Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/36 E. 2018/184 K. 20.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/36
KARAR NO : 2018/184

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/01/2016
KARAR TARİHİ : 20/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalı şirketin davacıya inşaat işi yaptırdığı, yapılan bu iş karşılığında davaya konu 11/06/2015 tarihli 67.584,50 TL ‘lik faturanın düzenlendiği, bu fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı belirtilerek davalının icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasına rağmen, davalı tarafından esasa cevap süresi içeresinde davaya karşı cevap dilekçesi verilmemiş olup, davalı vekilince icra takip dosyasına sunulan 15/12/2015 tarihli itiraz dilekçesinde; davacı şahıs ile davalı şirket arasında hiç bir sözleşme ve iş akdinin bulunmadığı, bu şirket ile yapılmış bir işin de bulunmadığı gibi, takibe konu edildiği şekilde davalının davacıya bir borcunun da bulunmadığı belirtilerek takibe itiraz edilmiştir.
DELİLLER: 1-)Mahkememizce yapılan yargılama sırasında Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, dosyanın incelenmesinden; davacı alacaklı tarafından davalı şirket aleyhinde 21/07/2015 tarihinde 67.584,50 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı ve davalının süresi içeresinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirketin dava konusu faturaların düzenlendiği tarih olan 2015 yılı itibariyle BA formları vergi dairesinden getirtilmiş olup, dosyaya eklenmiştir.
3-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkiş incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir…tarafından düzenlenen 08/09/2017 havale tarihli raporda ; ibraz edilen davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan incelemede takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu edilen miktar kadar 67.584,50 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KABUL :
Dava , İİK 67 maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davası olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesiyle , davacı tarafça davalı şirkete yapılan inşaat işi kapsamında davaya konu 10/06/2015 tarih 37.760 TL bedelli ve 11/06/2015 tarih 29.824,50 TL olmak üzere toplam 67.584,50 TL lik fatura düzenlendiği, bu fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise mahkememizce yapılan yargılama sırasında esasa cevap süresi içeresinde davaya karşı cevap dilekçesi verilmemiş olup, davalı vekilince icra takip dosyasına sunulan 15/12/2015 tarihli itiraz dilekçesinde; davacı şahıs ile davalı şirket arasında hiç bir sözleşme ve iş akdinin bulunmadığı, bu şirket ile yapılmış bir işin de bulunmadığı gibi, takibe konu edildiği şekilde davalının davacıya bir borcunun da bulunmadığı belirtilerek takibe itiraz edilmiştir.
Dava, TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali istemine yöneliktir.
Taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmadığı dosya kapsamı belgeler ile sabit olup, davacı taraf taraflar arasındaki sözlü sözleşme kapsamında takip ve davaya konu fatura muhteviyatı işlerin davacı tarafça davalıya yapılarak teslim edildiğini bildirmiştir.
Taraflar arasında ihtilaf davacı tarafça iddia edildiği şekilde taraflar arasında bir eser sözleşmesinin yapılıp yapılmadığı, bir eser sözleşmesinin varlığının kabul edilmesi halinde davacı tarafça iddia edildiği şekilde takip ve davaya konu fatura muhdeviyatı işlerin yapılıp yapılmadığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu edilen miktar kadar alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşularına bağlı olmayıp, sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı gerekmemekte ise de ,davalı tarafındaın sözleşme ilişkisi inkar edildiği takdirde eser sözleşmesinin yazılı delil ile ispatlanması gerekmektedir. Eser sözleşmesinin varlığının ispatı açısından yazılı bir sözleşme olmasada sözleşmenin varlığını ortaya koyan, davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura vb.belgeler ile tarafların ticari defter ve kayıtları ikrar ve yemin ile de eser sözleşmesinin ispatının da mümkün olduğu bilinmekle birlikte dava konusu somut olayda her ne kadar davacı tarafça taraflar arasında varlığı iddia edilen eser sözleşmesi kapsamında takip ve davaya konu fatura muhteviyatı işlerin davacı tarafça davalıya yapıldığı iddia edilmiş ise de, mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafça davaya karşı cevap verilmediği, ancak icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde; taraflar arasında takip ve davaya konu edilen fatura muhteviyatı işlerle ilgili olarak herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı belirtilerek taraflar arasındaki sözleşmenin varlığının inkar edildiği, mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, alınan bilirkişi raporuna göre her ne kadar takibe konu 2 adet faturanın davacı şirkete ait ticari defterlerde kayıtlı olduğu tespit edilmiş ise de , davalı tarafça ticari defterlerin mahkememize ibraz edilmemesi üzerine faturaların düzenlendiği 2015 yılına ilişkin olarak davalı şirketin BA formlarının vergi dairesinden getirtildiği, ancak dava konusu fatura ve davacı ile ilgili olarak 2015 yılı içerisinde herhangi bir bildirime de davalının vergi kayıtlarında rastlanmadığı, dosya kapsamında eser sözleşmesinin varlığını ispatlayacak şekilde davalının imzasını taşıyan herhangi bir belgenin mevcut olmadığı gibi davalı tarafça taraflar arasındaki sözleşmenin varlığına delalet edecek açıklamaları içerir davacıya keşide edilmiş herhangi bir ihtarname veya yazılı bir belgenin de bulunmadığı görülmüş olup, davacının da delilleri arasında HMK 119 / f maddesi gereğine yemin deliline dayanmadığı anlaşılmakla davacı tarafça varlığı iddia olunan eser sözleşmesinin ispatlanamadığı düşünülmekle davanın reddine karar verme gereği doğmuştur.
Her ne kadar davacı tarafça taraflar arasındaki eser sözleşmesinin varlığı konusunda tanık dinletme isteminde bulunmuş ise de ; HMK 200.maddesi gereğince ; ” bir hakkın doğumu , düşürülmesi , devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zaman miktar ve değeri iki bin beş yüz türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. ” hükmü karşısında davacı vekilinin işbu davada tanık dinletme istemi yerinde görülmemiş olup reddine karar verilmiştir.
(Yargıtay 15.Hukuk Dairesin’in 2017/2525 Esas, 2017/4168 karar sayılı kararıyla Yargıtay 15 Hukuk Dairesinin 2016/2263 esas , 2017/4526 karar sayılı kararları da bu yöndedir.)
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 816,15 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 780,25 TL maktu karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/03/2018

Katip …

Hakim …