Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1136 E. 2022/626 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1136 Esas
KARAR NO : 2022/626 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/07/2016
KARAR TARİHİ : 17/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/12/2013 tarihinde …..’un sevk ve idaresinde bulunan mülkiyet ve işletmesi …..’e ait ….. plakalı halk otobüsünün, müvekkili … idaresindeki …..’a ait olan park halindeki ….. plakalı araca ve o an araç dışında bulunan müvekkili …’a kasten çarpıp kaçtığını, Bakırköy ….. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyasında görülmekte olan davanın temyiz aşamasında devam ettiğini, ceza dosyasında …..’un hüküm giydiğini, dosyanın temyiz edildiğini ve halen Yargıtay’da olduğunu, olay neticesinde müvekkili ….’a ait araçta hasar meydana geldiğini, toplam 5.522,62 TL’lik bir onarım gerektiğini, müvekkilinin bu onarımı kendisi karşıladığını, davalıların hiçbirinden herhangi bir ödeme alamadığını, olay neticesinde müvekkili …..’ta ikinci dereceden kemik kırığının tespit edildiğini, ayrıca müvekkiline ….. Hastanesince 30 günlük iş göremezlik belgesi verildiğini, müvekkilinin bu süre zarfında elini kullanamadığını, çalışma gücünü yitirdiğini, 30 günün ardından bile tam manasıyla düzelemediğini, işlerini görmekte zorlandığını, hastane masraflarının ve müvekkilinin çalışamadığı süre zarfında yitirdiği maddi kayıplarının hiçbir şekilde kendisine davalılar tarafından ödenmediğini, ödenmesinin teklif dahi edilmediğini, hastane masrafları, çalışmadığı süreler ve bedenen güç kaybı tazminatının müvekkiline ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin elinde kalıcı hasar mevcut olduğunu, elini tam olarak açamadığını, elinde ve avucunda iz kaldığını, TBK’nun 49. Maddesi gereği kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, ilgili yasa maddeleri gereği müvekkillerinin uğradığı maddi kaybın giderilmesi hususunda aracı kullanmakta olan …..’un, aracın işletmecisi …..’in, Belediye sınırları içinde toplu taşıma ve denetim yetkisi ….. Genel Müdürlüğü’ne ait olduğundan ve “…. ” yazı ve amblemi altında yolcu taşımacılığı yapıldığından ….. Genel Müdürlüğünün ve halk otobüsünün trafik poliçesini düzenlemiş olan ….. Sigorta A.Ş.’nin müteselsilen sorumlu olduğunu, kasten yaralama filinin gerçekleşmesiyle müvekkili …..’ın bedensel bütünlüğünün zarar gördüğünü ve müvekkili açısından da korku ve panik oluştuğunu, müvekkili ….. açısından manevi tazminat hakkı doğduğunu, yaşadıkları korku ve panik ile müvekkilinin vücudunda meydana gelen kalıcı hasarın yarattığı elem ve keder nedeniyle ….. için manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ….., ….. ve ….. Genel Müdürlüğünün manevi tazminatın yerine getirilmesinden müteselsilen sorumlu olduklarını bildirerek, fazlaya ilişkin alacakları saklı kalmak kaydıyla, ….. için şimdilik 500,00 TL maddi, ….. için de yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan alınıp müvekkillerine ödenmesine, toplam 7.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müteselsil sorumlu davalılar ….., ….. ve ….. Genel Müdürlüğünden alınıp müvekkili …..’a ödenmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davalılara bırakılmasına karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
Davalı ….. İşletmeleri Genel Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; kazanın gerçekleştiği iddia edilen ….. plakalı aracın ….. İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait bir araç olmadığı gibi ….. tarafından işletilen böyle bir araç olmadığını, söz konusu aracın bir “….. Otobüsü” olduğunun tespit edildiğini, söz konusu davada müvekkili kuruma husumet yönlendirilmesinin yerinde olmadığını, davanın ….. otobüsü malik ve işletenine yönlendirilmesi gerekirken müvekkili kuruma yönlendirildiğini, bu nedenle davanın husumetten reddi gerektiğini, ….. İşletmeleri Genel Müdürlüğünün, ….. Otobüslerinin işleteni olmadığını, ….. Otobüslerinin, otobüsün işleteni olan özel kişilerin başvurusu sonucu belli bir toplu taşıma güzergahında hat ruhsatı tesis edilmesi sonucu bu araçları kendi nam ve hesaplarına işletmekte olduklarını, kazaya neden olan aracın ….. otobüsü olduğunu, müvekkili idarenin, aracın maliki olmadığı gibi, aracı süreklilik arz edecek şekilde kendi nam ve hesabına ve tehlikesi kendine ait olmak üzere işletmesinin de söz konusu olmadığını, ….. Otobüsleri olarak çalışan araçların mülkiyetinin şahıslara ait olduğunu, aracı sevk ve idare eden personel ile de müvekkili idare arasında herhangi bir akdi, cezai veya hukuki ilişkinin mevcut olmadığını, söz konusu aracın müvekkili kurum tarafından işletilen bir araç olmadığından meydana geldiği iddia olunan kaza ile ilgili kurumlarının kayıtlarında herhangi bir bilgiye ulaşılamadığını, maddi tazminat konusundaki itirazları saklı kalmak üzere davacının, davalılardan sigorta şirketi hariç manevi tazminat talebinde de bulunduğunu, Borçlar Kanunu ve diğer ilgili mevzuat gereği müvekkili idareden manevi tazminat talebinde de bulunamayacağını, davacının talep ettiği manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, müvekkili idarenin maddi manevi tazminat taleplerinden sorumlu olmadığını, müvekkili idarenin sözleşme yaparak ve sözleşmenin kapsamına gerekli müeyyideleri yazarak bütün tedbirlerini aldığını, kamu denetiminin bulunduğu her noktada denetim yapan kurum için sorumluluk doğduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını bildirerek, müvekkili aleyhine açılan davanın öncelikle husumetten reddine, husumet itirazları saklı kalmak üzere gerek bu cevap dilekçesinde gerekse diğer deliller ve davacının cevaba cevap dilekçesi tebliğ edildiğinde yapacakları savunmalarının dikkate alınarak davanın reddine, davanın ….. Otobüsü sigortalısı …. Sigortaya ve Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarını, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müracaat şartının yerine getirilmediğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre davacının dava açmadan evvel müvekkili şirkete talebi ile ilgili yazılı başvuru yapması gerekirken doğrudan doğruya dava açmasının kanuna aykırı olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen ve kazaya karıştığı iddia edilen ….. plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 12.04.2013-12.04.2014 tarihleri arasında …. numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe kapsamında kaza tarihi itibariyle maddi zararlar için araç başına 25.000,00-TL, bedeni zararlar için kişi azami teminat limitinin 250.000,00-TL olduğunu, manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, teminat limitlerinin bildirilmesinin de davayı kabul anlamına gelmediğini, müvekkili şirket sigortalısının kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, taraf kusurlarının tespiti için adli tıp kurumundan kusur raporu alınmasının gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluğundan bahsedilebilmesi için davacının iddia ettiği sürekli sakatlık halinin adli tıp kurumu üçüncü ihtisas dairesinden alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, maluliyetten dolayı zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, davacının geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerinin poliçe kapsamında olmayıp müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, davacının geçici iş gücü kaybından doğan zararının ve bu dönemde gerçekleşecek bakıcı gideri zararlarının söz konusu poliçe kapsamında bulunmadığını, poliçenin yalnızca ölüm ve sakatlanma hallerini kapsadığını, geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerin teminat dışında olduğunu dolayısıyla buna yönelik taleplerden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğunun söz konusu olmadığını, geçici iş göremezlik hallerine ilişkin taleplerde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluğunun bulunduğunu, tedavi masrafları ve bu kapsamda değerlendirilen geçici iş göremezlik tazminatı ve kazanma gücü kaybı bakımından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, davayı kabul anlamında olmamakla, yaralanan ve/veya maluliyetinin olduğunu iddia eden davacının müterafik kusurunun tazminattan düşürülmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, manevi tazminat taleplerinin sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığından reddi gerektiğini, asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla bakıcı giderleri taleplerinin de maluliyet teminatından ödendiğini, bakıcı giderinin tamamından sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığını, bakıcı giderine ilişkin ek teminat bulunmadığından tazminatın tamamının maluliyet teminatı üzerinde bulunması gerektiğini, bu durumda kabul edilecek tüm tazminat kalemleri için teminat limitinin esas alınması gerektiğini, ayrıca talebi kabul anlamına gelmemek üzere; davacı tarafın aile birliği içinde bakım görüp görmediği ve bakıma ilişkin yapılan masrafların değerlendirmesi açısından Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 21.05.2013 …. E., … K. sayılı kararına göre bakıcı giderinin %50’sinin mahsubu gerektiğini, maluliyet tazminatı talep hakkının, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu için, ancak ve ancak malul kaldığını iddia eden kişi tarafından ileri sürülmesi gerektiğini, bunun aksi yönündeki taleplerin derhal reddi gerektiğini, talep edilen hasar bedelinin davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, davacının talebinin de fahiş olduğunu, bu tür sigortalarda asıl amacın zarar görenin uğradığı “gerçek zararın” giderilmesi olduğunu, gerçek zarar miktarının ispat külfetinin zarar görene ait olduğunu, müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulabileceğini ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu bildirerek, iş bu davadan önce müvekkili sigorta şirketine başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, talep edilen kazanç kaybı, gelir kaybı v.b. dolaylı zararların teminat dışında kalmasından ötürü davanın bu açıdan reddine, haksız ve hukuki mesnetten yoksun, fahiş ve kabul edilebilir olmayan maddi tazminat taleplerinin reddine, müvekkili şirketin sorumluluğunun yalnızca sigortalısının kusuru nisbetinde ve poliçe limiti ile sınırlı olduğundan Adli Tıp Kurumundan kusura ilişkin rapor alınmasına, kusur durumuna göre hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile bilirkişi incelemesi yapılmasına, emniyet kemeri takılmaması sebebi ile müterafik kusur indirimi yapılmasına, SGK’ya müzekkere yazılarak davacıya başkaca ödeme yapılıp yapılmadığının ve yapılmış ise hangi koldan ödeme yapıldığının sorulmasına, davacılara yapılmış olan ödemeler var ise tazminat güncellenerek güncellenen tutarın tazminattan indirilmesine, müvekkili şirket davanın açılmasına sebep olmadığından tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….. cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların yersiz ve mesnetsiz olduğunu, meydana gelen trafik kazasında kusurunun olmadığını, olay yerinden kaçmadığını, kaza sonrasında kaza mahalli kalabalık olduğu için güvenlik açısından oradan uzaklaştığını, karakola gidip durumu izah ettiğini, maddi ve manevi tazminat taleplerini kabul etmediğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
İhbar olunan ….. Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; motorlu araç kazalarından doğan maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak zamanaşımı konusunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinde düzenlenmiş olduğunu, dava konusu trafik kazasının anılan zamanaşımı süreleri geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddi gerektiğini, yeni yasal düzenlemeler gereğince zarar görenlerin doğrudan dava açma haklarının ortadan kaldırıldığını, dava öncesinde sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğu getirildiğini, müvekkili şirket tarafından dava konusu trafik kazasına karışan ….. plakalı aracın kasko poliçesinin tanzim edildiğini, söz konusu trafik kazasının meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kastı mevcut olduğundan iş bu dava nezdinde müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kaldı ki müvekkili şirket tarafından kasko poliçesi tanzim edildiğinden müvekkili şirketin maddi tazminata ilişkin olarak herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesi ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. Şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, kusur oranlarının tespiti için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunlu olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan ve maluliyet oranlarını gösterdiği ileri sürülen raporların, yargılama neticesinde müvekkili şirket aleyhine verilecek olası bir hükme esas teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu marifetiyle tespit ettirilmesi gerektiğini, haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebiyle açılacak maddi tazminat davalarında, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi ile haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesi ve ona göre tazminata hükmedilmesi gerektiğini, dava dilekçesindeki iddiaların soyut ve delillendirilmemiş ayrıca talep edilen tazminat miktarının da fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin faiz sorumluluğunun sınırlı olduğunu bildirerek, öncelikle müvekkili şirketin ihbar olunan sıfatını haiz olduğundan aleyhe hüküm kurulmamasına, aleyhe hüküm kurulacak olması halinde SGK tarafından yapılan-yapılacak ödemelerin müvekkili şirketin sorumluluğundan tenziline, kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına, davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına, tazminat oranı ve miktarının tespiti için, Hazine Müsteşarlığı Aktüerler Sicili’ne kayıtlı aktüer bilirkişiden rapor alınarak gerçek zararın tespit ettirilmesine, taraflarınca huzurda görülen davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan …. Sigorta Şirketi Vekili cevap dilekçesinde özetle; ….. plakalı araç için 04/04/2013 tarihinde …. nolu poliçe keşide edildiğini, ancak aynı poliçenin 12/04/2013 tarihinde iptal ve iade edildiğini, ….. plakalı aracın kaza tarihi olan 23/12/2013 tarihinde geçerli zorunlu Karayolları Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin müvekkili şirket nezdinde bulunmadığını, HMK ve Yargıtay kararları uyarınca, dava kendisine ihbar edilen kişinin davada taraf sıfatını kazanamayacağından aleyhine veya lehine hüküm tesis edilemeyeceğinin açık olduğunu bildirerek, arz ve izah ettikleri nedenler ve Mahkemece tespit edilecek gerekçelerle, davalının aracının kaza tarihinde geçerli poliçesi bulunmaması nedeniyle ihbar isteminin reddini ve ihbar olunan sıfatı uyarınca taraflarını bağlayıcı hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
Davacı tarafça davanın Bakırköy .. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esasında açılmış olduğu; Bakırköy .. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/12/2016 tarihinde kesinleşen 17/11/2016 tarih …. E. … K. Sayılı ilamı ile “…Davacı tarafından açılan dava trafik kazası nedeniyle davalı şirkete sigortalı aracın karıştığı kazada davacı ….’in yaralanması, davacı …’ya ait aracın hasar görmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Bu davada Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Şirketi de davalı gösterilmiştir. O halde dava Türk Ticaret Kanununun 1483 ve devamı maddelerinde sayılan hususlardandır. Türk Ticaret Kanununun 4.maddesine göre, bu kanundan doğan hukuk davaları ticari davalardır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi görevine girdiğini kabul etmek gerekir. Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 28/03/2013 tarihli, … esas ve karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır” gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Uyuşmazlığın, dava konusu hadiseden dolayı tarafların kusur durumlarının ne olduğu, araçta herhangi bir hasar oluşup oluşmadığı, oluştuysa bu hasarın dava konusu edilen kazayla bağlantısının olup olmadığı, eğer varsa ortaya çıkan hasarın miktarının ne olduğu, davacıların söz konusu kazadan kaynaklı olarak maddi ve manevi zararlarının ortaya çıkıp çıkmadığı, ortaya çıkmışsa bu zararların miktarının ne olduğu hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce davalı ….. vekilinin talebi üzerine HMK nun 61.maddesi uyarınca taraflar arasında rücu ilişkisi olması durumu nedeniyle dava …. Sigorta A.Ş.ne ve ….. plakalı aracın kasko sigortacısı ….. Sigorta A.Ş.ne ihbar edilmiştir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları kolluk vasıtası ile araştırılmıştır.
Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezine müzekkere yazılarak; 23/12/2013 tarihinde meydana gelen kazanın iş kazası olarak kabul edilip edilmediği, bu kazadan dolayı davacılara herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, iş göremezlik ödeneği ile peşin sermaye değerinin ödenip ödenmediği, ödenmiş ise ne kadar ödeme olduğu ve hangi tarihte ödendiği hususlarının araştırılarak Mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş; cevabi yazıda davacılar ile ilgili herhangi bir şahıs başvurusuna ve ödeme bilgisine rastlanılmadığı, ayrıca Medula sistemi üzerinde kaza tarihi itibariyle yapılan incelemede; davacı ….. adına herhangi bir sağlık kaydına rastlanılmadığı, davacı … adına Kurum ile anlaşmalı Hizmet Sunucuları tarafından fatura edilmiş tedavi giderlerini gösterir ayrıntılı Medula dökümlerinin sunulduğu, söz konusu tedavi kayıtları arasında 23/12/2013 tarihli trafik kazası ile ilgili tedavilerin Trafik Kazası Provizyon Tip ile Kuruma fatura edildiği bildirilmiş, müzekkere cevabı ve ekleri incelenerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
….. Hastanesinden; davacı …..’ın hastane nezdinde yapılan tetkik ve tedavi işlemlerini gösterir belgeler, tüm grafi, BT ve MR görüntüleri ile verilen raporların bir sureti, …. Hastanesinden davacının yapılan muayenesi sonrası düzenlenen ortopedi konsültasyon raporu, çekilen grafilere ait rapor ve grafi görüntülerinin yer aldığı CD celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.

…. Sigorta A.Ş.’den; …. numaralı sigorta poliçesinin ve ….. sayılı hasar dosyasının bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Davacı vekili tarafından bildirilen tanıklar mahkememizce bizzat dinlenilmişlerdir.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı … beyanında,” Ben … Caddesinde iş yeri işletmekteyim. Burası bir lokantadır. Olay günü dükkanın önünde duruyordum. …. bir arabanın arkasında büyük bir otobüs vardı. Bu otobüs düdük çalarak ve sellektör yaparak ….. marka arabanın arkasından geliyordu. Dükkanımın önünden 300-400 metre öte geçtiler. ….. marka araç sağa park yerine parketti. ….. marka aracın şoförü aşağı indi. Arkadan gelen otobüse eliyle devam et dedi. Otobüs şoförü direksiyonu sağa kırdı. Direk ….. marka aracın şoförüne ve aracın kendisine vurdu. Oradan otobüs şoförü sola kırdı ve düz devam etti. Az ilerde bir çocuğa daha çarpmış. Ben sonradan bunu öğrendim. Biz o esnada ….. marka aracın şoförü için ambulans çağırmakla meşguldük” demiştir.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı …. beyanında,” Ben hadise anında arabada eşimin yanındaki ön koltukta oturuyordum. Yolda seyir halinde gidiyorduk. İsmini hatırlamadığın bankanın önünde sol tarafta arabalar vardı. Eşim oraya arabayı park etti. Ben arabanın içinde oturuyordum. Eşim atm’den para çekmek için arabadan indi. Eşim atm’nin başındayken arkamızdan otobüs geldi. Kornaya bastı. Camı açtı ve eşime arabayı çekmesini söyledi. Küfür ettiğini duydum. Eşim arabaya bindi. Aynı cadde üzerinde ilerledik. Otobüs arkamızdan devam ediyordu. Otobüs aracımızı sıkıştırdı ve sellektör yaktı. Eşim aracımızı sağa çekti. Eşim daha ne istiyorsun diyordu. Eşim aracı sağa çekince aşağı indi. Otobüs şoförü eşimin üzerine sürdü. Kızım ve ben aracın içindeydik. Şoför bizim aracın yanında dışarda duran eşime çarptı, eşim savruldu. Bunun hemen akabinde de şoför bizim araca vurdu ve hızla kaçtı. Sonradan açılan ceza davasında bize çarptıktan çok kısa bir süre sonra bir kız çocuğuna da çarptığını öğrendik” demiştir.
Bakırköy … .Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas .. Karar sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş incelenmesinde; katılanların ….., … ve …, sanığın ….. olduğu, hakaret ve kasten yaralama suçlarından yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin 28/09/2021 tarih …karar sayılı kararı ile; “…Yapılan yargılama, toplanan deliller, sanık savunması, katılanların beyanı, tanıkların beyanı, mahkememiz kararı, bozma ilamı, adli raporlar, nüfus ve adli sicil kaydı ve tüm dosya kapsamı birlikte nazara alındığında; Olay tarihi olan 23/12/2013 tarihinde sanığın gündüzleyin meskun mahal içerisinde çift yönlü yolda Halk otobüsü ile seyrettiği, yolda ikinci sıra park eden katılan …’ın aracı nedeni ile aralarında tartışma çıktığı, bu sırada karşılıklı küfürleştikleri, katılanın aracına binip ilerlediği, sanığın halk otobüsü ile katılanı 300-400 metre takip ettiği ve her ikisinin araç içinden birbirlerine hakaret ve atışmalarına devam ettikleri, daha sonra katılanın aracını yolun sağına çekip park edip indiği sırada sanığın sevk ve idaresindeki aracı katılanın aracına sürerek sağ arka kısmından öne doğru sürterek çarptığı ve aracın yanında bulunan katılana da aracı ile vurarak ikinci derecede kırık oluşturacak şekilde yaraladığı, TCK nun 6/f -4 bendinde saldırı ve savunma amacı ile yapılmış olmasa bile, fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeylerin silah olarak tanımlandığı, yargıtayın yerleşik kararlarına göre de otomobil yada araç ile kişilere kasıtlı olarak vurularak yaralaması halinde otobüs veya otomobilin silah olarak kabul edildiği, sanığın silahtan sayılan otobüsü katılan ….’ın üzerine sürerek dosya arasında mevcut Bakırköy Adli Tıp Şube Müdürlüğünün … tarihli raporu kapsamına göre hayati tehlike oluşturmayacak BTM ile giderilemeyecek kırıkların hayat fonksiyonlarına Orta (2) derecede etkileyecek nitelikte yaraladığı” gerekçesiyle sanığın katılan …..’a karşı kasten yaralama suçunu işlediği sabit görülerek neticeten 1 Yıl 1 Ay 3 Gün Hapis Cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 04/11/2021 tarihinde kesinleştiği, sanığın …..’a karşı hakaret suçunu işlediği sabit görülerek neticeten 29 Gün Adli Para Cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 27/10/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası davacının iddiası, davalı taraf savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre davaya konu kazada tarafların kusur oranlarının tespiti bakımından kusur konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor dosyaya ibraz edilmiş, 05/01/2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “…Önceden teknik olarak belirlenmiş hukuk normunu ( Şerit izleme, hızın koşullara uygunluğunun sağlanması kurallarına) ihlal ile en ilkel (basit) dikkat ve özeni göstermediğinden kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında önemli derecede etkili olan ….. plakalı davalı otobüs sürücüsü …..’un %75 oranında asli kusurlu olduğu, yol ve trafik durumuna göre dikkatli bir sürücünün göstermesi gereken özeni göstermeyen, araçlara binme kurallarını yeterince dikkate almayan bu sebeple de kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında payı olduğu değerlendirilen ….. plaka sayılı otomobil sürücüsü davacı …..’ın %25 oranında tali kusurlu olduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası davacı …..’ın haksız fiil iddiasından kaynaklanan sürekli ya da geçici iş göremezlik durumu olup olmadığı, malul kalıp kalmadığı, maluliyetinin kalıcı olup olmadığı, kalıcı ise maluliyet oranının tespiti hususunda rapor düzenlenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulunun 11/07/2018 tarih ve …. Sayılı raporunun sonuç kısmında; “… oğlu, 01/01/1981 doğumlu …..’ın 23/12/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11/10/2008 tarih 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş görmezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği” şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
ATK raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı ….. vekili ile davalı … Sigorta vekili tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş, davacılar vekili tarafından 26/12/2018 tarihli celsede maluliyete ilişkin bir talepleri olmadığına ilişkin beyanda bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve dosya kapsamı belgeler üzerinde inceleme yapılarak; meydana gelen kazada ….. plakalı araçta meydana gelen hasar miktarının tespiti hususlarında rapor düzenlenmek üzere bilirkişi …’na tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından 03/04/2019 havale tarihli rapor tanzim edilerek mahkememiz dosyasına ibraz edilmiştir.
03/04/2019 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu kapsamında maddi hasarlı trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, söz konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu, dava konusu kazalı araçta 3.172,05-TL (KDV hariç, işçilik dahil) hasar oluşmuş olduğu, hasarın meydana geliş sebebi ile gerçek hasar miktarı arasında illiyet bağının bulunduğu, söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte yaklaşık (7) iş günü süreceği” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili, ihbar olunan ….. sigorta vekili ile davalı …. sigorta vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Mahkememiz dosyası, ATK … İhtisas Kurulunun 11/07/2018 tarih ve …. Sayılı raporu doğrultusunda, davacı …..’ın haksız fiil sonucu uğradığı geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının tespiti için aktüerya bilirkişisi ile doktor bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilmiş, Aktüerya Hesap Bilirkişisi … ve İç Hastalıkları Uzmanı bilirkişi Dr. ….. tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş, 06/03/2020 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “…Davacı …..’ın dava konusu kazayla ilgili tedavilerinin Kamu Hastanelerinde yapılmış olduğu, bedellerinin de SGK tarafından, SUT bedeli üzerinden ödenmiş olduğu, davacının 02/08/2016 tarihinde ….. Hastanesinde KBB polikliniğine yaptırdığı muayenenin dava konusu kazayla illiyet bağının bulunmadığı ve davacının talep edebileceği tedavi giderinin bulunmadığı, davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 1.985,96-TL olduğu, temerrüt başlangıcının dava tarihi ve faiz nevinin yasal faiz olduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı ….. ile davalı sigorta vekilleri tarafından rapora karşı itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Davacı vekili UYAP Bilişim Sistemi üzerinden gönderdiği 02/10/2020 tarihli dilekçeleri ile dava değerini artırarak davacı ….. yönünden maddi tazminat taleplerini 1.985,96-TL.ye; davacı ….. yönünden maddi taleplerini 3.743,01-TL.ye çıkartmış ve aynı tarihte ıslah harcını ikmal etmiş, ıslah dilekçeleri davalılara tebliğ edilmiş, davalılar ….. ve ….. Sigorta vekilleri ile ihbar olunan ….. Sigorta vekili tarafından ıslaha karşı itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 Sayılı TBK’nun 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olup; aynı Kanunun 56/1. fıkrasında da, bir kimsenin bedensel bütünlüğün zedelenmesi durumunda zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği, hüküm altına alınmıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni de doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Müteselsil sorumluluğun hukuki sonuçları TBK’nun 61, 62, 106, 155, 162, 163, 166, 168. maddelerinde düzenlenmiştir. Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur.(TBK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder.(TBK 163/2) Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.(BK163/1)
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy .. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas …. Karar sayılı dosyası, tanık beyanları, Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulunun 11/07/2018 tarih ve …. Sayılı raporu, 03/04/2019 havale tarihli bilirkişi raporu, 06/03/2020 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davanın haksız fiil iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu; Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas … K. Sayılı ilamının delillerin değerlendirilmesi ve ulaşılan kanaat bölümünde açıklandığı üzere ” Olay tarihi olan 23/12/2013 tarihinde sanığın gündüzleyin meskun mahal içerisinde çift yönlü yolda Halk otobüsü ile seyrettiği, yolda ikinci sıra park eden katılan …’ın aracı nedeni ile aralarında tartışma çıktığı, bu sırada karşılıklı küfürleştikleri, katılanın aracına binip ilerlediği, sanığın halk otobüsü ile katılanı 300-400 metre takip ettiği ve her ikisinin araç içinden birbirlerine hakaret ve atışmalarına devam ettikleri, daha sonra katılanın aracını yolun sağına çekip park edip indiği sırada sanığın sevk ve idaresindeki aracı katılanın aracına sürerek sağ arka kısmından öne doğru sürterek çarptığı ve aracın yanında bulunan katılana da aracı ile vurarak ikinci derecede kırık oluşturacak şekilde yaraladığı … “şeklindeki açıklamalardan olayın taksirle değil kasten meydana gelmiş olduğunun belirlendiği; kazaya karışan ….. plakalı aracın kaza tarihinde geçerli ZMSS poliçesinin davalı … Sigorta A.Ş. tarafından tanzim edildiği; zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında trafik kazasının tanımında kasten çarpmanın ayrık tutulmadığı, aracın maliki olmakla işleten sıfatının kazanıldığı, KTK madde 85’de işletenin sürücünün eylemlerinden kendi kusuru gibi sorumlu olacağının düzenlendiği, KTK madde 86’da düzenlenen sorumluluktan kurtulma halinin somut olayda gerçekleşmediği, bu nedenle işletenin söz konusu olayda sorumlu olduğu, motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olunması halinde hiç bir ayrım yapılmaksızın işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen sigortacının da sorumlu tutulması gerektiği, davalı ….. her ne kadar ….. otobüsünün maliki olmasa da ….. otobüsleri tamamen bağımsız olmayıp, davalı …..’nin denetim ve kontrolünde olduğundan davalı …..’nin halk otobüsünün sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi ve otobüsün maliki ile birlikte işleten sıfatı ile sorumlu olacağı değerlendirilerek; davalıların, davacıların olay nedeniyle maruz kaldığı maddi zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; Adli Tıp Kurumu ….. İhtisas Kurulunun 11/07/2018 tarih ve …. Sayılı raporu ile davacı …..’ın 23/12/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş görmezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş bildirildiği, (davacı vekili maluliyete ilişkin bir talepleri olmadığına ilişkin beyanda bulunmuştur); 06/03/2020 tarihli raporda davacı …..’ın nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 1.985,96-TL olarak hesaplandığı, 03/04/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda davacı …..’a ait araçta meydana gelen olay nedeniyle 3.172,05-TL (KDV hariç, işçilik dahil) hasar oluştuğunun tespit edildiği, yapılan hesaplamaların usul ve yasaya uygun olduğu görülmekle; geçici işgöremezlik tazminatından kusurlu sürücü ve işletenin yanında ZMSS poliçesini düzenleyen şirketin de sorumluluğu kapsamı içerisinde bulunduğu gözetilerek davacıların maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı kabulüne karar verilmiş; manevi tazminat davası yönünden ise olayın meydana geldiği tarih, olayın gerçekleşme şekli, yeri, davalı sürücünün kastı, davacının yaralanma derecesini gösterir Adli Tıp Kurumu … . İhtisas Kurulunun 11/07/2018 tarih ve …. Sayılı raporu, manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme ve fakirleşme aracı olmaması, tarafların sosyal ekonomik durumları, hakkaniyet ilkesi ve sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3.000-TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A-Maddi tazminat talepleri yönünden:
1-Davacı …..’ın maddi tazminat davasının KABULÜ ile; 3.743,01-TL tazminatın 23/12/2013 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı sigorta şirketi poliçe teminat limitiyle sınırlı ve hükmolunan tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek koşuluyla sorumlu tutulmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle adı geçen davacıya verilmesine,
2-Davacı …..’ın maddi tazminat davasının KABULÜ ile; 1.985,96-TL tazminatın 23/12/2013 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı sigorta şirketi poliçe teminat limitiyle sınırlı ve hükmolunan tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek koşuluyla sorumlu tutulmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle adı geçen davacıya verilmesine,
B)Manevi tazminat talebi yönünden:
1-Davacı …..’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; 3.000,00-TL manevi tazmanatın 23/12/2013 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ….., ….. ve …..’den müştereken ve müteselsilen tahsiliyle adı geçen davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca maddi ve manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken toplam 596,27-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 37,58-TL peşin harç ile 38,69-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 520,00-TL harcın (Davalı ….. Sigorta A.Ş bu miktarın 391,34-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Davacılar tarafından yatırılan 37,58-TL peşin harç, 29,20-TL başvurma harcı ve 38,69-TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacı tarafça yapılan 568,50-TL adli tıp faturası, 2.800,00-TL bilirkişi ücreti, 75,00-TL keşif yol gideri, 221,80-TL keşif harcı, 840,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 4.505,30-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanıp takdir olunan 2.972,76-TL’nin (Davalı …. Sigorta A.Ş bu miktarın 1.951,07-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, kalan miktarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davalı ….. Genel Müdürlüğünce yapılan 155,50-TL posta giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanıp takdir olunan 54,42-TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya ödenmesine, kalan miktarın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
Davalı ….. tarafından yapılan 56,90-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanıp takdir olunan 19,91-TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya ödenmesine, kalan miktarın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacılardan ….. kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden AAÜT gereğince hesaplanıp takdir olunan 3.743,01-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …..’a ödenmesine,
Davacılardan ….. kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 1.985,96-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …..’a ödenmesine,
Davacılardan ….. kendisini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 3.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar ….., ….. ve … Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …..’a ödenmesine,
Davalı ….. kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacılardan …..’ın manevi tazminat talebinin kısmen reddedildiği dikkate alınarak A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 3.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …..’dan alınarak bu davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; Maddi tazminat yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere, manevi tazminat yönünden 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı ….. vekilinin e duruşma vasıtası ile yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2022

Katip ….
¸

Hakim ….
¸