Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/880 E. 2021/478 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/880 Esas
KARAR NO : 2021/478

ASIL DAVA : İtirazın İptali
ASIL DAVA TARİHİ : 30/09/2016
KARŞI DAVA : Menfi Tespit
KARŞI DAVA TARİHİ : 23/11/2016
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali – Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı – Karşı davalı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlu ile davacı arasında ticari ilişkisi olduğunu, ticari ilişki sonucu faturalar düzenlendiğini, faturaların – malların teslim edildiğini, düzenlenen faturaların davalı tarafça ödenmediğini, ödenmeyen faturalar yönünden Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, fatura tarihinin ardından uzunca bir zaman geçmesine rağmen davalı tarafından fatura konusu malların kendilerine teslim edilmemiş olması ile ilgili davacı şirkete herhangi bir bildirim ve itirazda bulunulmadığını, davalı borçlunun iş bu borcunun sabit olduğunu, haksız yere kötü niyetli olarak takibi durdurduğunu, davalıdan parasını alamadığını ve zor durumda kaldığını, davalı şirket adına kayıtlı gayrimenkullerin ve araçların uyap sistemi ile tespit edilerek teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, tüm itirazlarının iptaline, alacağın tahsiline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap – karşı dava dilekçesinde; davalının hamur yoğurma, ekmek kesme, sebze doğrama makinesi, öğütücü, kıyma yapma makinesi gibi makinelerin imalatını yaptığını, imalatını yaptığı bu makinelerde davacıdan tedarik ettiği değişik amperlerde elektrik motorlarını monte ederek piyasada müşteri ve bayilerine satışını yapığını, davalı imalatını yaptığı makinelere monte ettiği, davacıdan satın aldığı elektrik motorlarında herhangi bir bozukluk olması durumunda elektrik motorlarını iade ettiğini ve davacıdan bunların yerine sağlam elektrik motorları aldığını, taraflar arasında bu şekilde bir uygulama mevcut olduğunu, taraflar arasındaki uygulamaya binaen iade faturası düzenleyerek davacıya gönderdiğini ancak davacının haklı bir nedeni olmaksızın bunları almaktan kaçındığını, taraflar arasında böyle bir uygulama olmasaydı da davacının bozuk arızalı elektrik motorlarını kanun gereği alması gerektiğini, davacının 8 gün içinde faturalara itiraz edilmediğini gerekçe göstererek fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılacağını iddia ettiğini, dava konusu elektrik motorlarındaki bozukluk ve arızanın sonradan ortaya çıkmış olup, davacıya bildirildiğini, davacının tek tek değil de toplu olarak elektrik motorlarının iadesini istemesi üzerine fabrikada biriken arızalı elektrik motorlarının iadesi için iade faturası düzenleyerek elektrik motorlarını gönderdiğini, davacı tarafın ise haklı bir sebep olmaksızın bozuk/arızalı elektrik motorlarını ve iade faturalarını teslim almaktan kaçındığını, ancak ayıbın gizli ayıp olması sebebiyle muayene ve ihbar külfetinin 8 gün ile sınırlı olmadığını, davacıya ödememiş borçlarının bulunmadığını, davacı tarafından %20 den az olmayacak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini; karşı dava olarak, davacının davalıdan alınmış makine motorlarından bozuk/arızalı çıkanları fabrikada biriktirmiş ve toplu olarak iade etmek üzere 15.07.2016 tarihli iade faturalarını düzenleyerek bozuk makine motorlarını davalıya göndermişse de haksız bir şekilde davalı tarafın bu faturalar ile bozuk/arızalı makine motorlarını iade ve teslim almamış ve davacıya sağlamlarını teslim etmediğini, ayıbın niteliğinin gizli ayıp olduğu, bozukluğun sonradan ortaya çıktığını, davacının durumu hemen davalıya bildirdiğini, davacının davalıya bir borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 02/03/2018 tarihli ara kararı doğrultusunda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmak suretiyle davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar bir mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmek kaydıyla; taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacı defterine ne şekilde yansıdığını, takip ve davaya konu faturaların davacı defterinde kayıtlı olup olmadığı, takip tarihi itibariyle davacı şirket defterine göre davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Talimat doğrultusunda aldırılan İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda; davacı İnter Motor şirketi firmasının cari hesap ekstresine göre davalı … Makina firmasından icra takip tarihi itibari ile 36.423,71 TL tutarında alacaklı olduğu, davalı … Makine firmasının davacı İnter Motor firmasına kesmiş olduğu 15/07/2016 tarihli … numaralı 28.519,42 TL tutarlı iade faturasının ve içeriği malların davacı inter Motor firmasına teslim edildiğinin kanıtlanamadığını, fatura içeriği malların ayıplı olup olmadığınğın mahkemenin takdirinde olduğu, davalı … Makine firmasının cari hesabında gözüken 2 adet 35.000,00 TL tutarlı çekten bir tanesinin davacı …. Motor firmasınnı carih esap ekstresinde 25.000,00 TL olarak işlenmiş olması sebebiyle 10.000 TL tutarlı cari hesap fark bakiyesinin sebebinin Davalı … Makina firmasının resmi defterlerinde yapılacak olan bilirkişi incelemesi sonucunda taraflar arasındaki 10.000 TL tutarsızlığın giderileceği görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 28/05/2019 tarihli duruşmasında; Davalıya ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi, uyuşmazlığa konu elektrik motorları üzerinde yerinde inceleme yapılması suretiyle elektrik motorlarının ayıplı olup olmadığı, ayıp mevcutsa niteliği, gizli veya açık ayıp olup olmadığı, ayıp mevcut ise giderim bedelinin tespiti, sonuç olarak asıl dava bakımından davacının alacaklı olup olmadığı, karşı dava bakımından ise davalının borçlu olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 08/01/2020 havale tarihli raporda; davalı tarafın 2016 – 2017 yılları ticari defter ve kayıtlarını sahibi lehine delil niteliğine sahip olduğu, dosya muhteviyatında bulunan bilirkişi raporunda davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 36.423,71 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin dosyaya sunduğu cari hesap ekstresinde davacı şirket ile cari hesap ilişkisinin 01/01/2014 tarihli virman işlemi ile 2013 yılından devir ile başladığı, 31/12/2014 tarihinde davalı şirketin davacı şirkete 226.518,05 TL borçlu olduğu, 30/12/2015 tarihinde davalı şirketin davacı şirkete 4.985,74 TL borçlu olduğu, 20.05.2016 tarihinde davalı şirketin davalı şirkete 26.423,61 TL borçlu olduğu, 20/07/2016 tarihinde 15/07/2016 belge tarihli ve … belge numaralı, 28.519,42 TL tutarlı kayıt işlemi davalı şirketin davacı şirketten 2.095,81 TL alacaklı duruma geçtiği, 31/12/2016 tarihinde davalı şirketin davacı şirketten 2.095,81 TL alacaklı olduğu, 01/01/2017 tarihinde yapılan 10.000 TL TL 30/06/2016 tarihli açıklamalı işlem ile davalı şirketin davacı şirkete 7.904,19 TL borçlu olduğu, dosya muhteviyatında bulunan bilirkişi raporunda davalı şirketin davacı şirkete düzenlediği iade faturasının, davacı şirketin yasal defterlerine işlenmediği ve içeriğindeki malların davacıya teslim edildiğinin kanıtlanamamış olduğunun beyan edildiği, davalı şirketin davacı şirkete düzenlediği iade faturasının davalı şirketin yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiği; davalı şirketin davacı şirkete düzenlediği faturada iade faturasıdır ibaresinin olduğu, 15/07/2016 tarih, … seri ve sıra numaralı ve 28.519,42 TL tutarlı olduğu, 15/07/2016 tarih, … seri ve sıra numaralı faturaya ait sevk irsaliyesinin olduğu, faturanın alt köşesinde sadece kime ait olduğu tespit edilemeyen bir imza olduğu, sevk irsaliyesinin teslim alan ve teslim eden kısımlarının boş ve imzasız olduğu, faturanın davacı tarafa tebliğ edildiğine, davacı tarafın faturayı tebliğ aldığına dair dosya muhteviyatında herhangi bir belgeye rastlanılmadığı, takibe konu faturalar kapsamında yer alan elektrik motorların davalı işletme içerisinde tespit edildiği, ürünlerin iade edilmediğine ilişkin davalı beyanı bulunmadığı, takibe konu edilen ürünlerin piyasa rayiçlerine uygun olarak faturalandırılmış olduğu, karşı dava yönünden davalı karşı davacı tarafça elektrik motorlarının arızalı olduklarına ilişkin iddiaların ispatına ilişkin çalışma ortamının sağlanamadığı, bu kapsamda karşı dava yönünden alacak talebinin değerlendirilemediği, neticeten davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 36.593,82 TL alacağı talep edebileceği, takip tarihinden itibaren de 36.423,71 TL üzerinde yıllık %9 yasal faiz talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 10/11/2020 tarihli duruşmasında; Elektrik motorlarının davalı tarafından inceleme için hazırlanmadığı, bu nedenle bilirkişi tarafından incleeme yapılamadığı anlaşılmakla itirazlar ve bu hususta yeniden davalı vekiline tebligat yapılarak davaya konu elektrik motorlarının bilirkişi tarafından talep edildiği şekilde inceleme için hazır edilmesi hususunun ihtar edilmesine, buna bağlı olarak bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle elektrik motorları üzerinde inceleme yapılarak bu yönde değerlendirme yapılmasının istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 31/01/2021 tarihli ek raporda; iade faturasına konu elektrik motorlarının iş yeri içerisinde dağınık şekilde bekletilmekte olduğunun tespit edildiğini, ürünlerin iade edilmediğine ilişkin davalı beyanı bulunmadığı, takibe konu edilen ürünlerin piyasa rayiçlerine uygun olarak faturalandırıldığı, karşı dava yönünden davalı karşı davacı tarafça elektrik motorlarının arızalı olduklarına ilişkin iddialarının ispatına ilişkin çalışma ortamının sağlanamadığı, bu kapsamda karşı dava yönünden alacak talebinin değerlendirilemediği görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davalı vekili 02.02.2021 Tarihli 12. Celsede ” müvekkil şirket taşınmıştır, taşınırken motorları hurdacıya satmıştır, bu nedenle motorların tespiti söz konusu değildir, davanın reddine karar verilsin. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Asıl Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, yapılan alım-satım işleminden kaynaklı faturaya dayalı alacağın tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Yargılamaya konu Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 36.423,71 TL asıl alacak ve 170,11 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 36.593,82 TL’ nin takip tarihinden itibaren faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili süresinde itirazında borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Mahkememizde dava konusu yapılan değer, icra takibindeki asıl alacak olan 36.423,71 TL’ dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının ve davalının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı – davalı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Tarafların ticari defterler kayıtlarının incelenmesinde;
– İcra takibinden önce 20.05.2016 tarihi itibariyle davalının davacıya 26.423,61 TL borçlu olduğunun gözüktüğü ve talimat mahkemesinde aldırılan bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere, davalı … Makine firmasının cari hesabında gözüken 2 adet 35.000,00 TL tutarlı çekten bir tanesinin 25.000,00 TL olarak işlendiği, 10.000,00 TL farkın bulunduğu, bu işlemin gerçeği yansıtmadığı ve zaten davalı tarafın 01.01.2017 tarihinde bu durumu düzelttiği ve 10.000,00 TL’ nin davacı şirkete borçları olarak ticari kayıtlarına işlendiği, bu haliyle davacının toplam 26.423,61 + 10.000,00= 36.423,61 TL alacağının bulunduğunun anlaşıldığı,
– Her ne kadar davalı şirket davacı şirkete 15/07/2016 tarih, … seri ve sıra numaralı ve 28.519,42 TL tutarlı iade faturası düzenlemişse de ve yine bu faturaya ait sevk irsaliyesi yer alıp, faturanın alt köşesinde imza bulunsa da, imzanın kime ait olduğunun tespit edilemediği, sevk irsaliyesinin teslim alan ve teslim eden kısımlarının boş ve imzasız olduğu, faturanın davacı tarafa tebliğ edildiğine, davacı tarafın faturayı tebliğ aldığına dair dosya muhteviyatında herhangi bir belgeye rastlanılmadığı ve davacının ticari kayıtlarında yer almadığı,
– İade faturasına konu miktar yönünden, aşağıda belirtildiği üzere davalının bu alacak iddiasını ispat edemediği ve yine yemin deliline de dayanmadığı görülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar kapsamında, davacının iddiasını ispat ettiği ve davalının bu ispatı ortadan kaldıracak herhangi bir yazıl delil sunmadığı görülerek, açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
Karşı Dava, davacının davalıdan satın aldığı makine motorlarının bozuk – ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği, ayıptan dolayı davacının icra takibine konu alacak olan 36.543,42 TL kadar sorumlu olmadığının tespiti (Menfi Tespit) noktasında toplanmaktadır.
TTK m.23’e göre tacirler arasındaki mal ve satış sözleşmelerinde Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
BK.m.223’te ayıp düzenlemesi yer almaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 23/son maddesine göre: Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleme veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
Gizli ayıp mevcut ise herhangi bir şarta ve sınırlamaya tabi olmaksızın alıcı seçimlik hakkını kullanması için yeterlidir. Satıcı tercih edilen seçimlik hakkı yerine getirmek zorundadır. Dolayısıyla ayıbın küçük, büyük veya orantılı olup olmaması sonucu değiştirmeyecektir. Asıl olan alıcının ürünü ilk aldığı zamanki tercih hakkıdır. Ayıplı , defolu veya kusurlu bir ürünü indirimli fiyata alıp almama tamamen alıcının tercihidir. Eğer alıcı en ufak bir kusur bile olmasını istemeden parasını tam ödeyerek bir ürün alıyorsa bu niyet ile aldığı üründe sonradan gizli ayıp çıkması nedeniyle ayıbın tür ve oranı gerekçe göstererek alıcıyı ilk başta istemediği bir alışverişin içine ve tercihe zorlamak TBK 223 sayılı yasanın amaç ve emredici hükümlerine tamamen aykırıdır.
* Davacı şirket davalı şirkete 15/07/2016 tarih, … seri ve sıra numaralı ve 28.519,42 TL tutarlı iade faturası düzenlemiştir. Bu iade faturası, bozuk ve ayıplı olduğu iddia edilen makine motorlarına ilişkindir. Bu miktardan fazlasına yönelik dosya içerisinde herhangi bir iade faturası yer almamaktadır.
Açıklanan bu hususlar doğrultusunda, dava konusu makinelerde iddiaya konu incelemenin yapılamadığı, davalı vekilinin duruşmadaki beyanlarından da anlaşıldığı üzere motorların bulunmadığı, hurdacıya satıldığının belirtildiği, bilirkişi tarafından tespit yapılamadığı ve davacı tarafça da yemin deliline de dayanmadığı görülerek, davacının davasını ispat edemediği kabul edilmiş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açmış olduğu asıl davanın KABULÜ İLE,
-Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 36.423,71 TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına,
-Asıl alacağın %20’si olan 7.284,74 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı tarafın yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Davalının açmış olduğu karşı davanın REDDİNE,
A) Asıl dava yönünden;
a- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.488,10 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 622,03 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.866,07 TL harcın davalı – karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
b- Davacı – karşı davalı tarafça sarf edilen toplam 659,83 TL harcın davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine,
c- Davacı – karşı davalı tarafından sarf edilen toplam 2.379,00 TL yargılama giderinin (ödenecek bilirkişi ücreti dahil olmak üzere) davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine,
– Davacı – karşı davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın (Bilirkişi olarak görevlendirilen …’ ın toplam ücreti olan 950,00 TL ödendikten sonra) karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
– Davalı – karşı davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
– Davalı – karşı davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın (Bilirkişi olarak görevlendirilen …’ ın toplam ücreti olan 950,00 TL ödendikten sonra) yatıran tarafa İADESİNE,
d- Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.481,51 TL vekalet ücretinin davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya VERİLMESİNE,
B) Karşı dava yönünden;
a- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL harcın peşin yatırılan 625,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 565,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davalı – karşı davacıya İADESİNE,
b- Davalı – karşı davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c- Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.481,51 TL vekalet ücretinin davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı – karşı davalıvekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza