Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/898 E. 2021/510 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/898 Esas
KARAR NO : 2021/510

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/09/2015
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalılardan ….. adına kayıtlı ve …. yönetimindeki … Plakalı … Marka … Model otomobilin … Metrobüs durağının karşısında bulunan E-5 karayolunun üstünde …. hastanesinin bulunduğu … Sokak girişinin önünde …’ye çarpması sonucu yaralanmasına sebebiyet olduğunu, kazanın sıcaklığı ile … Hastanesine kaldırıldığını, gereken tetkiklerin yapıldığını, 01/12/1979 doğumlu olan müvekkilinin kaza sonrası ağrılarından dolayı evinden bile çıkamadığını, kendi mesleği olan öğretmenlik görevini yapamaz hale geldiğini belirterek 1.000,00 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı, …. Karar sayılı kararı ile görevsizlik ile dosya mahkememizin … sayılı esasına tevzi olmuştur.
Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; Manevi tazminattan sorumlu olmadıklarını, kazadan dolayı sigortalının kusur oranına göre sorumlu olduğunu, uzman aktüer bilirkişi tarafından ve ATK tarafından rapor düzenlenmesini talep ettiklerini, ticari faiz isteminin yasaya aykırı olduğunu, davalı şirketin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını ifade etmiştir.
Mahkememizin 19/03/2019 tarihli duruşmasında davacı tanıklar dinlenilmiş olup;
DAVACI TANIĞI …. BEYANINDA: Davacı benim teyzem olur, ben kazayı görmedim, ancak kaza sonrasına ilişkin bilgim bulunmaktadır, kazadan sonra haberdar oldum, davacı kaza sonrasında hastanede yatmak istemedi, ancak kaza nedeniyle 1 yıl kadar evda yatmak zorunda kaldı, şuanda halen ara ara sıkıntıları olmaktadır, belinden aldığı darbe nedeniyle belli dönemlerde ayağa kalkamıyor, 1 hafta kadar yattığı oluyor, davacı tamemen iyileşmedi, halen rahatsızlığı ara ara nüksettiğinde ayağa kalkamamaktadır, bu durum kendisini rahatsız etmektedir, manevi olarak çok üzülmektedir, kaza olduğu dönemde davacı öğrenciydi, devam zorunluğu olduğu için gidemedi, kaydını yenilediği halde hala mezun olamadı, şuanda halen okula gidemiyor, çünkü uzun saat oturamıyor ve yolculuk yapamıyor, dedi.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA: Ben kazayı görmedim, sonradan haberdar oldum, kaza sonrasında davacı hastanede yatmadı, ancak birkaç gün sonra sorunlar ortaya çıkmaya başladı, kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyordu, ayağa kalkıp ihtiyaçlarını alamıyordu, bundan 1,5 yıl önceye kadar hiç ihtiyaçlarını gideremiyordu, sonradan biraz düzelmeye başladı, ancak davacı halen kısa süreli olarak yürüyebilmekte ve oturabilmektedir, uzun süreli yürüyemiyor ve oturamıyor, hatta 10 gün kadar önce yine rahatsızlandı ve bir hafta yataktan kalkamadı, ara ara bu şekilde rahatsızlığı ortaya çıkmaktadır, davacı o dönem anadolu yakasında okuyordu, ancak rahatsızlığı nedeniyle her sene kaydını yenilemesine rağmen okula devam edemiyor, bu yüzden okulu biteremedi, olay nedeniyle davacı manevi olarak çok yıprandı ve çok üzülmektedir dedi.
Mahkememizin 19/03/2019 tarihli duruşmasında Dosyanın ve tedavi belgelerinin ATK ‘ya gönderilmesi suretiyle kaza nedeniyle davacının geçici iş göremezlik süresi ve sürekli iş göremezlik oranı bakımından rapor alınmasına karar verilmiş olup, Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda; ….’nün 25/08/2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği kapsamında maluliyetine neden olabilecek düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyişleşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1 haftaya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 12/11/2019 tarihli duruşmasında Dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi sureti ile tarafların kusur oranlarının tespiti bakımından rapor alınmasına karar verilmiş olup; Adli Tıp Kurumu Trafik ihtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; dosya içerisinde olay yerinin özelliklerini belirtir kroki bulunmadığı için sağlıklı rapor tanzimi için mümkünse tarafların hazır bulunacağı mahallinde yapılacak keşifle, davalı sürücünün seyir yönü, davacı yayanın yol üzerindeki konumu, davacı yayaya aracın hangi kısmı ile çarptığı, çarpma noktasının yeri, yol genişliği, çarpma noktasının yol kenarlarının mesafesi, olayın oluş şekli ve olay yerinin özelliklerinin belirtildiği ayrıntılı ve ölçekli krokiye ihtiyaç duyuluğundan dosyanın işlem görmeksizin iade edildiğinin belirtildiği görülmüştür.
Dosyanın günsüz olarak kusur alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmesi suretiyle soruşturma dosyasnıda alınan taraf beyanları, davalı sürücünün olaya ilişkin ifadesi ve dosyamızda toplanan tüm deliller dikkate alınarak meydana gelen kazada tarafların kusur oranlarının tespiti bakımından rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi tarafından düzenlenen 10/06/2020 havale tarihli raporda; davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …..’nun %100 oranında kusursuz olduğu, davacı yaya ….’nün kusursuz olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi 05/10/2020 tarihli ek raporda; kök raporda hata yapıldığı, …. plakalı aracın sürücüsü …..’nun %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya ….’nün kusursuz olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 29/09/2020 tarihli duruşmasında; Davacının taleplerinin hesaplama neticesinde belirlenebilir olması sebebiyle dosyanın hesap yapılmak üzere hesap bilirkişisi ….’a tevdiine, kabul manasına gelmemekle birlikte davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek rapor hazırlanmasının istenilmesine karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından düzenlenen 02/12/2020 havale tarihli raporda; davacının nihai ve geçici iş göremezlik maddi zararının 204,94 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 16/09/2015 dava tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden 25/08/2014 kaza tarihi ve faiz nevinin avans faizi olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, 25/08/2014 tarihli trafik kazasındaki yaralanmasından dolayı geçici iş göremezlik ve manevi tazminatlarının tazmini amacıyla kazaya karışan … plaka plakalı aracın şoförü – maliki ve sigortalayan sigorta şirketi aleyhine bu dava açmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından, … plakalı araca ilişkin başlangıç 07/03/2014, bitiş 07/03/2015 tarihli Motorlu Kara Taşıt Araçları Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta Poliçesinin celp edildiği görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan kusur, maluliyet ve hesap yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
05/10/2020 tarihli kusur ek raporda; … plakalı aracın sürücüsü …..’nun %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nün kusursuz olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Oluşa göre belirlenen bu kusur oranlarına mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 29/04/2019 tarihli … karar sayılı raporunda; …’nün 25/08/2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği kapsamında maluliyetine neden olabilecek düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyişleşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1 haftaya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Teknik incelemeye göre belirlenen bu iş göremezlik raporuna mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Bilirkişi …’ tan alınan 02/12/2020 tarihli raporda; davacının nihai ve geçici iş göremezlik maddi zararının 204,94 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 16/09/2015 dava tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden 25/08/2014 kaza tarihi ve faiz nevinin avans faizi olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Davacının hak edeceği maddi tazminatın dosya kapsamına ve delillere göre uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Davalı …. yönünden 02.03.2018 tarihli celse de, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve hüküm tarihi itibariyle 3 aylık sürenin geçtiği görülerek, bu davalı yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davalı ….., kazaya karışan aracı şoför olarak kullanmaktadır. Diğer davalının da sigorta poliçesinin tarafı olduğu görülerek, davalıların kaza kapsamında meydana gelen maddi tazminat alacağından sorumlu oldukları sabit olmuştur.
** Hakimin manevi zarar adı ile kazaya uğrayana verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması da gözetilerek, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda, tarafların sosyal ve ekonomik durumları olaydaki kusur durumu ve olayın oluş şekli, olay tarihi ve kaza olayı göz önüne alınmak sureti ile manevi zarar aşağıdaki şekilde belirlenmiş ve hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan tüm sebepler dolayısıyla aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat davası yönünden davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine,
-204,94 TL geçici iş göremezliğe yönelik maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, davalı …. yönünden kaza tarihi olan 25/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davacı sigorta şirketinin 268.000,00 TL poliçe limiti ile sorumlu olduğunun tespitine, )
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacının manevi tazminat davası yönünden kısmen kabulü ile kısmen reddine,
-1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 25/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ….’den alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacının davalı …’e karşı açmış olduğu davasının açılmamış sayılmasına,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca maddi ve manevi tazminat talebi yönünden toplam alınması gereken toplam 82,30 TL karar harcından, dava açılırken alınan 71,73 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10,57 TL harcın (Davalı …’ nin miktarın tamamından, davalı … Sigorta A.Ş ise 1,79 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılar … ve Sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
– Davacı tarafından yatırılan ancak yapılamayan 253,80 TL keşif harcının davacıya İADESİNE,
– Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 103,53 TL harcın (Davalı ….’ nin miktarın tamamından, davalı … Sigorta A.Ş ise 17,60 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılar …. ve Sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri( ATK ücretleri, bilirkişi ücreti ve posta masrafları) olmak üzere toplam 2.655,20 TL’ nin kısmen kabul – red oranları ve takdiren %6′ sı olan 159,31 TL’ nin (Davalı ….’ nin miktarın tamamından, davalı … Sigorta A.Ş ise 27,08 TL’sinden sorumlu olmak üzere)davalılar … ve Sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,(gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
6- Kabul edilen maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 204,94 TL vekalet ücretinin davalılar … ve Sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE
7- Reddedilen maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 204,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Sigorta şirketine VERİLMESİNE,

8- Kabul edilen manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2021

Katip ….
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza