Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1070 E. 2020/113 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1070 Esas
KARAR NO : 2020/113

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 02/12/2016
KARAR TARİHİ : 30/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, 2010 yılından bu yana diğer ortaklarla birlikte şirketin temsil ve ilzamında imza yetkilisi iken diğer ortaklar … ve …’nın 24/08/2015 tarihli genel kurul toplantısında aldıkları karar ile şirket müdürlüğüne sadece kendilerine müşterek imza ile yetkili kıldıklarını, alınan kararın ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, müvekkilinin temsil ve ilzam yetkisinin sona ermesi sonucunda davalı ortaklar tarafından şirketin kötü yönetildiğini, davalıların yönetimdeki yetkilerini kötüye kullandıklarını, kişisel çıkarlarını şirket menfaatinin önünde tuttuklarını, müvekkilinin temsil ve ilzam yetkisi kaldırıldıktan sonra şirketin mali durumu, işleyişi ve denetimi hakkında bu zamana kadar müvekkiline hiçbir bilgi verilmediğini, bu konuda keşide ettikleri ihtarnameye cevap verilmediğini, bunun üzerine TTK.nın 614.maddesi kapsamında Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile bilgi alma ve inceleme hakkı tanınmasına ilişkin açmış oldukları davada mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, işbu ilamın Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile takibe konulduğunu, icra dosyasında şirket karar defteri ve ticari defterleri üzerinde icra memuru ile birlikte gidilen şirket adresinde adresin kapalı olduğunun görüldüğünü, davalı şirkete ait defter ve kayıtların icra yoluyla dahi incelenemediğini, şirket yetkilileri hakkında Bakırköy …. İcra Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile şikayette bulunduklarını, dosyanın derdest olduğunu, 24/08/2015 tarihli genel kurul kararının alınmasından sonra davalı şirketin diğer ortaklarının şirkete ait 137 adet gayrimenkulü üçüncü kişilere sattıklarını, müvekkilinin 7 yıldan daha fazla süredir gerek asaleten gerekse … şirketini temsilen davalı şirketin ortağı ve yetkilisi bulunduğunu, şirketin büyümesi ve karlılığı için emeğini ve tüm birikimini ortaya koyduğunu, davalı şirketin merkezi konumda olan … ili …. ilçesi …. mah. …. ada …. parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde lüks konut inşaat projesi üstlendiğini, müvekkilinin yüklü miktarda borcun altına girerek tüm birikimini bu inşaatın ilerlemesi için harcadığını, halihazırda inşaat projesinin devam ettiğini, davalı şirketin mevcut yetkilileri olan davalıların müvekkilinin temsil yetkisinin kaldırılmasını takiben konut projesi kapsamındaki 137 adet gayrimenkulü rayiç bedellerinin çok altında bedellerle üçüncü kişilere devrettiklerini, bu devirlerin öğrenilmesinin ardından müvekkilleri tarafından Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosya ile muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, dava değerinin tespit edilmesi amacıyla alınan bilirkişi raporunda taşınmazların değerinin 99 milyon TL civarında olduğu ve inşaatın henüz tamamlanmadığı, satış ofisi kısmının kapalı olduğu, hazırda kimsenin bulunmadığının tespit edildiğini, bu satışlarla ilgili şirkete ihtarname gönderilmiş ise de cevap alınamadığını, 24/08/2015 tarihli genel kurul kararının iptali davası açılmış ise de, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda müvekkilinin temsil yetkisinin kaldırılması yönünden gerekli nisabın sağlandığından bahisle taleplerinin reddedildiğini, müvekkillerinin davalı şirketten yaklaşık 10 milyon USD civarında alacağı bulunduğunu, işbu alacağın teminat altına alınmadığını, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile alacağın bir kısmının tahsili için 200.000,-USD’lik takip başlatıldığını, söz konusu takibe şirket yetkilileri tarafından itiraz edilmesi üzerine Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali ve iflas talepli dava ikame edildiğini, işbu davada alınan bilirkişi raporunda alacak tespiti yapılarak mahkemece davalı şirkete depo kararı çıkartıldığını, şirket müdürlerinin şirket defterlerini özensiz tuttuklarını, kendi menfaatlerine göre işlem yaptıklarını, şirket gayrimenkullerini muvazaalı devirlerle elden çıkardıklarını, şirketin ve müvekkillerinin zarara uğratıldığını, TTK.nun 630/2.maddesine dayalı olarak işbu davanın açıldığını, şirket müdürlerinin davalı şirketi gayrifaal duruma getirdiklerini, davalı şirket yetkilileri hakkında şirketi kötü yönetmeleri ve kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaları nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan Bakırköy C.Başsavcılığının …. sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğunu, yine şirket müdürlerinden …’in TTK kapsamında şirkete usulsüz borçlanmasıyla ilgili olarak Bakırköy C.Başsavcılığının …. sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek davalı şirketin ve müvekkillerinin daha fazla zarara uğramaması ve bundan sonraki süreçte şirket menfaatine aykırı hareket edilmesini önlemek adına davalı şirket müdürlerinin temsil yetkilerinin sınırlandırılarak öncelikle tedbiren şirkete yönetim kayyımı atanmasına, bu talebin kabul görmemesi halinde şirket müdürlerinin tüm işlemlerinin tedbiren denetim kayyım onayına tabi tutulmasına ve mahkemece uygun görülecek diğer tüm tedbirlerin alınmasına, yargılama sonucunda davalı şirket müdürlerinin temsil ve ilzam yetkilerinin kaldırılmak suretiyle müdürlükten azledilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMAMIN ÖZETİ:
Dava; TTK.nun 630/2-3 madde ve bentlerine dayalı limited şirket müdürlerinin haklı sebeplerle azli istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 6102 sayılı TTK.nun 630/2 maddesine dayalı limited şirket müdürlerinin yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması koşullarının oluşup oluşmadığı, şirketin iflas durumunun huzurdaki davaya etkisinin ne olduğu hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesine, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına, Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesine, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesine, Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesine, Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkerelere cevap verilmiştir.
Bakırköy … İcra ve İflas Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verilmiş, incelenmesinde; Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/05/2017 tarih ve … Esas sayılı kararı ile iflasına karar verilen … İnşaat Tekstil Ve Mühendislik Hizmetleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ( Tic Sic No. ….) Hakkında yürütülen tasfiye işlemleri Müdürlüğün … iflas sayılı dosyasından devam ettiği, iflas kararının kesinleşmediği, tasfiye usulünün adi tasfiye olduğu, iflas idare memurlarının atandığı, iflas idaresinin masayı dava ve takiplerde münferiden temsile yetkili olduğu kararı alındığı bildirilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicil kayıtları celp edilmiş, incelenmesinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı … İnşaat Tekstil ve Mühendislik Hizmetleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin … Mah. …. Cad. … İçi No…. …./… adresinde sicilde kayıtlı olduğu, şirket yetkililerinin …, …, …, şirket ortaklarının …. , …, … , …, … oldukları anlaşılmıştır.
Davalı şirketin İTO internet sitesinden sicil kayıtlarının, davalılar … ile …’nın mernis kayıtlarının çıkartılarak dosyaya konulduğu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına … soruşturma evrakı ile ilgili yazılan müzekkereye verilen cevapta Bakırköy …Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile dava açıldığının bildirildiği, ceza dosyasının gönderildiği incelenmesinde; şüpheli …’ın 15/12/2015 tarihinde sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile seyir halinde iken tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu müşteki yaya Döne Kocaman’a çarpmak suretiyle taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan şüpheli aleyhine 08/02/2016 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda mahkemece 16/06/2016 tarih …. Esas, … Karar sayılı kararla müştekinin şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle açılan kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, kararın 11/07/2016 tarihinde kesinleştiği taraflarla ilgisiz olduğu görülmüştür.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden istenen bilgi ve belgelerin CD olarak gönderildiği, Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesine, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesine, Bakırköy … İcra Müdürlüğüne ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap verildiği, istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/12/2016 tarih … Esas sayılı müzekkere cevabında dava dilekçesi, tensip ve duruşma tutanak örnekleri ile gerekçeli karar örneğinin gönderildiğinin bildirildiği, ancak evrakların Uyap’tan eklenmediği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …. soruşturma sayılı dosyasının Uyap üzerinden örneğinin gönderildiği, davacı vekilinin 08/02/2017 tarihli duruşmasız ön incelemeye hazırlık tutanağının (3) nolu ara kararı uyarınca Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının doğru soruşturma numarasının …. olduğunu bildirdiği, (8) nolu ara kararı uyarınca İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen CD’nin çıktısının alınarak dosyaya ibraz edildiği, mahkememizce Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …. sayılı soruşturma dosyasının Uyap üzerinden örneğinin istendiği, işbu soruşturma dosyasının örneğinin Uyap üzerinden gönderildiği, Bakırköy …. İcra Ceza Mahkemesine ve Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği, taraflarla ilgisi olmayan Bakırköy ….Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasının mahkemesine iade edildiği anlaşılmıştır.
Davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilerek 03/03/2017 tarihli heyet ara kararı ile davalı şirkete işbu dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren denetim kayyım heyeti atanmasına, denetim kayyımları olarak re’sen mali müşavir … ile şirketler konusunda uzman Yard. Doç. Dr. …’nın görevlendirilmelerine, şirket müdürlerinin tüm işlemlerinin geçerliliğinin denetim kayyımlarının onayına tabi tutulmasına, denetim kayyımlarına aylık ayrı ayrı 700,-TL ücret takdirine, denetim kayyımlarının ücretlerinin ileride şirket hesaplarından tahsil edilmek üzere şimdilik davacılar tarafından her ayın 6-10. günleri arasında mahkememiz veznesine yatırılmasına, yatırıldığında denetim kayyımlarına ödenmesine, davalı şirkete denetim kayyım heyeti atandığının ve denetim kayyımlarının görev kapsamının ticaret sicil gazetesinde ilanı ile sicil kayıtlarına tesciline, bu kapsamda İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, müzekkerenin denetim kayyımları göreve başladıktan sonra yazılarak davacılar vekilince elden takipli olarak alınmasına, denetim kayyım heyeti tarafından göreve başlamalarından itibaren 20 günlük süre içerisinde davalı şirketin durumu ile ilgili ayrıntılı rapor hazırlanarak ibraz edilmesine, davacılar vekilinin davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin tedbir isteminin reddine karar verildiği şirkete denetim kayyım heyeti atandığı ve görev kapsamlarının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirildiği, denetim kayyım heyetinin göreve başladığı ve kayyım heyeti tarafından dosyaya 24/03/2017 tarihli kayyım ön raporunun ibraz edildiği, raporun taraflara/vekillerine tebliğe gönderildiği, kayyım heyetinin 24/03/2017 havale tarihli kayyımlık ücretinin yeniden belirlenmesine ilişkin taleplerini içeren dilekçe sundukları anlaşılmıştır.
Davalı … İnşaat Tekstil ve Mühendislik Hiz. San. Ve Tic. Ltd. Şirketi vekilinin 23/03/2017 tarihli dilekçesiye mahkememizin 03/03/2017 tarihli şirkete denetim kayyım heyeti atanmasına ilişkin tedbir kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu, mahkememizin 24/03/2017 tarihli heyet ara kararı ile itiraz yolu açık olarak verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmadığından talebin reddine karar verildiği, kararın taraf vekillerine tebliğe çıkartıldığı, davacılar vekilinin davalı şirkete denetim kayyımı olarak atanan kayyımların yönetim kayyımına çevrilmesini talep ettiği, talebin 03/04/2017 tarihli heyet ara kararı ile reddine karar verildiği, davalı … vekilinin 13/04/2017 tarihinde denetim kayyımı ön raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu, davalı şirket denetim kayyımları tarafından dosyaya ibraz edilen 05/05/2017 tarihli dilekçe ile davalı … İnş. Ltd. Şirketinin Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasından iflasına karar verildiğini bildirdikleri, celp edilen karar örneğine göre davalı şirketin Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/05/2017 tarih … Esas, …. Karar sayılı ilamı ile iflasına karar verildiği anlaşıldığından 10/05/2017 tarihli heyet ara kararı ile davalı şirkete denetim kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, denetim kayyım heyetinin görevine son verilmesine, kararın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine karar verildiği, Bakırköy …. İcra ve İflas Müdürlüğünden gelen yazı cevabında müflis şirket hakkındaki iflas tasfiye işlemlerine …. iflas dosyasından başlandığı, tasfiye usulünün henüz belli olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Huzurdaki davanın yöneticilerin azli istemine ilişkin olduğu, bilirkişi incelemesinin yapılmasına engel bir durumun bulunmadığı nedeniyle davalı müflis şirketin 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları ile dosya kapsamı üzerinde bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak;davalı yöneticilerin şirketi gayrifaal hale getirip getirmedikleri, şirketin zararına hareket edip etmedikleri, Bakırköy … ATM’nin …. Esas sayılı dosyasında mevcut bilirkişi raporunun da değerlendirilmesi, özellikle ….’da şirketin arsa sahibi olduğu taşınmazdaki inşaatlarla ilgili şirketin zarara uğratılıp uğratılmadığı, şirket defterlerini kanuna uygun tutup tutmadıkları, yöneticilik görevlerini özen ve bağlılık içerisinde yerine getirip getirmedikleri, netice itibariyle davalı gerçek kişilerin yöneticilikten azil koşullarının bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş, 11/04/2019 tarihli raporda; davacı gerçek kişinin ticaret sicili ekran görüntüsünde davalı gerçek kişiler ile birlikte şirketin müşterek müdürlerinden olduğu belirtilmiş olmakla birlikte teslim ilzam yetkisinin 04.09.2015 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 416. Sayfasında yapılan ilan sonucunda şirketin teslim ve ilzam yetkisinin davalıların müşterek imzası olarak değiştirilmiş olduğu, somut olarak düşünüldüğünde davacının imza yetkisinin ticaret sicil ekran görüntüsünde olduğu gibi devam ettiği düşünülse dahi davacının imzasının artık herhangi bir fonksiyonunun kalmadığının kabulü gerektiği, bu durum itibari ile 31.08.2015 tescil tarihi sonrasında davalı şirketin yönetiminin davalı gerçek kişiler tarafından yapıldığının kabulü gerektiği, rapor içeriğinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalı gerçek kişilerin dava dışı şirket île yapılan sözleşme ve protokollere karşın dava dışı …. firmasına ve yine diğer dava dışı gerçek ve tüzel kişiliklere rayiç değerlerinin 9614,72′ sinbe tekabül eden tutarda tapu devirlerinin yapılmış olduğu, taşımazlardan 100 adedi ile ilgili yaprlan tespitlere göre davalı gerçek kişilerin vesile oldukları işlemler dolayısıyla davacının ortak olduğu davalı şirketin 60.377.640,00 TL’ si zarar etmiş olduğu, yine satışı yapılan 37 adet taşınmazın hangi değerlerde satıldığının dosya kapsamında ki rapor ve vesaikler ile tespit edilemediği, diğer taraftan davalı gerçek kişiler ile davacıların ortak olduğu davalı … şirketinin davalı gerçek kişilerin yönetiminde iken 03.05.2017 tarihinde iflasına karar verildiği, iflas kararının davalı şirketin 213.775,34 Usd +69.363,90 TL’ lik borcunun ödenememesi dolayısıyla verilmiş olduğu, davalı gerçek kişilerin uğrattıkları zararın 60.377.640,00 TL’si olarak hesaplandığr dikkate alındığında davalıların şirketin iflasına yol açtıklarının kabulünün gerekeceği, yukarıda ve rapor içeriğinde ki açıklama ve tespitlere göre; davalı gerçek kişilerin ….’ da şirketin arsa sahibi olduğu taşınmazdaki inşaatlarla ilgili şirkete ait dairelerin satışlarını rayiç değerlerinin %14,72’si oranında satışını yapmak sureti ile şirketi zarara uğrattıkları, davalıların gerek denetim kayyumu tarafından istenen vesaikleri hazır etmemeleri ve gerekse şirketin devam eden inşaat işlerinin ve dava dışı ….. firması ile yapılan sözleşme ve protokollerin uygulanmasının takip etmedikleri dikkate alındığında davacıların da ortak olduğu davalı şirket yönetiminde yöneticilik görevlerini özen ve bağlılık içerisinde yerine getirmediklerinin kabulünün gerektiği, bu itibarla tüm bu hususlar dahilinde davalı gerçek kişilerin yöneticilikten azil koşullarının oluşup oluşmadığının hukuki değerlendirme ve takdirinin Mahkemeye ait olduğu kanaati bildirilmiş, davalı vekilinin itirazlarının ayrıntılı şekilde tek tek değerlendirilmesi için dosyanın yeniden ek rapor alınmak üzere mahkememiz dosyası bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 18/12/2019 tarihli ek raporda kök raporda heyetçe değerlendirilen kanaatin aynı şekilde korunması gerekeceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, bilirkişi kök ve ek raporları, sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde;huzurdaki davanın konusu davalı … İnş. Teks. Ve müh. Tic. Ltd. Şti.’nin müdürü davalının 6102 sayılı TTK’nın 630/2’nci maddesine istinaden haklı sebeple mahkemece temsil yetkisinin kaldırılarak görevden azline ilişkindir.
TTK’nın 630/1’nci maddesine göre “Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir”Genel kurulda çoğunluğun sağlanamaması hâlinde TTK’nın 630/2’nci maddesine dayanarak her ortak, haklı sebeplerin varlığında,yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.denmiştir.
Kural olarak limited şirket müdürünün azli veya temsil yetkisinin sınırlandırılmasını isteyen ortağın haklı nedenlerin varlığını ispat etmesi gerekir.Haklı sebeplerin neler olabileceği TTK’nın 630/3’ncü maddesinde örnekseme yoluyla sayılmıştır. Buna göre,yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlâl etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.Davacılar davalının özen yükümlülüğünün yanı sıra rekabet yasağını ihlâl etmiş olmasını haklı sebep olarak ileri sürmektedirler.6102 sayılı TTK’nın 626’ncı maddesinde,özen ve bağlılık yükümlülüğü rekabet yasağı ile birlikte aynı başlık altında düzenlenmiştir.Özen yükümlülüğü ve şirketin menfaatlerinin gözetimi şirket ortağı olsun olmasın bütün yöneticileri kapsayacak biçimde düzenlenmiştir.Madde incelendiğinde “özen yükümlülüğü” ile “şirket menfaatinin gözetilmesi” kavramlarının birbirinden ayrıldığı görülmektedir.Özen yükümlülüğü ile kastedilen,müdürlerin iş ve işlemlerde göstermeleri gereken dikkat, ciddiyet ve bilimselliktir. TTK’nın 626’ncı maddesinin gerekçesinde bu durum “bir karar alınmadan önce pazar araştırması finansal durum değerlendirmesi, borçlara ve etiğe uygunluk incelemesi yapılması bilimselliğin ve modern yönetim ilkelerinin gereği olup,bu inceleme, araştırma ve değerlendirmeler özen kavramının tanımına dâhildir” şeklinde ifade edilmiştir.İşin gerektirdiği özen görevi yerine getirebilmek için yetkin olma,ilgili bilgileri değerlendirebilme, uygulamayı ve gelişmeleri izleyebilme ve denetleyebilmek için gereken yetenek ve öğrenime sahip olmayı gerektirir.Müdür görevine getirilen bir kimseden aynı nitelik ve büyüklükteki bir şirketin yöneticisi gibi davranması,önüne gelen bilgileri değerlendirebilecek,uygulayabilecek, sektördeki gelişmeleri takip edebilecek, şirketi kontrolü altında tutabilecek, onu yönetebilecek yetenek ve eğitime sahip olması beklenecektir.Gerekli dikkat ve özenin gösterilip gösterilmediği,her olayın kendi bünyesinde incelenmeli ve ölçü olarak, normal tedbirli bir insandan,o olayda ve koşullarda beklenen davranış dikkate alınmalıdır. Bu kriterler çerçevesinde davalıların durumu değerlendirildiğinde özen borcunu gereği gibi yerine getirdiğini söylemek mümkün değildir. Gelen raporlar deliller dikkate alındığında gelen rapor içeriğinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalı gerçek kişilerin dava dışı şirket île yapılan sözleşme ve protokollere karşın dava dışı ….. firmasına ve yine diğer dava dışı gerçek ve tüzel kişiliklere rayiç değerlerinin 9614,72′ sinbe tekabül eden tutarda tapu devirlerinin yapılmış olduğu, taşımazlardan 100 adedi ile ilgili yapılan tespitlere göre davalı gerçek kişilerin vesile oldukları işlemler dolayısıyla davacının ortak olduğu davalı şirketin 60.377.640,00 TL’ si zarar etmiş olduğu, yine satışı yapılan 37 adet taşınmazın hangi değerlerde satıldığının dosya kapsamında ki rapor ve vesaikler ile tespit edilemediği, diğer taraftan davalı gerçek kişiler ile davacıların ortak olduğu davalı … şirketinin davalı gerçek kişilerin yönetiminde iken 03.05.2017 tarihinde iflasına karar verildiği, iflas kararının davalı şirketin 213.775,34 Usd +69.363,90 TL’ lik borcunun ödenememesi dolayısıyla verilmiş olduğu, davalı gerçek kişilerin uğrattıkları zararın 60.377.640,00 TL’si olarak hesaplandığı dikkate alındığında davalıların şirketin iflasına yol açtıklarının kabulünün gerekeceği, yukarıda ve rapor içeriğinde ki açıklama ve tespitlere göre; davalı gerçek kişilerin …’ da şirketin arsa sahibi olduğu taşınmazdaki inşaatlarla ilgili şirkete ait dairelerin satışlarını rayiç değerlerinin %14,72’si oranında satışını yapmak sureti ile şirketi zarara uğrattıkları, davalıların kayyum heyetinin tespitlerine göre davalı şirketin … İlçesinin nezih bir semtinde geniş bir arazi üzerinde başlattığı lüks site inşaatı planlanan sürede tamamlanamadığı, inşaat büyüklüğüne nazaran çok yavaş bir şekilde ilerlediği, davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde faaliyet göstermediği, fiilen o adreste mevcut olmadığı tespit edildiği, iki gün içerisinde (06/10/2015 ve 22/10/2015) başlangıçta davalı şirkete ait 130 civarında dairenin mülkiyeti başka firmalara geçirildiği, bu dairelerin devirlerinin hangilerinin taşeronluk sözleşmesi gereği yapıldığı, hangilerinin başka amaçla yapıldığı, hangi bedeller ile satıldığı, elde edileln bedellerin nerede kullanıldığı, davalı şirketin banka borçlarının hangi aşamada olduğu, şirketin aleyhine açılan iflas davasında depo kararı verilmiş olmasının sonuçları hakkında davalı tarafın kayyum heyetine bilgi vermediği, bilgi ve belge taleplerine rağmen davalı tarafça kayyum heyetin defter ve bilgi sunulmamış olmasının da şirketin müdürlerini ve faaliyetlerinin denetlenmesini zorlaştırdığını, davalı şirket müdürleri görev yaptıkları müddet boyunca hiçbir sözleşmeyi işlemi veya ödemeyi kayyum onayına sunmadıkları, kayyum heyeti ön raporundaki tüm tespit ve veriler beraber değerlendirildiğinde davalı şirketin müdürlerinin kanuni görevlerini yerine getirirken özen borcuna uygun davranmadıkları kanaatine ulaşılmasına neden olabilecek işaretlerin mevut bulunduğu sonucuna ulaşıldığı dikkate alınmış olup denetim kayyumu tarafından istenen vesaikleri hazır etmemeleri ve gerekse şirketin devam eden inşaat işlerinin ve dava dışı Semerkand firması ile yapılan sözleşme ve protokollerin uygulanmasının takip etmedikleri dikkate alındığında davacıların da ortak olduğu davalı şirket yönetiminde yöneticilik görevlerini özen ve bağlılık içerisinde yerine getirmediklerinin kabulünün gerektiği, bu itibarla tüm bu hususlar dahilinde davalı gerçek kişilerin yöneticilikten azil koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır. Öte yandan İstanbul 12.BAM Dairesi’nin 2018/576 esas 2019/50 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere şirket müdürünün azli davalarında husumet azli istenen müdüre yönetilmesi gerekli ve yeterli olup davalı şirket hakkında ki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesinin doğru olmadığı yönünde ki emsal kararda gözetilerek kooperatifin doğrudan yöneticilerin azli davasında husumetide bulunmadığından bu yönüylede davacının diğer talebininde reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı …. İnşaat Tekstil Ve Mühendislik Hizmetleri Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. müdürleri olan davalılar … ve …’nın şirketi temsil yönetim ve ilzam yetkilerinin kaldırılarak müdürlük görevlerinden haklı sebeple azillerine, davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı …. İNŞAAT TEKSTİL VE MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. müdürleri olan davalılar … ve …’nın şirketi temsil yönetim ve ilzam yetkilerinin kaldırılarak müdürlük görevlerinden haklı sebeple AZİLLERİNE,
2-Davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 25,20 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne davacılar yararına tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ‘den tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğinden A.A.Ü.T’ne davalı şirket yararına tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile davalı şirkete verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 3.900,00 TL kayyım ücreti, 6.000,00 TL bilirkişi ücreti, 441,30 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 10.399,70 TL yargılama giderlerinin davalılar …, … ‘den tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğinden davalı şirket …tarafından sarf edilen posta ve müzekkere masrafından oluşan 200,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/01/2020
Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸