Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/963 E. 2022/1057 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/963 Esas
KARAR NO : 2022/1057 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/10/2015
KARAR TARİHİ : 22/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketine … nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan davalı … İşletmeleri Genel Müdürlüğü adına kayıtlı olan (…) … plakalı aracın davalı … sevk ve idaresinde iken 29/01/2015 tarihinde İstanbul, Beylikdüzü, …. Caddesi’ndeki …. Market önünde bulunan Hürriyet Bulvarı durağı önünde kapı açıkken hareket ederek yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile birlikte 105.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın yetkisiz yerde açıldığından bahisle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin meydana gelen kazada kusuru bulunmadığını, diğer yandan davada kusurlu olduklarını kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu ve zenginleşmeye sebebiyet verecek nitelikte olduğunu, davacıların özellikle maddi tazminata ve tedavi masraflarına ilişkin taleplerinin belgelendirilmesinin gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın müvekkili şirkete başvuruda yada ihbarda bulunmadığını, davayı ve müvekkili şirketin sorumluluğunu kabul etmemek kaydıyla … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … poliçe numaralı 03/01/2015-03/01/2016 vade tarihleri olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği taktirde (sigorta poliçesinde teminat dışı olmayan) maddi zarardan sorumluluğu (poliçe azami teminat limitiyle sınırlı olarak) sözkonusu olabileceğini, davacı tarafın kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu beyanla, haksız, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kurum içi yaptıkları yazışmalarda sözkonusu kaza olayı ile ilgili herhangi bir kaydın olmadığını, müvekkili kuruma ait … plakalı aracın o tarihte herhangi bir kaza olayına karıştığına dair bir belgeye de rastlanmadığının bildirildiğini, hal böyle iken maddi ve manevi tazminat talepli davayı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte kazaya karıştığı iddia edilen aracın 2013 model …. marka bir araç olmakla birlikte teknik olarak kapılar kapanmadan aracın hareket etmesinin mümkün olmadığını, davacının talep ettiği tazminat miktarlarının da fahiş olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 07/06/2016 tarihli duruşmasının 3 nolu ara kararı uyarınca, tarafların somutlaştırmış oldukları beyan ve deliller ile ceza dosya kapsamı gözetilerek kusur oranlarının tespiti amacı ile ATK’dan rapor alınmasına karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Daires’nin … havale tarihli ve …. sayılı raporunda;”A-Davalı sürücü … yönetimindeki otobüsü ile duraklama yaptığı mahalde aracın iç ve dış aynalarından inmekte olan yolcuların durumunu kontrol etmeden ve inen yolcuların araçtan güvenliği bir mesafede uzaklaşmış olmasına da dikkat elmeden aracın kapılarını kapatıp davacının kapanan kapıya sıkışmasına akabinde yere düşmesine sebebiyet vermiş, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmiş olup olayda asli ve tam kusurludur. B-Davaci … ‘ın olayın meydana gelmesinde hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından sonuçta atfı kabi) kusuru yoktur. Neticede A-Davalı sürücü …’ın 6100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, B-Davacı … ‘ın kusursuz olduğu” kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
Mahkememizin 06/06/2017 tarihli duruşmasının 3 nolu ara kararı uyarınca, “mahkememizce alınan … tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda; dava konusu kazada davalı … otobüs şöförü …’un %100 kusurlu, davacı …’ın kusursuz olduğunun tespit edildiği, Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi’nce alınan 29/03/2016 havale tarihli 3’lü heyet raporunda ise dava konusu kazada … otobüs şöförü …’un asli kusurlu, davacı …’ın tali kusurlunun belirtildiği, raporlar arasında çelişki oluştuğu anlaşılmakla 6754 sayılı Kanunun 30.maddesiyle …. sayılı Adli Tıp Kanunu’nun 15.maddesine eklenen ek fıkra uyarınca Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nin raporu ile Ceza yargılamasında alınan alınan 3’lü heyet raporu ve davalılarca alınan uzman görüşü arasında çelişki bulunduğundan, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nin en az 7 uzmanının katılımı ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyetince inceleme yapılarak; dava konusu kazada kusur durumuna ilişkin rapor alınmasına” karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin …. tarihli ve … sayılı raporunda;”A)Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otobüs ile olay mahalli durakta durakladığı esnada açtığı kapıdan araçtan inmekte olan yolcuların durumunu yeterince kontrol etmesi ve inen yolcuların uzaklaşmasını takiben kapılarını kontrollü şekilde kapatması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, davacı yolcunun açık olan arka kapıdan indiği sırada inmesini tamamlamadan kapısını kapatıp sıkışmasına ve zemin asfalta düşmesine sebebiyet verdiği anlaşılmakla kazanın oluşumunda asli kusurludur. B)Davacı yolcu … olay mahalli durakta duraklayan otobüsün açık olan arka kapısından inmek istediği sırada davalı sürücünün kapıyı kapatması üzerine etkili korunma tedbiri almayıp kapı arasında sıkışması akabinde kapının açılmasıyla zemin asfalta düşmesi ve kendi yaralanmasıyla neticelenen kazanın oluşumunda kusurludur. Neticede A)Davalı sürücü …’ın %90 (yüzde doksan)oranında kusurlu olduğu, B)Davacı yolcu …’ın %10(yüzde on)oranında kusurlu olduğu” kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
Mahkememizin 22/05/2018 tarihli duruşmasının 3 nolu ara kararı uyarınca, Davacı …’ın dava konusu olay nedeniyle maluliyet oranının hesaplanması açısından Adli Tıp Kurumu Başkanlığı .. İhtisas Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı …. İhtisas Dairesi’nin … havale tarihli ve … sayılı raporunda;”Mevcut belgelere göre; …. kızı 16/07/1961 doğumlu …’ın 29/01/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,İyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi içerisinde 1 (bir) ay süreyle başka birisinin bakımına gereksinim duyabileceği” görüşlerini bildirir rapor sunulmuştur.
Mahkememizin 18/02/2020 tarihli duruşmasının 3 nolu ara kararı uyarınca, Tarafların malüliyet raporuna yönelik itirazları ile davacı vekilince sonradan dosyamıza sunulan grafilerin değerlendirilmesi, ayrıca olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Malüliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre geçici iş göremezlik süresi ve sürekli iş göremezlik oranı tespiti bakımından dosyanın yeniden ATK … İhtisas Kurulu’na gönderilmesi suretiyle rapor alınmasına karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı …. İhtisas Kurulu’nun 10/06/2020 havale tarihli ve …. sayılı raporunda; “A-Her ne kadar olay tarihi 29/01/2015 ise de 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, B- Adli Tıp Uygulamalarında olay tarihinde geçerli olan yönetmelik esas alınmakla birlikte Mahkemenizin 24/02/2020 tarih ve …. esas nolu üst yazısında dikkate alınması istenen davacı vekili itirazlarına istinaden Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre yapılan değerlendirmede; Mevcut belgelere göre; Mustafa kızı 16/07/1961 doğumlu …’ın 29/01/2015 tarihinde geçirmiş olduğu kazaya bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; I. Kas-İskelet Sistemi, Tablo 1.3-Torakal omurganın özürlülük oranları (yaralanma modeli) , Kategori II’ye göre kişinin özürlülük oranı: %8 olup, 1- Kişinin tüm vücut engellilik oranının %8 (yüzdesekiz) olduğu, 2- İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1,5(birbuçuk) aya kadar uzayabileceği” görüşlerini bildirir rapor sunulmuştur.
Mahkememizin 18/02/2020 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı uyarınca Dosyamızda alınmış olan kusur raporu ile ceza yargılamasında alınan kusur raporları arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla davalıların kusur raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi ve söz konusu raporlar arasındaki çelişkiler giderilerek dosyamız bakımından tarafların kusur oranlarının tespiti bakımından dosyanın kusur alanında uzman bilirkişiler …., … ve ….’a günsüz olarak tevdi edilmesi suretiyle kusur raporu alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen 13/07/2020 tarihli raporda; “İstanbul şehiriçi yolcu taşımacılığında kullanılan otobüsler, alçak tabanlı olup, dış aynalar dışında, sürücülerin araç içini ve kapı önlerini görmelerine olanak sağlayan iç aynalar ile donatılmıştır. Sürücünün yolcu iniş-binişlerini kontrol edeceği ayna öncelikle kapı iç önlerini gösteren iç aynalardır. Yolcu indirme-bindirme yapan sürücünün, araç durduktan sonra aracın kapılarını açması, yolcu inme ve binme işleminin tamamlandığından emin olduktan sonra kapıları kapatması, kapılar emniyet ile kapatıldıktan sonra aracını hareket ettirmesi gerekir. Araçtan inecek yolcunun, araç tabanı ile zemin arasındaki kot farkını göze alarak tedbirli olması beklenirken, aracın kapılarının ön görülmeyecek şekilde kapanmasına karşı tedbirli olması, servo sistemle kapanan kapılara karşı yeterince hızlı reaksiyon vermesi ve kendini sıkışmaktan kurtarması beklenemez. Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında yolcu ….’ın otobüsün arka kapısından inmesini tamamlamadan arka kapıyı kapatan sürücü …. dikkatsiz ve tedbirsiz davranışı ile olayda asli ve tam kusurlu, ön görülmeyecek şekilde kapanarı servo kontrollü kapı karşısında tedbir alması beklenemeyecek yolcu …” in tali kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Araçtan inişi esnasında kapının kapanmasına karşı tedbirli olması ve kapıdan daha hızla reaksiyon vererek kendini araçtan aşağı atması veya araç içine çekmesi beklemeyecek yolcu …” a tedbirsiz davranış gerekçesi ile kusur atfedilen Bilirkişi Raporlarında varılan kanaatler isabetsiz, T.C. Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin …. tarihli Raporunda kusur yönünden varılan kanaat isabetli bulunmuştur. Sürücü … sevk ve idaresindeki aracı ile meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, Yolcu … meydana gelen kazada kusurlu olmadığı,”sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 02/02/2021 tarihli duruşmasının 3 nolu ara kararı uyarınca Dosyanın davacının taleplerinin hesaplama ile belirlenebilir olması sebebiyle 13/07/2020 tarihli kusur raporu ve 13/03/2019 tarihli maluliyete ilişkin ATK …. İhtisas Kurulu raporu dikkate alınarak dava dilekçesindeki talepler hususunda rapor sunulması için dosyanın hesap bilirkişisi …’a tevdine karar verilmiştir.
Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 25/06/2021 tarihli raporda; “TTMK’nın 280, Maddesi hükmünün gözetilmesi ve HMK’nın 259. Muddesi uyarınca her türlü hukuki takdir tamamen Sayın Mahkemelerine ail olmak kaydıyla; yukarıda arz ve izah edilen hususlar ile ilgili Kanun maddeleri ve dava dosyasına ibraz edilmiş olan deliller ve tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle yapılan bilirkişi incelemesinde, dava konusu somut olayda; Makine Yüksek Mühendisleri Prof, Dr. …., Prof. Dr. … ve …. tarafındanı hazırlanan 13/07/2020 tarihli “Heyet kusur Raporu” na göre; “… Sürücü … sevk vo idaresindeki aracı ile meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, Yolcu … meydana gelen kazada kusurlu olmadığı,…” şeklinde görüş ve kanaaline varıldığı, TC Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından hazırlanan …. tarih ve … sayılı “Adli Kurul Raporu” na göre; “…,Mevcut belgelere göre; …. kızı 16/07/1961 doğumlu …’ın 29/01/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetel de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonet araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme süresihin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi içerisinde (bir) ay süreyle başka birisinin bakımına gereksinim duyabileceği oy birliği ile mütalaa olunur,…” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı, Rapor hesap tarihi 25.06.2021 itibariyle, davacı mağdur …’a ilişkin olarak; Davacı mağdurun, fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu ve sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı tespit edildiğinden şürekli maluliyet/sakatlık tazminatı hesaplanmadığı, Geçici işgöremezlik zarar tutarının 8.053,21-TL olarak hesaplandığı, ancak, SGK tarafından davacı mağdur …’a 3.051,03 TL Geçici İşgöremezlik Ödemesi yapıldığından, mağdura yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan tenzil edilmesi gerektiğinden ödenebilir Geçici İşgöremezlik tutarı 5.002,18 TL hesaplandığı, Geçici bakıcı gideri tazminatı tutarı olarak 1.241,55 TL hesaplandığı, Kaza tarihinde, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk TRAFİK sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma ve tedavi teminatı ayrı ayrı 290,000 TL olduğu, Davacı vekili tarafından toplam 2.500,00’TL Maddi 105.000,00 TL Manevi tazminat talep edildiği,” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 21/12/2021 tarihli duruşmasında Yargıtay …. Hukuk Dairesinin güncel kararları doğrultusunda hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılarak hesap raporu sunulması için dosyanın hesap bilirkişisine ek rapor için tevdine karar verilmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 24/03/2022 tarihli ek raporda; “HMK’nın 280. Maddesi hükmünün gözetilmesi ve HMK’nın 259. Maddesi uyarınca her türlü hukuki takdir tamamen Sayın Mahkemelerine ait olmak kaydıyla; yukarıda arz ve izah edilen hususlar ile ilgili Kanun maddeleri ve dava dosyasına ibraz edilmiş olan deliller ve tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle yapılan bilirkişi incelemesinde, dava konusu somut olayda; 1) Makine Yüksek Mühendisleri Prof, Dr. …., Prof. Dr. …. ve … tarafından hazırlanan 13/07/2020 tarihli “Heyet kusur Raporu” na göre ; “…, Sürücü … sevk ve idaresindeki aracı ile meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, Yolcu … meydana gelen kazada kusurlu olmadığı,…” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı, 2) TC Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından hazırlanan … tarih ve … sayılı “Adli Kurul Raporu” na göre; “…,Mevcut belgelere göre; … kızı 16/07/1961 doğumlu …’ın 29/01/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetel de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme süresihin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi içerisinde (bir) ay süreyle başka birisinin bakımına gereksinim duyabileceği oy birliği ile mütalaa olunur, …” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı, Rapor hesap tarihi 23.03.2022 itibariyle, davacı mağdur …’a ilişkin olarak; a) TC Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından, davacı mağdurun, fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu ve sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı tespit edildiğinden sürekli maluliyet/sakatlık tazminatı hesaplanmadığı, b) Geçici işgöremezlik zarar tutarının 8.053,21 TL olarak hesaplandığı, ancak, SGK tarafından davacı mağdur …’a 3.051,03 TL Geçici İşgöremezlik Ödemesi yapıldığından, mağdura yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan tenzil edilmesi gerektiğinden ödenebilir Geçici İşgöremezlik tazminat tutarının 5.002,18 TL hesaplandığı, c) Geçici bakıcı gideri tazminatı tutarı olarak 1.241,55 TL hesaplandığı 4) Kaza tarihinde, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /TRAFİK sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma ve tedavi teminatı ayrı ayrı 290.000 TL olduğu,” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 10/05/2022 tarihli duruşmasında Dosyanın hesap bilirkişisine tevdi ile taraf itirazlarının irdelendiği şekliyle ek rapor sunulmasının istenilmesine, ayrıca rapor kapsamında 2002 yılı itibariyle AGİ ödemesinin rapor içerisinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunun bilirkişi tarafından ayrıntılı olarak değerlendirilerek ek rapor sunulmasının istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 18/10/2022 tarihli ek raporda;”HMK’nın 280. Maddesi hükmünün gözetilmesi ve HMK’nın 259. Maddesi uyarınca her türlü hukuki takdir tamamen Sayın Mahkemelerine ait olmak kaydıyla; yukarıda arz ve izah edilen hususlar ile ilgili Kanun maddeleri ve dava dosyasına ibraz edilmiş olan deliller ve tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle yapılan bilirkişi incelemesinde, dava konusu somut olayda; 1) Makine Yüksek Mühendisleri Prof. Dr. …. Prof. Dr. …. ve … tarafından hazırlanan 13/07/2020 tarihli “Heyet kusur Raporu” na göre ; “…, Sürücü … sevk ve idaresindeki aracı ile meydana gelen kazada 96100 oranında kusurlu olduğu, Yolcu … meydana gelen kazada kusurlu olmadığı,…” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı, TC Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından hazırlanan 13.03.2019 tarih ve … sayılı “Adli Kurul Raporu” na göre; “…,Mevcut belgelere göre; …. kızı 16/07/1961 doğumlu …’ın 29/01/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazetel de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi içerisinde (bir) ay süreyle başka birisinin bakımına gereksinim duyabileceği oy birliği ile mütalaa olunur, … ” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı, 3) Rapor hesap tarihi 17.10.2022 itibariyle, davacı mağdur …’a ilişkin olarak; a) TC Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından, davacı mağdurun, fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu ve sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı tespit edildiğinden sürekli maluliyet/sakatlık tazminatı hesaplanmadığı, b) Geçici işgöremezlik zarar tutarının 8.053,21 TL olarak hesaplandığı, ancak, SGK tarafından davacı mağdur …’a 3.051,03 TL Geçici İşgöremezlik Ödemesi yapıldığından, mağdura yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan tenzil edilmesi gerektiğinden ödenebilir Geçici İşgöremezlik tazminat tutarının 5.002,18 TL hesaplandığı, c) Geçici bakıcı gideri tazminatı tutarı olarak 1.241,55 TL hesaplandığı, Kaza tarihinde, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /TRAFİK sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma ve tedavi teminatı ayrı ayrı 290.000 TL olduğu, Davacı vekili tarafından toplam 2.500,00TL Maddi 105.000 TL Manevi tazminat talep edildiği, 6) Davacıların Manevi Tazminat Talepleri Sayın Mahkemelerinin takdirinde olduğu,”sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacı tarafça, 20/10/2022 tarihli ıslah dilekçesinin dosya içerisine sunulduğu görülmüştür.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, taraf beyanları, adli tıp raporları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Davacı ….’ ın 29.01.2015 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde yaralanmasından dolayı maddi ve manevi tazminat istemi amacıyla kazaya karışan (…) … plakalı aracın şoförü, işleteni ve sigorta şirketi aleyhine bu davayı açmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından, (….) … plakalı araca ilişkin başlangıç 03/01/2015, bitiş 03/01/2016 tarihli Motorlu Kara Taşıt Araçları Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta Poliçesinin celp edildiği görülmüştür. Kaza tarihi itibariyle mevcut bir poliçenin var olduğu görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan kusur, maluliyet ve hesap yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Kusur bilirkişi heyeti raporunda; ” Davacı yolcu ….’ın otobüsün arka kapısından inmesini tamamlamadan arka kapıyı kapatan sürücü … dikkatsiz ve tedbirsiz davranışı ile olayda asli ve tam kusurlu, ön görülmeyecek şekilde kapanan servo kontrollü kapı karşısında tedbir alması beklenemeyecek yolcu …” in kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır. Oluşa göre belirlenen bu kusur oranlarına mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Dairesi’nin … havale tarihli ve … sayılı raporunda;”Mevcut belgelere göre; … kızı 16/07/1961 doğumlu …’ın 29/01/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,İyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi içerisinde 1 (bir) ay süreyle başka birisinin bakımına gereksinim duyabileceği” şeklinde görüş bildirmiştir. Teknik incelemeye göre belirlenen bu iş göremezlik raporuna, mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Bilirkişi …’ dan alınan 18/10/2022 tarihli ek raporda;”Rapor hesap tarihi 17.10.2022 itibariyle, davacı mağdur …’a ilişkin olarak; a) TC Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından, davacı mağdurun, fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu ve sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı tespit edildiğinden sürekli maluliyet/sakatlık tazminatı hesaplanmadığı, b) Geçici işgöremezlik zarar tutarının 8.053,21 TL olarak hesaplandığı, ancak, SGK tarafından davacı mağdur …’a 3.051,03 TL Geçici İşgöremezlik Ödemesi yapıldığından, mağdura yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan tenzil edilmesi gerektiğinden ödenebilir Geçici İşgöremezlik tazminat tutarının 5.002,18 TL hesaplandığı, c) Geçici bakıcı gideri tazminatı tutarı olarak 1.241,55 TL hesaplandığı görülmüştür. Davacının hak edeceği maddi tazminatın dosya kapsamına ve delillere göre uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Davalı ….’ un, kazaya karışan aracı şoför olarak kullanmaktadır. Diğer davalı … aracın maliki ve sigorta şirketinin de sigorta poliçesinin tarafı olduğu görülerek, davalıların kaza kapsamında meydana gelen maddi tazminat alacağından sorumlu oldukları sabit olmuştur.
** Hakimin manevi zarar adı ile kazaya uğrayana verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması da gözetilerek, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda, tarafların sosyal ve ekonomik durumları olaydaki kusur durumu ve olayın oluş şekli, olay tarihi ve kaza olayı göz önüne alınmak sureti ile manevi zarar aşağıdaki şekilde belirlenmiş ve hüküm kurulmuştur.
Davacılar …, …, … ve …’ın açmış oldukları maddi ve manevi tazminat davalarının; kendileri yönünden destekten yoksun kalmayı gerektirecek bir durumun oluşmadığı ve yine kendileri yönünden manevi tazminat gerektirecek düzeyde davacı …’ nin bir yaralanması olmadığından, reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm sebepler dolayısıyla aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar …, …, … ve …’ın açmış oldukları maddi ve manevi tazminat davalarının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Davacı …’ın maddi tazminat davasının KABULÜ İLE,
-5.002,18-TL geçici iş göremezlik alacağının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 29/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin 290.000,00 TL poliçe limiti ile sorumlu olduğunun tespitine, )
-1.241,55-TL bakıcı gideri alacağının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 29/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin 290.000,00 TL poliçe limiti ile sorumlu olduğunun tespitine, )
3-Davacı …’ın davalılar … ve … yönünden açmış olduğu manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
-10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.109,61-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 367,17-TL peşin harç ile dava devam ederken yatırılan 80,70-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 447,87-TL harcın mahsubu ile bakiye 661,74-TL harcın (Davalılar … ve …’ın miktarın tamamından, davalı … Sigorta’nın ise 254,37-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
-Davacı tarafça sarf edilen toplam 479,67-TL harcın (Davalılar … ve …’ın miktarın tamamından, davalı … Sigorta’nın ise 184,39-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan toplam 3.833,50- TL’nin (bilirkişi raporu, adli tıp fatura gideri, tebligat, müzekkere) kısmen kabul – red oranları ve takdiren % 14,60’ı olan 559,691-TL’nin (Davalılar … ve …’ın miktarın tamamından, davalı … Sigorta’nın ise 215,16-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın (Bilirkişi olarak görevlendirilen ….’ın toplam ücreti olan 800,00 TL ödendikten sonra) karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
6-Davalı … tarafından tebligat ve müzekker masrafı olmak üzere yargılama gideri olarak yapılan toplam 1.125,00-TL yargılama giderlerinin % 85,40’ı olan 960,75-TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere yargılama gideri olarak yapılan toplam 1.190,00-TL yargılama giderlerinin % 85,40’ı olan 1.016,26-TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Kabul edilen maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 6.243,73-TL vekalet ücretinin (Davalılar … ve …’ın miktarın tamamından, davalı … Sigorta’nın ise 2.400,09-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ a VERİLMESİNE,
9-Reddedilen maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacılar …, …, … ve …’ dan müştereken ve müteselsilen alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalılara VERİLMESİNE,

10-Kabul edilen manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ a VERİLMESİNE,
11-Reddedilen manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalılar … ve …’ a VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır