Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/120 E. 2018/357 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/120
KARAR NO : 2018/357

DAVA : ALACAK (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2016
KARAR TARİHİ : 16/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 01/01/2011 tarihli satın alma sözleşmesi gereğince müvekkili tarafından davalı firmaya odun mangal kömürü satışı yapıldığını,müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini ancak davalının borcunu ödemediğini, müvekkili firma tarafından kesilen tüm fatura ve irsaliyelerin, davalı şirketçe teslim alınarak kayıtlarına işlendiğini,müvekkilinin cari hesap ekstresi olarak 15.466,42-TL alacaklı olduğunu,müvekkilinin davalı ile arasındaki cari hesap ilişkisinin sona erdiğini ve hesabın kat edildiğini,bu hususta davalıya Gaziosmanpaşa … Noterliği’nin 10/07/2012 tarih-… yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini ve muhataba 14/07/2012 tarihinde tebliğ edildiğini ancak cari hesaptaki tutarın bugüne kadar yapılan tüm ihtarlara rağmen ödenmediğini beyanla ;fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı şirketten olan 15.466,42-TL tutarındaki alacağının 10/07/2012 tarihlî ihtarname tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline , yargılama gideri ile ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların 01/01/2011 başlangıç tarihli satın alma sözleşmesi ile çalıştıkları hususunda herhangi bir ihtilafın bulunmadığını, sözleşmede satın alınacak ürünlere karşı müvekkili şirketin düzenleyeceği faturaların içerikleri ve iade hükümlerinin açıkça düzenlendiğini, sözleşmenin 4.maddesinde tarafların 3’er aylık dönemlerde hesap mutabakatı yapacaklarını, yapılmadığı taktirde müvekkili şirketin defter ve kayıtlarının kesinlik arz edeceğinin düzenlendiğini, davacı tarafın cari hesap ekstresinin kendilerine tebliğ edilmediğinden ihtilafın hangi faturalara ait olduğunun da tespit edilmediğini ve müvekkili şirketin kayıtlarında davacıya herhangi bir borcun bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 26/11/2013 gün ve … esas,… karar sayılı,davanın kabulüne dair karar,Yargıtay …’ncu Hukuk Dairesi’nin 08/04/2014 gün ve … esas,… karar sayılı ilamı ile “….Bu durumda mahkemece, belirtilen hususlar yönünden davalı tarafın bilirkişi raporuna itirazları da gözetilerek konusunda uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak, özellikle 2011 yılına ilişkin aynı konudaki davalı tarafça düzenlenen faturaların, yani ciro primi, gondol bedeli vs. ile ilgili 2011 yılında düzenlenmiş olan birtakım faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmasının, davanın sonucuna etkisi de tartışılarak, ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bakırköy ….ATM 10/07/2015 tarih ve … Esas …. sayılı kararı Yargıtay, …. Hukuk Dairesi’nin 25/11/2015 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamıyla BOZULMASINA karar verilerek mahkemenin 2016/120 Esasına kaydının yapıldığı anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,bilirkişi …. tarafından düzenlenen 07/10/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı ve Davalı yasal defterlerinin sahipleri lehine delil niteliklerinin bulunduğu ve taraflar arasında 01/01/2011 tarihli “…” başlıklı sözleşme yapıldığını,davacı yasal defter kayıtlarına göre 02/10/2012 dava tarihi itibari ile davacı asıl alacağının 15.466,42-TL olduğunu, davalı yasal defter kayıtlarına göre 02/10/2012 dava tarihi itibari ile davacı alacağının bulunmadığı ayrıca davalı tarafın 1.626,79-TL alacaklı olduğunu,,taraflar arasında ki hesap mutabakatsızlığının 2012 yılında davalı tarafça tanzim edilen 17.093,21-TL’lik alım iade, ciro primi, gondol bedeli, katılım payı ve benzeri faturalardan kaynaklandığını,davalı tarafça sozlesmeye dayalı olarak tanzim edilen faturaların Savın Mahkeme tarafından davacı hesaplarından düşülmesine kanaat getirilmesi durumunda 02/10/2012 dava tarihi itibari ile davacı alacağının bulunmadığını,davalı tarafça tanzim edilen 125,36-TL’lik alım iade fatura ekinde ki sevk irsaliyelerinde imzaların bulunduğu ancak 16.967.83-TL’lik Ciro primi,iskonto, fiyat farkı, gondol bedeli ve benzeri diğer faturalarda davacı tarafın kabulüne ilişkin herhangi bir işaret ve benzeri ibareye ibraz edilen fatura vesaikleri üzerinden tespitinin yapılamadığını,sayın Mahkemenin davacı tarafça açık oiarak kabulleri yapılmayan 16,967,83-TL’lik faturaların davacı hesabından düşülmemesine kanaat getirmesi halinde 02/10/2012 dava tarih itibari ile davacı asıl alacağının (15.466,42-TL-125,38-TL imzalı alım iade faturaları) 15,341,04-TL alacağı bulunduğunun belirlendiği,15.466,42-TL’lik asıl alacak talebi ile karşılaştırıldığında 125,38-TL’lik fazla talebin söz konusu olduğunu,fazlalığın davalı tarafça imza karşılığı iade edilen faturalardan kaynaklandığını, bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 22/05/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; dava konusunun, davacı şirketin davalı şirketten olan 15.466,42-TL tutarın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesi talebinden ibaret olduğunu,davacının alacağını tahsil edememesi üzerine huzurdaki alacak davasının 02/10/2012 tarihinde ikame edildiği, davacının inceleme konusu yapılan 2011 – 2012 ve 2013 yılları Yevmiye,Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin 6762 sayılı (Mülga) TTK.m.66, HMK 222 md. ve 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince lehine delil niteliğinin bulunduğunu,davacının 2011 – 2012 – 2013 yılları ticari defterlerine göre dava tarihi (02/10/2012) itibariyle davalı taraftan 15.465,83-TL cari hesap alacağının olduğunu,davalının inceleme konusu yapılan 2011 – 2012 ve 2013 yılları Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin 6762 sayılı (Mülga) TTK.m.66, HMK 222 md. ve 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince lehine delil niteliğinin bulunduğunu,davalının incelemeye ibraz ettiği 2011 – 2012 ve 2013 yılları ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davalının davacı yana borcunun olmadığı, aksine davacıdan 1.626,79-TL cari hesap alacağının olduğunu,davacı ile davalı arasında akdedilen 01/01/2011 tarihli “Satın Alma Sözleşmesi” çerçevesinde davalının düzenlemiş olduğu Personel Bedeli, Gondol Bedeli, Ciro Primi, Fiyat Farkı, Yeni Mağaza Açılışı, İade, Katılım Bedeli, Kuruluş Kampanyası açıklamalı faturaları kabul ederek 2011 yılında ticari defterlerine işlemiş olduğu, ancak davalının 2012 yılında düzenlemiş olduğu aynı mahiyetteki faturalarının davacının ticari defterlerinde yer almadığını,taraflar arasında sözleşme gereğince yapılması gereken cari hesap mutabakatının yapılmadığı,cari hesap mutabakatının yapılmaması nedeniyle davalının ticari defter kayıtlarının kesinlik kazandığı, bu itibarla davalının ticari defterlerine göre davacının dava tarihi itibariyle alacağının bulunmadığını, bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişiler Murat Topuz, Gurbet Altay ve Türkan Özdemir tarafından hazırlanan 31/01/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil edeceği, davacının tanzim ettiği faturalar ve davalının ödemelerinin her iki taraf kayıtlarında mevcut olduğu, davalının 2011 yılında tanzim ettiği faturaların her iki taraf kayıtlarında mevcut olduğu, davalının 2012 yılında tanzim ettiği toplam 17.093,21-TL tutarındaki faturaların davacı kayıtlarında mevcut olmadığı, davalı tarafça kesilen faturaların Promosyon Takvimindeki şartlara uygun olarak tanzim edildiği, taraflar arasında yapılmış bir hesap mutabakatı bulunmadığı, bu durumda ibra yerine geçebilecek bir anlaşmanın varlığından bahsedilemeyeceği, davacı tarafın, 11/01/2011 tarihli sözleşmedeki satış koşullarının yerine ikame edilen başka bir anlaşmanın varlığını dosyada ispatlayamadığı, bu durumda sözleşmenin ilgili hükümleri gereği davalının defter ve kayıtlarının huzurdaki davada alacak tespiti yapılırken dikkate alınması gerektiği, davalı tarafça kesilen ancak davacı defterlerinde bulunmayan faturaların taraflar arasındaki sözleşmede yer alan promosyon takvimine de uygun olduğu tespit edildiğinden davacının bir alacağı bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
19/12/2017 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; 2.743,14 TL’lik fatura kök raporda hukuki değerlendirmede belirtilen davacının itiraz ettiği kısım ile ilgili hesaplanan tutar olup, davalıdaki bakiyeden düşüldüğünde davacının 1.116,35-TL alacak talep edebileceği, Nisan sonrası dönem ile ilgili Fatura Toplam 2.743,14-TL olduğu, davalı Alacak Bakiyesi -1.626,79-TL olduğu, davacının hesaplanan alacağı 1.116,35-TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamında yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasında 01/01/2011 tarihli satın alma sözleşmesi akdedildiği, yapılan bilirkişi incelemesinde taraf defterlerinin sahipleri lehine delil niteliğinde bulunduğu, davacı asıl alacağının davacının kendi defterlerinde görüldüğü üzere dava tarihi itibariyle 15.046,42-TL olduğu, davalının ticari defterlerine göreyse davacının davalıya 1.626,79-TL borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların ticari defterleri arasındaki hesap farkının davalı tarafça düzenlenen 17.093,21-TL’lik alım, iade, ciro primi, gondol bedeli, katılım payı vb. faturalardan kaynaklandığı, bu faturalardan yalnızca 125,38-TL’lik alım faturasında davacının imzasının bulunduğu, ancak 16.967,83-TL’lik diğer faturalarda davacının herhangi bir kabulünün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen 01/01/2011 tarihli satın alma sözleşmesinin 4.maddesinde tarafların cari hesap ilişkisi içinde çalışacakları, üçer aylık dönemleri kapsar şekilde hesap mutabakatı yapacakları, mutabakatın yapılmaması halinde davalının defter ve kayıtlarını kesinlik kazanacağını satıcı tarafından peşinen kabul edildiği hükmüne bağlanmıştır. Dava konusu satış faturaları bilirkişi incelemesinden anlaşılacağı üzere davalının usulüne uygun şekilde tutulmuş ticari defterlerinde aynen kayıtlıdır. Uyuşmazlığın temelini davacı alacağına karşılık davalı tarafından düzenlenen ciro primi, gondol bedeli gibi faturalar sebebiyle yapılan mahsuplaşma sonucunda davacı alacağının kalıp kalmadığı meselesi oluşturmaktadır. 2011 yılında düzenlenmiş olan ciro primi, gondol bedeliyle ilgili birtakım faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmasının davanın sonucunun etkisinin tartışılması gerekmektedir. Yeniden yapılan bilirkişi incelemesinde davacının tazmin ettiği faturalar ve davalı ödemelerinin her iki taraf kayıtlarında mevcut olduğu, yine davalının 2011 yılı tanzim ettiği faturaların her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının 2012 yılında tanzim ettiği toplam 17.093,21-TL tutarındaki faturanın ise davacı kayıtlarında mevcut olmadığı tespit edilmiştir. 2012 yılı içerisinde davalı tarafından ciro prim faturaları, gondol bedelleri, personel bedeli, genel katılım bedeli, fiyat farkı, mal bedeline ilişkin faturalar tanzim edildiği görülmüştür. Davalı tarafça kesilen bu faturaların taraflar arasında akdedilmiş bulunan sözleşmenin devamında yer alan promosyon takvimine uygun şekilde tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı davalı ile daha sonradan yapmış olduğu görüşmelerinde 2012 yılı için farklı bir anlaşmaya varıldığı, davacı firmanın zarara uğraması üzerine davalı firmanın fatura kesmeden ve herhangi bir kesinti yapmadan aynı fiyatlarla çalışmayı kabul ettiğine yönelik iddialarda bulunsa da davacı, bu hususta anlaşmaya varıldığına yönelik iddiasını dosya kapsamanındaki belgelerle ispat edememiştir. Şu halde taraflar arasındaki 01/01/2011 tarihli sözleşmenin satın alma koşullarının uygulanması gerekmektedir. Taraflar arasında 2011 yılı sonunda ya da 2012 yılında yapılmış bir hesap mutabakatı bulunmadığından ibra yerine geçebilecek bir anlaşmanın varlığından bahsedilemez. Yani sonuç olarak, davalının taraflar arasında hesap mutabakatı bulunduğu, hesabın kat edildiği ve bunun geçmişe dönük ibra olarak kabul edilmesinin zorunlu olduğu yönündeki iddialarına itibar edilmemiştir. Davalının ihtilafa konu 2012 yılında kesmiş olduğu az yukarıda bahsi geçen faturalar davacı tarafça kabul edilmediği gibi davacının usulüne uygun şekilde tutulmuş ticari defterlerinde de kayıtlı değildir. 31/07/2012 faturası 2012 yılında toplam 22.905,57-TL’lik alımın ciro primi kesilen 8.116,63-TL’lik alım için 23/04/2012 tarihli faturanın devamı 14.778,94-TL için sözleşme kapsamında tanzim edileceği belirlenen kısımdır. O halde bu tutarların davacının alacağına ilave edilmemesi gerekmektedir. En son mal verilen dönem sonrası davalı faturalarının toplamı 2.743,14-TL’dir. Bu tutardan davalı alacak bakiyesi olan 1.626,79-TL düşüldüğünde davacının davalıdan olan alacağı 1.116,35-TL’dir. Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının davasının kısmen kabulü yoluna gidilmiş, 1.116,35-TL’nin 20/07/2012 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi yoluna gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile 1.116,35-TL’nin 20/07/2012 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının,fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 76,25-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 229,70-TL harçtan mahsubuna, artan bakiye 153,45-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 21,15-TL başvurma harcı ile 229,70-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.116,35-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davanın ret miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan 100,50-TL tebligat, 24,10-TL müzekkere, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.224,60-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 160,56-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair,6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 16/05/2018

KATİP …

HAKİM …