Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1154 E. 2023/498 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1154 Esas
KARAR NO : 2023/498 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 16/05/2023
GER. KARAR TARİHİ : 14/06/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalılardan …. Turizm Tic. A.Ş adına kayıtlı, davalılardan …. Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunduğu …. plaka sayılı motorsikletin davalılardan ….’un sevk ve idaresindeyken 06/11/2012 tarihinde … Mah. …. Cad. üzerinde bulunan trafik ışıklarında trafik ışığının yayalar için yeşil ışık yandığı sırada karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkile davalı ….’un çarptığını, müvekkilinin ciddi bir şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin sol dizinde kırık oluştuğunu, sol dizinden ameliyat olduğunu, müvekkilinin biyoloji öğretmeni olduğunu, sol dizinin eski haline dönmediğini, öğretmen olması sebebiyle işinin ayakta olduğunu, müvekkilinin iki çocuk annesi olduğunu, haftasonları okulda verilen kurslara katılamadığını, ek ders alamadığını, kaza sonrası ekonomik olarak zorlandığını, öncelikle müvekkilinin ileride mağduriyetinin önlenmesi açısından kazaya karışan …. plaka sayılı motosikletin devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati haciz konulmasını, davacı …. için 30.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (davalı …. Sigorta A.Ş. Hariç olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesini, müvekkili ….’nın uğramış olduğu kazanç kaybı ve işgücü kaybına karşılık şimdilik belirsiz olan alacağının fazlaya dair talep ve dav hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılar …. ve …. Turizm Ticaret Anonim Şirketi açısından ise dava tarihinden itibaren ve poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Turizm vekili cevap dilekçesinde; Dava tarihi itibariyle davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığı ve sakıt olduğu izahtan vareste olduğunu, davacı yan 06.11.2012 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle ortaya çıktığını iddia ettiği maddi ve manevi zararlarının tazminin talep etmekte olduğunu, Türk Borçlar Kanunu uyarınca haksız fiilden doğan zararlarının tazminine yönelik olarak dermeyan edilecek talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğradığını, huzurdaki davanın kazanın gerçekleştiği 06.11.2012 tarihinden 4 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra, 28.12.2016 tarihinde ikame edilmiş olduğunu, davanın ikame edilmesi için öngörülen kanun ile öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçirildiği tartışmasız olduğunu, bu itibarla, zamanaşımı ile sakıt olmuş davanın reddini talep ettiklerini, yetki itirazlarının bulunduğunu, davacı yanın, huzurdaki davayı her ne kadar Sayın Mahkemeniz nezdinde ikame etmişse de bilindiği gibi Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile öngörülen genel yetki kuralı gereği tazminat alacağı talepli işbu davanın davalı müvekkilinin ikametgahı Mahkemesinde açılması gerektiğini, müvekkili şirketin müseccel adresinin …. Mah. …. Cad. …. İş Merkezi, No: 15 K: 4, Beşiktaş, İstanbul olduğunu, bu itibarla huzurdaki işbu davaya bakmakla da İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğu açık olduğunu, bu nedenlerle dosyanın yetkisizlik nedeni ile usul yönünden reddi ile yetkili İstanbul (nöbetçi) Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne gönderilmesini talep ettiklerini, huzurdaki dava ile müvekkiline husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, kaza konusu dönemde müvekkili şirket kazaya karışan aracı uzun süreli olarak kiraya verdiğini, işleten sıfatını haiz olmadığını, dava konusu kazaya karışan …. Plakalı aracın ruhsat bilgileri incelendiğinde, aracın müvekkili şirket mülkiyetinde olmadığının görüleceğini, müvekkili şirket, söz konusu aracın 01.06.2015 tarihinde noter kanalıyla satışını gerçekleştirmiş olduğunu, halihazırda malik sıfatının da bulunmadığını, evveliyetle bu yönden davanın husumet yönüyle reddinin gerektiğini, davacı yanın dava dilekçesinde de belirtmiş olduğu gibi, … Plakalı aracın kaza tarihindeki maliki her ne kadar müvekkili şirket ise de; söz konusu dönemde işbu araç uzun süreli olarak 30 aylık bir dönem için kiralanmış olduğundan, kazaya ilişkin zararlarla ilgili olarak müvekkilinin sorumluluğuna gidilmesinin hukuken hatalı olduğunu, nitekim kaza konusu dönemde maliki olduğu aracı uzun süreli olarak …. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne kiralayan müvekkili şirketin, araç üzerindeki fiili hakimiyeti ve dolayısıyla işleten sıfatı kaybolduğunu, işleten sıfatını haiz olmaması sebebiyle, huzurdaki davanın müvekkili bakımından pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, huzurdaki davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, Zamanaşımı ile sakıt olmuş tüm taleplerin reddine, davanın …. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ihbarına, huzurda tümüyle haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilmiş olan işbu davanın esas yönüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu …. plakalı aracın 12.09.2012-12.09.2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, teminat limitinin kişi başı 225.000,00 ₺ olduğunu, trafik sigortası şirketin, üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedebi zararlardan, sigorta poliçeisnde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, tedavi giderlerinin tamamının kanun değişikliği ile Zorunlu Trafik poliçesi kapsamından çıkartıldığını, tedavi giderleri yönünden talebin reddine karar verilmesini, neticede dosyanın kusur ve maluliyet oranlarının tespiti için Adli Tıp Kurumuna gönderilmesini, kusurun ve maluliyet oranının tespiti halinde alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkiline ihbar olunan huzurdaki davaya karşı cevapları yasal süresi içerisinde sunduklarını, müvekkili Şirket aleyhine hüküm kurulamayacağının açık olduğunu, dava konusu olayın gerçekleştiği tarih ve dava tarihi karşısında davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığının açık olduğunu, söz konusu kaza 06.11.2012 tarihinde gerçekleştiğini, buna karşın huzurdaki davanın 28.12.2016 tarihinde ikame edildiğini, bu hususta yasa çok açık olduğunu, sigorta hukukundan doğan alacaklar hasar tarihinden itibaren 2 yıl içinde talep edilmedikçe zamanaşımına uğrayacağını, davacının huzurdaki davasının hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuki koşulları oluşmadığını, maddi manevi tazminat talebine ilişkin sorumluluktan söz edilebilmesi için, hukuka aykırı bir fiil, kusur, zararla ve kusur arasında illiyet bağı bulunması koşullarının hepsinin bir arada bulunması gerektiğini, lakin söz konusu olayda anılan hukuki koşullar oluşmadığını, dava konusu olayın kovuşturulmasına yönelik açılan Bakırköy …. Sulh Ceza Mahkemesi … E. (Eski Dosya: Bakırköy ….. Sulh Ceza Mahkemesi …. E.) sayılı dosyasında tanzim edilen bilirkişi raporunda davacının asli ve ağır kusurlu olduğu belirlendiğini, söz konusu kazanın asli ve ağırlıklı kusurlusu davacının kendisi olduğunu, davacının karıştığı kazanın meydana gelmesinin ve davacının iddia ettiği zararlarların meydana gelme nedeni davacının trafik kanununa aykırı eylemi olduğunu, hal böyleyken, davacının kendi kusurundan faydalanarak ve menfaat ederek maddi manevi tazminat elde etmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olacağını, davacının manevi tazminat talebi dayanaksız olduğu gibi aynı zamanda fahiş olduğunu, eylem ve zarara göre belirlenen manevi tazminat arasında ölçülük/orantılılık olmalı, manevi tazminat kişileri zenginleştirme aracı olması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle, manevi tazminatın yegane amacı zarar görenin acısını hafifletmek ve eylem nedeniyle zarara uğrayanın manevi huzurunu temin ettiğini, bu kriterin üstünde hükmedilen miktar tazminat hukukunun zenginleşme aracı olarak kullanılması anlamına geleceğini, tüm bu hususlar ışığında, davacı tarafından talep edilen tazminat fahiş olduğu, Borçlar Kanununun ilgili hükümlerine ve Yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğu kanaatinde olduklarını, kabul anlamına gelmemekle, söz konusu kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi dava konusu talepleri karşılamakta olduğunu, poliçe bedeli ve tarihi uyarınca zararın sigorta bedelinden karşılanması gerektiğini, neticede davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Makine Mühendisi Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 02/01/2020 havale tarihli raporda; “Yaya …. iddiasına göre yayalar için Trafik ışıklarının yeşil yandığı sırada karşıdan karşıya geçerken sürücü …. “un sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı motosikletin çarpması neticesinde yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiştir.Yolun sağ ve sol kenarında araçlar park halindedir.” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin …. Tarih, ….. Sayılı Kusur raporunda; “1.Durum: Davalı sürücünün ışık ihlali yaptığı kabulü halinde: A)-Davalı sürücü …. , idaresindeki motosiklet ile olay mahalli ışık kontrollü yaya geçidine geldiği sırada istikamet yönüne yanan kırmızı renkli trafik ışığını dikkate alarak durması ve yeşil ışığın yanmasını müteakip geçişini yapması gerekirken anılan bu hususa riayet etmeksizin hatalı bir şekilde geçiş yaptığı sırada meydana gelen olayda asli kusurludur. B)-Davacı yaya …., olay mahalli ışık kontrollü yaya geçidinde yayalara hitaben yeşil ışıkta giriş yapıp geçiş yaptığı sırada meydana gelen olayda hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından sonuç üzerinde atfı kabil kusuru yoktur. 2.Durum: Davacı yayanın ışık ihlali yaptığı kabulü halinde: A)-Davalı sürücü …. , idaresindeki otomobil ile olay mahalli ışık kontrollü yaya geçidinden istikametine hitaben yanmakta olan yeşil ışıkta geçtiği sırada meydana gelen olayda hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından sonuç üzerinde atfı kabil kusuru yoktur. B)-Davacı yaya …., karşıdan karşıya geçişini istikametine hitaben yeşil ışık yanması akabinde gerçekleştirmesi gerekirken bahsedilen bu hususa riayet etmeyip, olay mahalli ışık kontrollü yaya geçidinde yayalara hitaben kırmızı ışık yanmakta iken can güvenliğini tehlikeye düşürerek yola giriş yapıp hatalı bir şekilde geçiş yapmak istediği sırada meydana gelen olayda asli kusurludur. Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; 1.Duruma göre; A)Davalı sürücü ….’un %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, B)Davacı yaya ….’nın kusursuz olduğu, 2.Duruma göre; A)Davalı sürücü ….’un kusursuz olduğu, B)Davacı yaya ….’nın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu” kanaatini bildirir müşterek raporunu sunmuşlardır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı …. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun …. Tarih, …. Sayılı maluliyet raporunda; “1. … Hastanesi’nin 06/11/2012 tarih, …. sayılı adli raporunda; “Araç dışı trafik kazası ile geldiği, sol dizde hassasiyet mevcut olduğu, grafide sol tibia lateral plato kırığı olduğu, uzun bacak atele alındığı” bildirildiği;2. …. Hastanesi’nin 06/11/2012 tarihli epikriz raporunda; “Tibia üst uç kırığı tanısıyla yatış yapıldığı, sol lateral platodan insizyonlar girilip, kırığın redükte edildiği, proksimal tibia anatomik lateral plak ve vida ile osteosentez yapıldığı” bildirildiği; 3. …. Hastanesi’nin 10/11/2012 tarihli diz BT raporunda; “Tibia lateral platoda çökme tarzında eklem aralığına uzanan oblik seyirli parçalı fraktür hattı izlendiği, fibula proksimal uçta parçalı oblik kraniokaudal uzanımlı fraktür hattı izlendiği” bildirildiği; 4. Kurulumuzun 27/01/2021 tarihli muayenesinde; karşıdan karşıya geçerken mobilet çarptığını, Bağcılar EAH de sol bacağına plak takıldığını, yüzünden yaralanmadığını. Öğretmen olduğu için, ayakta ders anlatırken, yürürken, merdiven çıkarken çok zorlandığını, sol ayak 3.parmakta uyuşma olduğunu belirtmiş. Fiziki muayenede; sol cruris ön yüz, üst 1/3 de, 21cm uzunluğunda en geniş yeri 0.5 cm olan, sütür izi. Sağ üst kadranda X şeklinde 1×0.1 cm’lik, geçirilmiş safra kesesi operasyonuna bağlı nedbe. Umblikusun 13 cm üstünde, 2×0.2 cm boyutunda operasyon skarı. Ortopedi muayenesinde; Alt ekstremite uzunlukları sağ 82 cm, sol 82 cm olduğu, Sağ diz fleksiyon: 130 derece, ekstansiyon: 0 derece olduğu, Sol diz fleksiyon: 130 derece, ekstansiyon: 0 derece olduğu, Sağ ayak bileği dorsifleksiyon: 15 derece, plantar fleksiyon: 60 derece, inversiyon: 20 derece, eversiyon: 10 derece, Sol ayak bileği dorsifleksiyon: 15 derece, plantar fleksiyon: 60 derece, inversiyon: 20 derece, eversiyon: 10 derece, her iki cruris çevresinin 39 cm ve kas gücünün 5/5 olduğu, 5. Dosyaya ekli grafilerin incelemesinde; 21/03/2019 tarihli sol diz grafisinde, tibia lateral platoda kaynamış kırık sekeli, plakvida tespiti, diz eklem aralığı açık, eminencialarda düzensizlik ve sivrileşmeler tespit edildiğine göre; Sonuç; Mevcut belgelere göre, 1. …. kızı, 1971 doğumlu ….’nın 06/11/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup 24(öğretmen) kabul olunarak: Gr 1 XII (32a……..1)A %5 E cetveline göre %5.1 (yüzdebeşnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2. İyileşme(iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur “kanaatini bildirir müşterek raporunu sunmuşlardır.
Aktüerya Bilirkişisi …. tarafından düzenlenen 13/10/2021 havale tarihli raporda; “HMK’nın 280. Maddesi hükmünün gözetilmesi ve HMK’nın 259. Maddesi uyarınca her türlü hukuki takdir tamamen Sayın Mahkemelerine ait olmak kaydıyla; yukarıda arz ve izah edilen hususlar ile ilgili Kanun maddeleri ve dava dosyasına ibraz edilmiş olan deliller ve tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle yapılan bilirkişi incelemesinde, dava konusu somut olayda; TC Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan …. tarihli …. sayılı “Adli Tıp Raporu” na göre “…,1. Duruma göre; Davalı sürücü ….’un 96100 (yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu, Davacı yaya ….’nın kusursuz olduğu, 2. Duruma Göre; Davalı sürücü ….’un kusursuz olduğu, Davacı yaya ….’nın 0100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,…” sonuç ve kanaatine varıldığı, TC Adelet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan, 23.12.2020 tarihli …. sayılı “Adli Tıp Raporu” na göre; “…,E cetveline göre Vo5,1 (yüzdebeşnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği,…” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı, Rapor tanzim tarihi 5.10.2021 tarihi itibariyle; davacı mağdur ….’ya ilişkin olarak, a) Geçici işgöremezlik zarar tutarı olarak 0,00 TL, b) Sürekli işgöremezlik tazminat tutarı olarak toplam 92.856,56 TL, olmak üzere geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı olarak toplam 92.856,56 TL hesaplandığı, Kaza tarihinde, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /TRAFİK sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma ve tedavi teminatı ayrı ayrı 225.000 TL olduğu, Davacı vekili tarafından 1.000,00 TL tazminat talep edildiği, Davacı vekili tarafından talep edilen 30.000,00 TL manevi Tazminat talebi Sayın Mahkemelerinin takdirinde olduğu,” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 01/06/2022 tarihli raporda; “Davalı şirkete ait 2011-2012 yılı ticari defterlerinin TTK’ya göre, açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin TTK Madde 69-70/son 72/3 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı ve belirli kanuni şartları taşıdığı, sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, kanaatine varılmış ise de Nihai Takdir Sayın Mahkemenize ait olduğu, 2. İhbar Olunan ….San. Tic. Ltd. Şti.nin incelemeye katılmadığı ve incelemeye esas olmak üzere herhangi bir ticari defter ve kayıt ibraz etmediği, 3. Davalı şirket …. A.Ş. nin davaya konu taşıtı, satmak veya kendi faaliyetlerinde kullanmak için değil, kiralamak için tasarrufta bulunduğunun ticari defterlerden görüldüğü, 4. Kaza tarihi olan 06.11.2012 tarihi itibarı ile olaya konu aracın davalı …. A.Ş. tarafından ihbar olunan … Ltd. Şti. ye kiralandığı ve kiralama döneminin 2011 Eylül-2014 Mart arasında olduğu, olay sırasında söz konusu aracın işleteninin davalı …. A.Ş. nin olmadığı saptanmış olup, davaya konu taşıta ilişkin sorumluluğun değerlendirilmesi noktasında Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize ait olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genişletilmiş Trafik İhtisas Dairesi’nin … Tarih, …. Sayılı Kusur raporunda; “a- Davalı sürücünün kendi yönüne(sürücülere) hitaplı kırmızı ışıkta, davacı yayanın kendi istikametine(yayalara) yanan yeşil ışıkta yaya geçidinden geçtiğinin kabulü halinde; 1- Davalı sürücü ….’un %100(yüzde yüz) oranında kusurlu, 2- Davacı yaya ….’nın kusursuz, b- Davalı sürücünün kendi yönüne(sürücülere) hitaplı yeşil ışıkta, davacı yayanın kendi istikametine(yayalara) yanan kırmızı ışıkta yaya geçidinden geçtiğinin kabulü halinde; 1- Davalı sürücü ….’un kusursuz, 2- Davacı yaya ….’nın %100(yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,”kanaatini bildirir müşterek raporunu sunmuşlardır.

Davacı vekili 08/02/2022 tarihli dilekçesiyle dava değerini ıslah etmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, Adli Tıp Raporları, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu; Davalılardan …. Turizm Tic. A.Ş adına kayıtlı, davalılardan …. Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunduğu … plaka sayılı motorsikletin davalılardan ….’un sevk ve idaresindeyken 06/11/2012 tarihinde, davacıya çarpmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin dava olduğu görülmüştür.
Dava konusu miktar 122.856,56-TL’ dir.
Davalı sigorta şirketi tarafından, …. plakalı motorsiklete ilişkin başlangıç 12/09/2012, bitiş 12/09/2013 tarihli Motorlu Kara Taşıt Araçları Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta Poliçesinin celp edildiği görülmüştür. Kaza tarihi itibariyle mevcut bir poliçenin var olduğu görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan kusur, maluliyet ve hesap yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genişletilmiş Trafik İhtisas Dairesi’nin …. Tarih, ….Sayılı Kusur raporunda; “a- Davalı sürücünün kendi yönüne(sürücülere) hitaplı kırmızı ışıkta, davacı yayanın kendi istikametine(yayalara) yanan yeşil ışıkta yaya geçidinden geçtiğinin kabulü halinde; 1- Davalı sürücü ….’un %100(yüzde yüz) oranında kusurlu, 2- Davacı yaya ….’nın kusursuz, b- Davalı sürücünün kendi yönüne(sürücülere) hitaplı yeşil ışıkta, davacı yayanın kendi istikametine(yayalara) yanan kırmızı ışıkta yaya geçidinden geçtiğinin kabulü halinde; 1- Davalı sürücü ….’un kusursuz, 2- Davacı yaya ….’nın %100(yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu” kanaatine varılmıştır. Dosya kapsamındaki deliller, beyanlar, ceza mahkemesi hükmü ve kusura ilişkin bilirkişi raporları dikkate alındığında kazanın oluşumuna ve tarafların kusuruna ilişkin mahkememizce kesin, net bir belirleme yapılamadığından ve davalının tehlike sorumluluğu dikkate alınarak, kusur oranları %50 – %50 olacak şekilde paylaştırılmıştır. Takdiren davacının ve davalı ….’ un %50 kusurlu olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun …. Tarih, … Sayılı maluliyet raporunda; “Mevcut belgelere göre, 1. …. kızı, 1971 doğumlu ….’nın 06/11/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup 24(öğretmen) kabul olunarak: Gr 1 XII (32a……..1)A %5 E cetveline göre %5.1 (yüzdebeşnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2. İyileşme(iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur” şeklinde görüş bildirmiştir. Teknik incelemeye göre belirlenen bu iş göremezlik raporuna, mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 13/10/2021 havale tarihli raporda;” Davacı mağdur ….’ya ilişkin olarak, a) Geçici işgöremezlik zarar tutarı olarak 0,00 TL, b) Sürekli işgöremezlik tazminat tutarı olarak toplam 92.856,56 TL, olmak üzere geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı olarak toplam 92.856,56 TL” hesaplandığı görülmüştür. Hukuka uygun hesaplanan miktarın, davacının kusuru dikkate alınarak, %50′ si olarak 46.428,28 TL olduğu belirlenmiş ve davacının bu miktara hak kazandığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalı Murat, kazaya karışan aracı şoför olarak kullanmaktadır. Diğer davalı sigorta şirketinin de sigorta poliçesinin tarafı olduğu görülerek, davalıların kaza kapsamında meydana gelen maddi tazminat alacağından sorumlu oldukları mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalı …. Turizm Ticaret A.Ş’ nin, hükme esas alınan ve hukuka uygun bilirkişi raporu içeriğinden anlaşıldığı üzere, kazaya karışan motosikleti uzun süreli olarak kiraladığı anlaşıldığından, işleten sıfatı bulunmadığından, davacının bu davalıya karşı açmış olduğu davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacının, dava açarken tescil kayıtlarına itibar ederek davasını açmasından dolayı, davayı açarken haklı olduğundan, davacı aleyhine bu davalı yönünden maddi ve manevi tazminat talepleri açısından vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemiştir.
Davacı lehine hükmedilen maddi tazminat açısından, mahkememizce takdiri indirim ile kusur oranları belirlendiğinden ve davacının herhangi bir dahli ve kusuru da olmadığından, diğer davalılar … ve Sigorta şirketi açısından davacı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemiştir.
** Hakimin manevi zarar adı ile kazaya uğrayana verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması da gözetilerek, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda, tarafların sosyal ve ekonomik durumları olaydaki kusur durumu ve olayın oluş şekli, olay tarihi ve kaza olayı göz önüne alınmak sureti ile manevi zarar aşağıdaki şekilde belirlenmiş ve hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan tüm sebepler dolayısıyla aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı …. Turizm Ticaret A.Ş’ye karşı açmış olduğu davasının husumet yokluğu sebebiyle REDDİNE,
2-Davacının maddi tazminat davası yönünden davasının KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
A-46.428,28-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, Davalı …. yönünden kaza tarihi olan 06/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE, (davalı sigorta şirketinin 225.000,00TL poliçe limiti ile sorumlu olduğunun tespitine,)
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,

3-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
-5.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Davalı ….’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken toplam 3.513,07-TL karar harcından, dava açılırken alınan 529,41-TL peşin harç yargılama sırasında yatırılan 1.585,76-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.115,17-TL’ den mahsubu ile bakiye 1.397,90-TL harcın (Davalı ….’ un miktarın tamamından, davalı …. Sigorta Şirketi’nin ise 1.261,88-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılar …. Sigorta Şirketi ve Davalı ….’dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
-Davacı tarafından dava açılırken ve yargılama devam ederken yatırılan 2.462,67-TL harcın (Davalı ….’ un miktarın tamamından, davalı …. Sigorta Şirketi’nin ise 2.223,05-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılar …. Sigorta Şirketi ve Davalı ….’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan ATK fatura ücreti, bilirkişi ücreti, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 8.138,00-TL’sinin kısmen kabul – red oranları ve takdiren % 80′ i olan 6.510,40-TL’nin (Davalı ….’un miktarın tamamından, Davalı …. Sigorta Şirketi’nin 5.876,93-TL’sinden sorumlu olmak üzere) Davalı …. Sigorta Şirketi ve Davalı ….’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,(gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
6-Davalı …. şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
7- Kabul edilen maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin; Davalı …. Sigorta Şirketi ve Davalı ….’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE
8-Kabul edilen manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin Davalı ….’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Reddedilen manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil eden Davalı ….’a VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı ….. vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2023

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır