Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1131 E. 2020/843 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1131 Esas
KARAR NO : 2020/843

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 22/12/2016
KARAR TARİHİ : 28/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin ortağı olan davalı şirketin ticaret siciline tescil edildiğini, şirketin toplamda üç ortakla kurulduğunu, müvekkil şirketin kurulum aşamasında sözleşmede belirtilen şekilde üzerine düşen 50.000,00 TL sermaye payına ilişkin bedeli ödediğini, müvekkilin söz konusu şirket ortaklığından çıkmasını gerektirecek haklı sebepler olduğunu, şirketin tam anlamıyla …’ın istediği şekilde yönetildiğini ve pay çokluğunu elinde bulundurmasına rağmen …’ca şirketin yapması ön görülen işlerin onun belirlediği fiyattan yapıldığını, müvekkilin söz konusu anlaşmalardan dolayı itiraz etmediğini, müvekkil ile …’ın ortağı olduğu … İç Mimarlık İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketiyle anahtar teslim ev dekorasyon işini birlikte üstlendiğini, …’ın ortağı olduğu şirkete müşterilerden aldığı ödemeden daha çok pay ayırmakta olduğunu ve işin ücretine ilişkin tüm indirimleri müvekkilin ortağı olduğu davalı şirket üzerinden yapmakta olduğunu , davalı şirket ortağı …’ın yaptığı usulsüzlüklerin mevcut olduğunu, ortak olduğu diğer şirket … İç Mimarlık İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne şişirme bedellerle tamamen kendi menfaatine olacak şekilde faturalar keşide edildiğini, söz konusu keşide edilen faturaların bedelinin tespit edebildikleri kadarıyla 95.496,50 TL olduğunu, faturaların müşterek imza yetkisine rağmen müvekkilin bilgisi dahilinde olmadan …’ın ortağı olduğu diğer şirketin menfaatine ve müvekkille birlikte ortak olduğu şirketin aleyhine olacak biçimde keşide edildiğini, söz konusu durumdan dolayı müvekkilin şahsen de sorumlu olduğu bir verdi borcu doğduğunu, …’ın müvekkil şirketi zarara uğratmak için elinden geleni yaptığını, söz konusu faturalarda yazan bedellerle ilgili herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilin bu durumdan dolayı ortaklıktan çıkmak istediğini, bu sebeplerle müvekkilin davalı şirket ortaklığından çıkmasına ve pay bedelinin kendisine ödenmesine, müvekkilin dava tarihi itibariyle şirket işlemlerinden doğan hak ve borçlarının ve dahi müspet veya menfi kendisini etkileyecek tüm işlemlerin dondurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,TTK’nun 638/2’nci maddesi uyarınca açılan limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma ve çıkma payı ödenmesi istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler …. ve … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda;Dosyanın mevcut durumu itibari ile davacı limited şirket ortağının şirketten çıkma talebinin kabulünü haklı kılan sebeplerin (TTK. 638/2) mevcut olduğunu, Halkalı Vergi Dairesinden gelen tarh dosyasına göre, davacının kâr ve çıkma payı miktarının tespitinin mümkün olmadığı, davalının da ticari defter ve belgelerini sunmadığı, bu nedenlerle davacının talep ettiği hesaplamanın yapılamadığı, kar payı dağıtılması konusunda genel kurulun takdir yetkisinin olduğu, kar sahiplerinin buna ilişkin dava açabileceği, davacının kâr talebi istemli davası bulunmadığı, davalı şirketin kar payı dağıtım kararı almadığı, böyle bir önerisi olmadığı, şirketin faal olmadığı, resen terk işlemi yapıldığı, işletme konusunun da imkansız hale geldiğinden davalı şirketin feshine karar verilmesi gerektiğini bildirdikleri görülmüştür.
Halkalı Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkereye verilen cevapta,davalı şirketin faal olmadığını resen terk işlemi yapıldığını bildirildiği görülmüştür.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davacı,haklı sebeplerin varlığı iddiasıyla davalı şirketten çıkmasına izin verilmesini talep etmiştir.
Yasada haklı nedenler açıkça belirtilmemiş ise de, ortaklık anlayışını ortadan kaldıran, bireysel çıkarlara yönelen, ortaklar arasında kişisel ve grupsal çıkarların ön plana çıktığı ve ortaklık amacının gerçekleşmesi olanağının bulunmadığı durumların varlığı halinde haklı nedenlerin oluştuğunun kabulü gerekir.
Ancak bilindiği üzere adı geçen maddede verilen örnekler sınırlayıcı değildir. Söz konusu örnekler yanında uygulamada limited ortaklığa dair haklı sebepler tespit edilmiştir. Genel anlamda ortakların davranışları limited ortaklığın faaliyetlerini önlcyecek. zarara uğratacak yahut karşılıklı güveni sarsmış vc ortaklar artık bir arada olamayacaklar ve ortaklık faaliyetlerini sağlıklı şekilde yürütemeyecekler ise haklı sebeplerin varlığını kabul gerekir Özellikle aile şirketi niteliğinde limited şirketlerde kişisel bağların ve birlikte çalışma niyeti affectio societatis’in sıkılığı göz önünde bulundurulursa kişisel sebeplerin de birer haklı sebep teşkil edebileceği anlaşılacaktır.Nitekim Yüksek Mahkemenin uygulamasında da pek çok çeşitli ve hatta kişisel sayılabilecek olgunun limited ortaklığın feshinde haklı sebep olarak yorumlandığı görülecektir.Örnek olarak, şirket mükellefiyetlerinin yerine getirilmemesi, rekabet yasağının ihlâli,sadakat borcuna aykırı hareketler,şirket defterlerinin düzgün tutulmaması gibi ortaklığa ilişkin sebepler yanında diğer ortaklar ve yakınlarına rencide edici sözler söylemek, haksız fiilde bulunmak tutuklanma gibi sebeplerle ortaklık işlerinden uzak kalma ve boşanma gibi kişisel sebeplerin de uygulamada lıaklı sebep olarak nitelendirildiği görülmüştür.
Haklı sebebin, genel manada, sürekli bir borç ilişkisine devam etmeyi dürüstlük kuralı gereği çekilmez hale getirdiği kabul edilebilen hukuki olgular olarak ifade edildiği göz önünde bulundurulacak olursa; ortaklıklar hukukunda haklı sebep tanımı yapılırken “çekilmezlik” olgusunun, paydaşlan ortak olmaya yönelten nedenlerin ortaklık maksadının gerçekleşmesini imkânsız yahut aşırı miktarda güçleştirecek biçimde ortadan kalkması alarak somutlaştırıldığı söyleyebilir. (Ayrıntılı bilgi için bkz. Nuri ERDEM, Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, İstanbul, 2012, s. 23 vd, s. 70 vd).
Somut olayda,davalı şirketin herhangi bir ticari varlığına rastlanılmamış,uzun süreden beri faal olmadığı, ana sözleşmesine göre amaç ve konusunu gerçekleştirmediği, herhangi bir gelir (kâr payı) elde etmediği anlaşılmış olup davacının şirketten ayrılması için haklı sebebin oluştuğu kanaatine varılarak davacının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi talebinin kabulüne,ancak şirketin kar payı dağıtımı Genel Kurul kararı olmaması, pay sahiplerince buna yönelik dava açılmamış olması davacının şirket müdürü de olduğu dikkate alınarak çıkma pay talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile, davacı ortağının, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil numarasında kayıtlı … Mobilya Tasarım İthalat İhracat San ve Tic. Ltd. Şti ortaklığından çıkmasına İZİN VERİLMESİNE,
2-Davacının çıkma payı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan ¨29,20 harcın mahsubu ile bakiye ¨25,50 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından ödenen ¨29,20 Başvurma Harcı ile ¨29,20 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yapılan 197,85 TL posta gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 2.197,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 28/10/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza