Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/619 E. 2021/903 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/619 Esas
KARAR NO : 2021/903

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/03/2016
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında kampüs dinlenme tesislerinde mola verme hususunda karşılıklı olarak 31/12/2015 tarihinde cari hesap mutabakat mektubu imza edildiğini, davalı şirketin hukuken hiçbir geçerli neden olmaksızın müvekkili şirketin dinlenme tesisinde mola vermediğini, haksız kazanç elde etmek suretiyle açıkça zarara uğrattığını, müvekkili şirket tarafından ödemenin peşin olarak çek olarak yapılmış olmasına rağmen davalı şirketin karşı edimini yerine getirmediğini, bu nedenle Aksaray … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden davalı şirket hakkında icra takibine giriştiklerini, davalı şirket tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini, taraflarınca yetki itirazının kabul edilerek dosyanın Bakırköy … icra Müdürlüğünün … Esasına kaydedildiğini, yeniden ödeme emri gönderildiğini, davalı şirket tarafından yalnızca zaman kazanmak adına borca itiraz edildiğini, bu nedenle takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptaline ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, davacı ile müvekkil şirket arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacının borç sebebini ve miktarını ispatlaması gerektiğini, borcun belirlenebilmesi için yargılama yapılmasına ihtiyaç olduğunu, borcunun olmadığı şeklindeki itirazımız haklı bir itirazdır. Öte yandan, asıl alacak miktarı konusunda mutabakat olmadığı için faiz miktarının da doğru olmadığını, davacı şirket tarafından davaya konu fatura ve irsaliyelerin müvekkil şirkete tesliminin ispatlanması gerektiğini, yukarıdaki anlatımlarımızda belirttiğimiz üzere davacı ile müvekkilimiz arasındaki mutabakat bulunmadığını, likit olmayan, miktarı kesin olarak belirli olmayan, miktarı ancak yargılama ile belirlenebilecek durumda olan alacaklar için tazminat istenemeyeceği belirtildiğini, haksız davanın reddine, İİK.m.67 gereğince davacının tarafımıza mahkemece uygun görülecek miktarda tazminat ödemesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
-Mahkememizin 12/12/2017 tarihli duruşmasında Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
-Davacı vekilinin 17/01/2018 tarihli dilekçesi ile davacı şirketin defterlerinin Aksaray ilinde olduğunu belirttiği görülmekle mahkememizin 25/01/2018 tarihli tutanak doğrultusunda Aksaray Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır.
-Aksaray …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyasında bilirkişi …. tarafından düzenlenen 22/02/2018 tarihli raporda; İbraz edilen evraklar neticesinde, Davacı … Nak.Tur.Plas.Tiç,Ltd.Şti. ile Davalı … Nakliyat A.Ş.arasında, Kampüs Dinlenme Tesislerinde “mola verme” hususunda karşılıklı olarak 31.12.2015 tarihinde “cari hesap mutabakat mektubu” imza ve kaşe ettikleri, 80.258,58.-TL’da, davacının alacaklı olduğuna mutabık kaldıkları, davacıya ait çeklerin davalıya verilerek ödemelerin yapıldığı, bunların yasal defterler de muhasebe kayıtları olduğundan dolayı; davalı … Nakliyat A.Ş. davacı … Nak.Tur.Plas.Tic.Ltd.Şti.’ne, takip tarihi itibariyle, 31.12.2015 tarihli mutabakat mektubuna ilişkin bakiye alacak üzerinden, 80,258,00.-TL asıl alacak, 514,53.-TL işlemiş yasal faiz(%9) olmak üzere toplamda 80.258,00 TL +514,53 TL = 80.772,53 TL borçlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
-Mahkememizin 05/02/2019 tarihli duruşmasında Davacı şirketin açık ünvanı ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ne yazı yazılarak … İflas sayılı dosyada davacının alacak kaydı talebine ilişkin karar verilip verilmediğinin sorulmasına, verilmişse karara ilişkin kayıtların gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün 31/10/2019 tarihli cevabi yazısında … İflas dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas numarası ve … Karar numarası ilamı ile bozulmasına karar verilmiş olup, dosyanın İİK. 40. MADDE’ye göre durdurulduğu belirtilmiştir.
Davalı şirketin iflas dosyasının feragat kararı ile sonlandığı ve kesinleştiği görülmüştür. Yargılama sırasında, davalı şirketin hükmi şahsiyetinin devam ettiği anlaşılmıştır.
-Mahkememizin 15/06/2021 tarihli duruşmasında Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti icra takibi tarihi itibariyle asıl alacak ve faiz alacağı yönünden alacaklı olup olmadığı, alacağının varlığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
İnceleme gününün davalı şirkete tebliğ edildiği, çıkarılan tebligatın iade döndüğü, mahkememizce 12/07/2021 tarihli tutanak doğrultusunda yeni inceleme gününün davalı şirkete Tebligat Kanunu 35.maddesi uyarınca tebliğine karar verildiği, davalıya yeni inceleme gününün TK35.maddesi uyarınca tebliğ edildiği ancak belirlenen inceleme gün ve saatinde davalı tarafça ticari defter ve belgelerin sunulmadığı, incelemeye katılan olmadığı görülmekle mahkememizce 06/09/2021 tarihinde tutanak tutulmuştur.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasındaki mola verme ilişkisi nedeniyle cari hesap alacağının tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Yargılamaya konu Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 80.258,00 TL asıl alacağın ve 514,53 TL işlemiş faizilin tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili süresinde itirazında borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu alacak miktarı 80.258,00 TL’ dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı taraf ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacının ticari defterler ve kayıtlarının ve Aksaray …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyasında Bilirkişi …’un hazırlamış olduğu 22/02/2018 tarihli rapor içeriğinin incelenmesinde;
– 31.12.2015 tarihli mutabakat mektubuna ilişkin bakiye alacak üzerinden, davacının davalıdan 80,258,00.-TL asıl alacak, 514,53.-TL işlemiş yasal faiz(%9) olmak üzere toplamda 80.772,53 TL borçlu olduğu belirtilmiştir.
Davalı şirketin defterlerinin incelenmesi yönünden mahkememizce ara karar kurulmuş ancak davalı tarafından inceleme gününde mahkememize gelen olmadığı ve defter belge sunulmadığı, bunun üzerine mahkememizce tutanak tutulduğu görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı ve taraflar arasında imza ve kaşe edilen cari hesap mutabakat metni bulunduğu, bu sebeplerle açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
-Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 80.258,00 TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına,
-Alacağın %20’si olan 16.051,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 5.482,42 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 1.370,61 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.111,81 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
– Davacı tarafça sarf edilen toplam 1.404,11 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 981,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 11.233,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza