Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/233 E. 2021/1138 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/233 Esas
KARAR NO : 2021/1138

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/01/2016
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/12/2021

Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilen Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalılardan …’un adına kayıtlı olan ve kendisinin kullandığı … plaka sayılı hususi oto ile aniden ana yola çıkması ve … plaka sayılı minibüs ile çarpışması suretiyle 14/10/2015 günü saat 08:45 de meydana gelen trafik kazası neticesinde … plaka sayılı minibüste bulunan müvekkilinin beli kırılmak suretiyle ağır şekilde yaralandığını, bu nedenle öncelikle araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/10/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın ZMMMS’nin 24.07.2015 – 24.07.2016 tarihleri arasında … numara ile müvekkili şirket olan … Sigorta A.Ş tarafından yapıldığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçedeki limitler ve sigortalı araca atfedilecek kusur ile sınırlı olduğunu, zarar görenin müterafik kusuru bulunması durumunda tazminattan uygun bir oranda indirim yapılmasını, ayrıca davacının kazaya karışan sigortalı araçta hatır için taşındığını hatır taşıması indirimi yapılmasını, manevi tazminat talebinin poliçe teminatı dışında olduğunu, dosyanın tüm evraklar toplandıktan sonra Adli Tıp Kurumuna sevki ile kaza ile illiyet bağı olan maluliyet durumu hakkında rapor aldırılmasını, kusur tespiti için de dosyanın Adli Tıp Kurumuna sevkini, SGK’dan davacının geçici iş göremezlik..v.s dolayısıyla bir ödeme alıp almadığının sorulmasını müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, temerrüt tarihi olarak mahkemece hesaba esas tüm evrakların taraflarına tebliğ edileceği(kusur ve maluliyet raporu dahil)jtarihinin belirlenmesini savunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu … plakalı okul servisinin şoförü …, sevk ve idaresindeki araç ile öğrencileri okula götürmek için evlerinden alınca davacı …’ın servis aracını durdurup araca zorla bindiğini, hostesin ısrarla bu aracın sadece çocukları taşıdığını, inmesini söylemesine rağmen inmediğini, çocukların okula geç kalmaması için mecburen öğretmen olanı … Hanim ile yola çıktıklarını,yolda seyir halinde iken tali yoldan davalılardan …’un çıkarak kaza yaptıklarını, servis şoförünün kusursuz olup,kusurlu diğer davalı … olduğunu, bu kazada davacının yaralanmasında davacının kusurlu olduğunu, davacı zorla servise binerek ayakta seyahat etmiş ve yaralanmıştır. Kazada servis minibüsündeki hiçbir çocuk yaralanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesinde; davacının okul servisine zorla bindiğini ve ayakta yolculuk yaptığını ,müvekkilinin kusurunun varlığını ispat etmekle yükümlü olduğunu, diğer davalının mevzuata aykırı olarak davacıyı öğrenci olmadığı halde okul servisine bindirdiğini, ayrıca öğrenci servisinde ayakta yolculuk yapılmayacağını, sonuç itibariyle davacı o araçta yolculuk yapmasaydı bu tür zararların hiç birinin meydana gelmeyeceğini, zira servisteki 18 öğrenciye hiçbir şey olmadığını, davacının yaralanmasının sorumluluğunun davacı ve diğer davalı …. olduğu ve müvekkiline atılan iddiaları reddettiğini, dava dilekçesinde davacının tedavi giderlerini istediğini 611 sayılı kanunla tedavi giderlerinin SGK tarafından ödenmesi gerektiğini, istenilen tazminatları kabul etmemekle beraber çok fahiş olduklarını, trafik sigortasının kazada hasar gören ve sorumluluğu bulunmayan sürücülerin maddi ve karşı araçta olan 3. Kişilerin uğrayacağı ölüm, yaralanma gibi giderleri karşılayacağını, manevi tazminat açısından BK 47. maddesi gereği manevi tazminat belirlenirken zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun fakirleşmemesi, belirlenen tazminatın makul olması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava; 6098 sayılı TBK 49.madde ve 2918 sayılı KTK uyarınca trafik kazası nedeniyle iş göremezlik talebine dayalı araç sürücüleri, araç işletenleri ile araçların zorunlu sigortacıları aleyhinde açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyaya delil olarak;
Taraflara ait Sosyal ekonomik durum, araç tescil bilgileri, nüfus kaydı, kaza tespit tutanağı, SGK kayıtları, hastane kayıtları, ceza mahkemesi dosyası, davalı Sigortaca yapılmış Zorunlu trafik poliçesi, hasar dosyası, bilirkişi raporları dosya arasına alınmştır.
Taraf vekilleri delil listeleriyle yazılı delillerini ibraz etmişler diğer taraf delilleri mahkememizce toplanmıştır. Kazaya karışan aracın trafik kayıtları celp edilmiştir.
Gerçek kişi tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, gelen yazı cevapları dosyaya konulmuştur.
HMK’nun 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının;davacının yaralandığı trafik kazasında sürücülerin kusur durumunun ne olduğu,davacının mevcut yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici işgöremezlik durumunun bulunup bulunmadığı,davacının çalışamadığı döneme ilişkin maddi zararının ne olduğu,davacının yaralanması nedeniyle bakıcıya ihtiyacının olup olmadığı,davalı zorunlu sigorta şirketinin meydana gelen zararı tazmin yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı,zararın sigorta poliçesi teminatı içinde kalıp kalmadığı,meydana gelen yaralanma nedeniyle davacının manevi acı ve ızdırap çekip çekmediği,takdir edilecek manevi tazminat miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
26/02/2018 tarihli raporda; … plakalı kamyonet sürücüsü 2. davalı …’ in KTK nın 84/h maddesi yoluyla 52. ve 57 maddelerini ihlali sebebiyle % 60 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı otomobil sürücüsü 1. davalı …’ un KTK nin 52. Maddesini ihlal sebebiyle % 20 oranında tali kusurlu olduğu, oturarak seyahat edilmek üzere imal edilmiş olan ve tutunmâ yerleri bulunan servis minibüsünde, olası kaza, hız değişikleri (yavaşlama/hızlanma), doğrultu değişiklikleri ve kasis geçişlerindeki sarsıntılara karşı kendisinin araç içi güvenliğini sağlamayan, böylelikle kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında kısmen etkili olan davacı …’ ın da % 20 oranında tali kusurlu olduğu, kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının …. soruşturma dosyasına sunulan 25.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; kaza sırasında, … Sokak boyunca ilerleyen Okul servisi konumundaki şüpheli servis şoförü … sevk ve idaresindeki … plakalı servis minibüsü ile ……… Sokakta ilerleyen şüpheli … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kavşakta çarpışması sonucu kazanın meydana geldiği, kaza sırasında her iki yolun da trafik yoğunluğu bakımından eşit değerde olduğu, yolda herhangi bir trafik lambası da bulunmadığı, bu durumda geçiş önceliğinin sağdan gelen araç konumunda olan … sevk ve idaresindeki … plakalı araca ait olduğu, şüpheli …’ in geçiş önceliğine uymayarak asli kusurlu davrandığı, diğer şüpheli …’ un ise kavşağa kontrolsüz, hızını yeterince azalımadan ve dikkatsiz girdiği için tali kusurlu olduğu, müşteki … araç içerisinde yolculuk etmekte olup, kaza sırasında herhangi bir kusurlu davranışı bulunmadığı kanaati açıklanmıştır.
İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından 21.04.2016 tarih, … sayılı yazıya göre ; davacının trafik kazası nedeniyle herhangi bir başvurusuna ve şahıs ödemesine rastlanılmadığı, kaza ile ilgili davacıya başkaca bir ödeme (tazminat,sürekli/geçici iş göremezlik..v.s) yapılıp yapılmadığı ile ilgili konunun araştırılarak mahkemeye bilgi verileceği belirtilmiştir.
SGK Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü,Cağaloğlu Sosyal Güvenlik Merkezi 25.05.2016 tarih …. sayılı yazısı ekinde Esenyurt Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 16.05.2016 tarih …. sayılı yazısını göndermiş bu yazıya göre ; davacı …’ın …. Lisesinde öğretmen olarak görev yaptığı,kurumca kendisine bir ödeme yapılmadığı belirtilmiştir.
Esenyurt Kaymakamlığı … Lisesi Müdürlüğünün 15.06.2016 tarih, ….. sayılı yazısında; Davacı …’ın Eylül 2015 te 2.495,78 TL maaş,350,26 TL ek ders ücreti aldığı belirtilmiştir.
Beylikdüzü İlçe Emniyet Müdürlüğü Polis Merkezi Amirliği 18.04.2016 tarih, 2016/3210 sayılı yazısına göre; davacının evli ve 10 yaşında 2 çocuğunun olduğu aylık 2.700,00 TL maaş aldığı belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen 02/10/2018 tarihli raporda; Şahıs hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerde; …. Hastanesinin 14/10/2015 tarih, 2277 sayılı raporunda ve 14/10/2015 yatış tarih ve … sayılı epikrizinde; grafide Th12 kompresyon fraktürü tespit edildiği, sırt kısmında ağrı olduğu. Th12 kompresyon fraktürü saptandığı 15/10/2015 tarihinde yatak istirahatinde gerekli önerilerle taburcu edildiği Mevcut belgelere göre; …….. kızı, 01/04/1969 doğumlu …’ın 14/10/2015 tarihinde maruz kaldığı araç içi trafik kazasına bağlı torakolomber vertebra kırığına uygulanan posterior entrümentasyon ve ankiloz arızası nedeniyle; Olay tarihinde yürürlükte olan 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği dosya kapsamından …….. (öğretmenler) kabul olunarak: ….. X(2……33)A%37, E cetveline (yaşına) göre %40.0(yüzdekırknoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme(iş göremezlik / iş ve güçten kalma) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunmuştur.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 20/01/2020 tarihli raporda; Mevcut verilere göre ; a)-Davalı sürücü …, idaresindeki araç ile seyir halinde iken olay mahalli kavşağa hızını azaltarak yaklaşıp ilk geçiş hakkını sağından gelen diğer sürücü idaresindeki araca vermesi gerekirken bu hususa riayet etmeksizin dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde kavşak alanına yaklaşıp geçiş yapmak istediği sırada sağından gelen araçla çarpıştıkları ve bu esnada aracında yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı olayda; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile asli kusurlu, b)-Davalı sürücü …, idaresindeki araç ile olay mahalli kavşağa hızını asgari hadde düşürerek yaklaşıp diğer sürücü idaresindeki minibüse karşı ikazla birlikte zamanında etkin fren ile uygun direksiyon tedbirine başvurmadı olayda; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile tali kusurlu, c)-Davacı …., davalı idaresindeki araç içerisinde yolculuk ettiği sırada kendi can güvenliği açısından etkin tutunma tedbiri alması gerekirken bu hususa riayet etmediği anlaşılmakla, meydana gelen olayda; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile tali kusurlu bulunduğu,netice olarak; davalı sürücü …’in, %60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’un, %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın, %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
Ceza dava dosyası mahkememizce alınan kusur dosyaları, tüm dosyaların, tüm raporların değerlendirilmesi nedeniyle dosya kapsamı üzerinde inceleme yaptırılarak tarafların kusur oranlarının tespiti hususunda karayolları 1.Bölge müdürlüğüne yazı yazılarak Trafik Güvenliği heyetinden oluşturulacak 3 lü bilirkişi kurulundna rapor alınmasına karar verilmiş, 15/01/2021 tarihli raporda; Sürücü …”in kazanın oluşumunda ASLİ(%60) kusurlu olduğu, Sürücü …’ün kazanın oluşumunda TALİ (%20)kusurlu olduğu, Davacı …’ın, ayakta tutunma aksamları bulunmayan hareket halinde bir araçta, kaza sırasında ayakta durarak, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket ederek meydan gelen kazada, %20 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bahsi geçen olayla ilgili sürücü … ve …. hakkında Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesinde … Esas sayı ile dava açılmış, Büyükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyadan alınan 18.12.2017 tarihli kusur raporuna göre sanık-sürücü …. asli kusurlu , sanık – sürücü … tali kusurlu, müşteki …’A atfi kabil kusur bulunmadığı tespit edilmiştir.
18/06/2021 tarihli raporda; 14.10.2015 günü meydana gelen trafik kazasında beden gücü kaybına uğrayan …’ın 9 aylık geçici iş göremezlik zararının %80 kusura göre 1.209,60 TL olarak hesaplandığı, araç sürücülerinin %80 kusur ve davacının % 40 beden gücü kaybına göre davacının sürekli iş görmezlik zararının PMF-1931 tablosu kullanılarak Progressif Rant Yöntemine göre 458.492,03 TL olarak hesaplandığı, araç sürücülerinin %80 kusur ve davacının % 40 beden gücü kaybına göre davacının sürekli iş görmezlik zararının TRH-2010 tablosu kullanılarak Progressif Rant Yöntemine göre 548.062,72 TL olarak hesaplandığı, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
13/10/2021 tarihli ara karar ile, davacı vekilinin davasını 50.000,00 TL maddi, 200,00,00 TL manevi tazminat talepli olarak açtığı, bilirkişi raporu sonrasında davacı vekilinin maddi tazminat talebini 548,062, 72 TL olarak ıslah ettiği, buna ilişkin davacı vekilinin 28/06/2021 tarihinde ıslah dilekçesi sunduğu, ıslah harcını 27/07/2021 tarihinde yatırdığı görülmekle miktar itibari ile tek hakimle görülemeyecek yargılama haline geldiği anlaşılarak dosyanın heyete tevdine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre;
14/10/2015 günü saat 08:45 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı servis aracı ile …….. Sokak’ı takiben seyirle kaza mahalli olan dört yönlü kontrolsüz kavşak mahalline geldiği esnada aracının sağ ön kısımlarıyla, seyir istikametine göre sağ tarafında ……. sokak üzerinden gelen davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin sol ön çamurluk kısmı ile çarpışması akabinde servis aracı içerisinde, davacının kendi ifadesinde de belirttiği üzere ayakta yolculuk yapan ve zamanında etkin korunma tedbiri almayan davacı …’ın yaralanması ile neticelenen trafik kazası meydana geldiği taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının;davacının yaralandığı trafik kazasında sürücülerin kusur durumunun ne olduğu,davacının mevcut yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici işgöremezlik durumunun bulunup bulunmadığı,davacının çalışamadığı döneme ilişkin maddi zararının ne olduğu,davacının yaralanması nedeniyle bakıcıya ihtiyacının olup olmadığı,davalı zorunlu sigorta şirketinin meydana gelen zararı tazmin yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı,zararın sigorta poliçesi teminatı içinde kalıp kalmadığı,meydana gelen yaralanma nedeniyle takdir edilecek manevi tazminat miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 85.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa,… motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Söz konusu kusur ve illiyet bağının tespiti için Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyadan alınan 18.12.2017 tarihli kusur raporuna göre sanık-sürücü …. asli kusurlu , sanık – sürücü … tali kusurlu, müşteki …’A atfi kabil kusur bulunmadığı tespit edilmiştir.Bununla birlikte; kural olarak ceza mahkemesinde, haksız eylemin öğelerinden eylem nedensellik bağı ve hukuka aykırılık yönleri saptanmış ve bunlar kesinleşmişse, bu üç öğe bakımından ceza mahkemesinin mahkumiyet ya da beraat kararı hukuk hakimini bağlayacaktır. Hukuk hakimi, ceza hakimini mahkumiyet kararına götüren olaylarla bağlıdır. O halde hukuk hakimi, artık olayların başka şekilde gerçekleştiğini benimseyemez ve zararın var olmadığını kabul edemez. (Yargıtay 4. HD. 5.10.1987, 4123-7124, YKD.1987/12-1770) T.B.K.’nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin sabit saydığı olaylar üzerine verdiği ve kesinleşen mahkumiyet kararı hukuk hakimini bağlar. (Yargıtay 4. HD.4.2.1992, 90/12957-92/959, YKD.1992/5-693) Bu ilke ve kurallar dikkate alındığında davalı sürücünün davacıya karşı haksız fiili olduğu sabittir. Böylece olaydaki hukuka aykırı fiil uygun illiyet bağı ve kusur durumu tespit edilerek haksız fiilin davalı sürücü tarafından ceza mahkemesinde alınan raporlarla davalı sürücü tarafından asli kusurlu olarak meydana getirildiği tespit edilmiştir ve bu hususu sabit olmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve beraat kararı ile bağlı değil ise de, maddi olgulara ilişkin kararlarıyla bağlıdır. Bu açıdan hukuk hakimi sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı veya eylemin hukuka aykırılığını ve fâilini belirleyen mahkumiyet kararı ile bağlıdır. Ceza mahkeemsin ATK aracılığıyla kusur tespiti yaptırılmış olup buna göre araç içinde ulunan davacının kusurlu olmadığı tespit edilmiş ancak davacı bakımından kazanın oluşumunda kusurla olmadığı sonucun ağırlaşmasında zararın artmasında kusurlu olduğu ancak davalı sürücülerin meydana gelen kazadan dolayı asli kusurlu oldukları tespiti hususu mahkememizce de kabul görmüştür.
Bu sebeple Borçlar kanunu uyarınca davacının zararını tazminle araç sürücüsü ve işleten sorumludur. Ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 85.maddesi de “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa,… motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir. Söz konusu meydana gelen olayda kaza anında araç sürücüsü ve ruhsat sahibi işletenin haksız fiil ve yasa uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu oldukları kanaat ve inancı mahkememizde oluşmuştur.
Yapılan yargılama esnasında, davacının yaralanması nedeniyle geçici iş göremezlik süresinin tespiti, kalıcı maluliyeti olup olmadığı, varsa mesuliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Dairesi’nden rapor alınmış, ilgili kurum tarafından davacı …’ın % 40 oranında meslekten kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı iyileşme(iş göremezlik,iş ve güçten kalma) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur denmiştir.
Mahkememizce daha önce itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine taşınan 6704 sayılı yasadaki değişik iptal başvurusu sonrasında Anayasa Mahkemesinin 09.10.202 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17.07.2020 tarih, …… esas, ……. karar sayılı iptal kararı ile 14.04.2016 tarihli ve 6704 sayılı kanunun 3. Maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı KTK.’nın 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan “…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin anayasaya aykırı olduğu bahisle iptal edilmiş olduğu, Yargıtay …….. Hukuk Dairesinin …….. esas, ……. karar sayılı 01/07/2020 tarihli emsal nitelikli içtihadı uyarınca iptal kararının kesinleşmemiş tüm davaları da etkileyeceği nazara alınarak huzurdaki davada da .Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin ……… E., …… K.sayılı kararında da belirlendiği gibi poliçe genel şartlarına göre değil, 2918 sayılı KTK.’nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine göre hesaplama yapılması yerinde görülmüştür.
Hesaplama yöntemi olarak kazanın 6704 sayılı yasa yürürlüğe girmeden önce meydana geldiği anlaşılmıştır. Uygulanacak mevzuat bakımından kanun yürürlüğü öncesinde kazanın meydana geldiği dikkate alındığında yasadan önceki mevzuatın yeni genel şartların uygulanmaması gerektiği normlar hiyerarşinin etkisi ve bağlayıcılığı genel şartın kanundan önce uygulanmayacağı kuralının gereğidir.
Zira 6704 sayılı yasayla değişik 2918 sayılı KTK nun 90.maddesinde yer alan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olan hükümlerinden yukarıda izah edildiği üzere tarafı olmadığı zmms sözleşmesindeki şartların davacı açısından bağlayıcı olmaması ve anayasa mahkemesinin nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve ……. esas …… sayılı kararına göre 6704 sayılı kanunun 3.maddesiyle değiştirilen 90. maddesinin birinci cümlesinde yeralan “ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yeralan “ve genel şartlarda ’’ ibaresinin iptal edilmiş olması sebebiyle de uygulanması mümkün değildir. 14.10.2015-14.07.2016 arası 9 ay Ekim ayında 350,26 TL ek ders almış olup, Temmuz ayında çalışmayacağından 8 aylık ek ders ücreti hesaplanmış ve mesleği öğretmen maaş üzerinden aktüer bilirkişinin yaptığı hesaplama üsüle uygun bulunduğundan maddi tazminat hesabı hükme esas alınarak davalıların itirazları yerinde görülmemiştir. Bilirkişi her ne kadar yüzde 20 oranında Davacının kusurunu esas alarak hesaplama yapmış ise teknik bilirkişiler hatalı şekilde kazanın oluşumunda kusuru bulunmayan ancak zararın artmasın da kusuru bulunması dikkate alarak ATK raporu gibi davacıya kusur izafe etmeden rapor hazırlamadıysa da bu husus mahkememizce resen gözetilerek kusur indirim olmadan maddi tazminat hesabı üzerinden diğer indirim sebepleri tartışılmıştır.
Davalı vekilinin yeni genel şartların ekindeki ve TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılmadığına yönelik itiraz incelendiğinde YARGITAY Hukuk Dairesi ESAS NO: …… KARAR NO : ………tarili içtihadında Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, …. Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, …. Üniversite090 hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla; tazminat hesaplamasında, TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı 01.01.1964 doğumlu olup TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömür süresinin ne kadar olduğu belirlenmemiş ve yine işleyecek aktif dönem ile işleyecek pasif dönem başlangıç ve bitiş tarihleri açık bir şekilde yazılmamış olup rapor bu haliyle denetime olanak sağlamamaktadır. Bu durumda aktüeryadan denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmamıştır. Denilerek yaşam tablosu olarak TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması gerektiğini belirtmiş önceki uygulamadan dönüldüğü dikkate alınarak Poliçe başlangıç tarihi itibariyle TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesap yapılacağından PMF 1931 yaşam tablosu esas alınamamış bu sebeplerle davalıların itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacının ıslah dilekçesi ile talep etmiş olduğu maddi tazminat kalemleri yönünden tazminatının kaza tarihinden tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte talep etmiş ise de, Sigorta Şirketleri yönünden poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere Karayolları Trafik Kanunu’ nun 99. Maddesi ve yerleşmiş Yargıtay Kararları gereğince, gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirkete müracaat tarihinden öncesinde şirketin temerrüdü söz konusu olmadığını, Sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren (8) iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden sigorta şirketi yönünden dava işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar vermek gerekmiştir. Davacının avans faizi talebi ise davacının ve haksız fiil faili sürücünün de tacir olmadığı dikkate alındığında ,diğer davalılar tacir olsa da her iki taraf için de ticari iş sayılması gereken bir fiil olması yanında TTK’da ticari iş, ticari işletme esasına göre belirlendiğinden dolayısıyla söz konusu aracın haksız eyleminin de TTK’nın 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına, bu durumda davalılardan ancak yasal faiz istenebileceğine, bu davalının hukuki sorumluluğunu üzerine alan davalı sigorta şirketinden de ancak aynı oranda yasal faizi istenebileceğinden davacının avans faizi talebi yerinde görülmeyerek yasal faize hükmedilmiştir.
Maddi tazminatlarda indirim nedenleri olarak iki durum söz konusudur. 6098 sayılı TBK 51. md; hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “Tazminatın tenkisi” başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Davacı taraf yasal olmayan şekilde öğrenci servisine binmiş ve ayakta yolculuk yaptığı anlaşılmıştır. Diğer davalı araç yan yoldan ana yola geçerken karşısına aniden çıkan öğrenci servisiyle çarpışmışlardır. Keza davacı taraf büyükçekmece …….. asliye ceza mahkemesi’nin ……. e sayılı dosyasının 20.10.2016 tarihli 1. celsesinde ”Ben servise bindiğimde üç dört kişilik boş yer vardı. Ancak öğrenciler biner ayakta kalır diyerek ben oturmadım ve ayakta kaldım. Araç hızlı gidiyordu. Aracın çok hızlıgitmesi nedeniyle kaza olacağı içime doğdu şörforu uyarmak istedim ancak söylemekten çekindim. Bir süre sonra kendimi merdivenlerin orda sırtüstü yerde buldum.”şeklindeki beyanları ile şöfor rızasın aksine servise bindiği ve ayakta yolculuk ettiği ücrer karşılığı olmadan okula gittiği de diğer tanık beyanları karşısında bunun hatır taşıması talebi olarak değerlendirilmesi gerektiğinden olayın hatır taşıması niteliğinde olduğu dikkate alınarak indirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşıldığından %20 oranında maddi tazminattan sadece taşıyan ve sigorta şirketi yararlanabileceğinden bu davalılar yönünden indirim yapılarak hüküm kurulmuştur.
Maddi tazminattan ikinci indirim hususu ise davacı taraf büyükçekmece …….. asliye ceza mahkemesi’nin …….. e sayılı dosyasının 20.10.2016 tarihli 1. celsesinde ”Ben servise bindiğimde üç dört kişilik boş yer vardı. Ancak öğrenciler biner ayakta kalır diyerek ben oturmadım ve ayakta kaldım. Şeklinde beyanına göre meydana gelen zararın artmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde indirim yapılacağı dikkate alındığında davacının kazanın oluşumunda değil zararın artmasında kusuru bulunduğundan %20 oranında maddi tazminattan davalılar lehine indirim yapmak gerekmiştir.
Manevi tazminat ise meydana gelen olay nedeniyle duyulan acı ve üzüntünün kısmen de olsa giderilmesine yöneliktir. Bir teselli ve avunma tatmin aracı yaratmaktan ibarettir. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine erilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. (bkz. Yargıtay 17. HD, 23/10/2018 T., 2015/18074 E., 2018/9484 K. sayılı kararı) Hâkim manevi tazminatı belirlerken somut olayın özelliğini, zarar görenin ve zarara yol açanın ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, ölüm ya da beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. (bkz. Yargıtay HGK 28.05.2003T., 2003/21-368-355 sayılı; 23.06.2004 T. 2004/13-291-370 sayılı kararları) Bu ilkeler kapsamında davacının meydana gelen kırığın seviyesi ATK raporuna göre maluliyet oranı ve iyileşme süresinin uzunluğu dikkate alınarak yararına talep gibi uygun manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden talebin kabulü ile, 548.062,72-TL sürekli iş göremezlik tazminatının sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden 14.10.2015 tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, (Davalılar …, … ve sigorta şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun 438.450,18 TL’si ile sınırlı olduğunun tespitine,),- (Sigorta şirketinin poliçe limitiyle sorumlu olduğunun tespitine), manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacı … için 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …., …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
A) Maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden talebin kabulü ile, 548.062,72-TL sürekli iş göremezlik tazminatının sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden 14.10.2015 tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
-(Davalılar …, … ve sigorta şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun 438.450,18 TL’si ile sınırlı olduğunun tespitine,)
– (Sigorta şirketinin poliçe limitiyle sorumlu olduğunun tespitine)
B) Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile davacı … için 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin maddi manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Maddi tazminata ilişkin dava yönünden;
3.1)-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 37.438,16 TL ilam ve karar harcından davacı tarafından yatırılan 4.269,38 TL peşin harç ile 8.506,00 TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 24.662,78 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, (davalılar …, … 29.950,53 TL’den, davalı sigorta şirketi sigorta poliçesi ile sorumlu olduğundan 19.809,90 TL’den sorumlu olmak üzere)
3.2)-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 4.269,38 TL peşin harç, 8.506,00 TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
3.3)-Maddi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 44.453,14 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
3.4)-Davacı tarafından sarf edilen 221,80 TL keşif harcı, 2.250,00 TL bilirkişi ücreti, 984,80TL, 300,00 TL+566,60 TL Adli Tıp Faturası olmak üzere toplam ‭4.323,2‬0- TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Manevi tazminata ilişkin dava yönünden;
4.1)-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken ‭2.732,4‬0 TL ilam ve karar harcından davacı tarafından yatırılan 4.269,38 TL peşin harç ile 8.506,00 TL ıslah harcının mahsubuna, artan ‭10.042,98‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4.2)-Davacı tarafından yatırılan harçtan mahsup edilen 2.732,40 TL peşin harcın davalılar …, …, …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4.3)-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi uyarınca 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …., …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4.4)-Manevi tazminat talebinin kısmen reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2.maddesi uyarınca 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalılar …, …., …’na verilmesine,
4.5)-Davalı … tarafından sarf edilen bilirkişi ücretinden oluşan toplam 250,00 TL yargılama giderinin davanın red oranı dikkate alınarak takdiren 50,00-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine, kalan kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere huzurda bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/11/2021

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza