Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1130 E. 2021/801 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1130 Esas
KARAR NO : 2021/801

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 06/01/2012
KARAR TARİHİ : 10/09/2021
GER. KARAR TARİHİ : 06/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin …… sporcusu olup, pek çok uluslararası organizasyonda ülkesini başarıyla temsil ettiğini, 28 Kasım – 7 Aralık 2011 tarihleri arasında … tarafından …’de düzenlenen Dünya Şampiyonasında yarışarak derece alması durumunda 2012 Londra Olimpiyatları elemelerine katılmadan direkt katılmayı amaçladığını, müsabakalara katılmak üzere … uçağı ile Dubai’ye gittiğini, yolculuk esnasında yarışta kullanacağı bisikleti de … uçak bagaj kadrosuna teslim ettiğini, 28 Kasım 2011 sabah saat 05.00 sularında Dubai’ye iniş yapan müvekkilinin yarışş bisikletini teslim aldığında kılıfının yırtılmış olduğunu gördüğünü, kılıfından çıkardığında ise tekerlekli sandalyesinin çeşitli darbeler alarak kullanılamaz duruma geldiğini tespit ettiğini, yarışlarda hasarlı ve kırık olan yarış bisikleti ile yarışmak durumunda kalan müvekkilinin araçtaki hasar nedeniyle yeterli ve tam performans sergileyemediğini, 2012 Londra Olimpiyatlarına direkt katılma şansını kaçırdığını, bisikletin değerinin 15.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin yürüme engelli olup geçimini sporla karşıladığını, …’nin ihmali ve kendine emanet edilen bagajları yeterince koruyamaması nedeniyle eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılama konusunda sıkıntı içine düştüğünü, müvekkilinin olimpiyatlara hazırlanırken de 5.000,00 TL masraf yaptığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL bisikletin değeri, 5.000,00 TL yapılan masraflar ve 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 30.000,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olaya 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, dava konusu ihtilafın taşıma akdinden kaynaklandığını, taşıma işlerinin ticari işletme faaliyeti olduğunu, bu nedenle görev itirazında bulunduklarını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, …. Karar 04/09/2015 tarihli görevsizlik kararı ile dosya mahkememizin …… sayılı esasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 21/11/2017 tarihli duruşmasında davacı tanığı dinlenmiş olup;
Davacı tanığı ……. beyanında: Davacı benim antrenörüm olur, yarışlara katılmak üzere Dubai’ye gitmek üzere havaalanına gittik, biletlerimizi de … ‘den almıştık, yarışlara katılacağımız yarış sandalyelerimizi … ‘na teslim ettik, Dubai’ye vardıktan sonra görevliler sandalyelerimizi bize getirdi, kontrollerimizi yaptık, benim sandalyemde bir hasar yoktu, sandalyeleri … teslim ederken biz kendimiz sarılmış vaziyette teslim ettik, sandalyeler karton kutuya sarılmıştı, ancak davacının sandalyesi geldiğinde karton kutunun dışında hasar vardı, karton kutu dıştan darbe aldığı için yamulmuştu, biz karton kutuyu açtığımızda sandalyenin kırık olduğunu gördük, görevlilileri çağırdık o anda kimse bizimle ilgilenmedi, yapacak bişey olmadığının tarafımıza söylendiğinden sandalyeyi alıp gittik, yarışlara ben katıldım, ancak antrenörüm olan davacı yarışlara katılmadı, davacının sandalyesinin bu şekilde kırılmış olması nedeniyle morali sıfıra indi, zira bu yarışlara katılmak için kendisi çok büyük emek sarfetmişti, yarışlara katılamadı, emekleri boşa gitti, onca hazırlığı boşa gitti, daha sonra yarışlardan sonra Türkiyeye döndük, davacıya ait sandalyeyi yanımıza getirdik, daha sonra … başvuruda bulunduk, kimse ilgilenmedi bildiğim kadarıyla bunun üzerine işbu dava açıldı, Biz sandalyeleri teslim ederken bunların kırılacak eşya olduğunu bildirmiştik, ancak Dubai’ye vardığımızda sandalyenin sarılı olduğu kutu üzerine kırılacak eşya olduğuna dair herhangi bir amblem … tarafından yapıştırılmamıştı, ayrıca fedarasyon bu sandalyelerden talep üzerine maliyeti yüksek olduğu için sadece 1 adet vermektedir, çok uzun süre ikincisini vermemektedir, benim bilgim görgüm bundan ibarettir dedi.
Mahkememizin 04/12/2018 tarihli duruşmasında; dosyanın taşıma bilirkişisi … ile makina mühendisi bilirkişi ….’e tevdi edilmesi suretiyle davalının taşıyıcı olduğu taşıma sırasında davacının bisikletinin hasarlanması nedeniyle davacının bisiklet bedeli ile talep ettiği yol masraflarından dolayı davalının sorumlu olup olmadığı, sorumluluk mevcut ise davacının talep edebileceği tazminat miktarının tespiti bakımından rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 26/03/2019 tarihli raporda; Montreal Konvansiyonu m. 31’e göre taşıyıcı tarafa 7 günlük süre içinde herhangi bir bildirim veya ihbar yapıldığına dair belge sunulmamış olup, ihbar süresine uyulmaması halinde taşıyıcı aleyhine dava açılamayacağı hususunun taktir ve değerlendirmesi mahkemede olarak, Davalı taşıyıcı …’nın hasardan sorumluluğu olduğu, rapor tarihi itibariyle Montreal Konvansiyonuna uygun olarak sorumluluk sınırları çerçevesinde davalı taşıyıcının sorumluluğunun üst sınırı (1131.SDR – Özel çekme Hakkı) 9.121,28.TL olduğu, Davacının hasarlı bisikleti için hesaplanan 6.000.TL gerçek zarar olarak kabulü halinde, üst sınırı aşmayan bu maddi tazminatın davalının sorumluluğunda olabileceği, davacının talep ettiği manevi tazminatın değerlendirmesinin mahkemenin takdirinde olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 03/12/2019 tarihli duruşmasında; Dosyanın günsüz olarak bilirkişiye tevdi edilmesi suretiyle tarafların bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi bakımından ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlen 19/02/2019 tarihli ek raporda; kök rapordaki görüş ve kanaatin devam ettiği belirtilmiştir.
…… yazılan müzekkerelere cevap verildiği görülmüştür.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, taraf beyanları, gelen müzekkere cevapları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, bedensel engelli sporcu olan davacının İstanbul’ dan Dubai’ ye yapılan uçuş sırasında tekerlekli yarış sandalyesinin hasar görmesi sebebiyle bisiklet değeri, yarış masrafları ve manevi tazminat isteminden ibarettir.

Taraflar arasındaki, uçuş sırasında tekerlekli yarış sandalyesinin hasar görmesi sebebiyle bisiklet değerinin tahsili istemine ilişkin ihtilafa, Montreal Sözleşmesi hükümleri uygulanacağı; taşıyıcının ödemekle yükümlü olduğu tazminatın, konvansiyanda belirtilen sınırlar dahilinde kalmak üzere gerçek zarara göre hesaplanması gerektiği ve gerçek zararın, iddia eden tarafından ispat edilmesi gerekmektedir.
* …… yazılan müzekkereye verilen cevaptan anlaşıldığı üzere, hasara uğrayan bisikletin davacının kulübü tarafından kendisine tahsis edildiği; bu bisiktelin davacının mülkiyetinde bulunduğunun davacı tarafça ispat edilemediği ve yine sunulan kayıtların bisiklet faturası olmadığı, bu bisiklete biçilen fiyata yönelik bir belge (fiyat teklifi) olduğu görülerek, davacının bisikletin maliki olduğunu ispat edemediğinden, bu talep yönünden davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki yarış masrafları ve manevi tazminata yönelik istemler, 6098 sayılı TBK. nun m. 49 ve devamında düzenlenen haksız fiil nedeni ile oluşan maddi ve manevi zararın tahsiline ilişkindir.
Taraflar arasında tartışma konusu olan husus, meydana gelen bisikletteki zararda kusurun kimde olduğu, ne oranda olduğu, maddi ve manevi zarar şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarının ne kadar olduğu noktasındadır.
Dosya kapsamı dikkate alındığında, yargılamaya konu bisikletin davalının gerçekleştirmiş olduğu uçuştan kaynaklı olarak hasara uğradığı ve davacının bu hasardan kaynaklı herhangi bir kusurunun bulunmadığı, tüm kusurun davalıya ait olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
6098 Sayılı TBK’nın 50/2. maddesine göre, uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa Hakim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyebilecektir.
* Bu madde gereğince; Hakim, bu kalemdeki yarış masrafları alacağına hakkaniyet ilkesi gereği kendisi de karar verebileceğinden bilirkişi raporu alınmasına gerek dahi bulunmamaktadır. Davacının yarışma öncesindeki süreçte ulaşım gideri, yeme-içme vb gideri yapmış olduğu muhakkaktır. Yine ……. tarafından bildirilen 14/05/2019 tarihli cevabi yazıda, talep edilen miktardan daha fazla kişisel gideri olabileceğinin de bildirildiği gözönünde bulundurulduğunda, davacı lehine 5.000,00 TL belgesiz yarış masrafları gideri tespiti hakkaniyete uygun bulunmuştur.
** Hakimin manevi zarar adı ile davacıya verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması da gözetilerek, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda, tarafların sosyal ve ekonomik durumları olaydaki kusur durumu ve olayın oluş şekli, olay tarihi ve kaza olayı göz önüne alınmak sureti ile manevi zarar aşağıdaki şekilde belirlenmiş ve hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan tüm sebepler dolayısıyla aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının bisikletten kaynaklı hasara yönelik açmış olduğu davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2- 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- 5.000,00 TL yarışlar için harcanan masrafın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.024,65 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
– Davacı tarafça sarf edilen toplam 3,30 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.545,00 TL yargılama giderinin kısmen kabul – red oranı ve takdiren %50′ si olan 772,50 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Davalı tarafından sarf edilen posta masrafı olmak üzere toplam 50,00 TL yargılama giderinin kısmen kabul – red oranı ve takdiren %50′ si olan 25,00 TL’ sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
– Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın yatıran tarafa İADESİNE,
5- Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/09/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza