Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/935 E. 2018/405 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/935
KARAR NO : 2018/405

DAVA : MENFİ TESPİT (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2016
KARAR TARİHİ : 30/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil, dava dışı kredi borçlusu … Gıda ve Teks. Ltd. Şti. eski ortağı olduğu, bu şirketin almış olduğu çeklerden karşılıksız çıkan bir adet çekten dolayı 1.200,00 TL davalı bankadan tahsil edildiği, bunun üzerine davalı bankaca müvekkil aleyhinde 7 adet takip açıldığı, bu takiplerden 6 adedine itiraz edilmiş ise de Bakırköy …. İcra Md. … E. sayılı dosyasından açılan takibe yasal süresi içinde itiraz edilemediği, müvekkilinin defaatle çek kredisinden sorumlu olmadığını belirtmiş ise de bir sonuç alınamadığı, müvekkil 12/09/2013 tarih ve 8403 sayılı Tic. Sic.Gaz. görülebileceği üzere hissesini …’na devrederek şirketteki ortaklıktan ayrıldığını, dava konusu çek müvekkilin hissesini devrettikten sonra davalı bankadan alınarak keşide edilip piyasaya sürülmüş olması nedeniyle, ortak olmadığı bir dönemde keşide edilen çekten sorumlu olmadığı belirtilerek, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve eklerinin davalıya tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve Bakırköy … İcra Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap geldiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine konu alacaktan ötürü borçlu olunmadığı talebini içerir menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacının icra takibine konu deline kredi sözleşmesinde borçlu sıfatı ve kefil sıfatının olup olmadığı, söz konusu kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak davacının keşide edilen çek karnelerinden ötürü sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi …. tarafından düzenlenen 30/01/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; davalı banka ile dava dışı kredi lehtarı şirket (… Tarım Gıda ve Teks. Ltd. Şti) arasında Genel Kredi Sözleşmesi/leri akdedildiği, işbu sözleşmeleri davacı/kefil inde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davalı bankanın davacı/kefil hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, kefalet limiti ve davacı kefilin sorumluluğu: davacı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 100.000,00-TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 1.200,00-TL’sinin kefalet limitlerinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davacı kefilin hesaplanan borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı bankanın takip tarihi itibariyle alacağı; toplam alacağının 1.200,00-TL olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 3,68 TL (1.203.68 – 1.200 =1 reddi durumunda. takip tarihinden itibaren asıl alacak tutan 1.200,00-TL tamamen ödeninceye kadar yıllık 10,50 ve değişen oranlarda basit usulde işleyecek ticari avans faizi (davalı banka %52,50 oranında temerrüt faizi talep etmiş ise de, bunun somut dayanaklarını sunmamış olması, ayrıca sözleşmede de açıkça bir faiz oranı yazılmadığı için) ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte alacağın istenilebileceği, mevcut delil durumuna göre, davacı/kefilin 1.200,00 TL tutarında borçlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
13/04/2018 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; kök raporda revizyon yapılmasını gerektiren yeni bir delil sunulmadığı gibi, mevcut delillere göre de zaten -asli takdir delillerle doğrudan temas eden muhterem yargı makamına ait olmak kaydıyla -kök raporda bir değişiklik yapılamadığı, belirtilen nedenlerle kök rapordaki görüş ve kanaatinin özünün muhafaza edildiği sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamında toplanan deliller sonucu, davalı banka ile dava dışı kredi lehtarı …. Tarım Gıda ve Tekstil Ltd. Şti arasında 100.000,00-TL limit dahilinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı, söz konusu sözleşmeyi davacı …’nın 100.000,00-TL kefalet limiti dahilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, yine davalı banka ile dava dışı kredi lehtarı …. Tarım Gıda ve Tekstil Ltd Şti arasında 100.000,00-TL limitli ticari kart sözleşmesi imzalandığı ve işbu sözleşmeye davacı …’nın 10.000,00-TL kefalet limiti dahilinde kefil olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı banka dava dışı kredi lehtarı şirkete çek karnesi vermiş, dava dışı şirketin keşide ettiği, karşılıksız çeklerden dolayı davalı bankanın 5941 sayılı Çek Kanunu kapsamında garanti tutarlarının çek hamillerine ödenmesi nedeniyle kredi borcu doğmuştur. Dava dışı şirketin 30/08/2015 tarihinde keşide ettiği, 60.000,00-TL’lik bir adet çek karşılıksız çıkmış ve bundan ötürü davalı banka çek hamili ….’a 1.200,00-TL ödeme yapmıştır. Davalı banka ile dava dışı kredi lehtarı şirket arasında imzalanmış bulunan az yukarıda bahsi geçen Genel Kredi Sözleşmesinin 3.12 ve 3.13 maddelerine göre yasal mevzuata aykırı olmamak kaydıyla dava dışı kredi lehtarının sorumlu olduğu borçtan kefil de aynen sorumlu sayılabilecektir. Her ne kadar davacı kefil dava dışı şirketteki hissesini devredip ortaklıktan ayrılmış olsa da eldeki dava dosyasında kefilin sorumluluğu şirket ortağı olmasından değil şahsi kefaletinden kaynaklanmaktadır.
Tüm dosya kapsamında, davacının kefaletten çekildiğine ve/veya bankaca olası böyle bir talebin kabul edildiğine ilişkin somut bir belge bulunmamaktadır. Çek karnesi dava dışı kredi lehtarı şirkete davacı şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra verilmiştir. Davacının imzalamış olduğu sözleşme sürekliliği olan çerçeve niteliğinde bir sözleşme olduğundan ve kefalet akdinin geçerli olduğu süreç içinde başka bir sözleşme imzalandığına ilişkin dosyada bir belge olmadığından davacı kefil sıfatıyla takip ve dava konusu çek bedeli kredisinden sorumlu sayılmalıdır. Davalı tarafın gayri nakdi borçtan sorumlu olmayacağı itirazına gelince; borçluya çek hesabı açılması dolayısıyla bankanın çek başına ödemekle yükümlü tutulduğu tutar, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3/3 maddesi (b) bendi 2. paragrafı uyarınca hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir. Dolayısıyla çek hesabı sahibinden gayri nakdi kredinin depo edilmesi istenebilir. Kefiller açısından ise, bankanın asıl borçluya verilen çeklerle ilgili hamile ödemek zorunda kalacağı yasal sorumluluk bedelleri yönünden kefilden depo talebinde bulunabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kefilin sorumluluğuna dair açık hüküm bulunması gerekir. Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinden hem asıl borçlu (müşteri ) hemde kefillerin müşterinin sorumlu olduğu çek yasal sorumluluk bedellerinin depo edilmesinden sorumlu oldukları ortaya çıkmaktadır.
Dosyadaki mevcut duruma göre, davacı kefil takip öncesinde temerrüde düşürülmemiştir. Sonuç olarak davacı kefilin sözleşmede belirtilen kefalet limitinin 100.000,00-TL olduğu ve temerrüt tarihi itibariyle hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarının 1.200,00-TL olduğu anlaşılmakla bu meblağ kefalet limitinden daha düşük olduğundan davacı kefil 1.200,00-TL’nin tamamından müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bahsedilen sebeplerle davacının davasının kısmen kabulü yoluna gidilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen KABUL kısmen REDDİNE, davacının Bakırköy ….İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından 3,68-TL borçlu olmadığının tespitine,
2-Mahkememizce verilen 27/12/2016 tarihli tedbir kararının İİK 72/4 maddesi gereğince reddedilen 1.200,00-TL tutarında kısım için kaldırılmasına, bu hususta icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
3-Davacı tarafından yatırılan teminatın 6100 sayılı HMK’nın 392/2’nci maddesi uyarınca asıl davaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren bir ay içinde tazminat davasının açılmaması hâlinde yatırana İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 29,20-TL harcın mahsubuna, bakiye 6,70-TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 29,20-TL başvurma harcı ile 29,20-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3,68-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davanın ret miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan 171,00-TL tebligat, 22,70-TL müzekkere, 650,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 843,70-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 2,57-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 30/05/2018

KATİP …

HAKİM …