Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1146 E. 2018/727 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1146
KARAR NO : 2018/727

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2016
KARAR TARİHİ : 14/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, davalının 20/02/2014 tarihinden feshin gerçekleştiği tarihe kadar, iş sağlığı ve güvenliğine yönelik hizmetleri kanunun ve sözleşmenin öngördüğü şekilde tam ve eksiksiz olarak aldığını, davalının defalarca müvekkili şirketçe uyarıldığını, ancak buna rağmen yeterli ve gerekli önlemin davalı tarafından alınmadığını, sözleşmenin Beyoğlu …Noterliğinin 21/10/2016 tarih …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiğini, davalı borçlunun gerek sözleşmesel ilişkinin devamında gerekse fesih akabinde sözleşme gereği fatura edilen sözleşme hizmet bedelini ödemediğini, borçlunun ödeme emine karşı yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, davalı borçlunun Bakırköy …İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasındaki haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ettiği itirazının iptaline, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın Bakırköy …İcra Müdürlüğünün….Esas sayılı dosyası ile müvekkilinin aleyhine icra takibi başlatıldığını, yasal süresinde borca itiraz ettiklerini, bunun neticesinde takibin durduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, dava dilekçesini kabul etmediklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya Tapu Müdürlüğüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve Bakırköy …İcra Dairesine yazılan müzekkerelere cevap geldiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 14/11/2018 tarihli celsede davalarından feragat ettiğini beyan ettiği, davalı vekilinin de yine aynı celsede vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin bulunmadığını beyan etmiş olduğu görülmüştür.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Somut olayda, davacı vekilinin 14/11/2018 tarihli celsedeki feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan 492 Sayılı Harçlar Kanunun 22.maddesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu harcın 2/3’ü olan 23,93-TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin yatırılan 342,05-TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 141,61-TL harçtan mahsubuna, artan 459,73-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Talep edilmediğinden davalı yana vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere TARAF VEKİLLERİNİN yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 14/11/2018

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza