Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/841 E. 2020/863 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/841 Esas
KARAR NO : 2020/863

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 23/09/2016
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirkette %12,26 oranında pay sahibi olduğunu, müvekkillinin davalı şirketin 23/06/2016 tarihinde yapılan 2015 yılına ait olağan genel kurul toplantısında şirket yönetimine soru sormak suretiyle bilgi alma haklarını kullandığını, ancak verilen cevaplar kanunun aradığı ölçüde olmadığından özel denetçi talep edilmesi zorunluluğunun ortaya çıktığını, genel kurul toplantısının faaliyet raporunun ve finansal tabloların müzakeresi sırasında müvekkili adına toplantıda hazır bulunan temsilcisinin, özel denetçi tayini taleplerinin oy çokluğu ile haksız olarak reddedildiğini, temsilcinin ilgili karara muhalif kalarak dava haklarını saklı tuttuklarını toplantı tutanağına geçirdiğini, özel denetçi tayini için yasada aranan şartların oluştuğunu, davalı şirket yönetim kurulunun zararda olan …… şirketi ile yapılan birleşme işlemi ve bu şirketteki ortakların alacaklarının …… şirketinin sermaye arttırımlarında kullanılması suretiyle yapılan şüpheli işlemlerle davalı şirketi zarara uğrattığını, neden söz konusu iki şirketin birleştirilmesi yoluna gidildiği sorulduğuunda verilen yanıtın ekonomik mali gerekçeler olarak ifade edilerek özenli ve hesap verme ilkelerine uygun olarak yanıt verilmediğini, her iki şirkette de pay sahibi olan müvekkiline birleştirme yapılacağı hakkında bilgi verilmediği gibi birleşme raporunun verilmesinden dahi imtina edildiğini, şirket sermayesinin % 95’inin kaybedilmiş olması nedeniyle TTK’nun 376 maddesi kapsamında teknik iflasa düştüğünü, dolayısıyla söz konusu birleşme ile davalı şirketin zaten azalmakta olan özkaynaklarının eritilerek daha da zarara uğramasına neden olunduğunu, davalı şirket yönetiminin …… şirketine vermiş olduğu ortaklara borçlar hesabında toplam 1.694.304,53 TL’lik borcun usulsüz davet ile müvekkilinin katılımı engellenerek yapılan 14/12/2015 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan sermaye arttırımı kararı ile hakim ortakların sermaye taahhüdü için kullanıldığını, böylelikle yasaya, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı şekilde müvekkili aleyhine bir durum yaratıldığını, müvekkilinin 2004 yılı itibariyle davalı şirketin yönetiminde azınlık konumuna düşürülerek hiçbir haklı neden olmadan kötü niyetli olarak ve tüm muhalefetlerine rağmen yönetimden uzaklaştırıldığını, 23/06/2016 tarihli genel kurulda davacı müvekkilinin pay sahipliği haklarının ihlal edildiğini, müvekkilinin davalı şirkette % 12,26 oranında pay sahibi olmasına rağmen davalı şirketin 2015 yılı genel kurulunun hazirun cetvelinde belirtilen pay tutarları ve dolayısıyla oylamalarda belirtilen pay adetlerinin gerçeği yansıtmadığını, davalının müvekkiline usule uygun şekilde çağrı yapmaksızın yaptığı 04/12/2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında önce sermaye azaltımı yaparak müvekkilinin pay adedini düşürdüğünü, hemen akabinde sermaye arttırımı kararı alarak müvekkilinin rüçhan haklarını kullanmasını hukuka aykırı şekilde engelleyerek % 12,26 oranındaki payının % 10,7’ye düşmesine neden olduğunu, müvekkilinin şirketteki mevcut paylarını eritmek amacıyla alınan işbu kötü niyetli sermaye arttırım kararının iptali amacıyla Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyası ile açılan davanın derdest olduğunu, dava henüz sonuçlanmamışsa da özel denetçi tayini talepli davanın açılması için genel kurulun yapılmasından itibaren 3 aylık hak düşürücü süre bulunduğundan hak kaybına uğramamak amacıyla davanın yasal süre içinde açıldığını, mahkemece gerekli görülmesi durumunda Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı sermaye arttırım kararının iptaline ilişkin davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini istediklerini ileri sürerek davanın kabulü ile davalı …… Spor Giyim Tekstil Sanayi Ticaret A.Ş’ne belirttikleri konularda inceleme yapmak üzere özel denetçi tayin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; özel denetçi tayini isteminin reddi halinde pay sahiplerinin dava açabilmesi için TTK’nun 439.maddesi uyarınca öngörülen dava şartı gerçekleşmediğini, dolayısıyla TTK m.439/f.1 hükmünde özel denetçi tayini istemli dava açılabilmesi için öngörülen sermaye miktarı ve/veya itibari değere davacı tarafından sahip olunmadığı nazara alındığında işbu haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı taraf 23/06/2016 tarihli genel kurul toplantısına ilişkin hazirun cetvelinde belirtilen pay oran ve tutarlarının gerçeği yansıtmadığı yönünde beyan ve iddialarda bulunmuş ise de, gerek genel kurul toplantı tutanağında gerekse hazirun cetvelinde bu yönde herhangi bir itirazının bulunmadığını, kaldı ki davacının işbu dava bakımından bekletici mesele yapılmasını talep ettiği Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasındaki davanın 18/04/2016 tarihinde ikame edildiğini, hazirun cetvelinin düzenlendiği tarihin 23/06/2016 olduğu nazara alındığında davacı iddialarının yerinde olmadığının açık ve net olduğunu, müvekkilinin 04/12/2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına ilişkin tüm çağrıların da usulüne uygun olarak yapıldığını, 23/06/2016 tarihli genel kurul toplantısında davacı temsilcisi tarafından yöneltilen soruya gereği gibi yeterli şekilde cevap verildiğini, bilgi alma hakkını kullanan davacı tarafın özel denetçi atanması talebinde bulunması ihtiyacı doğurmayacak nitelikte açıklama yapıldığını, davacı tarafça genel kurul toplantısında şirketin …… şirketi ile birleştirme kararına ilişkin düzenlenen talep edilen raporun İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğündeki dosyası içerisinde ortağın da incelemesine açık şekilde mevcut olduğunu, davacı tarafından bu hususa ilişkin olarak yöneltilen soruya gerekli ve yeterli izahatta bulunulduğunu, ayrıca yönetim kurulu faaliyet raporu ve bilanço ile kar-zarar hesaplarının genel kurul toplantısından 15 gün önce tüm ortakların incelemesine hazır tutulduğunu ve söz konusu evrakların tamamının davacı vekiline genel kurul toplantısı öncesinde ayrıca iletildiğini, davacı tarafça bilgi edinme hakkının kulanıldığını, azınlık pay sahibi davacının, çoğunluk gücünün kötüye kullanılması tehlikesi ile karşı karşıya kalınmış olduğu yönündeki iddiasının da haksız mesnetsiz olup, somut olayda böyle bir risk veya tehlike bulunmadığını, aksine davacının yapılan genel kurullara usulüne uygun şekilde davet edilerek alınan tüm kararlardan haberdar olduğunu belirterek özel denetçi tayini isteminin reddi halinde pay sahiplerinin dava açabilmesi için TTK.nun 439 maddesi uyarınca öngörülen dava şartı olan davacının sermayesinin en az onda birine ilişkin payların sahibi olması ya da paylarının itibari değeri toplamının en az bir milyon Türk Lirası olması şartları sağlanmamış olduğundan fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle dava şartı noksanlığından reddine, aksi takdirde koşulları oluşmayan davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; TTK.439.maddesi gereği davalı şirkete özel denetçi tayin edilmesi istemine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden istenen bilgi ve belgeler gönderilmiş, incelenmesinde; …… sicil nolu …’nin ….. Mahallesi …… Caddesi …… Sokak No:….. Güneşli/Bağcılar/İstanbul adresinde sicilde kayıtlı olduğu, 21/02/1991 tarihinde kurulduğu, sicil gazete örnekleri ile 23/06/2016 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı örneğinin gönderildiği, şirket merkez adresi itibariyle davaya bakmanın mahkememizin yetkisinde olduğu, davanın yasal hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; TTK’nın 439.maddesi uyarınca davalı anonim şirkete özel denetçi atanmasına ilişkin şartların oluşup oluşmadığı, davacının yasanın aradığı şekilde pay oranı veya payının itibari değerine göre işbu davayı açabilecek koşulları taşıyıp taşımadığı, Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinde derdest olan …… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılıp yapılmayacağından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davalı şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırlarında (Bağcılar) olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre HMK’nun 14/2 maddesi gereğince işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK’nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır.
Davalı vekili 03/11/2016 tarihli dilekçesi ile, karar defteri, birleşme (devir sözleşmesi), 02/02/2015 tarihli tespit raporu, 15/01/2015 tarihli sözleşme, 8863 sayılı TTSG sayfası, hazır bulunanlar listesi, 23/06/2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağı örneklerini ibraz etmiştir.

Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasında verilecek kararın mahkememizdeki davada davacının dava açma koşullarını taşıyıp taşımadığı yönünden dava şartı açısından önem taşıdığından söz konusu dosyanın HMK.165 maddesi uyarınca bekletici mesele yapılmasına karar verilmiş, Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasının Uyapta kayıtlı örneği incelendiğinde; davacının ……., davalının …… Spor Giyim Tekstil Sanayi Ticaret A.Ş.olduğu, davada davalı şirketin 04/12/2015 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararın davacıya usulüne uygun çağrı yapılmadığı iddiasıyla geçersiz olduğu, sermaye azaltışı ve aynı anda yapılan sermaye artırımına ilişkin kararın butlan veya iptalinin talep edildiği, alınan 31.01.2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, dava konusu sermaye arttırım kararının butlanı şartlarının gerçekleşmediği, alınan kararın iptalinin talep edilebileceği ancak somut olayda davanın üç aylık hak düşürücü sürede açılmadığı dolayısı ile davacı açısından da alınan kararın iptalini talep etme koşullarının oluşmadığı görüşünün bildirildiği, yapılan yargılama sonrasında 06/07/2017 tarihli …… Esas, ……. Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, hükmün davacı … vekili tarafından süresi içerisinde istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesinin 08/05/2018 gün ….. esas ……. karar sayılı kararı ile davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin temyiz yolu açık olmak üzere verilen kararının bu kez yine davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine ise Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin 06/02/2020 gün ve …… esas …… karar sayılı kararı ile onandığı ve hükmün 06/02/2020 tarihinde kesinleştiğinin tasdik edildiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, Bakırköy …… ATM dosyası, sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Husumet, bir başka deyişle taraf ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumet, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyorsa o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı sıfatının olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının en önemli özelliği, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflarca ileri sürülmemiş olsa bile mahkemece re’sen ele alınabilmesidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesinde düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Ancak, taraf sıfatı dava şartlarından değildir. Buna karşılık, taraf sıfatı, dava şartı gibi, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hakim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinde gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır.
TTK’nın 439. maddesinin; “Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.”düzenlemesi gereği bir pay sahibinin özel denetçi tayini talebi ile dava ikame edebilmesi için sermayenin en az onda birine ilişkin payların sahibi olması ya da sahip olduğu paylarının itibari değeri toplamının en az bir milyon Türk Lirası olması gerektiği, ancak somut olay incelendiğinde; davalı …’nin 23.06.2016 tarihinde yapılan 2015 yılı olağan genel kurul toplantısına ait olan hazır bulunanlar listesinde, şirket sermayesinin toplam miktarının 1.350.000-TL olduğu ve davacı …’in sermaye miktarının ise 12.267,15 TL olduğu, pay sahibinin paylarının toplam itibari değerinin en az bir milyon Türk Lirası olması gerekliliğini karşılamadığı , şirket sermayesi olan 1.350.000 TL’nin en az onda biri olan 135.000-TL sermaye miktarına sahip olmadığı, TTK m. 439/f.1 hükmünde özel denetçi tayini istemli dava açılabilmesi için öngörülen sermaye miktarı ve/veya itibari değere davacı tarafından sahip olunmadığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesi de nazara alınarak aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 29,20 TL harcın mahsubuna, bakiye 25,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 3.400,00- TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, TTK 440/2. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸