Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1094 E. 2018/149 K. 12.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1094
KARAR NO : 2018/149

DAVA : Rücuen Tazminat (Zorunlu Sigortacının Kendi Sigortalısına Rücusundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2016
KARAR TARİHİ : 12/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan rücuen tazminat (zorunlu sigortacının kendi sigortalısına rücusundan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının maliki bulunduğu …plaka sayılı aracın müvekkili şirket tarafından …. nolu trafik sigorta poliçesi ile 21/05/2015-21/05/2016 tarihleri arasında sigorta ettirildiğini, aracın 11/06/2015 tarihinde ehliyetsiz sürücü …’in sevk ve idaresinde iken…. plakalı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasında ….’nun ağır şekilde yaralandığını, olay mahallinde tutulan trafik kazası tespit tutanağına göre davalı …plakalı araç sürücüsü …’in ehliyetsiz olarak kazaya ve ….’nun yaralanmasına asli ve tam kusurlu olarak sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, trafik sigorta poliçesi genel şartları 4/C hükmüne göre; “tazminatı gerektiren olay, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmiş ise” sigortacının, sigorta ettirene rücu edebileceğini kabul ettiğini, …. tarafından müvekkili şirket aleyhine Bakırköy … AsliyeTicaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile açılan davada maluliyet tazminatı, tedavi giderleri, çalışmadığı günlere ilişkin gelir kaybı ve bakım masraflarının talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından 22/09/2016 tarihinde ….’ya 13.800,00TL tazminat ödendiğini, davalıya ait araç sürücüsü … tarafından 8/8 kusurlu olarak müvekkili şirketin zararına sebebiyet verildiğinden …plaka sayılı aracın trafik kaydına müvekkili şirketin mali gücü yüksek olduğundan HMK 389 ve devamı maddelerine göre teminat alınmaksızın 3.şahıslara devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla 13.800,00 TL rücu tazminatının ödeme tarihi olan 22/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin maliki bulunduğu …plaka sayılı aracın 11/06/2015 tarihinde sürücü …’in idaresinde iken…. plakalı araç ile çarpışması sonucunda kaza meydana geldiğini, kaza sonucu…. plakalı araçta bulunan ….’nun yaralandığını, düzenlenen kaza tespit tutanağında aslında ehliyeti olan fakat el konulan sürücü …’in ehliyetsiz olarak aracının hızını trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak suretiyle Karayolları Trafik Kanununa aykırı eylemde bulunduğunun ifade edildiğini, fakat söz konusu araçta güvenlik amacıyla bulundurulan kameranın kaydetmiş olduğu görüntülerden de anlaşılacağı üzere araç sürücüsünün azami hız sınırlarına uygun araç kullandığını, tutanakta …. plakalı araç sürücüsü ….’ün de KTK’nun 53-1 6c maddesini (sola dönüş kurallarına uymamak) ihlal ettiğinin yazıldığını, ancak bu durumun dikkate alınmadığını, her ne kadar ehliyetsiz araç kullanmak cezaya tabi bir işlem olsa da başlı başına kazanın meydana gelmesinin sebebi olamayacağını, meydana gelen kazada asli kusur olan ve trafik kurallarına kazaya sebebiyet verecek derecede uymayan kişinin…. plakalı araç sürücüsü …. olduğunu, malik konumunda bulunan müvekkilinin sorumlu addedilebilmesi için meydana gelen zarar ile müvekkilinin maliki olduğu araç arasında uygun bir illiyet bağının bulunması gerektiğini, söz konusu olayda zarar gören 3.kişinin seyahat etmiş olduğu…. plakalı araç sürücüsünün ağır kusurlu olduğunu, bu durumun uygun illiyet bağının var olmadığını gösterdiğini, uygun bir kusur tespiti yapılmadığından hatalı olarak kusur atfedildiğini, herhangi bir itirazda dahi bulunulamadan davacı şirket tarafından düzenlenen protokol ile tazminat ödemesi yapıldığını, kazadan zarar gören kişiye ödenecek tazminat konusunda Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden alınacak maluliyet oranları çerçevesinde hesaplama yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; zorunlu sigortacının kendi sigortalasına rücusuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delil listeleri ile yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır.
Bakırköy … AsliyeTicaret Mahkemesinin …. esas, …. karar sayılı dava dosyası getirtilmiş, incelenmesinde: davacı …. tarafından davalılar …. Sigorta A.Ş ve ….Sigorta şirketi aleyhinde açılan 11/06/2015 tarihli trafik kazasından dolayı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, yargılama sırasında maluliyet raporu alınmadan her iki sigorta şirketi ile sulh protokolü ve ibraname düzenlendiği, davalı …. Sigorta A.Ş tarafından ana para faiz ve vekalet ücreti toplamı olarak …. vekiline toplam 36.757,00 TL, diğer davalı ….Sigorta şirketi tarafından maluliyet tazminatı, yargılama gideri, faiz ve vekalet ücreti toplamı olarak 13.800,00 TL ödeme yapıldığı, bu ödemeler nedeniyle davacı vekilinin davadan feragat ettiği, 30/09/2016 tarihinde mahkemece davanın feragat nedeniyle son bulduğunun tespiti ile başkaca karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, kararın tebliğe çıkartılmadığı ve kesinleşmediği görülmüştür.
Bakırköy … AsliyeCeza Mahkemesinin….esas , …. karar sayılı dosya aslı celp edilmiş, incelenmesinde; mahkememizdeki davaya konu olan trafik kazası nedeniyle taksirli yaralama suçundan sanık …’in suçu sabit görülmekle 5 ay hapis cezalandırılmasına, CMK ‘nun 231/5 maddesi uyarınca sanık hakkındaki verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden kesinleştiği, dosyada mevcut kusur raporuna göre…. plakalı araç sürücüsü ….’ün asli kusurlu olduğu, …plakalı ticari minibüs sürücüsü …’in ise tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, Bakırköy Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 06/10/2015 tarihli raporuna göre; olayda yaralanan ….’nun mevcut yaralanmasının hayatını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını orta ( 3 ) derecede etkileyecek nitelikte olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.
Bakırköy … AsliyeTicaret Mahkemesinin dosyası içerisinde dava dışı ….’nun tıbbi evrakları bulunduğundan dosyanın Adli Tıp Kurumu….İhtisas Kuruluna gönderilerek 11/06/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan ….’nun kalıcı maluliyeti olup olmadığı ve maluliyet oranının tespiti konularında rapor alınmasına karar verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ….Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 11/12/2017 tarihli raporda özetle; ….kızı, 1971 doğumlu ….’nun 11.06.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde maluliyetine neden olacak derecede araz bırakmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceği mütalaa olunmuştur.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, dava dilekçesi ekinde ibraz olunan davacı sigorta şirketince alınan aktüer raporu, ceza dosyası, Bakırköy … AsliyeTicaret Mahkemesinni …. esas sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu Dairesi raporu ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; huzurdaki davada davalıya ait …plakalı ticari minibüsün zorunlu sigortacısı olan davacı, 11/06/2015 tarihinde sigortalı aracın karıştığı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasında yaralanan …. adlı kişiye yapmış olduğu maluliyet tazminatı ödemesini kendi sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsilini istemektedir. Gerekçe olarak, sigortalı araç sürücüsünün ehliyetsiz ( ehliyeti daimi olarak iptal edilmiş ) araç kullandığını ve genel şartların 4/c hükmüne dayandığını belirtmiştir. Bakırköy … AsliyeTicaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında maluliyet oranının tespitine ilişkin rapor alınmadan davalı sigorta şirketleri kazada yaralanan o dosyanın davacısı …. ‘ya tazminat ödemesi yapmak suretiyle taraflar anlaşmış, davacı davasından feragat etmiştir. Dava dilekçesi ekinde sunulan ve sigorta şirketinin hazırlattığı aktüeryal rapora göre, sadece maluliyet tazminatı hesabı yapılmıştır. İbraname ve sulh anlaşması incelendiğinde ; davacı sigorta şirketinin kazada yaralanan ….’ya 11.000,00 TL maddi ( maluliyet ) tazminat, 1.800,00 TL vekalet ücreti, 566,00 TL faiz , 434,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 13.800,00 TL ödediği anlaşılmıştır. Oysa mahkememizce maluliyet yönünden alınan Adli Tıp Kurumu ….İhtisas Kurulu raporuna göre, ….’nun 11/06/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının araz bırakmadığı, kalıcı maluliyetinin bulunmadığı, tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmiştir. Hal böyle olunca, davacı sigorta şirketinin maluliyeti olmayan kazazedeye maluliyet tazminatı ödemesi yaptığı, bu sebeple davalı kendi sigortalısına rücu edemeyeceği sonucuna varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90- TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 235,67- TL harçtan mahsubuna, artan 199,77-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatıklık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen 31,00-TL posta masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6- Avanslardan artan kısım olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,

5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/03/2018

Katip ….

Hakim ….