Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/489 E. 2020/130 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/489 Esas
KARAR NO : 2020/130

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/05/2016
KARAR TARİHİ : 04/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan … firmasının sattığı ürünler için Türkiye’de tedarikçilerle anlaşarak üretim yaptırdığını, diğer davalının ise yurt dışındaki ana firmanın Türkiye’de temsilciliğini yapmakta olduğunu, müvekkilinin ise davalılara sipariş bazında üretim yapan ve ürettiklerini bu firmalara satan bir şirket olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin uzun yıllar bu şekilde sürdüğünü, ancak 14/03/2016 tarihinde müvekkiline tebliğ edilen 02/03/2016 tarihli ihbar mektubu ile davalı firmanın artık müvekkili ile çalışmayacağını bildirerek ticarette aldatıldığını piyasadaki alıcılara ve satıcılara duyurarak kötüleyici yaydığını, ancak davalının müvekkilinin ürünleriyle ilgili olumsuz beyanlarının tamamen yanlış olduğunu, bu güne kadar müvekkiline bu konularda hiçbir zaman uyarı, tenkit ve iade yapılmadığını, bu nedenle aradan geçen 3 aylık sürede müvekkilinin çok büyük oranda zarara uğradığını belirterek kâr kaybı ve menfi zarar olmak üzere 10.000,00 TL zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, dolaysıyla taraflar arasındaki ticari ilişkinin taraflarca her zaman herhangi bir maddi yaptırımı olmaksızın sonlandırılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin yabancı kökenli firma olup pazardaki daralma nedeniyle iş birliğini sona erdirdiğini, müvekkilinin davacı hakkında kötü bir şöhret yaydığı iddiasının yerinde olmadığını, ayrıca bu iddianın mantıkla bağdaşır yanının bulunmadığını, zira müvekkili ile davacının rakip firma niteliğinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Tekstil vekili cevap dilekçesinde; mahkemenin yetkili olmadığını, davacının ticari ilişkisinin diğer davalı ile arasında olup müvekkili ile ticari ilişkisi bulunmadığından müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, diğer davalının sadece davacı ile olan ilişkisini değil, diğer bir kısım tedarikçilerle olan iş birliğini de sona erdirdiğini, dolayısıyla bu hususun davacıya özgü bir durum olmadığını, müvekkilinin davacı hakkında piyasada kötü bir şöhret yayması gibi bir durumun söz konusu olmamasını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilince sunulan ve davaya dayanak olan davalı …tarafından gönderilen 02/03/2016 tarihli ihtar mektubunun incelenmesinde; …. tarafından ürün sevkiyatlarının ve vadelerinin kalitesinin çok yetersiz kaldığı, alınan önlemlerin hiçbirinin düzelmeyle sonuçlanmadığı, mevcut üretim sistemiyle birlikte tatmin edici kalite ve gidiş elde edemeyecekleri korkusu taşıdıkları, bu nedenlerden dolayı iş birliğinin sürdürülemeyeceğinin belirtildiği görülmüştür.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davacı tarafından bildirilen tanıkların beyanları alınarak değerlendirilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 05/10/2019 tarihli raporda; taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığı, davalılar davacının en büyük müşterisi iken davalının birden bire siparişleri kestiği, ancak piyasada dolaşan dedikoduları davalıların yaydığına dair somut delil bulunmadığı, ticari defter kayıtlarına göre davacının davalılardan alacağının bulunmadığı, davalıların davacının kalitesiz üretim yaptığını ifade eden herhangi bir beyanı piyasaya yaydığına dair somut delil sunulmadığı, davacının haksız rekabet iddiasının ispata muhtaç olduğu, davacının talebinin yerinde olmadığı ve davalıdan tazminat alacağına hak kazanamadığı belirtilmiştir.
Dava, TTK’nın 56. maddesine dayalı haksız rekabet nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
TTK’nın 54. maddesine göre rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar, haksız ve hukuka aykırıdır. Yine aynı yasanın 56. maddesine göre haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, kusur varsa zarar ve ziyanının tazminini isteyebilir.
Tüm dosya kapsamına göre; öncelikle davacının açık kabulü ile de doğrulandığı üzere davacının ticari ilişkisi davalı …ile olup, davaya dayanak olan ticari ilişkinin sonlandırılmasına ilişkin ihtar mektubunun davalı …tarafından keşide edildiği, diğer davalı … Tekstil’in ihtarname keşidecisi olmadığı gibi iddia edilen kötüleyici dedikodu yaymak şeklindeki eylemle bir ilgisinin bulunmadığı, bu davalının haksız rekabet teşkil eden kötüleyici beyan yaydığı yönündeki iddianın da kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davalı … Tekstil aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalı …aleyhine açılan dava bakımından ise; davalı tarafından keşide edilen ihtarnamenin TTK’nın 54. ve devamı maddelerinde düzenlenen davacının tüzel kişiliğini veya ürünlerini kötüleyici bir nitelik taşımadığı, ihtarnamede sadece ürün sevkiyatları ve vadelerinin kalitesinin yetersiz kaldığının belirtildiği, ihtarnamede kaleme alınan ibarelerin haksız rekabete yol açar nitelikte olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, davacının firmasının ve ürünlerinin ilgili sektörde kötülendiği ve kötü şöhret yayıldığı yönünde soyut tanık beyanları dışında delil bulunmadığı, dolayısıyla haksız rekabet iddiasının kanıtlanamadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harçtan alınması gerekli 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 116,38 TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Hüküm tarihindeki tarife uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.
04/02/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza