Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/346 E. 2019/896 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/346 Esas
KARAR NO : 2019/896

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 14/04/2016
KARAR TARİHİ : 12/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil numarasıyla 27/10/2010 tarihinde ….Anonim Şirketi ünvanı ile ticaret sicile tescil edilerek … İli, …. İlçesi, …. Mah. … Sanayi Sitesi …. İş Hanı No: …. adresinde faaliyete başladığını, kuruluş sermayesinin 5.000.00-TL, bugünkü sermayesinin ise 40.000.000,00 TL olduğunu, sermayenin tamamının ödendiğini, yönetim kurulunun …. (yönetim kurulu başkanı), … (yönetim kurulu başkan yardımcısı), …(yönetim kurulu üyesi) … (yönetim kurulu üyesi)’dan oluştuğunu, kuruluşundan 2011 yılı Ekim ayına kadar … A.Ş.’ nin ürettiği mamullerin yurt dışında pazarlama ve dağıtımını gerçekleştirdiğini, kuruluş sermayesinin arttırılmasından sonra yaptığı yatırımlarla daha sonra tekstil ve hazır giyim üretimini arttırdığını, Çorum Organize Sanayi Bölgesinde 25.000 m2 arsa üzerinde 18.500 m2 kapalı alana sahip fabrika binası satın alındığını, Çorum fabrikası için gerekli makine ve teçhizatlar alınarak merkez ofisin bulunduğu İstanbul Beylikdüzü’ndeki binada üretim faaliyetleri için yeni alanlar kiralandığını, İstanbul fabrikası için makine ve teçhizat alımı yapıldığını, üretim için gerekli hammadde ve yardımcı malzeme alımları gerçekleştirilerek imalata başlandığını, müvekkili şirketin İstanbul fabrikasında ve İstanbul içinde yedi adet, Çorum’ da bir adet fasoncu firmada yaptırdığı ürünleri yurt içi ve yurt dışı piyasalara gömlek, boxer şort, kravat, papyon v.b. iç ve dış giyim mamulleri üreterek satmakta olduğunu, konusundaki ürünlerin sezonluk olduğunu, hammaddelerdeki fiyat artışları karşısında finansman yükünün arttığını, riskin tamamen tekstil üreticisi (müvekkil şirket gibi firmalar) üzerinde kaldığını, Çinli üreticilerin rakip şirketlerden %90-95 daha ucuz üretim yaptığını, ancak üretim konusu olan malzemenin yurt dışından getiriliyor oluşu ve dövizin sürekli artış göstermesinin maliyetleri olumsuz etkilediğini, tüm dünyanın etkilendiği ekonomik krizin müvekkilinin durumunu daha da kötüleştirdiğini, müvekkili şirketin mali müşavirleri tarafından yapılan mali analiz ve mal esasına göre tanzim edilmiş ara bilançolarında, 31/01/2016 tarihi itibarıyla aktif ve pasif yapısının ortaya konularak 31/01/2016 tarihli satış fiyatlarına göre öz varlık yapısının 29.438.729.85-TL azalmasına neden olduğunu (bunun oranı ise %73,59 olduğu) TTK md.376’da belirtilen 1/3 oranının çok altına düştüğünü, müvekkili şirketin icra takipleri ile karşı karşıya kalması durumunda ülke ekonomisi için yarattığı katma değerin de sona ereceğini, ödeme güçlüğünün ilk yıl için yapılacak 5.000.000-TL sermaye artışı ve mevcut şüpheli alacakların tahsili ile karşılanacağını, şirketin atıl olarak beklemekte olan makine parkurundan yapılan ön sözleşmeye göre 3.000.000.00-TL’lik satış gerçekleştirileceğini, uzun yıllara dayalı, tecrübe ve üretim bilgi birikimini gelişmekte olan ülkelere Know-How satışı yaparak maliyetsiz gelire dönüştüreceğini, Sırbistan’ da yerleşik…./Sırbistan firması ile düşük işçilikli fason anlaşması yapıldığını, 2016 yılında yaklaşık 633.000 adet gömlek üretimi planlanmakta olduğunu, müvekkili şirketin iflas etmesinin aynı zamanda alacaklılarını da büyük oranlarda zarara uğratacağını, izah edilen nedenlerden anlaşılacağı üzere; müvekkili şirketin yapısı, konumu, yapmış olduğu işler, aylık ciroları ve yazılı sözleşmelerin şirketi borca batıklıktan kurtaracak düzeyde olduğunu, sektöründe lider bir firma olan müvekkili şirketin iyileştirme projesinin ciddiye alınarak yeniden diriltilmesi ve piyasaya kazandırılması durumunda alacaklılara ödemelerin yapılabileceğini, olası bir muhafaza işlemi neticesinde telafisi imkansız zararların oluşacağını, tesislerinde makine parkurunun ve/veya stokların haczi durumunda davacının tüm faaliyetinin duracağını ve gelirlerinin sıfırlanacağını, tedbir kararı sayesinde şirketin faaliyet göstermesinin mümkün olacağını, müvekkil şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi ve malvarlıklarının korunabilmesi için iflasın ertelenmesi talebi hakkında bir karar verilinceye kadar, ÎİK, 179. ve HMK.389 maddesinde öngörülen ihtiyati tedbirlere karar verilmesini ve müvekkili şirketin borca batıklığının tespiti ile iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; TTK 376 ve İİK.nun 179. maddelerine dayalı anonim şirketin iflasının ertelenmesi istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın; davacı şirketin iflas erteleme koşullarının oluşup oluşmadığı, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davacı şirketin sicil kaydının incelenmesinde; şirket muamele merkez adresi itibariyle mahkememizin kesin yetkili olduğu, sicil kaydının faal olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı davacı ….Anonim Şirketi’nin İİK. m.179/a.2 ve TTK m.376/3 uyarınca denetçi kayyım heyeti olarak hukukçu Yard. Doç. Dr….ve mali müşavir ….’nın atanmalarına, kayyım heyetinin şirket malvarlığının korunması, iyileştirme projesinin uygulanması, alacaklıların korunması, alacaklılar arasında farklılık ve eşitsizlik yaratacak uygulama yapılmamasını denetlemekle görevlendirilmelerine, şirket yönetim kurulunun karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımların onayına bağlı tutulmasına karar verilmiştir.
Tensip zaptının (4) maddesi uyarınca; rayiç değer ve borca batıklık durumunun tespiti yönünden keşfin yapıldığı, bilirkişi kurulunun raporunu ibraz ettiği, kayyım ön raporunun sunulduğu, ticaret sicil kayıtlarının geldiği, Çorum Asliye Hukuk (Ticaret ) Mahkemesinden talimat yoluyla rapor alındığı, iflas avansının yatırıldığı, iflas ilanlarının yaptırılarak Ticaret Sicil Gazetesi nushası ile …. Gazetesi nushasının dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce rayiç değerler ve davacı şirketin borca batıklık durumunun tespiti yönünden yapılan keşif sonucu alınan 20/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; davacı şirketin 31/03/2016 tarihi itibariyle kaydi değerlere göre özvarlığının (+) 16.872.585,65 TL, rayiç değerlere göre ise özvarlığının (+) 39.322.644,59 TL olduğu, toplam aktiflerinin borçlarından (+) 39.322.644,59 TL si fazla olduğu, diğer taraftan davacının iyileştirme projesinde belirtilen 15.000.000,- USD lik (rayiç değer 1 USD = 2,95 olması durumunda 44.250.000,- TL ) …bank A.Ş’de dava dışı … A.Ş’nin kullandığı krediye kefil olduğu, kefillik sözleşmesi gereği ödenmeyen ve varlık firmasına devredilen krediler ile ilgili davacı şirketin de borçlu kefil olarak gösterildiği icra takiplerinin yapılmış olduğu, yapılan icra takiplerinin toplamının 44.227.894,94 TL olduğu, söz konusu kefaletin davacı şirket ile ilgili hesaplanan özvarlıktan düşülmesi halinde davacı şirketin (39.322.644,59 TL- 44.227.894,94 TL) (-) 4.905.250,35 TL borca batıklığının olabileceği mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere davacı şirketin borca batıklığı grup şirketlerin muhtelif bankalardan kullandığı kredilere kefaletlerinden kaynaklanmaktadır. Dosyaya müdahale talep dilekçeleri ekinde kefil olunan kredilerle ilgili bilgi ve belgeler sunulmuştur. Davacının söz konusu kredilere yüksek miktarda kefil olmasını gerektiren haklı nedenlerin ileride yapılacak yargılamada araştırılmakla beraber bu aşamada anlaşılamaması, şüpheli alacak kalemi ile ilgili raporda belirtilen açıklamalar dikkate alındığında salt borca batıklık halinin tek başına tedbir kararı verilmesini gerektirmeyeceği, ifa amaçlı ve ağır tedbir talep eden davacının tedbir talep etmesini gerektirecek yaklaşık ispat koşulunu dahi delillendiremediği, tedbir kararı verilmesinde dosya kapsamına göre tedbir açısından vicdani kanaatin de bu aşamada oluşmadığından 25/05/2016 tarihli heyet ara kararı ile davacı vekilinin şartları oluşmayan tedbir talebinin ve 08/06/2016 tarihli heyet ara kararı ile yinelenen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İstanbul ….İcra Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verilmiş,….Esas sayılı takip dosyasının Uyap üzerinden örneği gönderilmiş, İstanbul ….Asliye Ticaret Mahkemesinin ….Esas sayılı dosyasından dava ve cevap dilekçeleri ile tensip tutanağının da gönderildiği anlaşılmıştır.
….bank A.Ş Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği, ….bank A.Ş Genel Müdürlüğünden gelen yazı cevabında …. A.Ş ile ilgili araştırmanın devam ettiği, araştırmanın sağlıklı sonuçlanabilmesi açısından ek süre talep edildiği, mahkememizce 30/06/2016 tarihine kadar ek süre verildiği ve muhatap banka şubesine ek süre verildiğinin 01/06/2016 tarihli müzekkere ile bildirildiği, …bank A.Ş’den cevap geldiği görülmüştür.
Bursa ….İcra Müdürlüğüne, Antalya ….Asliye Hukuk Mahkemesine, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğüne, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne, İstanbul ….İcra Müdürlüğüne, Antalya ….İdare Mahkemesine yazılan müzekkerelere, Aksu Tapu Müdürlüğü ve Bodrum Tapu müdürlüğüne, İstanbul C. Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosuna yazılan müzekkerelere cevap geldiği görülmüştür.
Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün …Tal. sayılı dosyasının Uyap üzerinden örneği gönderilmiştir.
İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesinin ….E. Sayılı dosyasına yazılan müzekkereye mahkeme dosyasında tedbir verilmediğine dair cevap verilmiştir.
Denetim kayyım heyetinin dosyaya ibraz ettikleri 27/01/2017 havale tarihli dilekçeleriyle 31/12/2016 tarihi itibariyle yılın son dönemi olduğundan davacı şirket tarafından detaylı bilgi ve belgeler sunulamadığından 02/02/2017 tarihli duruşma öncesinde dosyaya rapor hazırlama imkanı olmadığını bildirdikleri, ayrıca davacı şirketin faaliyetlerinin tamamen durduğu, adresini değiştirdiğinin de raporda yer aldığı anlaşılmıştır.
26/12/2016 tarihli ek raporda özetle; kök raporda da belirtildiği üzere davacının rayiç değerlere göre öz varlığının + 39.353.881,42 TL’ si olduğu, davacının dosya kapsamında ki vesaiklere göre kefaletlerinin toplamının 89.043.558,71 TL’ si olduğu, söz konusu kefaletler dikkate alındığında davacının (-) 49,689.677,29 TL’ si borca batık olduğunun hesaplandığı, davacı şirketin kefil olduğu kredilerin ana borçlusunun davacı şirketin de %99,75 hissedarı olan … A.Ş. olduğu, Söz konusu kredilerde davacı şirket haricinde …. A.Ş….’in de kefaletlerinin bulunduğu, varlık şirketlerinin icra takiplerinde davacı şirket, kredi borçlusu haricinde yukarıda adı geçen gerçek ve tüzel kişiler hakkında da takip yapıldığı, kredi alacaklılarının 1. derece ipoteklerinin olduğu iddia edilen Muğla ili Bodrum İlçesinde ki taşınmaz ile ilgili yapılan kıymet takdiri sonucunda 123.673.880,23 TL’ si değer biçildiği, diğer taraftan Antalya İli Aksu ilçesinde ki taşınmaz İle ilgili yapılan kıymet takdiri sonucunda 109.827.415,98 TL’ si değer biçildiği, her iki kıymet takdirinin de davacının aleyhine de yapılan icra takiplerinden fazla olduğu ancak dosya kapsamında taşınmazların paraya çevrilip kredi borçlan ile ilgili takiplerin kapatıldığına dair vesaik bulunmadığı, icra takipleri tutarından fazla olan kıymet değerleri ile ilgili takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu, söz konusu kıymet takdirleri dikkate alındığında davacının kefaletinin kalmayacağına ilişkin mahkeme tarafından kanaat oluşması durumunda davacı şirketin rayiç değerler üzerinden batık olamayacağının kabulünün gerekeceği, diğer taraftan kayyım heyeti raporlarında davacı şirketin üretim faaliyetlerini devam ettirmemesi ile ilgili yapılan değerlendirme ve kanaatler İle ilgili takdir ve değerlendirmenin de mahkemenin takdirinde bulunduğu bildirilmiştir.
21/11/2017 tarihli raporda özetle; ilk borca batıklık tespitinin yapıldığı 31.03.2016 tarihinden 30.06.2017 tarihine kadar geçen 1 yıl 3 aylık dönemde, davacı şirketçe raporlanan faaliyet sonuçlarının, revize projede öngörülen satış ve kârlılık hedeflerinden önemli ölçüde sapmaları yansıttığı, yine projede belirlenen sermaye artırımı hedeflerine karşın, nakdi sermaye artırımlarının yerine getirilmediği, bu nedenle de borca batıklık miktarının 3,5 Milyon TL’yi aşan tutarda artış kaydettiği, bir yıllık dönemde faaliyet performansında olumsuz yönde gözlenen ve önemli miktarda ortaya çıkan sapmalar nedeniyle, revize iyileştirme projesinde, 2019 yılına kadar öngörülen iyileşme hedefine ulaşılmasının olanaklı görünmediği, bu tespit ve analizlerin kayyım raporlarında mahkemenin takdirlerine sunulan tespit ve değerlendirmeler de dikkate alındığında, davacı şirketin borca batıklık tespitinden sonraki dönemde, iyileşme projesindeki iyileşme önlemleri ve projeksiyonları ile uyumlu olmayan bir süreç yaşadığının anlaşıldığı, tespit ve analizler bir bütün olarak değerlendirildiğinde ise, iflasın ertelenmesi için gerekli teknik koşullardan ikincisi olan “ciddi ve inandırıcı bir proje sunulması” ve üçüncüsü olan “iflas ertelemeye layık olma” koşulunun (İİK m.179/a, f.10) sağlanamamış durumda bulunduğu tespit edilmiştir.
Borca batıklık konusunda daha önce dosyamıza rapor hazırlayan ilk bilirkişi heyetinden (…., …. vefat ettiğinden yerine marka değerleme uzmanı …. görevlendirildi, .., ….) alınan 16/07/2019 tarihli ek raporda özetle; davacı şirketin aktifinde yer alan duran varlıkların ve stokların hali hazırda fiziki olarak bulunmadığının davacı vekili tarafından verilen beyanlar ve kayyum heyeti tarafından verilen kayyum raporları ile sabit olduğu, davacı vekilinin iflas erteleme talebi sonrasında ticari faaliyetlerinde yavaşlama olduğu, 2018 yılındaki net satışlarının 3.880,00 TL’ si olduğu, tutarların davacı şirketin geçmiş dönemleri dikkate alındığında şirketin gayri faal halde olduğuna işaret olarak kabul edilebileceği, davacının aktifinde yer alan alacaklar ile ilgili olarak da hali hazırda tahsilat yapılmadığı ancak söz konusu alacaklar ile ilgili herhangi bir şüpheli kaydının yapılmamış olduğu, yine davacının aktifinde yer alan kasa, banka ve alıcılar hesaplarındaki tutarlar ile ilgili herhangi bir mutabakat ve/veya sayım tutanakları ile banka mutabakatlarının dosya kapsamında bulunmadığı, şirketin bağlı olduğu …. nezdinde olan kefaletlerinin ortadan kalkması durumunda davacı şirketin borca batık olmayacağının önceki raporlarımızda da ifade edildiği, şirket ile ilgili yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda; şirketin banka, kasa, ticari alacaklar, verilen avanslar ve KDV hesaplarının bilançoda kayıtlı tutarlar üzerinden rayiç değerlerinin belirlendiği, tüm bu hususlar ve rapor içeriğindeki açıklamalar doğrultusunda şirketin aktiflerinin satış değerleri esas alınmak suretiyle düzenlenen ara bilanço sonuçlarına göre, 31.03.2019 tarihi itibariyle toplam aktiflerinin, toplam borçlarını ( + ) 16.766.196,50 TL tutarında aştığı, dolayısıyla aktif toplamının şirket borçlarını karşılayabilecek düzeyde olduğu, diğer bir ifade ile davacı şirketin borca batık olmadığının belirlendiği bildirilmiştir.
13/05/2016 tarihli talimat raporunda;fabrikada bulunan ana makine ve ekipmanlarının toplam piyasa rayiç değerinin 5.301.550,00 TL olabileceği, 24/04/2018 tarihli talimat raporunda; 20/04/2018 tarihinde yapılan keşifte ….A.Ş.Çorum Organize Sanayi … Cadde….adresinde yerinde bulunamayan 13/05/2016 tarihli ve tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda mevcut makine ve ekipmanların normal kullanıldığı ve normal yıpranma payında olduğu görüşüyle 01/02/2018 tarihi itibariyle rayiç değerinin 4.760.145,00 TL olabileceği bildirilmiştir.
29/04/2016 tarihli kayyım heyeti raporunda; davacı … A.Ş.’nin, 31.01.2016 tarihi itibariyle özkaynaklarının (+) 16.728.198,44 TL olduğu, Kaydİ değerlerden şirketin özkaynaklarını kaybetmediği ve borca batık olmadığı, ancak, iflas erteleme müessesesinin yasal dayanağı olan TTK 376/3 hükmüne göre “AKTİFLERİN MUHTEMEL SATIŞ FİYATLARI (RAYİÇ DEĞERLERİ) NAZARA ALINARAK DÜZENLENECEK ARA BİLANÇODA BORCA BATIKLIĞIN TESPİT EDİLMESİ GEREKTİĞİ”, rapor tarihi itibariyle henüz borca batıklık bilançosu ile ilgili bilirkişi raporu sunulmamış olduğundan gerekli değerlendirmelerin bir sonraki raporda yapılacağı, şirketin borca batık olduğu iddialarını, şirketin %99,75 sermaye paylı en büyük hissedarı olan ….A.Ş.’nin grup şirketlerinden biri olan …. A.Ş.’den olan 19.877.698,46 TL alacağının başlatılan icra takibine rağmen tahsil edememesi ve yine aynı şirketin … Bank’la olan 15.000.000,00 USD bedelli kredi sözleşmesine müteselsil kefil olmasına dayandırdığı, ancak; davacı şirketin muazadan ari borca batık olup olmadığının değerlendirilmesi için, şirketin aktiflerinin, pasiflerini ödemeye yetip yetmediğinin detaylı olarak incelenmesi, yine anili şirketin … Bankla imzaladığı sözleşmenin bir genel kredi sözleşmesi olduğu gözönüne alındığında, …. Bank’tan …. A.Ş.’nin, işbu kredi sözleşmesine istinaden ne kadar kredi kullandığı ve güncel kredi borcunun miktarının ne kadar olduğunun açıklığa kavuşturulması gerektiği, şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediği, 176 kişi çalışanı olduğu, personel ücretlerini ödediği, faaliyetlerini devam ettirdiği, kamuya vergi ve SGK borcu olmadığı, şirketin borca batık hale gelmesine neden olan sebeplerin ve alınacak önlemlerin uygulanmasının takibine ilişkin diğer hususlarda devam eden incelemeler mahkemeye arz edilecek olup, işin mahiyeti itibariyle öncelikle şirketin kaydi değerlerine göre ve mevcut durumuna ilişkin tespitlere dair iş bu ön rapor ibraz edilmiştir.
28/02/2017 tarihli kayyım heyeti raporunda; 2016/8. döneminden itibaren davacı şirketin faaliyetlerini tamamen durdurmuş olduğu, makine teçhizat ve demirbaşlarını gerek maruz kalınan icra takipleri, gerekse kendi edimleri ile elden çıkarmış/tasfiye etmiş olduğu, elden çıkartılan makine teçhizatın 8.795.972,69 TL – 4.270,487,04 TL, = 4.525,485,65 TL’nin bilanço kayıtlarına yansıtılmış olduğu, bilançoda kayıtlı değer olarak kalan 4.270.487,04 TL lik makine teçhizatında fiilen olmadığı, şirketin borca batıklık tespiti için görevlendirilen bilirkişi heyetince düzenlenen kök ve ek raporlarda, şirket özkaynaklarının + 39.353.881,42 TL olarak pozitif yönde tespit edildiği, ancak; davacı şirketin grup şirketlerinin kullanmış olduğu kredilere olan 89.043.558,71 TL’lik kefalet borcunun kabulü halinde ise, davacı şirketin (-) 49,689.677.29 TL borca batık olacağının mütalaa edildiği, rapor tarihi itibariyle mahkmece davacı şirketin borca batık olduğu yönünde, diğer bir ifade ile grup şirketlerinin kullanmış olduğu kredilere olan kefalet borçlarının kabulü yönünde bir karar verilmediği, aksi karar verilmesi halinde ise şirketin 31.03.2016 tarihi itibariyle (-) 49.689.677,29 TL olan borca batıklığının, 01/04/2016 tarihleri arasında raporlanan zarardaki artış olan – 1,003.573,03 TL nin eklenmesi ile olumsuz yönde (-) 50.693.250,32 TL’ye çıkmış olacağı, şirketin çıkan personelin geçmiş dönem maaş ve kıdem ihbar tazminatı gibi sosyal haklarını ödemediği, mağdur olan personelin tarafına ulaşmaya çalıştığı, ancak, tedbir kararı olmayan şirkete herhangi bir yaptırım uygulanamadığı, şirketin güncel durumuna bakıldığınd eştirme projesinde hedef ve öngörüleri gerçekleştirme gibi bir amaca hizmet etmediği, tamamen şirketin muhasebesel işlemlerinin tasfiyesi çalışmalarının başlatılmış olduğu şeklindeki denetim, tespit ve inceleme sonuçları tespit edilmiştir.
14/08/2017 tarihli kayyım heyeti raporunda; 2016/8. döneminden itibaren Faaliyetlerini tamamen durdurmuş, çalışanların işten ayrılmış olduğu, işten ayrılan personelin Sosyal haklan ve maaşlarının ödenmediği, yine Kamuya olan Vergi vc Sosyal Güvenlik ödemelerinin yapılmadığı, işçi borçlarının ve kamuya olan borçların ödenmesi hususunda şirketin sürekli ihtar edildiği, makine teçhizat ve demirbaşlarını gerek maruz kalman icra takipleri, gerekse kendi edimleri ile elden çıkarmış/tasfiye etmiş olduğu. elden çıkartılan makine teçhizatın 8.795.972,69 TL – 3.765.227,72 TL = 5.030.744,97 TL’nin bilanço kayıtlarına yansıtılmış olduğu. bilançoda kayıtlı değer olarak kalan 3.765.227,72 TL lik makine teçhizatında fiilen olmadığı, işbu işlemlerin tamamen kayyım heyeti bilgisi ve izni haricinde yapıldığı, şirketin borca batıklık tespiti için görevlendirilen bilirkişi heyetince düzenlenen kök ve ek raporlarda, 31.03.2016 şirket özkaynaklarının + 39.353.881,42 TL olarak pozitif yönde tespit edildiği, ancak; davacı şirketin grup şirketlerinin kullanmış olduğu kredilere olan 89.043.558,71 TL lik kefalet borcunun kabulü halinde ise, davacı şirketin (-) 49.689.677,29 TL borca batık olacağının mütalaa edildiği, şirketin İşbu kefalet borçlarından 45.346.240.30 TL’nin ….A.Ş.’ye ait olduğu, gelinen aşamada ise … A.Ş. ile anlaşmaya varılarak Borcun tasfiyesi hususunda mutabakat yapıldığının Kamu Aydınlatma Platformundan Yatırımcıların Bilgisine sunulduğu, hal böyle olunca davacı şirketin kefalet borçlarının kabulü halinde (-) 49.689.677.29 TL -45.346.240,30 TL = – 4.343.436,99 TLTik bir borca batıklıktan bahsedileceği esasen; her ne kadar davacı şirketin grup şirketlerinden olan … A.Ş.’nin kullandığı kredilere karşılık 89.043.558,71 TL kefaleti olsada, bu kredilere karşılık Kredi alacaklılarının 1. derece ipotekleri olduğu vc Muğla ili bodrum ilçesindeki taşınmaz ile ilgili yapılan kıymet takdiri sonucunda 123.673.880,23 TL’si değer tespit edildiği, diğer taraftan Antalya İli Aksu ilçesinde ki taşınmaz ile ilgili yapılan kıymet takdiri sonucunda 109.827.415,98 TL’si değer tespiti göz önüne alındığında, kredi alacaklılarının davacının kefalet borçlarının çok üzerinde ipoteği olduğu, işbu hususlar karşısında, davacının kefalet borçlarının dikkate alınmaması halinde dava tarihi itibariyle, davacının İflas Ertelemenin ön şartı olan borca batık olma koşulunu sağlayamamış olduğu hususunun değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
29/08/2018 tarihli kayyım heyeti raporunda; 30.06.2018 tarihli mali veriler ve rapor tarihi itibariyle davacı şirketin güncel durumunun değerlendirilmesinde, davacı şirketin 2016/8. döneminden itibaren faaliyetlerini tamamen durdurmuş, çalışanların işten ayrılmış olduğu, işten ayrılan personelin sosyal hakları ve maaşlarının ödenmediği, yine kamuya olan vergi ve sosyal güvenlik ödemelerinin yapılmadığı, işçi borçlarının ve Kamuya olan borçların ödenmcsi hususunda şirketin sürekli ihtar edildiği, 30.09.2018 tarihi itibariyle şirketin 889.292,21 TL kâr raporladığı işbu kârın tamamen, şirketin faaliyetlerinden değil, lehte oluşan kur farklarından kaynaklandığı, özkaynaklarının kaydi değerlerden 30.06.2018 tarihi itibariyle pozitif yönde (+) 17.602.312,43 TL olduğu, şirketin makine teçhizat ve demirbaşlarını gerek maruz kalınan icra takipleri, gerekse kendi edimleri il elden çıkarmış/tasfiye etmiş olduğu, elden çıkartılan Makine Teçhizatın 8.795.972,69 TL. – 3,765,227,72 TL = 5.030.744,97 TL’nin bilanço kayıtlarına yansıtılmış olduğu, bilançoda kayıtlı değer olarak kalan 3.765.227,72 TL’lik makine teçhizatın da fiilen mevcut olmadığı, şiketin borca batıklık tespiti için görevlendirilen bilirkişi heyetince düzenlenen kök ve ek raporlarda 31/03/2016 şirket özkaynaklarının +39.353.881,42 TL olarak pozitif yönde tespit edildiği, ancak davacı şirketin grup şirketlerinin kullanmış olduğu kredilere olan 89.043.558,71 TL’lik kefalet borcunun kabulü halinde ise davacı şirketin (-) 49.689.677,29 TL borca batık olacağının mütalaa edildiği, davacı şirketin işbu kefalet borçlarından 45.346.240,30 TL’nin …. A.Ş.’ne ait olduğu, gelinen aşamada ise …. A.Ş.ile anlaşmaya varılarak borcun tasfiyesi hususunda mutabakat yapıldığının Kamu Aydınlatma Platformundan Yatırımcıların bilgisin sunulduğu, hal böyle olunca davacı şirketin kefalet borçları dikkate alındığında (-) 49.689.677,29 TL-45.346.240,30 TL =-4.343.436,99 TL’lik bir borca batıklıktan bahsedileceği (dava tarihi itibariyle olan borca batıklık rakamı olup, güncel durumda makine, teçhizat ve stoklar tasfiye edilmiş olduğundan borca batıklık rakamının son hali değerlendirilememiştir.) işbu hususlar karşısında, esasen huzurdaki davanın açıldığından bu yana en önemli noktalarından birisi olan kefaletlerin dikkate alınıp alınmamasına göre varılacak sonucun değişeceği, mahkemenin 01.02.2018 tarihli duruşmasında, dosyanın daha önce borca batıklık raporu alınana bilirkişi heyetine tevdi edilerek: “…şirketin tüm mal varlığı, büro malzemeleri, makinelerinin bugünkü tarih itibariyle rayiç değerlerinin tespiti ve ayrıca kredi kefaletlerinin pasifte gösterilmemesi hatimle, güncel en son mali veriler esas alınarak rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadtğı hususunda ek rapor alınmasına” yönünde karar verildiği, şeklindeki denetim, tespit ve inceleme sonuçlarını bildirmişlerdir.

07/12/2018 tarihli kayyım heyeti raporunda; 30.09.2018 tarihli mali veriler ve rapor tarihi itibariyle davacı şirketin güncel durumunun değerlendirilmesinde, davacı şirketin 2016/8. döneminden itibaren faaliyetlerini tamamen durdurmuş, çalışanların işten ayrılmış olduğu, işten ayrılan personelin sosyal hakları ve maaşlarının ödenmediği, yine Kamuya olan Vergi ve Sosyal Güvenlik ödemelerinin yapılmadığı, işçi borçlarını ve Kamuya olan borçların ödenmcsi hususunda şirketin sürekli ihtar edildiği, 30.09.2018 tarihi itibariyle şirketin 1.160.609,39 TL kâr raporladığı işbu kârın tamamen, şirketin faaliyetlerinden değil, lehte oluşan kur farklarından kaynaklandığı, özkaynaklarının kaydi değerlerden 30.09.2018 tarihi itibariyle pozitif yönde (+) 17.873,629,61 TL olduğu, şirketin 03.09.2018 tarihi itibariyle …. Mah, ….Bulvarı Residaııce No…. K… Ofis …. Escnyurt/İstanbul adresindeki merkezini … Mah. …. Caddesi No:… Sanyer/İSTANBUL adresine taşıdığı, işbu adreste sadece şirketin sorumluluklarının yerine getirildiği, esas faaliyet alanı çerçevesinde herhangi bir faaliyet olmadığı, şirketin, makine teçhizat ve demirbaşlarını gerek maruz kalınan icra takipleri gerekse kendi edimler ile elden çıkarmış/tasfiye etmiş olduğu, elden çıkartılan Makine Teçhizatın 8.795.972,69 TL. – 3,765,227,72 TL = 5.030.744,97 TL’nin bilanço kayıtlarına yansıtılmış olduğu, bilançoda kayıtlı değer olarak kalan 3.765.227,72 TL’lik makine teçhizatın da fiilen mevcut olmadığı, işbu işlemlerin tamamen kayyım heyeti bilgisi ve izni haricinde yapıldığı, şiketin borca Batıklık tespiti için görevlendirilen bilirkişi heyetince düzenlenen kök ve ek raporlarda 31/03/2016 şirket özkaynaklarının -39.353.881,42 TL olarak pozitif yönde tespit edildiği ancak davacı şirketin grup şirketlerinin kullanmış olduğu kredilere olan 89.043.558,71 TL’lik kefalet borcunun kabulü halinde ise davacı şirketin (-) 49.689.677,29 TL borca batık olacağının mütalaa edildiği, işbu hususlar karşısında, esasen huzurdaki davanın açıldığından bu yana en önemli noktalarından birisi olan kefaletlerin dikkate alınıp alınmamasına göre varılacak sonucun değişeceği, mahkemenin 01.02.2018 tarihli duruşmasında, dosyanın daha önce borca batıklık raporu alınana bilirkişi heyetine tevdi edilerek: “…şirketin tüm mal varlığı, büro malzemeleri, makinelerinin bugünkü tarih itibariyle rayiç değerlerinin tespiti ve ayrıca kredi kefaletlerinin pasifte gösterilmemesi hatimle, güncel en son mali veriler esas alınarak rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadtğı hususunda ek rapor alınmasına” yönünde karar verildiği, şeklindeki denetim, tespit ve inceleme sonuçlarını bildirmişlerdir.

27/05/2019 tarihli kayyım heyeti raporunda;2016/8. döneminden itibaren faaliyetlerini tamamen durdurmuş, çalışanların işten ayrılmış olduğu, işten ayrılan Personelin Sosyal hakları ve maaşlarının ödenmediği yine Kamuya olan Vergi ve Sosyal Güvenlik ödemelerinin yapılmadığı, işçi borçlarının ve kamuya olan borçların ödenmesi hususunda şirketin sürekli ihtar edildiği, 31/03/2018 tarihi itibariyle şirketin 244.852,73 TL kâr raporladığı, işbu kârın tamamen« şirketin faaliyetlerinden değil, lehte oluşan kur farklarından kaynaklandığı, özkaynaklarınm kaydi değerlerden 31.03.2019 tarihi itibariyle pozitif yönde (+) 18.045.227,93 TL olduğu, şirketin 03.09.2018 tarihi itibariyle …. Mah. …Bulvarı … Residance No… K;… Ofis: …. Esenyurt/İstanbul adresindeki merkezini. …. Mah. … Cad. No…Sarıyer/İSTANBUL adresine taşıdığı, işbu adreste sadece şirketin vergisel sorumluluklarının yerine getirildiği, esas faaliyet alanı çerçevesinde herhangi hir faaliyet olmadığı, şirketin, Makine Teçhizat ve Demirbaşlarını gerek maruz kalınan icra takipleri, gerekse kendi edimleri ile elden çikarmış/tasfiye etmiş olduğu, elden çıkartılan Makine Teçhizatın 8.795.972,69 TL – 3339.751.22 TL = 5,456.221,47 TL’nin bilanço kayıtlarına yansıtılmış olduğu. bilançoda kayıtlı değer olarak kalan 3.339.751.22 TL’ lik makine teçhizatın da fiilen mevcut olmadığı, işbu işlemlerin tamamen kayyım heyeti bilgisi ve izni haricinde yapıldığı. şirketin Borca Batıklık tespiti için görevlendirilen bilirkişi heyetince düzenlenen kök ve ek raporlarda. 31.03.2016 şirket Özkaynaklarının + 39353.881.42 TL olarak pozitif yönde tespit edildiği, ancak; davacı şirketin grup şirketlerinin kullanmış olduğu kredilere olan 89.043,558,71 TL- lik kefal el borcunun kabulü halinde ise. davacı şirketin (-) 49.689.677,29 TL borca batık olacağı sonucunun bu rapor tarihi itibariyle de değişmediği. işbu hususlar karşısında, esasen huzurdaki davanın açıldığından bu yana cn önemli noktalarından birisi olan kefaletlerin dikkate alınıp alınmamasına göre varılacak sonucun değişeceği, mahkemenin 01.02.2018 tarihli duruşmasında, dosyanın daha önce borca batıklık raporu alınana bilirkişi heyetine tevdi edilerek: “…şirketin tüm mal varlığı, büro malzemeleri, makinelerinin bugünkü tarih itibariyle rayiç değerlerinin tespiti ve ayrıca kredi kefaletlerinin pasifte gösterilmemesi hatimle, güncel en son mali veriler esas alınarak rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadtğı hususunda ek rapor alınmasına” yönünde karar verildiği, şeklindeki denetim, tespit ve inceleme sonuçlarını bildirmişlerdir.

İflâsın ertelenmesi geçici bir mali darboğaza düşen şirketlerin hayatiyetini koruması, istihdam ve milli ekonomiye katkı sağlaması için öngörülen geçici bir hukuki himaye yoludur. İflâsın ertelenmesi bir şans kurumu olmayıp, alacaklıların durumunu zorlaştırmak ve bir şirket tasfiyesi yolu olarak kabul edilemez. İflâsın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan; somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur.(İİK.m.179)İflâsın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (TTK.m.324, İİK.m.179 vd.). Mahkeme, İİK.nun 166/2’nci maddesine uygun ilan yapmalı , borca batıklığı, TTK.nun 324’nci maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerini belirlemek ve İİK.nun 178/1’nci madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;İflâsın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekli olup bu bir özel dava şartıdır.
Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belinlenmelidir.
İkinci bilirkişi heyetinin 16/07/2019 tarihli ek raporu tekniğine uygun, gerekçe itibariyle doyurucu ve tutarlı bulunarak mahkememizce hükme esas alınmıştır. Bu rapora göre, davacı şirketin özvarlığı rayiç değerler üzerinden (+) 16.766.196,50 TL olarak tespit edilmiş, davacının borca batık olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davacının kefalet borçlarının dikkate alınmamış olup yargılama sırasında davacı şirketin rayiç değerler üzerinden borca batıklıktan çıkmış olması karşısında davacının iflâs erteleme talebinin reddine, davacı şirket hakkında verilen tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına, kayyımın görevine son verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Yargılama sırasında davacı şirketin rayiç değerler üzerinden borca batıklıktan çıkmış olması karşısında davacının iflâs erteleme talebinin REDDİNE,
2-Davacı şirket hakkında verilen tüm ihtiyati tedbirlerin KALDIRILMASINA,
3-Kayyımın görevine son VERİLMESİNE,
4- Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL maktu ilam ve karar harcından davacı tarafından peşin yatıralan 29,20 TL harcın mahsubuna, bakiye 15,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının müdahale talep edenler/müdahiller … A.Ş.ile … Yönetim A.Ş.’den ayrı ayrı tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan masrafların kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı tarafından yatırılan iflas ve gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, hazır olan müdahil vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/09/2019

Başkan …
¸
Üye ….
¸
Üye …
¸
Katip …
¸