davacının vücut bütünlüğü zarar görmüştür. Vücut bütünlüğü de kişilik haklarından olup, yaralanması nedeniyle, ızdırap çeken, canı acıyan, davacının kişilik haklarının hukuka aykırı bir şekilde ağır ve haksız bir tecavüze uğradığı ve bu nedenle de manevi tazminat talep edebileceği kabul edilmelidir. Üstelik davacının yaşı da dikkate alındığında çektiği acı daha da ağır olmuştur.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davalı sürücünün kusur oranı, kazanın meydana geliş şekli, davacının yaralanmasının niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve diğer hususlar gözetildiğinde sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde talep edilen manevi tazminatın kısmen kabulü ile 19.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile toplam 51.200,00 TL’nin 15.000,00 TL sinin dava tarihi olan 02/11/2016 tarihinden 36.200,00 TL sinin de ıslah tarihi olan 25/08/2020 itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜNE, 19.000,00 TL nin kaza tarihi olan 11/04/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …, … ve … Turizm A.Ş’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 4.795,36 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 222.01 TL peşin harç, 616.00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.957,35 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
Maddi tazminat yönünden; davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 7.456,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Manevi tazminat yönünden; davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalı …, … ve … Turizm A.Ş’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafından ödenen 29,20 başvurma harcı, 222,01 TL peşin harç, 616.00 TL ıslah harcı, 1.200.00 TL bilirkişi ücreti, 1.319.70 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.386.91 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 30/09/2020
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza