Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/14 E. 2018/59 K. 07.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY (1) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2016/14
KARAR NO : 2018/59

DAVA : TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/01/2016
KARAR TARİHİ : 07/02/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/09/2015 günü saat 14:30 sıralarında …. sevk ve idaresindeki ….plakalı araç ile …. mahalle …. Caddesi üzerinde geri geri manevra yaparken arkada beklemekte olan mağdur ….’na çarparak yaralanmalı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, bu kazanın oluşumunda …. plakalı araç sürücüsü …., kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunu, bu itibarla yaşanılan kazada, sürücünün tek başına ve tam oranında kusurlu olduğunu, 24/05/1978 doğumlu müvekkilinin kaza tarihi olan 29/09/2015 tarihinde 37 yaşında olduğunu, …. Şube Müdürü olduğunu, müvekkilinin geçirdiği kaza nedeniyle beden gücü kayıp oranının henüz tespit edilemediğini, kazadan sonra kaldırıldığı ….Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındığını belirterek, trafik kazasında bedensel zarar nedeniyle, tazminat hesabı yaptırılarak olay tarihindeki sigorta limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte şimdilik 500,00-TL’nin davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aleyhlerinde açılmış olan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu sebeple davanın usulden yetkisizlik nedeniyle reddi ile yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, esasına girildiği takdirde davaya konu talebin zaman aşımına uğraması sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil bulunmaması nedeniyle mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, davacının yanın müterafik kusurunun nazara alınmasına, celp edilmesi gereken delillerinin toplanmasına, kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına, her halde haksız ve mesnetsiz olduğunu iddia ettiği davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul ….. Emniyet Müdürlüğüne, …. Emniyet Müdürlüğüne, …. Cumhuriyet Başsavcılığına ve …. Eğitim ve Araştırma Hastanesine yazılan müzekkerelere cevap geldiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Davacının yaralandığı trafik kazasında sürücü ile yaralanan yayanın kusur durumunun ne olduğu, davacının mevcut yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici iş göremezlik durumunun bulunup bulunmadığı, davacının çalışamadığı döneme ilişkin maddi zararının ne olduğu, davalı zorunlu sigorta şirketinin meydana gelen zararı tazmin yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, zararın sigorta poliçesi teminatı içinde kalıp kalmadığı noktalarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi …. tarafından düzenlenen 17/11/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; önceden teknik olarak belirlenmiş -Araç manevraları düzenleyen (KTK 67/b Md.)-emredici trafik kurallarına karşı “en basit dikkat ve Özeni” göstermeyen, kontrolsüzce geri manevra yapan, kaza mahallindeki ….Kargo Şube Müdürü davacının aracın arkasından ayrıldığını etkili biçimde kontrol etmeden manevrasını sürdüren, tehlikeyi önemsemeyen ve tedbirsiz davranan, davalının ….Sigortacısı bulunduğu ….. plakalı araç sürücüsü ….nın % 70 oranında asli kusurlu olduğu, kargo indirmek amacıyla kargo aracının arkasında bulunduğu sırada …. plakalı aracın geri manevra yapacağını bildiği halde tehlikeyi dikkate almadığından KTK 68. maddesini ihlal eden ve kazanın oluşmasında kısmen etkili olduğu anlaşıldığından davacı yaya ….’nın % 30 oranında tali kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizin 07/02/2018 tarihli celsesinde davacı vekilinin davadan feragat ettiklerini karşı tarafla sulh olduklarını, karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirdiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 23/10/2017 tarihli dilekçesi ile ibraname ve sulh anlaşması gereği davacı taraf ile sulh olduklarını, yapılan sulh anlaşması gereği, davacı taraf ile karşılıklı şekilde avukatlık vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını bildirdikleri görülmüştür.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Somut olayda,davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının taraflar arasındaki sulh anlaşması gereği feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan 492 Sayılı Harçlar Kanunun 22.maddesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu harcın 2/3’ü olan 23,93-TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin yatırılan 29,20-TL harçtan mahsubuna, artan 5,27-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Talep edilmediğinden davalı yana vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 07/02/2018

KATİP ….

HAKİM …..