Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/122 E. 2018/424 K. 01.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/122
KARAR NO : 2018/424

DAVA : TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/02/2016
KARAR TARİHİ : 01/06/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … numaralı nakliyat emtia sigorta poliçesi İle …. A.Ş. adına sigortalı 22 kap Brüt 4168 kg ayna emtiası, … sayılı … tahtında forearder/akdi taşıyıcı davalı …td.şti. nin ve dava dışı fiili taşıyıcının taşıma taahhüdü altında, İstanbul/TÜRKİYE den Ashkhabad/Türkmenistan’a 14/07457 sefer sayılı uçak ile taşınmak üzere tam ve hasarsız teslim edildiğini, 06/12/2014 tarihinde ve 13/01/2015 tarihlerinde emtia alıcı yetkililieri tarafından düzenlenen tutanaklarda ayna emtiasının bir kısmının kırılmak suretiyle zayi olduğunu, hasar ihbarını müteakip yapılan hasar tespitinde 15 adet MDF üzeri varak boyalı ayna, 12 adet prestij sult banyo ayna emtiasının kırılmak suretiyle tam zayi olduğu, emtia faturasına göre 15 adet MDF üzeri varak boyalı aynanın birim 712,50 TL üzerinden 10.687,50 TL, 12 adet …. süit banyo aynanın birim fiyatı 550,00 TL üzerinden toplam zararın 17.287,50 TL baliğ olduğu, emtiaların sovlaj değerinin bulunmadığı, sigorta bedelinin %2 si oranında tenzil-l muafiyet miktarı 5.212,78 TL nin düşülmesi İle nihayetinde 12.074,78-TL sigorta tazminatı tespit edildiğini, Türkiye’ye getirilen malın varma yerinde hasarlı olduğunun tespit edildiği, hasarın kırılma şeklinde istiflerinftpzulması, ve özensiz yüklemeden kaynaklandığının anlaşıldığı,Ekspertiz çalışması neticesi 12.074,78 TL tespit edildiği, bu tutarın 20/03/2015 tarihinde dava dışı sigortalısına ödendiği ve müvekkilinin TTK m. 1472 gereği davacının halefiyete hak kazandığını, davalı taşıyıcının Varşova Konvansiyonuna göre beher kg için 17 SDR tutarı ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğunu, davalının 20/03/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, dava vekalet ücreti, yargılama harç ve masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve eklerinin davalıya tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, havayolu ile eşya taşımasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacının sigortalısına ait emtianın hasarlandığı olayda taşıyıcı olan davalının kusurunun bulunup bulunmadığı,taşımanın tam ve gereği gibi yerine getirilip getirilmediği, Varşova/Montreal Konvansiyonu hükümleri uyarınca taşıma sırasında meydana gelen hasar nedeniyle ortaya çıkan gerçek zararın miktarının ne olduğu,sınırlı sorumluluk hükümlerinin somut olayda uygulanma yerinin bulunup bulunmadığı,bulunuyorsa bunun miktarının ne olduğu,meydana gelen hasarın sigorta poliçesi teminatı içinde kalıp kalmadığı,yapılan ödemenin hatır ödemesi olup olmadığı,hasar ihbarının yapılıp yapılmadığı,yapılmış ise süresinde olup olmadığı noktalarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi … ve …. tarafından düzenlenen 22/11/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; uyuşmazlık konusu taşımanın VK/LP konvansiyon hükümlerine tabi olduğu, davalı taşıyıcının uyuşmazlık konusu zarardan sorumlu olduğunun mevcut belgelere göre ortaya konulamadığı, ancak heyetlerinin görevi gereği dosya kapsamında uyuşmazlık konusuna ilişkin hesaplamaları yine de yaptığı, taşıyıcının sorumlu tutulması halinde VK/LP m.22/2 hükmünde sorumluluk üst sınırının (250 PF X 441,54 Kg =) 101.384,04 PF olduğu, heyetlerinin tespitleri doğrultusunda gerçek zararın 12.074,78 TL olduğu, Yargıtay ve literatürdeki hesaplama yöntemi kullanılarak 101.384,04 Poincare Frank’tn TL ye çevrildiğinde karşılığının 860.100,6396 TL olması ve gerçek zararın bu tutarın altında kalması nedeniyle taşıyıcının vaki zarardan sorumlu olduğu İspatlandığında gerçek zarardan sorumlu olması gerektiği, VK/LP m.26/2 hükmüne uygun ihbar mükellefiyetinin taşıyıcıya karşı yerine getirilmemiş olduğu, sunulan ….numaralı poliçeye göre rizikonun gerçekleşmesinden sonra poliçe düzenlendiği anlaşılmakla TTK.m,1458 hükmünde sigorta şirketinin tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı, dolayısıyla buna rağmen dava dışı sigortalısına bir ödeme yapmış ise bu ödeme ile TTK.m.1472 hükmünde halef sıfatının kazanılamayacağı, dolayısıyla yapılan tazminat ödemesinin rücu konusu da yapılamayacağı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
15/11/2017 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; taşıma sırasında meydana gelen zarardan davalı taşıyıcının sorumlu olduğu ispatlanmış değildir” şeklindeki kök rapor görüşlerinin aynen muhafaza ettiği, tarafların kök rapordaki tespitleri çürütecek ve aksini ortaya koyacak yasal dayanaklarla desteklenmiş eleştiriler ortaya koyamadığı, heyetlerinin hasar meydana geldikten sonra poliçe düzenlenmiş olması nedeniyle TTK.m.1458 hükmünde dava dışı sigortacının poliçeden kaynaklanan bir sorumluğu olmadığı halde, dava dışı sigortalısına yapmış olduğu ödemenin Eü-Gratia [ = hatır ödemesi) olduğu, Yargıtay emsal kararlartna göre hatır ödemesinin sigortacıya TTK m.14/2 hükmüne halef sıfatı kazandırmayacağı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Dava, emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın rücuan tahsili istemine ilişkin olup, sigorta şirketi ancak sigorta poliçesi hükümleri çerçevesinde ödeme yapmakla yükümlü olduğu tazminatı ödedikten sonra bunu TTK’nun 1301. maddesi gereğince rizikonun gerçekleşmesine neden olan kimseye rücu edebilir. Bunun dışında poliçede teminat dışında kalan hallerde yapılan ödemelerden dolayı sigortacının rücu davası açması mümkün değildir. Bu durumda, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin poliçe teminatı kapsamında yapılan bir ödeme mi, yoksa bir lütuf ödemesi mi (ex gratia) olduğunun belirlenmesi, yapılan ödemenin poliçe teminatı kapsamında bir ödeme olduğunun anlaşılması halinde davacının dava açma hakkının varlığının kabulü, lütuf ödemesi olduğunun anlaşılması halinde varsa ibraname getirtilip devir ve temlik beyanının varlığı da araştırılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir. Halefiyet ilişkisine dayalı olarak açılan bu davada, halef sıfatının mevcut olup olmadığının belirlenmesi dava ehliyetine ilişkin olmakla davalı tarafından her zaman ileri sürülebileceği gibi, mahkeme tarafından da re’sen dikkate alınması zorunlu bulunmaktadır.
Tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucu … numaralı poliçeye göre rizikonun gerçekleşmesinden sonra poliçe düzenlendiği anlaşılmakla, davacının poliçe teminatı içerisinde olmadığı halde dava dışı sigortalısına ex-gratia (hatır ödemesi) yapmış olduğu ve bu sebeple TTK m.1472 kapsamından halef sıfatını kazanmamış olduğundan yapılan ödemenin rücuan talep edilmesinin mümkün olmadığı yönünde kesin kanaat oluştuğundan davacının aktif dava ehliyeti olmadığı sebebiyle davasının reddi yoluna gidilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 206,21-TL harçtan mahsubuna, artan bakiye 170,31-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
4-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. . 01/06/2018

KATİP …

HAKİM …