Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/456 E. 2018/152 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY (1) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/456
KARAR NO : 2018/152

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2016
KARAR TARİHİ : 13/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yanın 05/11/2004 tanzim tarihli, 05/11/2008 vade tarihli, 10.000,00-USD bedelli bonoyu müvekkiline verdiğini, ancak vadesinde ödememiş senedin müvekkili yanca da 3 yıllık bonoya dayalı takibin zamanaşımı dolduktan sonra ilamsız takip yolu ile Bakırköy …İcra Müdürlüğünde ….Esas sayılı dosyada davalı borçlu aleyhine icra takibine geçildiğini, borçlunun dosya borcuna itiraz ettiğini, borçlu tarafın itirazının kötü niyetli olduğunu, borçlu tarafın müvekkiline tanzim ederek senet verdiğini, hem imzaya hem de borca kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, davalı borçlunun Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takibe, esasa ve faize ilişkin haksız olduğunu iddia ettiği itirazının iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun haksız olduğunu iddia ettiği itirazı nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kambiyo vasfını yitirmiş adi bir senede dayanarak icra takibi başlattığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesindeki beyanlarının hukuki gerekçe ve delillerden uzak olmakla birlikte gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği konuları ispat etmekle mükellef olduğunu, söz konusu senetteki imzanın kendilerine ait olmamakla birlikte imzaya da açıkça itiraz ettiklerini, senet üzerindeki imzanın kesinlikle müvekkiline ait olmadığını, iddia edildiği gibi olmayan bir borca istinaden yapılan icra takibine müvekkilinin itirazının haklı olduğunu, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, müvekkilinin hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi mahkememizden talep etmiştir.
Davacının 12/03/2018 havale tarihli dilekçesi ile feragat ettiği, davalı vekilinin 13/03/2018 havale tarihli dilekçesi ile vekalet ücreti talebinin bulunmadığı görüldü.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat,davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Somut olayda, davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan 492 Sayılı Harçlar Kanunun 22.maddesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu harcın 2/3’ü olan 23,93-TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin yatırılan 314,02-TL harçtan mahsubuna, artan 290,09-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Talep edilmediğinden davalı yana vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 13/03/2018

KATİP …

HAKİM …