Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/899 E. 2020/708 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/899 Esas
KARAR NO : 2020/708

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2016
KARAR TARİHİ : 08/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı-borçlunun müvekkiline olan cari hesap borcundan dolayı Çatalca İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının icra dosyasına 05/10/2016 tarihinde haksız olarak icra dairesinin yetkisine ve müvekkili şirkete herhangi bir borcu bulunmadığından bahisle borcun tamamına ve fer’ilerine hiçbir gerekçe göstermeden itirazda bulunduğunu, davalının icra dairesine yaptığı itirazda taraflar arasındaki ticari ilişkiye itiraz etmediğini, taraflar arasındaki borcun para borcundan kaynaklandığını, 6098 sayılı TBK md.89’a göre para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini, bu nedenle ödeme yerinin müvekkili şirketin yerleşim yeri olup, yetkili icra dairesinin Çatalca İcra Daireleri olduğunu, davanın miktarı itibariyle de heyet halinde görülmesi gerektiğinden yetkili mahkemenin de Çatalca adliyesinin bağlı bulunduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazında haksız olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında uzun süredir devam eden bir ticari ilişki bulunduğunu, ancak cari hesap borcunu uzun zamandır ödemediği için ticari ilişkinin de bir süredir askıya alınarak bakiye borcun ödenmesi için davalıya şirkete Çatalca … Noterliğinin 06/09/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnamenin davalı tarafa 09/09/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına karşın ihtara cevap vermedikleri gibi ödemede de bulunulmadığından davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının zaman kazanmak ve takibi durdurmak için yaptığı itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin 106.416,33 USD alacak ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle usule ilişkin olarak müvekkilinin ikametgahı Samsun olduğundan yetkili icra müdürlüğünün Samsun İcra Dairesi, yetkili mahkemenin ise Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, ayrıca zaman aşımı yönünden de icra takibine ve davaya itirazlarının bulunduğunu, davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği alacağın zaman aşımına uğradığını, esasa ilişkin olarak ise, davacının icra takibine konu ettiği borca ilişkin akdi ilişkiyi kabul etmediklerini, bu nedenle müvekkilinin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, alacaklı olduğunu iddia eden davacının bu hususu kanıtlaması gerektiğini, cari hesap alacağının dayandığı belgelerin sunulmadığını, yazılı bir cari hesap sözleşmesi sunulmadığı gibi, geçerli bir cari hesap sözleşmesi de bulunmadığını, ortada herhangi bir cari hesap sözleşmesi yokken olmayan bir cari hesap sözleşmesine dayanarak gönderilen ihtarname ve devamındaki ilamsız takibin hukuka uygun olmadığı gibi, açılan bu itirazın iptali davasının da hukuka ve kanuna aykırı olduğundan reddinin gerektiğini belirterek öncelikle yetki itirazının kabulüne, aksi takdirde davanın esastan reddine, % 20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK 67.madde ve devamı uyarınca taraflar arasındaki ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari alacağının tahsili için yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının davalıdan dava ve takibe dayanak alacağının bulunup bulunmadığı, var ise takip tarihi itibari ile miktarının tespiti, davalının takipten önce temerrüte düşüp düşmediği, temerrüt tarihinin tespiti ile işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığı, netice itibariyle itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Çatalca İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 28/09/2016 tarihinde 106.085,- USD asıl alacak 331,33 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 106.416,33 USD alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 03/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlunun vekili aracılığıyla 05/10/2016 tarihinde icra dairesinin yetkisine, borcun tamamına, faiz ve fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacı vekili 22/12/2016 tarihli dilekçesi ekinde 2011-2014 yıllarına aitdavaya dayanak bir kısım fatura, irsaliyeler, cari hesap kaydı ve tahsilat makbuzlarını, 18/03/2020 tarihli dilekçesi ile de 2009-2010 yılları arasında taraflar arasındaki fatura ve sevk irsaliye suretlerini ibraz etmiştir.
Davalı vekilince 21/06/2017 tarihli dilekçe ile tensip zaptının 5.maddesi gereği raporda belirtilen iki adet çek bedelinin ödendiğine dair ödeme belgelerini ibraz edilmiş, davacı vekilince ibraz edilen ödeme dekontlarına ilişkin beyanda bulunulmuştur.
… Bankası A.Ş. …. Şubesine yazılan yazıya cevap verilmiştir.
Çatalca … Noterliği’nin 06/09/2016 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesine ait tebliğ mazbatasının mübrez olduğu, ihtarnamenin 09/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği, incelenmesinde; …. sicil numarasında kayıtlı bulunan …-…. Ev Tekstil şirketinin faal durumda olduğu, en son tescilli adresinin …. Mahallesi, …. Caddesi, No:…. …./… olduğu bildirilmiştir.
Samsun Vergi Dairesi Başkanlığı Gaziler Vergi Dairesi Müdürlüğünün cevabi yazısında; Dairenin …. vergi numarasında 31/12/2005 tarihinden itibaren mükellef olan …’ın faaliyet konusunun pamuk ticareti işi olduğu, bilanço esasına göre defter tuttuğu, şirket olmadığı, şahsi faaliyetinin olduğu bildirilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği, incelenmesinde; …. sicil nolu … Petrol Tekstil Sanayi Ve Dış Ticaret Anonim Şirketi’nin … Mahallesi …. Yolu Cad. No:… …/… adresinde sicilde kayıtlı olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, …, …, yetkililerinin …, …. oldukları, şirketin son tescilini 13/10/2015 tarihinde yaptırdığı anlaşılmıştır.
Gelen belgelere göre davalının ticaret sicilde tacir kaydının bulunduğu, dolayısıyla davalının tacir olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça ticari satım ilişkisinden kaynaklanan fatura ve cari hesap alacağının tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptalinin istenildiği, talebin para alacağına dayandığı, davalı tarafça ticari ilişkinin açıkça inkar edilmediği gibi taraflar arasında ticari satım ilişkisinin bulunduğunun kabul edildiği, ancak borcun olmadığının ileri sürüldüğü, genel yetki kuralı yanında HMK 10, TBK 89 maddeleri uyarınca para borcunun götürülecek borçlardan olması karşısında alacaklı ikametgahının bulunduğu icra dairesinin de yetkili olduğu, davacı şirketin sicil adresinin Çatalca olması karşısında Çatalca İcra Dairesinin de somut olayda yetkili bulunduğu , ayrıca Çatalca ticari davalar açısından Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri yetki alanında kaldığından mahkememizin de yetkili olduğu anlaşılmakla davalı yanın icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı şirketin 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defter kayıt ve belgeleri ile dosya kapsamı üzerinde mali müşavir bilirkişiye inceleme yaptırılarak ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, dava konusu alacağın hangi faturalardan kaynaklandığı, faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edilip edilmediği, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin davacı defterlerinde ne şekilde yer aldığı, davalının ödemeleri bulunup bulunmadığı, netice itibari ile davacının dava ve takibe konu alacağı bulunup bulunmadığı, davalının takipten önce temerrüte düşüp düşmediği, temerrüt tarihinin tespiti ile takip tarihine kadar işlemiş faiz hesabının yapılması konularında, SMM …. tarafından tanzim edilen 28/02/2018 tarihli raporda özetle; mahkemece kök rapordan sonra dosyaya gelen çek suretleri, davalı yanın sunduğu banka ödeme dekontları, kasaya sunulan çek aslı, bankadan gelen yazı cevabı ile davalı yanın rapora itirazlarının değerlendirilmesi ve tekrar davacı şirket defter ve kayıtlarının incelenmesi özellikle TL bazında da cari hesap dökümü tutulduğuna dair itiraz kapsamında yeniden inceleme yapılması istenildiği, davacının 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, dava konusu uyuşmazlık hususunda yapılan incelemede davacının alacaklı duruma geçmesini sağlayan 2 adet çekin davalı tarafından davacıya cari hesaba mahsuben teslim edildiği, davalı tarafından 21.06.2017 tarihinde sunulan 2 adet borç ödeme dekontunda yapılan incelemede dava dışı …Bankası AŞ. den yapılan EFT işlemlerinde; 115.000,00 TL tutarındaki EFT işleminin 31.10.2014 tarihinde yapılmış olduğu ve açıklamasında “31/10/2014 tarihli çek karşılığı” ibaresinin bulunduğu, 75.000,00 TL tutarındaki EFT işleminin 30.11.2014 tarihinde yapılmış olduğu ve açıklamasında “31/10/2014 tarihli dolar çekine istinaden” ibaresinin bulunduğu, davacı cari hesabında yapılan inceleme de davalı tarafından gönderilen 115.000,00 TL tartındaki havalenin davalı TL carisine kaydedildiği, oysaki havale açıklamasında 31.10.2014 tarihli çeke karşılık olarak gönderildiği ve o tarihli çekin dava konusu çek olduğunun davacı tarafından da bilinmesi gerekeceği zira dava konusu 2 adet çek için tahsilat makbuzunun davacı tarafından düzenlenmiş olduğu, davacı … 75.000,00 TL tutarındaki havalenin ise davalıya ait Usd carisine, o günkü kurdan (1 Usd=2,2460TL) çevirisi yapılarak 33.392,70 Usd olarak kaydedildiği, davalı tarafından verilen 175.000,00 Usd tutarındaki 2 adet çekten …. nolu çekin ellerinde bulunduğu, …. nolu çekin ise davalıya iade edildiği diğerinin ise davalıya iade edildiği beyanında bulunduğu, dosya münderecatında yapılan incelemede …. nolu çek aslının dosya içerisinde mevcut olduğu, …. nolu çekin ise davacı tarafından beyan edilen gönderi kargo numarasından, dava dışı … Kargo internet sitesi gönderi takibi sorgulamadan tarafımızca yapılan kontrolde ilgili kargonun davalıya teslim edilmiş olduğu, dava konusu çeklerin akıbeti hakkında dava dışı ….bank’a yazılan müzekkereye, ilgili banka tarafından 22.06.2017 tarihinde verilen cevapta ise davalıya ait 30.11.2014 keşide tarihli, ….nolu, 175.000,00 TL tutarındaki çek durumu müşteride göründüğü ve banka sistem kayıtlarının sunulduğu, 31.10.2014 keşide tarihli …nolu, 175.000,00 TL tutarındaki çek ile ilgili (iptal, takastan ödeme, müşteride karşılıksız) herhangi bir kayda rastlanmadığı, ilgili çeklerin bağlı olduğu …. nolu hesap21.07.2014 tarihinde kapatıldığı, aynı tarihte hesaptan ödenen …. çek nolu 60.000,00 Usd tutarlı çek olarak tespit edildiği hususunda beyanın bulunduğu, tarafımızca durum hususunda davalı ile yapılan görüşmede çeklerden birinin kendilerine ve kendileri tarafından da bankaya iade edildiği bankanın bu cevabı sehven vermiş olduğu, mevcut durumun kendileri tarafından hatırlatıldığı, davalı tarafından 21.06.2017 tarihli dilekçesinde dava konusu çeklere ait davacıya yapılan ödeme dekontlarında; 17.11.2014 tarihli, 80.000,00 TL tutarlı EFT işlemi ile yapılan ödemenin açıklamasında “30.11.2014 Tarihli Dolar Çekine İstinaden” yazılı olduğu ve bu işlemin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, karşılığında davalı carisinden o günkü kur üzerinden 35.618,88 Usd davalı borcundan düşüldüğü, 20.11.2014 tarihli, 85.000,00 TL tutarlı EFT işlemi ile yapılan ödemenin açıklamasında “30.11.2014 Tarihli Dolar Çekine İstinaden” yazılı olduğu ve bu işlemin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, karşılığında davalı carisinden o günkü kur üzerinden 38.090,97 Usd davalı borcundan düşüldüğü, 24.11.2014 tarihli, 60.000,00 TL tutarlı EFT işlemi ile yapılan ödemenin açıklama yazılmamış olduğu, ancak bu işleminde davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, karşılığında davalı carisinden o günkü kur üzerinden 26.956,60 Usd davalı borcundan düşüldüğü, 30.10.2014 tarihli, 185.000,00 TL tutarlı EFT işlemi ile yapılan ödemenin açıklamasında “31.10.2014 Tarihli 175.000,000 Çeke İstinaden” yazılı olduğu ve bu işlemin davacı defterlerinde davalıya ait Usd carisi yerine TL carisine kaydedildiği, davalı yanın bu beyanlarına istinaden davacı tarafından 17.11.2017 tarihinde sunulan cevap dilekçesinde davalı tarafından yapılan bu ödemelerin kabul edildiği, ilgili cari hesap kayıtlarının yapıldığından bahsederek tüm ödemelerin davalı carisinden düşüldüğü beyanında bulunmuştur, bu beyanla ve yapılan cari kayıtlarla davalı ödemelerinin tümünün davacının kabulünde olduğu, dava konusunun temelinde toplamda 350.000,00 Usd Tutarındaki 2 adet çekin ödenmemesi hususunun bulunduğu görülmüştür. Söz konusu çek bedellerinin davalı carisine girişlerinin 24.03.2014 tarihinde yapıldığı, çeklerin davalı borcundan düşülmüş olduğu, davalının dava konusu ödemelere başlamadan önce; davacının cari hesap kayıtlarında davalının 103.209,35 Usd borçlu 266.416,40 TL alacaklı olduğu, davacı yan tarafından dava konusu her biri 175.000,00 Usd tutarındaki 2 adet çekin davalı carisine 24.003.2014 tarihide 350.000,00 Usd olarak işlendiği, bu çeklerin; …. nolu çekin keşide tarihinin 30.11.2014 olduğu, …. nolu çekin keşide tarihinin 31.10.2014 olduğu, seri numarası eski olanın, seri numarası yeni olandan sonraki bir tarih yazıldığı tespit edilmiş olup, davalı yan tarafından bu çekler için yapılan ödemeler toplamının 268,245,31 TL olduğu, davacının 103.209,35 Usd cari hesap alacağı ve 350.000,00 Usd çek alacağı olmak üzere toplam 453.209,35 Usd alacaklı olduğu, davalı tarafından yapılan toplamın 268.245,30 Usd’ nin mahsubu sonucunda (4533.209,35 $ – 268.245,30$) davalının davacıya ödemesi gereken 184.964,05 Usd cari hesap bakiyesinin kaldığı, TL cari hesabından ise 266.416,40 TL alacaklı olduğu tutarın devam ettiği, davacı tarafından 25.000,00 TL karşılığı hesaplanan 11.169,00 USD’nin 10.11.2015 tarihindeki düzeltme kaydında herhangi bir hesaplama ve açıklama bulunmadığı, davalı borcundan mahsubu ile (184964,05 Usd – 11.169,00 Usd) 173.795,05 Usd hesaplandığı, ancak 01.06.2016 tarihinde 11.169,00 Usd ve 01.07.2016 tarihinde 11.169,00 Usd tutarının davalı borcuna eklendiği, ancak bu kayıtlarda da herhangi bir hesaplama ve açıklama görülemediği gibi davacı ticari defterlerine göre davalı borcunun 196.133,05 Usd tutarına çıkarıldığı, davacı tarafından davalıya ait 25.000,00 TL tutarındaki çekin davalı Usd carisinden düşüldüğü (184.964,05 Usd – 25.000,00 TL) 159.964,05 USD borçlu olduğu, ancak Usd borcuna mahsuben ödenen çekin keşide tarihindeki TCMB kuru üzerinden hesaplanan tutarının 11.268,83 Usd olduğu ve bu tutarında davalı borcuna eklenmesi neticesinde (159.964,05 Usd + 11.268,83 Usd) davalı toplam borcunu 171.232,88 Usd olarak tespit edildiği, davacı tarafından davalının 266.416,40 TL alacak bakiyesine 150,00 TL tutarında “USD Düzeltmesi” açıklaması ile alacak kaydı yapıldığı ve davalının 266.566,40 TL davacıdan alacaklı olduğu ve bu alacak tutarının davacı tarafından 90.048,05 Usd olarak hesaplandığı ve davalıya ait Usd carisinden mahsup edilmesi neticesinde, davacının kalan alacak tutarının 106.085,00 Usd olduğunun beyan edildiği, neticeten; Davacının alacağı yönünden, daha önce hesaplama ve açıklaması yeterli olmayan kayıtlar nedeniyle 196.133,05 Usd Alacaklı olduğu tespit edilmiş olmakla birlikte, tarafımızca yapılan hesaplama neticesinde davalıdan olan alacak tutarının 171.232,88 USD olarak tespit edildiği ve TL cari hesap alacağı karşılığı olarak hesaplanan 90.048,05 USD’nin mahsubu sonucunda; davacının davalı ile olan ticari ilişkileri neticesinde kalan alacak tutarının 81.184,83 USD olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince SMM …. tarafından tanzim edilen 21/05/2018 tarihli raporda özetle; davalı … ile davacı … Petrol arasındaki ticari ilişkinin 2011-2016 yıllarını kapsadığı, mal alışları karşılıklı olarak işlendiği, davalı şirket davacı şirketin USD ve TL cari hesaplarını 320 hesaplarda tuttuğu görülmüştür. Ödemeler çek veya Banka havaleleri ile yapılmış olup defter kayıtlarında mevcut olduğu, davalı …’ın kayıtları incelendiğinde … davalıdan Tl ve USD cari hesapları toplamında 381.373,45 USD alacaklı durumda olduğu, tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak yapılan incelemede, davacı şirketin ve bilirkişi raporunun kayıtları davalı …’ın itirazları neticesinde incelenmiş, yanlışlıklar ve eksiklikler giderildikten sonra o durumda da davalı …’ın 11.894,54 USD alacaklı olduğu hesaplandığı, netice olarak davalının davacıya borcu bulunmadığının tespitinin yapıldığı bildirilmiş, taraf itirazları doğrultusunda talimat mahkemesinden alınan SMM …. tarafından tanzim edilen 08/10/2018 tarihli ek raporda özetle; … işletmesinin kayıt ve belgelerine göre -(TL) hesabına göre 18.230,55 TL borçlu olup, (02/11/2015 tarihli kur:2,2357 göre) Amerikan Dolası ($) tutarı : 8.154,30 USD ($) borçlu, -($) Dolar cari hesabı ise : 186.885,92 $ alacaklı durumda olduğu, …’ın alacağının ($) 178.731,62 $ olduğu, … Petrol A.Ş.’nin kayıt ve belgeleri 02/11/2015 tarihli bakiyelerin doğru olarak kabul edilmesi ve detaylı şekilde açıklanan yanlışlıkların bu bakiyelerden düzeltilerek sonuca varılması neticesinde; (TL) cari hesaplarında 330.745,60 TL alacaklı, 02/11/2015 tarihli kur 2,2357 göre Dolara çevrildiğinde 147.938,27 $ alacaklı durumda, $ (Dolar) cari hesabına göre 185.402,18 $ borçlu durumda olduğu, borcundan alacağı mahsup edildiğinde (185.402,18 $-147.938,27 $)=37.463,90 $ (Dolar) …’ın borçlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Ek ve kök raporlar ile talimat mahkemesinde alınan raporlar arasında çelişki olması nedeniyle dosyanın yeni bir mali müşavir bilirkişiye tevdi ile gelen çek bilgileri alınan talimat raporları ve tarafların itiraz dilekçeleri incelenerek davacının davalıdan dava ve takibe dayanak alacağının bulunup bulunmadığı, var ise takip tarihi itibari ile miktarının tespiti, davalının takipten önce temerrüte düşüp düşmediği, temerrüt tarihinin tespiti ile işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığı, kök rapordan sonra dosyaya gelen çek suretleri, davalı yanın sunduğu banka ödeme dekontları, kasaya sunulan çek aslı, bankadan gelen yazı cevabı ile davalı yanın rapora itirazlarının değerlendirilmesi ve tekrar davacı şirket defter ve kayıtlarının incelenmesi özellikle TL bazında da cari hesap dökümü tutulduğuna dair itiraz kapsamında yeniden inceleme yapılması suretiyle rapor alınmasına karar verilmiş, Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından tanzim edilen 21.05.2019 tarihli raporda; yanlar arasında 2010 yılından önceye dayanan bir ticari ilişki olduğu, işbu ticari ilişkide hem USD hem de TL olarak ayrı ayrı hesapların takip edildiği, yanlar arasındaki ihtilaflı işlemlerin, yanlış/ters kayıtlar işlenmesi, USD hesabından TL hesaplarına virman ettikleri işlemlere ilişkin ödemelerin TL hesaplarında değil de, tekrar USD hesaplarında değerlendirilmesi ve davacının davalıya iade ettiği çeklerin davalı kayıtlarında olmamasından kaynakladığı, rapor içeriğinde gerek USD hesaplara, gerekse TL hesaplara ilişkin yanlar arasındaki ihtilafların tek tek tespit edilerek, gerekçeli değerlendirmelerin yapıldığı, yapılan tüm detaylı tespitler neticesinde, icra takip tarihinde davacı …’nin, davalı …’a USD olarak 19.579,09 USD borçlu iken, TL olarak 68.847,37 TL alacaklı olduğu, davacının TL alacağının icra takip tarihindeki kurdan USD’ye çevrilmesinde USD karşılığının 23.096,94 USD olduğu, dolayısıyla davacı borcu 19.579,09 USD – davacı alacağı 23.096,94 USD = 3.517,85 USD icra takip tarihinde davacının davalıdan alacaklı olduğu, icra takip tarihinde davacı alacağının TL karşılığının 10.486,01 TL olduğu, davacı alacağının kabulü halinde, icra takibine kadar işlemiş faizin 4,24 USD olduğu, icra takip tarihindeki Kamu Banklarının 1 yıl vadeli USD mevduata uyguladığı %2,75 faiz oranının değişen oranlarda uygulanması gerekeceği görüş ve kanaati bildirilmiş, 16.09.2019 tarihli ek raporda; yanlar arasında 2010 yılından önceye dayanan bir ticari ilişki olduğu, işbu ticari ilişkide hem USD hem de TL olarak ayrı ayrı hesapların takip edildiği, yanlar arasındaki ihtilaflı işlemlerin, yanlış/ters kayıtlar işlenmesi, USD hesabından TL hesaplarına virman ettikleri işlemlere ilişkin ödemelerin TL hesaplarında değil de, tekrar USD hesaplarında değerlendirilmesi ve davacının davalıya iade ettiği çeklerin davalı kayıtlarında olmamasından kaynakladığı, rapor içeriğinde gerek USD hesaplara, gerekse TL hesaplara ilişkin yanlar arasındaki ihtilafların tek tek tespit edilerek, gerekçeli değerlendirmelerin yapıldığı, yapılan tüm detaylı tespitler neticesinde, icra takip tarihinde davacı …’nin, davalı …’a USD olarak 19.579,09 USD borçlu iken, TL olarak 68.847,37 TL alacaklı olduğu, davacının TL alacağının icra takip tarihindeki kurdan USD’ye çevrilmesinde USD karşılığının 23.096,94 USD olduğu, dolayısıyla davacı borcu 19.579,09 USD – davacı alacağ 23.096,94 USD = 3.517,85 USD icra takip tarihinde davacının davalıdan alacaklı olduğu, icra takip tarihinde davacı alacağının TL karşılığının 10.486,01 TL olduğu, davacı alacağının kabulü halinde, icra takibine kadar işlemiş faizin 4,24 USD olduğu, icra takip tarihindeki Kamu Banklarının 1 yıl vadeli USD mevduata uyguladığı %2,75 faiz oranının değişen oranlarda uygulanması gerekeceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilin ek ve kök raporlar ile tarafların itirazlarının değerlendirilerek; dosyanın yeni bir mali müşavir bilirkişiye tevdi ile gelen çek bilgileri alınan kök ve ek raporları ve tarafların itiraz dilekçeleri incelenerek davacının davalıdan dava ve takibe dayanak alacağının bulunup bulunmadığı, var ise takip tarihi itibari ile miktarının tespiti, davalının takipten önce temerrüde düşüp düşmediği, temerrüt tarihinin tespiti ile işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığı, kök rapordan sonra dosyaya gelen çek suretleri, davalı yanın sunduğu banka ödeme dekontları, kasaya sunulan çek aslı, bankadan gelen yazı cevabı ile davalı yanın rapora itirazlarının değerlendirilmesi ve tekrar davacı şirket defter ve kayıtlarının incelenmesi özellikle TL bazında da cari hesap dökümü tutulduğuna dair itiraz kapsamında yeniden inceleme yapılması suretiyle rapor alınmasına karar verilmiş, SMM Bekir Sevimli tarafından tanzim edilen 02/09/2020 tarihli raporda; taraf ticari defterleri dosya münderecatı belgeler hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının takip tarihi itibariyle davalıdan USD hesabına göre 148.893,06 USD alacaklı durumda olduğu, TL hesabına göre ise 391.633,99 TL tutarında borçlu durumda olduğu, davacının borcu olan 391.633,99 TL’nin takip tarihi itibariyle USD karşılığının (391.633,99 TL / 2,9808 TL=) 131.385,53 USD olduğu, buna göre davacı yanın takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğu tutar ( 148.893,06 USD – 131.385,53 USD=) 17.507,53 USD olarak hesaplandığı, davalı tarafından davacıya teslim edildiği iddia edilen toplamda 125.197,59 TL tutarlı torba çeklerin, tarafımca yapılan tespit ışığında davacı tarafından iade edilen …. ve … numaralı çeklerin bu torba çek grubunun içerisinde yer alması nedeniyle bu çeklerin davalı alacağından tenzil edilmesi gerektiği yönünde olduğu, ancak mahkemece bunun kabul görmemesi halinde yine de söz konusu çek bedelleri davacı alacağına (125.197,59 TL/2,9808=) 42.001,34 USD eklenerek; davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı (17.507,73 USD + 42.001,34 USD=) 59.509,07 USD olarak hesaplandığı, mahkemece davacının 17.507,53 USD tutarında alacaklı olduğu yönünde karar verilmesi halinde davacının talep edebileceği faiz tutarının 21,10 USD olabileceği, TL karşılığının ise (17.507,53 USD x 2,9808=) 52.186,45 TL asıl alacak, (21,10 USD x 2,9808=) 62,89 TL faiz olmak üzere toplam 52.249,34 TL olabileceği, davacının 59.509,07 USD tutarında alacaklı olduğu yönünde karar verilmesi halinde davacının talep edebileceği faiz tutarının 71,73 USD olabileceği, TL karşılığının ise (59.509,07 USD x 2,9808=) 177.384,64 TL asıl alacak, (71,73 USD x 2,9808=) 213,81 TL faiz olmak üzere toplam 177.598,45 TL olabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Toplanan ve sunulan deliller, yapılan yargılama, icra dosyası, sicil kayıtları, cevabi yazılar, mahkememizce ve talimat mahkemesince alınan bilirkişi kök ve ek raporları, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki ticari ilişki ve cari (açık) hesap kapsamında davacının davalıdan dava ve takibe dayanak alacağının bulunup bulunmadığı, var ise takip tarihi itibari ile miktarının tespiti, davalının takipten önce temerrüte düşüp düşmediği, temerrüt tarihinin tespiti ile işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığı, netice itibariyle itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında olup taraflar defter ve belgelerini mahkememize sunmaları üzerine defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.)
Somut olay bakımından alınan üç ayrı mali müşavir bilirkişi raporları ve toplanan delillere göre, taraflar arasında ticari ilişki olduğu sabit olup, uyuşmazlık her iki tarafın incelenen ticari defterlerine göre davacının alacağına karşılık davalının çek ile ödeme yaptığını iddia ettiği hususlarda toplandığı görülmüş olup, 1.ve 2. bilirkişi raporları kendi aralarında sonuç miktarları bakımından çeliştiğinden ortaya önemli bir fark çıktığından ve değerlendirmelerin tamamen farklı oluşu nedeniyle çelişkinin giderilmesi bakımından 3.SMM bilirkişiden rapor alınması gerekmiştir.
Davacının alacak iddiası karşısında davalının ödeme itirazları kapsamında dosyaya sunduğu banka dekont bilgileri çeklerin bankalardaki akıbeti ve talimat yoluyla davalının ticari defterleri incelenmiş olup, buna göre davalının alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de; mahkememizce hükme esas alınan 3. ve son tarihli mali müşavir bilirkişi raporuna göre de uyuşmazlığın taraflar arasındaki ters kayıt işlemleri USD hesabından TL hesaplarına virman yaptıkları işlemlere ilişkin ödemelerin TL hesaplarından değil de tekrar USD hesaplarında değerlendirilmesi ve davacının davalıya iade ettiği çeklerin davalının kayıtlarında olmamasından kaynaklandığı görülmüş, sonuç itibariyle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan USD hesabına göre 148.893,06 USD alacaklı durumda olduğu, TL hesabına göre ise 391.633,99 TL tutarında borçlu durumda olduğu tespitleri yerinde görülmüş olup davacının borcu olan 391.633,99 TL’nin takip tarihi itibariyle USD karşılığının (391.633,99 TL / 2,9808 TL=) 131.385,53 USD olduğu yine buna göre davacı yanın takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğu tutar ( 148.893,06 USD – 131.385,53 USD=) 17.507,53 USD olarak hesaplandığı ancak davalı tarafından davacıya teslim edildiği iddia edilen toplamda 125.197,59 TL tutarlı torba çeklerin dosyaya sunulan ve davacı tarafından iade edilen …. ve … numaralı çeklerin bu torba çek grubunun içerisinde yer alması nedeniyle söz konusu çek bedelleri davacı alacağına (125.197,59 TL/2,9808=) 42.001,34 USD olarak eklenerek; davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı 59.509,07 USD olduğu anlaşılmış olup Davalı yan sunmuş olduğu dilekçesinde bilirkişi raporunun 10. Sayfasının ilk paragrafında aynen “Davacıya ait 2009 yılı kayıt ve belgeler ile 2010 yılı ticari defter, kayıt ve belgeler detaylı şekilde incelendiğinde davacının davalıdan 31.12.2010 tarihi itibariyle 1.008.931,90 USD karşılığı 1.445.032,04 TL alacaklı durumda olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle bilirkişi tarafından davacı alacağından tenzil edilen 30.712,14 USD.lik farkın davacının alacağına eklenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.” İbaresinin mevcut olduğunu, özellikle raporlardaki bu 31.12.2011 den 2012 ye devirlerde yapılan hatadan daha evvel bahsedildiğini, dava dilekçesi ile davacının delillerinde sunulmuş olan cari hesap ve deflerle bilirkişi raporunda gösterilen kayıtların farklı olduğunu, ikinci sunulan cari hesap ekstrelerinin değiştiğini, bu değişikliğe muvafakatin olmadığını beyan ederek rapora itiraz etmiş ise de sunulan kayıt ve tablolardan da anlaşılacağı üzere aradaki fark açılış bakiyesinden (+) 40.926,52 USD, 06.10.2010 tarihli davalıya ait fatura bedelinden (+) 14.647,60 USD ve 08.10.2010 TL çek ödemesinden (-) 24.861,98 USD olmak üzere; (40.926,52 USD + 14.647,60 USD – 24.861,98 USD=) 30.712,14 USD TL ortaya çıktığı kök raporla tespit edildiğinden davacının itirazlarını da rapor karşıladığından ek rapor alınması yönündeki itiraz red edilerek anılan gerekçelerle davacının toplanan deliller sunulan kayıt ve belgeler kapsamında ispat ettiği kısım dikkate alınarak icra dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, 818 sayılı BK’nun 101. maddesinde “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanunun 117. maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir. Alacaklı takip tarihinden evvel davalıları temerrüde düşürecek bir ihtarda bulunmadan icra takibi yaptığından dolayı davacının işlemiş faizi davalı takip tarihi öncesinde temerrüde düşürüldüğü gelen noter ihtarnamesinden anlaşılmış olup tebliğden sonraki süreden tarihinden itibaren işlemiş faiz talep edilebileceği sonucuna varılarak işlemiş faiz tutarı yönünden istemin kısmen kabulü gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davalının Çatalca İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 59.509,07 USD asıl alacak ve 71,73 USD işlemiş faiz üzerinden iptali ile takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz ve asıl alacak miktarı yönünden itirazın iptali talebinin reddine, hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının USD para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden davacı yararına takip tarihindeki USD kuru dikkate alınarak davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, reddedilen kısım yönünden şartları oluşmaması nedeniyle davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
2-Davalının Çatalca İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 59.509,07 USD asıl alacak ve 71,73 USD işlemiş faiz üzerinden İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA,
3-Davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz ve asıl alacak miktarı yönünden itirazın iptali TALEBİNİN REDDİNE,
4-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının USD para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek FAİZ ORANININ UYGULANMASINA,
5-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden davacı yararına takip tarihindeki USD kuru dikkate alınarak davalının %20 İCRA İNKAR TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİNE,
6-Reddedilen kısım yönünden şartları oluşmaması nedeniyle davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
7-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 12.579,04TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 3.831,06 TL harç ile icra aşamasında yatırılan 1.586,03 TL harcın mahsubuna, bakiye 7.161,95 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 3.831,06 TL harç ile icra aşamasında yatırılan 1.586,03 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak davacı yararına tayin ve takdir olunan 21.340,25 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın reddedilen miktarı dikkate alınarak davalı yararına tayin ve takdir olunan 17.701,68 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafından sarfedilen 1.616,00 TL tebligat ve (talimat masrafı ile birlikte) müzekkere gideri, 4.700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.316,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 3.536,23 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı tarafından sarf edilen tebligat ve müzekkere masrafından oluşan 109,50 TL yargılama giderinin davanın red oranı dikkate alınarak takdiren 48,20 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
13-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
14-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/10/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip … ¸