Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/913 E. 2019/1415 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/913
KARAR NO : 2019/1415

DAVA : Sözleşmeye Aykırılığın Giderilmesi, Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/10/2016
KARAR TARİHİ : 31/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin …. statüsüne haiz acente olarak işletme belgesi ile uzun yıllardır sektörde seyahat acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin … programı vasıtasıyla büyük teşebbüslerin rezervasyon ve seyahat planlamalarını yaparak bu faaliyetleri kapsamında rezervasyonları biletlemekte olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin ekranları ile rezervasyon yapmasının ticari faaliyetinin devamı için zorunlu olduğunu, davalının dava konusu olay tarihine kadar bu tür işlemlere icazet göstererek müvekkili ile aralarındaki sözleşme ilişkisini açıkça kabul ettiğini, 14/01/2015 tarihinde davalı çalışanının müvekkili şirket yetkilisini arayarak müvekkili tarafından ….’ye ait bir uçuşta yer tutulduğunu, bununla ilgili kara listeye alınmaması için acilen yazılı belge düzenleyerek taraflarına gönderilmesinin istediğini, bu konuşma üzerine müvekkili şirket yetkilisinin herhangi bir yer tutma işlemi yapılmamış olmasına rağmen …. ile sorun yaşamamak için mail yoluyla yazı gönderdiğini, müvekkilinin hiçbir şekilde iddia edildiği gibi rezervasyon yapmadığını, PNR kaydı almadığını, bu mailin tamamen ….’nin haksız yaptırımına maruz kalınmamak için atıldığını, davalı tarafından isnat edilen kusurun tamamıyla davalının sistemsel eksikliğinden ve o andaki teknik arızadan kaynaklandığını, kısa bir süre sonra müvekkilinin sistemlerinin davalı tarafından kapatılarak müvekkilinin davalı ile ilgili işlem yapmasının engellendiğini, müvekkilinin ekranının hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ve uyarı yapılmadan kapatıldığını, müvekkilinin bu nedenle telafisi imkansız zarara uğratıldığını, aradan 21 ay geçmiş olmasına rağmen müvekkilinin ekranlarının halen kapalı olduğunu, davalının engelleme işleminden 13 gün sonra müvekkilinin mail yoluyla davalıya başvurduğunu, çözüm arayışına girdiğini, ancak davalının çözüm üretmediğini, yasa gereği hakim durumun kötüye kullanılması yasak olmasına rağmen davalının bu engellemeyi devam ettirdiği, davalı tarafından yapılan keyfi uygulama sonucunda müvekkilinin kasıtlı olarak rekabet koşullarının dışına itildiğini, bu konuda müvekkili tarafından Rekabet Kurumu’na başvuru yapıldığını, ancak başvurunun reddine karar verildiğini, bunun üzerine Ankara …. İdare Mahkemesi’nde dava açıldığını, mahkeme tarafından hukuka aykırı red kararının iptaline karar verildiğini, davalının iddia ettiği yer tutma işleminin cezasının …. rezervasyon debit memo kurallarının 2.8.maddesinde düzenlenmiş olduğunu, ancak uygulanan cezanın orantısız olup müvekkilinin haksız olarak mağdur edilmeye devam edildiğini, müvekkilinin işlem nedeniyle koltuk başına 50,00 Euro ceza ödeyecekken bu haksızlığa maruz kaldığını, davalının haksız eylemi ile taraflar arasındaki sözleşmeye ve hukuka açıkça aykırı davrandığını belirterek, davalının müvekkili şirketin hizmet sunumunu ve bilet rezervasyon işlemini haksız yere önlemesi şeklindeki önlemenin durdurulmasına ve müvekkili şirketin ekranlarının açılmasına, davalı tarafından devam ettirilen sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için sözleşmenin aynen ifasına, müvekkilinin sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğradığı zararlara karşılık şimdilik 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin davacının sistem erişimini engellemesinin hukuka uygun olduğunu, müvekkilinin rezervasyon kurallarını davacının defalarca ihlal ettiğini, uçuş verilerine kimlerin erişebileceğini belirlemenin müvekkilinin doğal hakkı olduğunu, davacının dilekçesinde firma yetkilisi olarak adı geçen ….’ün bu güne kadar … kodu ile işletme belgesi iptal edilen …., teyzesine ait ve usulsüzlük nedeniyle erişimi engellenen …., … kodu ile çalışan … ve son olarak …kodu ile bağlantılı olarak seyahat acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, adı geçenin …… adı altında çalışırken müvekkilinin ve diğer hava yollarının sadakat programlarında mevcut mil hesapları aracılığıyla haksız mil kullanımı, mil harcaması, alt acente olarak hizmet verdiği esnada rezervasyonlarına aracılık ettiği kişilerin millerinin usulsüz şekilde kendi hesabına işlenmesi, mile esas program hareketinin kuralara aykırı şekilde birden çok mil hesabına işlenmeye çalışılması, uçuş dökümanlarında tahrifat yaparak usulsüz mil kazanımına kazanılması, usulsüz millerle düzenlenen biletlerin yolculara para ile satılması olmak üzere gerçekleştirdiği usulsüzlüklerin ardından aile bireyleri ve ortaklaşa hareket ettiği tespit edilen kişilerle birlikte …bünyesindeki hava yolları tarafından kara listeye alındığını, sadakat programı üyeliklerinin askıya alındıklarını, bu işlemlerin tamamının sadakat programlarına aykırı işlemler olduğunu, adı geçenin … Turizm adı altında yürüttüğü faaliyeti sırasında müvekkilinin mil programı üyeliğini kötüye kullanarak farklı uçuşlarda seyahat eden 13 adet yolcunun uçuşlarından doğan millerin usulsüz mil kazanmak üzere kendisince yapılmış gibi mil hesabına işlemesi, farklı kişilerin uçuşlarından usulsüz mil kazanmaya çalışması, biletini acentelere düzenlettiği yolculara online check in yaptığı ve bu esnada uçuşlardan doğan milleri kendi hesabına işlemesi gibi eylemleri olduğunu, ….’ün 2002 yılından itibaren tahrif edilmiş bilet ve boarding kartlarla hava yollarının mil işletme işlemi yaptırması ve millerin alışveriş veya bilet almak için kullanılması, usulsüz belgeler ile kendisi veya arkadaşları tarafından usulsüz işlem yapmak üzere sahte hesap oluşturulması işlemlerinin tamamen usulsüz ve sahte işlemler olduğunu, davacı gibi müvekkili ile acentelik sözleşmesi olmayan non …. acente tabir edilen seyahat acentelerinin müvekkilinin uçuş verilerini anlaşmalı oldukları bilgisayarlı rezervasyon sistemleri adı verilen CDS veya GDS sistemlerini kullanarak görüntüleyebildiklerini, dava dilekçesinde her ne kadar müvekkili ile davacı arasında acentelik ilişkisi olduğu iddia edilmekte ise de müvekkilinin biletlerini satmak için ilgililerin acente olması gerektiğini, bunun yolunun ise ya doğrudan müvekkili ile sözleşme imzalanması, veya ….’dan akreditasyon almış olması, bu suretle akredite acente sıfatıyla müvekkili ile …. arasında imzalanmış sözleşmeler ve prosedür kapsamında bilet düzenleyebilmesi ve satması olduğunu, davacının bu prosedüre göre bilet satış yetkisi veren bir sözleşmesinin bulunmadığını, davacının müvekkili ile tek bağlantısının müvekkilinin uçuşlarına ilişkin uçuş olasılıkları hakkında müşterilerine bilgi vermekten ibaret olduğunu, GDS kullanıcılarının sistemi kullanma oranında gelir elde etmeleri nedeniyle bilete dönüşmeyeceğini bildikleri spekülatif rezervasyonlar yapma veya huzurdaki olayda olduğu gibi yer tutma amaçlı rezervasyon yapma gibi müvekkilinin menfaatleri ile bağdaşmayan, havacılık sektörünün katılımcıları arasında güven prensibine uygun olmayan faaliyetlerde bulunduklarını, müvekkilinin bu tür işlemlerin oluşumunu engellemek için düzenlemeler yaptığını, bunu herkesin ulaşabileceği elektronik portalda ve GDS’nin kendi haberleşme ağında duyurmakta olduğunu, müvekkilinin katılım anlaşmalarının GDS’ler ile yapıldığını, GDS kullanıcıları ile anlaşma yapılmadığını, müvekkili tarafından duyurulan kuralara uymayan, yolculara çeşitli biçimlerde zarar veren GDS kullanıcıları ile çalışmayı reddetme, envanterine zarar veren veya zarara uğradan acentelerle çalışmama hakkını kısıtlamadığını, müvekkilinin sisteme kimlerin erişimine izin verileceğini belirlemesinin hukuka aykırı olmadığını, huzurdaki olayda olduğu gibi bir uçuşta 70 kişilik yer tutulmasının talep sahiplerinin biletlerini seyahat planlarına göre seyahatten önce planlama eğiliminde olduğu ve boş kalan her koltuğun son dakika satılması söz konusu olmadığı düşünüldüğünde, hava yolu için ağır maliyetleri olan uçuşun boş koltuklarla icra edilmesi, satış planlamasının hatalı yapılması, istenen ücret sınıflarında yer sunulamaması gibi olumsuzluklara neden olduğunu, bu durumun müvekkilinin yolcu ve gelir kaybı ile maliyetlerinin artmasına neden olduğunu, müvekkilinin bu nedenlerle bu tür işlemlerin oluşumunu engellemek için tüm GDS kullanıcılarına uyulması gerekli asgari kurallara ilişkin duyurular yaptığını, bu duyuruların müvekkilinin tüm GDS kullanıcılarına açık olan adresinden duyurulduğunu, aynı zamanda tüm GDS’lerin kendi kullanıcıları ile olan ortak portal ve mail sisteminde ayrı ayrı duyrulmak üzere o dağıtıcılara gönderildiğini, …. tarafından işletme ruhsatı iptal edilen … Turizm’in daha sonra … ismi ile faaliyete yeniden başladığını, davacının 7 Ocak tarihinde 7,8 ve 9 Ocak tarihleri için yer tuttuğunun tespit edildiğini, davacının farklı günlerdeki seferleri için 249 kişilik yer tutmaya çalıştığının gözlenmesi üzerine durumun değerlendirilmesi ve davacıdan gelen cevaba göre kara listeye alınıp alınmayacağının belirlenmesine karar verildiğini, davacı tarafından bunun üzerine gönderilen mailde usulsüzlüğün yapıldığının açıkça ikrar edildiğini, tekrar yapılmayacağı taahhüt edilerek bunu yapan personelin işine son verileceğinin belirtildiğini, ancak davacının önceki dönemdeki usulsüzlükleri dikkate alınarak açıklamanın yeterli bulunmadığını, davacının diğer acentelere sağlanan imkanların kendisine de tanınmasını istemesi yönündeki beyanlarının doğru olmadığını, zira davacının müvekkilinin acentesi olmadığını, davacının bu nedenle haksız rekabet iddasının da yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy C. Başsavcılığı’nın … Soruşturma dosyasının incelenmesinde; şüpheli …. ve diğerleri hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan soruşturma başlatıldığı, soruşturma sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; … Turizm – …. tarafından davalı …. hakkında davalının sisteme erişimi engellemesi yönündeki işlemin iptali ile 5.000,00 TL tazminatın tahsili istemiyle dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, davacı tarafından bildirilen tanıkların beyanları alınarak değerlendirilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 20/09/2018 tarihli raporda; davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişkiden ziyade dolaylı ve kullanılan sistem üzerinden bir ilişkiden söz etmenin uygun olduğu, davacının, seneler içerisinde 3 farklı seyahat acentesi üzerinden …. rezervasyonlarını görüntüleme yetkisine sahip olduğu, bunların sırayla …, …. ve … olduğu, davacının …. acentesinin yetkilisi olduğu dönemde …. tarafından sadakat programı kapsamında kendisine verilmiş olan hesabına ….’nin farklı uçuşlarında seyahat eden 13 adet yolcunun uçuşlarından doğan milleri işlediğinin tespit edildiği, bu nedenle davacının mil üyelik hesabının yaşam boyu kapatılmış olduğu, uçuş tarihleri ve rotaları dikkate alındığında bir kişinin bir gün içerisinde bu kadar yere gidip gelmesinin imkansız olduğu, bu nedenle bu uçuşlardan kazanılan millerin tek bir kişiye ait olmasının mümkün olmadığı, bu kurallar doğrultusunda ….’ün davalının sadakat programı üyeliğini suistimal ettiği, bu bakımdan ….’ün …. uçuşlarından kazandığı milleri doğrudan mil kartına işlemek yerine … tarafından kendisine verilen hesaba işlemesinin kuşku uyandırdığı, davacı tarafından 14/01/2015 tarihinde 70 kişilik yer tutulduğunun tespit edildiği, davalının rezervasyon kurallarına göre bu şekilde yer tutmanın sistemin suistimali olarak geçtiğini, davacının tazminat talebinde bulunabilmesi için sözleşme ilişkisinin davalı tarafından haklı bir neden olmaksızın sona erdirmiş olmasının gerektiği, davacı şirket yetkilisi ….’ün sadakat programı üyeliğini kötüye kullanması, davalı hesabından kazandığı uçuş millerini başka hava yolunun hesabına işlemesi, yolcu kimliği ile ve acente olmasından kaynaklı olanaklarını birleştirerek menfaat sağlamış olması, 14/01/2015 tarihinde 70 kişilik yer tutulduğunun tespit edilmesi gibi hususlar dikkate alındığında davacının taraflar arasındaki fiili sözleşme ilişkisini ihlal ettiği, bu nedenle davalının ticari ilişkiyi sona erdiren eyleminin hukuka uygun olduğu, dolayısıyla davacının tazminat talebinin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 13/09/2019 tarihli ek raporda; kök raporda belirtilen tespit ve değerlendirmelerin aynen geçerli olduğu belirtilmiştir.
Dava, davalının sistemine erişimin engellenmesi işleminin önlenmesi ile tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında doğrudan sözleşmesel ilişki bulunmaksızın seyahat acentesi olarak faaliyet gösteren davacının, davalının küresel dağıtım sistemini (GDS) kullanan non …. bir seyahat acentesi olduğu, bu kapsamda davacının …. tarafından akredite edilmeyen acente niteliğinde bulunduğu, bu nedenle davacının biletleme ve rezervasyon işlemlerini doğrudan davalı ile yapmayıp başka seyahat acenteleri üzerinden işlem yaptığı, davacının önceki dönemde …, … Turizm ve ….. adı altında faaliyet gösterdiği, davacı şirketin ve önceki şirketlerin yetkilisi olan ….’ün davalı şirketin farklı uçuşlarında seyahat eden 13 adet yolcunun uçuşlarından doğan milleri … tarafından sadakat programı kapsamında kendisine verilmiş olan hesaba işlediğin tespit edildiğini, bu nitelikteki mil kazanımlarının usulsüz olması nedeniyle ….’ün davalı nezdindeki üyelik hesabının yaşam boyu kapatılmış olduğu, yine ….’ün farklı rotalarda seyahat eden yolcuların kazanmış olduğu milleri kendi hesabına işlediğinin tespit edildiği, aynı gün içerisinde tek bir kişinin söz konusu uçuşları yapıp gidip dönmesinin imkansız olduğu, yine davacı şirket tarafından davalının tespit ve ilan ettiği debit memo rezervasyon kurallarına aykırı bir şekilde 14/01/2015 tarihinde 70 kişilik yer tutulduğunun tespit edildiği, aynı gün içerisinde davacı şirket çalışanı tarafından gönderilen mailde bu durumun açıkça kabul edilerek bir daha yaşanmayacağının taahhüt edildiği, bu nedenle davacının bu işlemin teknik arıza nedeniyle gerçekleştiği yönündeki iddiasının yerinde olmadığı, tüm bu yaşananlar üzerine davalı tarafından rezervasyon sistemine davacının erişiminin engellendiği, uluslararası havacılık kurallarına uygun şekilde biletleme ve rezervasyon işlemlerinde uygulanacak kurallara ilişkin davalı tarafından yayınlanan ve tüm seyahat acentelerinin erişimine açık olan kurallara aykırılık teşkil eden davacı eylemleri nedeniyle davalının gerçekleştirdiği erişim engelleme uygulamasının hukuka uygun olduğu, kaldı ki taraflar arasında doğrudan sözleşmesel bir ilişki de bulunmadığı, uluslararası havacılık kuralları ve acentelerin uyması gereken kurallar dikkate alındığında davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinden söz edilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmış, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 126,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.31/12/2019
KATİP …
¸e-imza

HAKİM ….
¸e-imza