Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/671 E. 2019/1337 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/671
KARAR NO : 2019/1337

DAVA : TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/09/2015
KARAR TARİHİ : 18/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili 24/09/2013 tarihinde kaldırımda çöp dökmekte iken … Pizza isimli davalı … Turizm Tic.A.Ş ‘ne ait … plaka sayılı motorsiklet sürücüsü ….’ın çarpması sonucu yaralandığını, vücutta kemik kırıklarının yaşam fonksiyonlarının ağır(6) derecede etkileyecek nitelikte olduğu , maddi ve manevi acılara maruz kaldığını, taksirle bir kişinin yaralanması suçu ile iddianame düzenlendiğini, K.Çekmece … Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığı, davanın derdest olduğu, davalılardan …. Sigorta Şirketi diğer davalıya ait aracın zorunlu trafik sigortasını yaptığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihi itibariyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin 15/10/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Turizm İnş.San.ve Tic.A.Ş vekilinin 07.12.2015 havale tarihli cevap dilekçesinde; davada Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olup, görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle açılmış maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas ve …. Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi olmuştur.
Davacıların yaralandığı trafik kazasından davacıya ait kaza tarihi ve sonrasına ait hastane belgelerinin (tüm tedavi evrakları) onaylı suretleri, sigorta poliçeleri, ceza dava dosyası ve film grafileri ilgili hastaneden celp edilerek dosya içine alınmıştır.
Davacıların maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulundan rapor, kusur ve aktüerya raporları alınmıştır.
Olay tarihi olan 24/09/2013 tarihinde davacının kaldırımda çöp dökmekte iken …. Pizza isimli davalı … Turizm Tic. A.Ş’ne ait …. plaka sayılı motosiklet sürücüsü …’ın çarpması sonucu yaralandığı anlaşılmıştır.
Kusur incelemesi yapan bilirkişiye göre davacının %75, davalı sürücünün %25 kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Adalet Bakarlığı Adli Tıp Kurumu … Adli İhtisas Kuruluna ait raporda; 31/07/2017 tarihli ortopedi muayenesinde; sağ kalça ve sol kalça eklem hareket açıklıklarının tam olduğu, Sağ diz ve sol diz eklem hareket açıklıklarının tam olduğu, Sağ ayak bileği dorsifleksiyon: 15 derece, plantar fleksiyon: 55 derece, inversiyon: 20 derece, eversiyon: 10 derece, Sol ayak bileği dorsifleksiyon: 10 derece, plantar fleksiyon: 45 derece, inversiyon: 20 derece, eversiyon: 10 derece olduğu, Sağ omuz ve sol omuz eklem hareket açıklıkları tam olduğu, Sağ dirsek fleksiyon 135 derece, ekstansiyon 0 derece, supinasyon 70 derece, pronasyon 80 derece olduğu, Sol dirsek fleksiyon 135 derece, ekstansiyon 0 derece, supinasyon 80 derece, pronasyon 80 derece olduğu, Sağ el bileği dorsifleksiyon 55 derece, palmar fleksiyon 55 derece, radial deviasyon 20 derece, ulnar deviasyon 25 derece olduğu, Sol el bileği dorsifleksiyon 65 derece, palmar fleksiyon 65 derece, radial deviasyon 20 derece, ulnar deviasyon 35 derece olduğu, kişinin baskın elinin sağ eli olduğu, kurulumuzun 31/07/2017 tarihli nöroloji muayenesinde;Nöroloji muayenesinde Şuur: Açık, oryante, koopere, Kranial sinirler: intakt, Kas gücü: Sağ Omuz 5/5, Dirsek 5/5, Bilek D. Flk. 5/5, Bilek Volar Flk. 5/5, Par. Abd. 5/5, 1., 2. ve 3. Par. 5/5, 4. ve 5. Par. 5/5, Sağ Kalça 5/5, Diz 5/5, Bilek D. Flk. 5/5, Bilek Planter Flk: 5/5 , Sol Omuz 5/5, Dirsek 5/5, Bilek D. Flk. 5/5, Bilek Volar Flk. 5/5, Par. Abd. 5/5, 1., 2. ve 3. Par. 5/5, 4. ve 5. Par. 5/5, Sol Kalça 5/5, Diz 5/5, Bilek D. Flk. 5/5, Bilek Planter Flk.5 /5, Kas tonusu: Normal, Derin tendon refleksleri: Sağ üst +, Sol üst +, Sağ alt +, Sol alt +, Patolojik refleks: yok, Serebellar sistem muayenesi: normal, Denge ve yürüyüş: normal, Konuşma: doğal, Nöbet öyküsü: yok, Trofik bozukluk: yok, Duyu kusuru: sol bacakta kasılma ifadesi, Sfinkter kusuru: yok, Periferik sinir değerlendirilmesi: patoloji olmadığı, dosyaya ekli grafilerin incelemesinde; “12/06/2017 tarihli grafide, sol tibia-fibula diafizde kaynamış kırık sekelleri, plak-vida ile tespit edildiği, L3 vertebra korpus yüksekliği yaklaşık 18mm, L2 yaklaşık 24mm, L4 yaklaşık 27mm, L5 yaklaşık 27mm olduğu, 13/06/2017 tarihli sağ el grafide sağ radius distalinde kaynamış kırık sekeli, ulna styloid proceste kırık sekeli olduğu, sonuç olarak …. kızı, 1962 doğumlu ….’ın 24/09/2013 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı vertebra fraktürü sonrası vertebra yükseklik kaybı ve iyileşmiş sol cruris fraktürü arızası nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr 1 XII(32a….1)A %5, Gr 1 X (1Aa….15)A %19, Balthazard formülüne göre %23,05, E cetveline göre %26,2 (yüzdeyirmialtıvirgüliki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme(iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliğiyle mütalaa edildiği bildirilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi Y. Müh. …. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda sonuç olarak; 24/12/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %26,2 oranında malul kalan davacı …..’ın geçici iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 1.694,45-TL olduğu, sürekli iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 22.031,25-TL olduğu, dava dosyasında mevcut Adli Tıp Kurumu … ihtisas Kurulunun raporunda; kazalı davacının 24/12/2013 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası neticesi meydana geldiği bildirilen arızasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri muvacehesinde fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan, iyileşme süresinin 24/12/2013 tarihinden itibaren 1 aya kadar uzayabileceği, davacının 9 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının toplam 23.725,70-TL olarak belirlenmiştir.
Kazaya sebebiyet veren …. plaka sayılı motosikletin kaza tarihi itibariyle ve halen malik durumunun tespiti için ilgili Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, müzekkereye verilen cevapta anılan aracın kaza tarihi itibariyle davalı … A.Ş’ye ait olduğu ve tescil belgesine göre aracın kullanım amacının motosiklet olduğu anlaşılmıştır.
Kazaya sebebiyet veren …. plakalı araç 04/09/2013-04/09/2014 vadeli Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile teminatla davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmıştır.
Davacıların yaralanması ile ilgili yürütülen soruşturmada Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas ve …. Karar sayılı davası hakkında adli para cezası kararı verildiği anlaşılmıştır.
Olayın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olan …. plakalı aracın davalı sürücü … %25 kusurlu olduğundan sigortalı motor sürücüsünün %25 kusuruna isabet eden tutar davacı yararına maddi tazminat miktarı olarak dikkate alınacaktır. Başka bir anlatımla, kusur indirimine yer bulunmamaktadır.
Dosyada SGK tarafından davacılara iş göremezlik nedeniyle ödeme yapılıp yapılmadığı, maluliyet geliri bağlanıp bağlanmadığına ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır. Rücuya tabi ödemeler hususunda indirime yer bulunmamaktadır.
Davacı maluliyeti ve tedavi giderleri nedeniyle ödeme yapıldığına ilişkin dosyada belge olmadığından hesaplanan maddi zarar tutarından ödeme tenzili hususunda indirime yer bulunmamaktadır.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 18/02/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1’inci maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine sonra sözü geçen Kanunun 88/1’inci maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” denildikten sonra anılan Kanun’un 90’ıncı maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49/1’inci maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” denilerek haksız fiil sorumluluğu belirlendikten sonra anılan Kanunun 61’inci maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermekte olup buna göre zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve zorunlu sigortacı zarar görene karşı haksız fiil hükümleri çerçevesinde müteselsilen sorumludurlar. Ancak sigorta şirketinin sorumluluğu teminat limiti ve sigortalısının kusuru oranındadır.
Araç maliki diğer davalı …. A.Ş tarafından kazaya karışan aracın uzun süreli araç kiralama ile …. Gıda Tic. Ltd Şti’ye devir edildiği anlaşılmakla mahkememizce taraflar arasındaki kiralama sözleşmesinin devam edip etmediği, sözleşmenin 3.kişileri bağlayacak güçte bir sözleşme olup olmadığı, aracın kiralayana fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği ihbar olunan ….. Gıda isimli işyerinin ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmış, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Dosyaya araç kiralama protokolü araç devir belgeleri ibraz edilmiş olduğundan araç kiralama sözleşmesinin dosyaya sunulan protokole göre uzun süreli araç kiralama sözleşmesi olduğu dolayısıyla malikin işleten sıfatında bulunmadığı, işleten sıfatının olayın olduğu tarihte davalı sürücünün de çalıştığı şirket olan …. Gıda Tic. Ltd Şti olduğu dolayısıyla işleten sıfatının bu şirkette bulunduğu anlaşıldığından işleten sıfatının …. A.Ş’ye açılan davanın bu şirketin sorumluluğu bulunmaması nedeniyle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3.maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin olan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzeride fiili tasarrufu bulundğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3.maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.
2918 sayılı KTK’nın 85.maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 15/11/2018 tarih ve 2016/1154 E., 2018/10822 K.sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 19/11/2018 tarih ve 2016/7624 E., 2018/10877 K.sayılı kararı)
Toplanan tüm deliller, hükme esas alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirilmek suretiyle davacının meydana gelen trafik kazasında yaralandığı bu nedenle maddi ve manevi tazminat isteme hakkının bulunduğu, davacı …..’ın geçici iş göremezlik nedeniyle 1.694,45-TL ve sürekli iş göremezlik nedeniyle 22.031,45-TL olmak üzere nihai ve gerçek maddi zararları toplanın 23.725,70-TL olduğu olayımızda davalı sürücü ve sigorta şirketinin sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Manevi tazminat talebi bakımından ise davanın dayanağı, Türk Medeni Kanunun 24.ve Türk Borçlar Kanununun 49.ve 56. maddeleridir.
MK’nun 24.maddesinde “Şahsiyet haklarının hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğraması”koşulu öngörülmüş, maddede belirtilen hususlar kanıtlandığı takdirde, manevi tazminat isteme hakkı doğmuş olacağı kabul edilmiştir.
Kişisel haklar, kişinin kendi hür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlar. Bu hak insanın doğumu ile kazanılan ve kişiliğe bağlı olan bir haktır.
Bedensel zararlarda, kişinin manevi değerlerinden olan vücut bütünlüğünün korunması hakkı çerçevesinde manevi zarar olarak değerlendirilmelidir.
Olayımızda, meydana gelen kaza nedeniyle davacıların vücut bütünlüğü zarar görmüştür. Vücut bütünlüğü de kişilik haklarından olup, yaralanması nedeniyle, ızdırap çeken, canı acıyan, davacının kişilik haklarının hukuka aykırı bir şekilde ağır ve haksız bir tecavüze uğradığı ve bu nedenle de manevi tazminat talep edebileceği kabul edilmelidir. Üstelik davacının yaşı da dikkate alındığında çektiği acı daha da ağır olmuştur.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davalı sürücünün kusur oranı, kazanın meydana geliş şekli, davacıların yaralanmasının niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve diğer hususlar gözetildiğinde sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde talep edilen manevi tazminatın kısmen kabulü ile davacı ….. için 3.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davanın …. yönünden maddi tazminat için ıslah edilmiş hali ile kısmen kabulüne,
2-Geçici tam iş göremezlik tazminatı 1.694,45-TL sürekli iş göremezlik tazminatı 22.031,45-TL olmak üzere toplam 23.725,70-TL ‘nin yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, faiz başlangıcının …. yönünden olay tarihi, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren uygulanmasına, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Davalı …. Turizm İnş. San. Ve Tic. A.Ş yönünden davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine,
5-Davacı ….’ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 3.000,00-TL’nin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ….’dan tahsili ile bu davacıya verilmesine,
6-Davanın maddi tazminat talebi yönünden ıslah edilmiş haliyle kısmen kabulü dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.620,70-TL karar ve ilam harcı ile davanın manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 204,93-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 105,89-TL harç ile 388,09-TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 1.331,65-TL harcın davalılar … ve … Sigorta A.Ş’den(davalı … bu miktarın tamamından davalı …Sigorta A.Ş bu miktarın 1.1182,17-TL’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
7-Davacı tarafından peşin yatırılan 27,70-TL başvurma harcı, 105,89-TL peşin harç ile 388,09-TL ıslah harcının davalılar …. ve …. Sigorta A.Ş’den (davalı …. bu miktarın tamamından davalı …. Sigorta A.Ş bu miktarın 463,12-TL’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın manevi tazminat talebi yönünden kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı ….’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davanın maddi tazminat talebi yönünden kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.847,08-TL vekalet ücretinin davalılar …. ve ….. Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Davanın davalı ….. Turizm İnş. San. Ve Tic. A.Ş yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddi dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …. Turizm İnş. San. Ve Tic. A.Ş’ye VERİLMESİNE,
11-Davacı tarafından yapılan 375,40-TL tebligat, 162,10-TL posta, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.537,50-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 1.262,27-TL’sinin davalılar … ve … Sigorta A.Ş’den (davalı ….. bu miktarın tamamından davalı ….. Sigorta A.Ş bu miktarın 1.120,57-TL’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya VERİLMESİNE,
12-Davalı …. Turizm İnş. San. Ve Tic. A.Ş tarafından yapılan 650,00-TL yargılama giderinin bu davalı yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddi dikkate alınarak davacıdan alınarak davalı …. Turizm İnş. San. Ve Tic. A.Ş’ye verilmesine,
13-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere tarafların yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 18/12/2019

Katip ….
¸e-imza

Hakim …..
¸e-imza