Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/710 E. 2020/414 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/710
KARAR NO : 2020/414

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2016
KARAR TARİHİ : 08/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket adına Gümrük Müdürlüklerinde işlem serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaların gümrük işlemlerinin müvekkili şirket tarafından gerçekleştirildiğini, söz konusu işlemlerin gerçekleştirilebilmesi için gereken masrafların bir kısmının davalı şirketçe yatırılmışsa da bakiye kalan takibe konu alacak miktarının müvekkili şirkete ödenmediğini, 25/08/2015 tarihinde mutabakat evrakının düzenlenmiş olduğunu, 31/07/2015 tarihinde davalı tarfından imzalanarak müvekkili firmaya gönderildiğini, söz konusu borç bakiyesinin 23.148,84 TL kabul edildiğini, takip tarihine kadar devam eden ticari ilişki sebebiyle de borç miktarının takip konusu tutara ulaştığını, defalarca davalı şirketle görüşülmüşse de olumlu netice alınamadığını, takibe konu borç miktarı ödeneceği söylenerek ödenmediğini, bunun üzerine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacak miktarı olan 27.919,71 TL’nin asıl alacağa işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının %20 oranında tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargı gideri ve vekil ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın belli bir ücret karşılığında yaklaşık bir yıl süresince davalı müvekkilinin işlerini takip ettiğini, davacı tarafın müvekkiline sunmuş olduğu hizmetin karşılığını müvekkillinin düzenli olarak kendisine ödediğini, müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine, davacı şirket aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Takibe konu icra dosyası, faturalar dava konusu ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Usulünce duruşma açılmış, tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Davacının davalıya hizmet verip vermediği, takibe konu faturadan kaynaklı borçtan alacaklı olup olmadığı ve alacak miktarı hususunda öncelikle davalı defterleri üzerinde inceleme yapılması için talimat yazılmışsa da İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan incelemede davacı taraf incelemeye 2015 yılı yevmiye ve kebir deftelernini sunmakla yevmiye defterinin yıl sonu kapanış tasdikinin bulunmadığını, bu nedenle lehe delil niteliği olma hususunun mahkememizin taktirinde olduğu, davacının ticari defterine göre 14/10/2015 takip tarihi itibari ile 27.919,71 TL alacaklı olduğu, 18/12/2015 tarihli 25.000,00 TL bedelli çeke ilişkin kayda rastlanılmadığını bildirmiştir.
Davalı defterleri üzerinde HMK 222.maddesi uyarınca mukayeseli bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi…. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davacı 2015 yılı defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulup açılış-kapanış tasdiklerinin olduğu, davalı lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafa ait ticari defter kayıtlarında: 320 satıcılar hesabı altında 320.04.K029 …. Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hi. A.Ş. Olarak açık hewsaba dayalı alacaklı hesabı bulunduğu, 20.04.2015 tarihinde ticari ilişki başladığı, alınan hizmetler ile 2015 yılı içinde 32.340,95 TL davalının, davacıya borçlandığı, gönderilen havale ve 27.08.2015 tarihindeki 25.000,00 TL lik çek çıkışı açıklamaları ile 32.345,18 TL davalının davacıya ödeme yaptığı görülmektedir. Özetle, açık hesaba dayalı 202satırda alınan hizmet, gönderilen havale, çek çıkışı ve küsürat kapatma açıklamaları ile yapılan borç ve alacak kayıtları ile 31.12.2015 tarihi itibari ile davalının davacıdan aldığı hizmet bedeli ödenmiştir, davalının borcu kalmadığını bildirmiştir.
27/08/2015 tarihinde 25.000,00 TL lik çek ile borcunu ödediği defterlerinde kayıtlıdır.
Bu cari hesap kayıtları davalının defter ve belgeleri ile uyumludur. Bu cari hesap kayıtları 25.000,00 TL lik çek ile ödeme hariç davacının defter ve belgeleri ile de uyumlu olduğu 19.04.2018 tarihli Malı Bilirkişi Raporundan anlaşılmaktadır.
Taraf şirketin defterleri cari hesaplarını teyit etmektedir. Ancak 27.08.2015 tarihinde, …’a …. Tekstil San. Tic. Ltd. Şti’nce verilen 25.000,00 TL lik çek, davalı (borçlu) …. Tekstil San. Ltd. Şti.n hesaplarında görülmekte ancak davacı ( alacaklı ) …. Gümrük Müşavirliği ve Loj Hiz. A.Ş. Hesaplarında görülmemektedir. Davacı alacaklı ayrıca ödenmeyen çek için vade farkı faturası kestiğinden iki cari hesap arasında fark ortaya çıkmaktadır.
İhtiyaten konu çek 18/12/2015 tarihinde … Bankası A.Ş.’nde son keşideye ödenmiştir.
Mahkememizce 10/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda ”inceleme konusu …. Bankası A.Ş. … Şubesi’ne ait …. seri nolu, 18/12/205 keşide tarihli, 25.000,00 TL lik çekin arka yüzünde davacı şirkete atfen atılmış münker imzanın mevcut mukayese imalarına kıyasla davacı şirket yetkilisi … eli ürünü olmadığı sonucu bildirilmiştir.
Somut olaydaki temel uyuşmazlık, çekle ödeme yapılıp yapılmadığına davacı …’ın çek alma yetkisi olup olmadığına ilişkindir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 504/3. maddesinde; “Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre vekilin vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi varsa asil adına çek düzenleyebilir.
TBK 551. maddesinde ise “Ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir.
Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu hükümden hareketle ticari mümessillik ile ticari vekalet arasındaki farkları ana hatlarıyla şöyle sıralayabiliriz:
Ticari mümessil, bir işletmenin tüm işlerini idare etmekle görevlendirildiğinden, onun, işletmenin hem olağan hem olağanüstü nitelikteki bütün işleri yapmaya yetkisi vardır. Buna karşılık genel yetkili ticari vekil, işletmenin sadece olağan (mutad) işleriyle sınırlı temsil yetkisine sahiptir. Olağanüstü işlemleri yapabilmesi için, işletme sahibinin özel yetkisine ihtiyaç vardır. Belli bir işin ya da işlemin ifasıyla görevlendirilen sınırlı (özel) yetkili vekillerin sahip oldukları temsil yetkilerinin kapsamı ise, kendilerine bırakılan iş ya da işlemin niteliğine göre belirlenir.
Ticari vekil, özel yetki verilmedikçe tacir adına ödünç alamaz, kambiyo taahhütlerinde bulunamaz ve davacı veya davalı olarak mahkemelerde taciri temsil edemez (BK. 453/2; TBK 551/2). Oysa ticari mümessil, bu tür işlemleri dahi yapma yetkisine sahiptir.
Nihayet, ticari mümessilin temsil yetkisinin ticaret siciline tescili gerekirken (BK 449/II-III); ticari vekilin temsil yetkisi sicile tescil edilemez.(HGK’nun 19.06.2013 t. 2013/12-2 E., 2013/866K. Sayılı Kararı)
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; borçlu şirketin çalışanı …’a verdiği vekaletname ile bir kısım yetkiler verilmiş ise de, kambiyo senedi kabul etme hususunda adı geçen vekillerin yetkilendirilmediği, takip konusu çekin de söz konusu vekaletnameye istinaden …’a verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı tarafından davalı aleyhine icra takibine geçtiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı, davacının ibraz ettiği yasal ticari defterlerine göre takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davalıdan 27.919,71 TL cari hesap alacağının olduğu, davalının ödeme savunmasında bulunduğu ancak bu savunmasını usulüne uygun deliller ile ispat edemediği, neticeten, davacının takibe konu borç nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu, davalının tüzel kişiliğine değil 3.kişilere yapmış olduğu ödemelerin hukuki dayanağı bulunmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 27.919,71-TL asıl alacak yönünden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarınca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-Asıl alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen 5.583,08TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.907,19 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 476,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.430,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 29,20-TL başvurma harcı, 476,80 TL peşin harç, 4.419,30TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.925,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 08/07/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza