Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/684 E. 2018/469 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/684
KARAR NO : 2018/469

DAVA : TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/07/2016
KARAR TARİHİ : 27/06/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/07/2018

Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/06/2013 tarih ve….Esas ve …. Karar sayılı Görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş yukarıdaki esas numarasını almış olup, mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin maliki diğer davalının ise sürücüsü bulunduğu … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan …plaka sayılı araca 30/05/2012 tarihinde çarparak hasar verdiğini, hasar üzerinde sigorta poliçesi doğrultusunda gerekli incelemelerin yapıldığını ve aracın hasarın ekonomik olmayacağı görülerek aracın pert total adledildiğini ve rayiç değeri olan 23.000,00-TL’nin 23/10/2012 tarihinde sigortalıya ödediğini, 05/11/2012 tarihinde de 12.190,00-TL sovtaj bedelini tahsil ettiğini, sigortalı ile müvekkili şirket arasında düzenlenen sigorta poliçesi genel şartlarına ve TTK hükümlerine göre kanuni halefiye iktisap etmiş olan müvekkili şirketin davalılardan iş bu bedeli ödemesi yolunda talepte bulunmasına rağmen davalılarca ödeme yapılmadığını bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.800,00-TL rücu tazminatının 23/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın zaman aşımına uğradığını, davacının davasını süresinde açmadığını, davanın ihbarını talep ettiklerini, müvekkilinin davacıya bir borcu olmadığını, bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin reddini gerektiğini belirterek, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davanın …. Sigorta A.Ş ve …. Sigorta A.Ş’ye ihbarına, ihtayiti tedbir talebinin reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı sigorta şirketine ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap geldiği görülmüştür.
Dosyanın Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/06/2013 tarih ve … Esas ve …. Karar sayılı Görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, kasko poliçesi ile sigorta edilen aracın davalıların işleteni ve sürücüsü bulunduğu aracın çarpmasına maruz kalması sebebiyle davacı şirketin kendi sigortalısına yapmış olduğu ödemeyi davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Kasko poliçesi ile sigorta edilen aracın davalıların işleteni ve sürücüsü bulunduğu aracın çarpmasına maruz kalması sebebiyle davacı şirketin kendi sigortalısına yapmış olduğu ödemeyi davalılara rücu edip edemeyeceği, taraflara atfedilen kusur oranının ne olduğu, davalıların sıralı sorumluluk çerçevesinde müteselsil sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış hali ile satışı halinde tespit edilen ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farkın ne olduğu, bu surette davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı noktalarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi ….tarafından düzenlenen 27/01/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda; kusur yönünden: …plaka sayılı aracın sürücüsü ….’ nun bahse konu maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde. Asli ve 8/8 Tam olarak. % 100 Oranında KUSURLU Olduğu tespiti yapılmış olup, dosyadaki bilgi ve belgelere göre başkaca bir inceleme ve değerlendirmeye gerek görülmediği, tazminat hesabı yönünden: …. araç hasarı için ödenen ve halefiyet ilkesi gereği rücu edilmesi gereken “10,904.00 Tl bedeli” tazminat miktarın davalılardan tazmin edebileceği, zamanaşımı itirazı yönünden: 2918 sayılı KTK’nun 109. maddesindeki açık hükme, TTK.1472 ve Yargıtay’ın yukarda açıklanan kararlarına göre alacağın zamanaşımına uğramadığı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Mevcut bilirkişi raporunda özellikle kusur konusunda varılan sonuca nasıl varıldığı net bir şekilde açıklanmadığından ,infaza ve yargısal denetime elverişli bulunmamış, HMK 281/3′ e dayanılarak yeni oluşturulacak bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi ….tarafından hazırlanan 20/06/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu olayda davalı sürücü ….nun % 100 (Yüzdeyüz) oranında tamamen kusurlu olduğu, davacı şirketin davalılardan talep edebileceği toplam maddi zararının kusur oranına göre faizsiz ana para olarak 10.810,00-TL (onbinsekizyüzon) olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
29/01/2018 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; kök raporlarındaki görüşlerinin değişmediği, davalı sürücü ….’nun hatalı sevk ve idaresinin kazanın meydana gelmesinde birinci derecede, % 100 (yüzde yüz) oranında ve tek etkili unsur olduğu, davacı şirketin davalılardan talep edebileceği toplam maddi zararının kusur oranına göre faizsiz ana para olarak 10.810,00-TL (Onbinsekizyüzon) olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Dava, kasko poliçesi ile sigorta edilen aracın kaza neticesi hasarlanmasından ötürü sigorta şirketinin sigortalısına ödemiş olduğu araç değer kaybı tazminatının davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kasko poliçesi ile sigorta edilen aracın davalıların işleteni ve sürücüsü bulunduğu aracın çarpmasına maruz kalması sebebiyle davacı şirketin kendi sigortalısına yapmış olduğu ödemeyi davalılara rücu edip edemeyeceği, taraflara atfedilen kusur oranının ne olduğu, davalıların sıralı sorumluluk çerçevesinde müteselsil sorumluluklarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır. Davalı süresinde zaman aşımı defini ileri sürmekle, KTK’NUN 109/1 maddesine göre olay tarihinden itibaren 2 yıllık zaman aşımının geçerli olduğu, davaya konu kazanın maddi hasarlı kaza olduğu ve ceza zaman aşımının uygulanması ihtimalinin bulunmadığı olay tarihi olan 30/05/2012 tarihinden davanın açılış tarihine dek 2 yıllık sürenin dolmadığı gözetilerek davalının süresinde ileri sürmüş olduğu zaman aşımı defi reddedilmiştir. Davacının sigortalısı …. plaka sayılı aracın dava dışı sürücüsü …. aracı ile seyir halindeyken davalı …’nun sürücüsü, diğer davalının işleteni olduğu … plakalı araç geri manevra yapmakta iken araca arkadan çarpmak suretiyle sözkonusu kazaya sebebiyet vermiştir. Tamamen teknik ve bilimsel verilere uygun olarak hazırlanmış,hüküm kurmaya elverişli 19/06/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı… kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurludur. Kaza 30/05/2012 tarihinde meydana gelmekle davacının sigortalısına ait …. plaka sayılı araç 21/06/2011 ile 21/06/2012 tarihleri arasında sigortalanmıştır. O halde kaza teminat süresi içinde meydana gelmiştir. Sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi itibariyle geçerliliği olan Yargıtay’ca öngörülen yöntemlere göre az yukarıda bahsi geçen bilirkişi raporunda araçta oluşan değer kaybı hesaplanmış ve sonuç olarak davacı sigorta şirketinin 10.904,00-TL değer kaybı bedelini davalılardan isteyebileceği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafın aktif husumet ehliyetinin ispatı için sigortalı ve/veya ilgilisine hasar tazminat bedelini ödediğine dair banka dekontunu ibrazı gerektiği, aktif husumet ehliyetini ispat ettiğinde davacının, (sigortalısının haklarına halef olması üzerine) 3.kişi olması sebebiyle, KTK nun 85, 92,/94 ve 95.maddeleri dikkate alındığında, mevcut dosya kapsamı gereğince, davalıların, zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olacakları göz önünde bulundurulmuş, bu doğrultuda kurulan ara karar gereği davacı dosyaya banka dekontu ibraz etmiştir. Davacı ile davalı işleten tacir olduğu gibi, kazaya sebebiyet veren araçta kamyonet niteliğindedir. Sonuç olarak taleple bağlı kalınmış ve davacının davasının kabulü yoluna gidilerek 10.800 ödeme tarihi olan 16/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine ilişkin hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜNE, 10.800,00-TL’nin ödeme tarihi olan 16/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 737,74-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 184,45-TL harcın mahsubu ile bakiye 553,29-TL harcın davalılardan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL ücreti vekaletin davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından ödenen 24,30-TL başvurma harcı, 184,45-TL peşin harç, 285,00-TL tebligat, 28,80-TL müzekkere, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.722,55-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı …. Ltd. Şti tarafından yapılan yargılama giderinin bu davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 27/06/2018

KATİP …

HAKİM ….