Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/955 E. 2018/339 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

BAKIRKÖY (1) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2016/955
KARAR NO : 2018/339

DAVA : İSTİRDAT (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2016
KARAR TARİHİ : 09/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin iş yerinde kot yıkama işiyle uğraştığını, Müvekkili ile …A.Ş. arasında elektrik enerjisinin alınması hususunda anlaşma yapıldığını, müvekkili davalının … numaralı abonesi olduğunu, 10/10/2016 tarihinde iş yerinde denetim yapan davalı şirket çalışanları tarafından müvekkili tarafından kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle tutanak tutulduğunu bu işlemden sonra 21/10/2016 tarihinde müvekkiline kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle “kaçak elektrik kullanımı ek tahakkuk” adı altında ceza verildiğini, kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle müvekkiline topiam tahakkuk eden miktar 326.314,20-TL olduğunu, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline tahakkuk ettirilen kadar elektrik enerjisi kullanması, tüketmesi mümkün olmadığını, davalı 12 aylık bir dönem için müvekkile 326.214.20-TL ek tahakkuk yaptığını, müvekkile ait iş yerinde bulunan elektrik aboneliğinden dolayı aynı dönem içerisinde müvekkili ayrıca aylık ortalama 20,000,00-TL civarında elektrik faturası ödediğini, her ikisi eklendiğinde müvekkiline aylık ortalama yaklaşık 55.000,00-TL elektrik bedeli ödeyeceğini, müvekkilinin bu kadar bedelli bir elektrik enerjisi tüketmesi mümkün olmadığını, ek tahakkukta belirtilen kadar elektrik tüketilmesi halinde tesiste bulunan elektik aksam ve ait yapısı böyle bir tüketime cevap veremeyeceğini, elektrik alt yapısı aylık ortalama 55.000,00-TL’lik bir tüketimi kaldıramayacağını, davalı tarafın yetkilileri tarafından yapılan tespitte tutulan tutanakta kaçak olarak kullanıldığı belirtilen elektrik akımı R:S90 S:S9G T:S83 olarak belirtildiğini, bu akımda davalının tahakkuk ettirdiği kadar elektrik enerjisinin tüketilmesi mümkün olmadığını, bu husus bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacağını, davalı kurumun 09/09/2016 tarihinde ve bu tarihten önce birçok kez tesisi denetlemeye geldiğini, yapmış oldukları denetimlerinde hiç birisinde kaçak elektrik kullanıldığını tespit edilmediğini, müvekkilinin tesisin üretim kapasitesini artırmak için tesise 2016 yılı kurban bayramından sonra yeni makineler aldığını, bu makinelerin üretime girmesi ile tesiste çalışan bir kısım çalışanlar, elektriğin yetersiz olduğunu düşünerek kaçak elektrik kullandıklarını, müvekkilinin usulsüz olarak kullanılan bu elektriğin bedelini her şart ve koşulda ödemeye razı olduğunu, bu konuda usulüne ve hukuka uygun hesaplanacak her türlü tahakkuk bedelini ve cezayı ödemeye hazır olduklarını, ancak davalı daha önceki kontrol ve denetimlerinde hiçbir şekilde kaçak kullanım tespit tarihlerde kaçak kullanımı söz konusu olmadığını, yapılan tespit ve hesaplama işlemi usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan görüşmelerde 12 ay için hesaplama yapıldığı belirtildiğini, hesaplamada hangi kriterlerin ve hangi tüketim değerlerinin baz alındığını bilemediklerini, ancak tüm bir yıl için sabit bir tutar üzerinden hesaplama yapılması hatalı bir yöntem olduğunu, 1 yıllık çalışma döneminde tesisin yeni sahip olduğu makinelere ve üretim seviyesine sahip olmadığını, aynca tesisin çalışmadığı kapalı olduğu dönemler bulunduğunu, tesis, resmi tatil ve hafta sonlarında çalışmadığını, bu tarihlerde tesisin elektrik tüketmesi imkansız olduğunu, tesisin üretim yapamadığı zamanlara ait tüketim yapılmış gibi ek tahakkuk uygulandığını, işlem bu açıdan da hatalı olup ayrıca yeni bir hesaplama yapılması gerektiğini, hesaplamanın 10/10/2016 ile 21/10/2016 tarihleri arasındaki kullanım miktarı esas alınarak yapılmakta ise hatalı olduğunu, bu tarihlerde iş yerinde sipariş yoğunluğu olup tesis neredeyse tam kapasite çalıştığını, Tüm bir yıl boyunca tüketimin bu düzeylerde olduğunu kabul edip bu yönde hesaplama yapılması hakkaniyete aykırı olduğunu, bazı dönemler ise sipariş olmaması sebebiyle neredeyse çalışamaz hale geldiğini, yine tesiste bulunan birçok makine yeni getirildiğini bu makineler son 2 aydır kullanıldığını, bu makineierin 1 yıldır üretim yapıyormuş gibi hesaplamaya dahil edilmesi mümkün olmadığını, sonuç olarak müvekkilinin, davalıya, davalının belirttiği ve faturalandırdığı miktarda bir borcu bulunmadığını, davalının likit olmayan ve itiraz edilen alacak talebinin kabulü için usulüne uygun hesaplama yapılması gerektiğini, davalının yapmış olduğu hesaplama ve istediği bedelin kabulünün mümkün olmadığını, Müvekkiline elektrik faturasının tebliğ edildiği gün elektriğin kesilmesi ve üretimin durdurulması için işlem yapıldığnı, davalının, henüz muaccel olan, müvekkilinin temerrüde düşürüldüğü bir alacağı dahi ortada yokken müvekkili elektrik arzını durdurmakla tehdit ettiğini, elektriğin kesilmesinin müvekkili açısından ticari hayatının bitmesiyle eşdeğer olduğunu, son ödeme tarihi gelememiş olmasına karşın müvekkili elektriğin kesilmesi ile tehdit edilerek ödemenin yapılması sağlanmaya çalışıldığını, müvekkili bu dönem içerisinde zorunlu olarak ödeme yapmak zorunda kaldığını, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline ait tesisin elektriğinin kesilmesi halinde müvekkili ekonomik olarak telafisi imkansız zararlara uğrayacağını,bu halde tesiste bulunan işçiler de işlerinden olacağını, bu durum hem işçiler hem de müvekkil açısından telafisi imkansız zarar doğacağını, müvekkilin telafisi imkansız zararla uğramaması için HMK m. 389 ve devamı uyarınca dava sonuçlanıncaya kadar mahkemece belirlenecek teminat karşılığında teminatlı veya teminatsız olarak elektriğin ek tahakkuk bedeli ödenmemesi sebebiyle kesilmemesine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı, hak düşürücü süre ve yetki itirazında bulunduğunu, Müvekkil şirketin merkezinin “…Mah, … Cad. No: …. …. olup, yetkili mahkemelerin İstanbul Çağlayan mahkemeleri olduğunu, belirsiz veya kısmi dava açılmış olmasını da kabul etmediklerini, belirsiz ya da kısmi dava açması ve dava değerini 10.000,00-TL olarak düşük göstermesi usul hukukuna aykırı olduğunu, Dava değeri belli olduğunu, müvekkili şirketin kayıtlarında yapılan incelemede, dava konusu …. nolu tesisatta 10/10/2016 tarihinde müvekkili şirketin personelince mahallinde yapılan incelemede kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiğinin görülmüş olduğunu, Müvekkili Şirketin kayıtlarında yapılan incelemelerde, …. numaralı tesisata ait mahalde 10/10/2016 tarihinde yapılan kontrolde fabrika arazisindeki köşk tipi trafonun AG çıkışından 3×120 mm kablo vasıtası ile kontaktör kontrollü kaçak enerji kullanıldığının tespit edilerek, davacı … adına …. numaralı zabıt tanzim edildiğini,…. numarah zabıt tahakkuku yapılırken OSOS verilerinden 17,10.2016-10,10,2016 tarihleri arası zabıt tutulduktan sonraki 7 günlük ortalama tüketimden çalışılarak geçmişe dönük 10/10/2016-30/09/2016 tarihleri arası kaçak tahakkuk. 30/09/2016-15/10/2015 tarihleri arası kaçak ek tahakkuk olarak hesaplama yapılmış olduğunu, hesaplama yapılırken geçmişteki tüketimlere bakıldığında abonenin birçok zaptının mevcut olduğunu, kaçak kullanımı kendisine alışkanlık haline getirdiğinin açıkça görülmekte olduğunu ve geçmişe dönük sağlıklı bir veri bulunmadığından dolayı hesaplama yapılırken zabıt tutulduktan sonraki tüketim dikkate alınmış olduğunu, zabıt tespit edilen anlık güç (256 kW) ya da sistemdeki kurulu güç (266,67 kW) üzerinden hesaplanırsa da yapılan hesabın abonenin zabıttan sonraki tüketiminden yapılan hesapla yaklaşık aynı olacağı görülmekte olduğunu, zabıtta belirtilen verilere bakılacak olursa T:21605. Tl; 11561, T2:5287, T3:4756 olup demantı P = 6,4 kW x40(2Q0/5) = 256 kW olduğunu, zaman değeri hesaplanırken; zaman dilimleri arasında en yüksek ortalamadan çalıştığını kabul edersek maksimum tüketimle minimum tüketim 20 saatlik çalıştığım, (Tl; 11561 kWh/llh = 1051 kWr T2:5287 kWh/5h = 1057 kW,T3:4756 kWh/8h = 594 kW; en yüksek ortalamadan çalıştığını kabul edersek; t = T/T2 = 21605 kWh/1057 kW = 20 saat olduğunu) hesaplamanın, tahakkuk tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği ve mevzuata uygun olduğunu ve hata söz konusu olmadığını, davacı tarafın ikrar ettiği gibi kaçak elektrik kullandığını belirterek, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, elektrik abonesi olan davacıdan haksız olarak tahsil edildiği iddia edilen kaçak elektrik bedelinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve bu bedelin iadesi talepli istirdat istemine ilişkindir.
Davacının davalıya borcu olup olmadığı, davalı tarafından uygulanan kaçak işleminin yerinde olup olmadığı, tahakkuk ettirilen kaçak bedelinin yönetmeliğe uygun olup olmadığı, davacı tarafından ödendiği iddia edilen paranın istirdatının gerekip gerekmediği noktalarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi …. ve …. tarafından düzenlenen 28/08/2017 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacının, elektrik kullanım şeklinin, 8 Mayıs 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ELEKTRİK PİYASASI TÜKETİCİ HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ MADDE 26 – (1) b) ‘ye göre kaçak elektrik kullanımı olduğu, davalı tarafından davacı adına düzenlenmiş olan, 10/10/2016 tarihli ve …. seri no ‘lu “Kaçak / Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağına istinaden, 8 Mayıs 2014 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe giren ELEKTRİK PİYASASI TÜKETİCİ HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ ‘nin ilgili maddelerine istinaden, rapor içeriğinde açıklamalı ve detaylı olarak yapmış olduğumuz hesaplamalarla, davacının kullanmış olduğu Kaçak Elektrik Tüketim Bedelinin 22.449,55 TL. (Yirmi İki Bin Dört Yüz Kırk Dokuz Lira, Elli Beş Kuruş) ve Geriye Dönük Ek Normal Elektrik Tüketim Bedelinin ise 296.793,46 TL. (İki Yüz Doksan Altı Bin Yedi Yüz Doksan Üç Lira, Kırk Altı Kuruş) olduğu, davalının yapmış olduğu dava konusu tahakkuklarda, EPDK tarafından yayınlanmış olan ve 2016 yılı itibari ile elektrik tüketicilerine uygulanacak Ulusal Tarife içerisinde PSH Bedeli bulunmamasına rağmen bu bedeli tahakkuka eklemiş olduğu, yine aynı şekilde 2016 yılı itibari ile elektrik tüketicilerine uygulanacak Ulusal Tarife içerisinde bulunmamasına rağmen ek tüketim tahakkukuna 2016 yılı içinde PSH, İletim ve Kayıp bedellerini de eklemiş olduğu görülmekte olup, 2016 yılı ve 2015 yılı hesaplamaları içerisinde kalan dağıtım bedelleri ile 2015 yılı hesaplamaları içerisinde kalan dağıtım bedeli, iletim bedeli, PSH bedeli ve kayıp kaçak bedeli kalemlerinin, davalının o dönem itibariyle geçerli olan EPDK ‘mn düzenleyici işlemlerine uygun olduğu ve davalının söz konusu alacak kalemlerini EPDK Kurul kararları gereği tahsil etmek zorunda olduğu, bu nedenle raporda tarafımızdan yapılan hesaplamalara, davalı tarafından tahsil edilmesi zorunlu olan bu kalemlerin tutarları da, ilgili dönemde EPDK tarafından yayınlanmış olan Ulusal Tarife Birim fiyatlarına uygun olarak dahil edildiği, davalının yapmış olduğu tahakkuklarda, kaçak ve Ek Kaçak tahakkuklarında hesaplamış olduğu davacının günlük elektrik tüketim miktarı, kaçak ve ek kaçak elektrik kullanım süreleri ve bu sürelerdeki elektrik (aktif enerji) tüketim miktarlarını yönetmeliğe uygun olarak hesaplamış olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
13/02/2018 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; davacının, 28/08/2017 tarihli kök raporlarına karşı olan itiraz ve beyanları değerlendirilmiş olup, hem kök raporları içeriğinde, hemde bu ek raporları içeriğinde yapmış oldukları değerlendirme, hesaplama ve açıklamalarla kök raporlarında ilgili hiçbir şüphe ve tereddütlerinin olmadığı ve kök raporlarındaki düşüncelerinin sabit olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarına,bilirkişi raporu içeriğine göre;
Taraflar arasında elektrik abone sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafından kullanılan sayacın davalı şirket çalışanları tarafından sökülerek incelemeye alındığı, laboratuvar sonucuna istinaden kaçak / usulsüz elektrik tespit tutanağı düzenlendiği , bu tutanağa göre hesap edilen kaçak elektrik kullanım ve kaçak ek tüketim faturalarının tahakkuk ettirildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirket tarafından tutulan kaçak tespit tutanağının yerinde olup olmadığı , tahakkuk ettirilen kaçak ve ek tahakkuka ilişkin faturaların usulüne uygun olarak hesaplanıp hesaplanmadığı, kaçak işleminin yürürlükteki mevzuata uygun yapılıp yapılmadığı,noktalarında toplanmaktadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Davacı vekili her ne kadar davalı şirket tarafından müvekkili hakkında uygulanan kaçak işleminin usulsüz olduğunu, bu işleme dayalı olarak müvekkili adına tahakkuk ettirilen 326.214,20-TL kaçak tahakkuku ve 23.094,20-TL kaçak ek tahakkukuna ilişkin faturaların yerinde olmadığını , müvekkilinin kaçak veya usulsüz elektrik kullanmadığını, sayaca herhangi bir müdahalelerinin söz konusu olmadığından bahisle davalı şirkete müvekkilinin borcunun bulunmadığından bahisle huzurdaki davayı açmış ise de mahkememiz tarafından tekniğine uygun bulunan yargısal denetime el verişli ve hükme esas alınan teknik bilirkişi raporuna göre, abone, elektrik sayacının sahibi olup elektrik sayacından ve sayaç üzerindeki mühürlerin muhafazasında yasal olarak sorunlu olup kaçak işlemine esas alınan sayaç muayene , talep ve sonuç formuna göre , davacının iş yerinde mahallinde bulunan köşk tipi trafonun çıkışından kablo vasıtası ile kontaktör kontrollü kaçak enerji kullandığı tespit edilmiştir. Davacının bu şekilde elektrik tüketmesinin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine aykırı olduğundan davalı şirket tarafından yapılan kaçak işlemini yerinde olduğu , bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre davacı adına tahakkuk ettirilen kaçan ve ek kaçak faturalarının usulüne uygun olarak düzenlendiği anlaşılmakla davacının davasının reddi yoluna gidilerek dosya kapsamında tedbir kararı verilmemiş olmakla İİK’nun 72/4 maddesi gereği davalı lehine tazminat hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Mahkememizce tedbir kararı verilmediğinden davalı (alacaklı) yararına tazminat takdirine YER OLMADIĞINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 3.415,50-TL harçtan mahsubuna, artan bakiye 3.379,60-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 17.950,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
6-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 09/05/2018

KATİP …

HAKİM …