Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/919 E. 2018/148 K. 09.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY (1) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/919
KARAR NO : 2018/148

DAVA : TAZMİNAT (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2015
KARAR TARİHİ : 09/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 27/07/2015 tarihi saat 16:30 sularında iş yerine ait ….plaka sayılı Honda marka kurye motoru ile … ili ….ilçesi ….Caddesi üzerinde normal hız ile seyir halinde ilerlemekte iken trafikte davalı ….A.Ş adına kayıtlı, işleteni davalı….A.Ş olan davalı ….tarafından trafik sigortası yapılan davalılardan …. idaresinde bulunan …. plaka sayılı …. marka aracın neden olduğu kazada yaralandığını, davalı …. söz konusu …. plaka sayılı araç ile yoldan geri dönmek istediği sırada trafik kurallarına aykırı olarak U dönüşü yaptığını, yola paralel olduğu sırada müvekkilin çarpması sonucu müvekkilinin bedensel zarara uğradığını, müvekkilinin maddi ve manevi zararları bugüne kadar giderilmediğinden, belirtilen zararı davalılardan talep etmenin elzem hale geldiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle kazaya sebebiyet veren …. plaka sayılı aracın 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için aracın trafik kaydına tedbir konulmasına, müvekkili ….’un bedensel ve maddi zararları nedeniyle şimdilik 100,00-TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili ….’un manevi zararları nedeniyle, 4.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …., ….Tic. Ve San. A.Ş ile….A.Ş’den tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı….A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle beraber zamanaşımı, husumet, hak düşürücü süreye yönelik itirazlarının olduğunu, görev ve yetki itirazında bulunduklarını, dava konusu olayda müvekkilinin bir kusuru ya da sorumluluğunun bulunmadığını, dava konusu olayda diğer davalı ….’in asli kusurlu olduğuna karar verilen kaza tespit tutanağını kabul etmediklerini, her iki sürücünün de mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesi ile tayin edilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin elektrik dağıtımı gibi önemli bir kamu hizmeti yürüttüğünden, çalışanlarını da yaptığı işini önemi doğrultusunda özenle seçtiğini, eğitimlerini vererek denetlediklerini, bu nedenle müvekkili şirketin adam çalıştıran sıfatıyla da sorunluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, davacı tarafın taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek haksız ve yersiz olduğunu iddia ettiği davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….A.Ş. vekili Cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sadece araç kiralama ile iştigal ettiğini, kaza tarihi olan 27/07/2015 tarihinde kazaya karışmış olan …. plaka sayılı aracın uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile diğer davalı ……Hizmetleri A.Ş ye 36 ay süre ile kiralandığını, ve aracın bu şirkete 12/09/2013 tarihinde teslim edildiğini dolayısıyla kaza tarihinde işbu aracın fiili hakimiyetinin diğer davalı ……Hizmetleri A.Ş de bulunduğunu akit süresince aracın müvekkili şirket tarafından kullanılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki davacının da dava dilekçesinde aracın işleten sıfatının diğer davalı ….Enerji de olduğunu açıkça kabul ettiğini, dolayısıyla huzurdaki davanın husumet yönünden müvekkili şirket lehine reddinin gerektiğini belirterek husumet itirazlarının dikkate alınarak davanın husumet yokluğundan reddine, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilin bedeni ve maddi zararlar için talepte bulunduğunu ancak maddi zararların ne olduğunu açıklamadığını, talep edilen maddi zararların poliçe teminatında olup olmadığının değerlendirilmesinin yapılamadığının bu nedenle bu hususun davacı vekiline açıklattırılmasını, davacı vekilinin geçici iş göremezlik ile ilgili bir talebi var ise bu talep yönünden öncelikle ….’ya müzekkere yazılmasını, müvekkili şirketin kaza tarihinde davacıya karşı temerrüde düştüğünün kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Küçükçcekmece Cumhuriyet Başsavcılığına, … Emniyet Müdürlüğüne, … ve … İlçe Emniyet Müdürlükleri, …. İl Müdürlüğü, davalı sigorta şirketi ile… Eğitim ve Araştırma Hastanesine yazılan müzekkerelere cevap geldiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının yaralandığı trafik kazasında sürücülerin kusur durumlarının ne olduğu, meydana gelen kaza nedeniyle davacının malul kalıp kalmadığı, geçici veya sürekli iş görememezlik durumunun bulunup bulunmadığı, davacının uğradığı maddi zarar miktarının ne olduğu, yaralanma nedeniyle davacının manevi eziyet çekip çekmediği noktalarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi ….tarafından düzenlenen 04/05/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; önceden teknik olarak belirlenmiş -doğrultu değiştirme manevralarına ilişkin kurul ve yasakları ihlal ederek, trafikte asgari dikkat ve özeni göstermeden manevra yapan, böylelikle birden fazla emredici trafik kuralını ihlal eden ve ilk tehlikeli davranışta bulunan …. plakalı otomobil sürücüsü davalı ….’in % 75 oranında asli kusurlu olduğu, kendi şeridinde seyrederken tepe üstü yaklaşımında uygun hızla seyretmediğinden karşı tarafın yarattığı tehlikeye karşı önlem alamayan ve çarpışmayı önleyemeyen ….plakalı motosiklet sürücüsü davacı ….’un % 25 oranında tali kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
12/07/2017 tarihli Adli Tıp Raporunda özetle; … oğlu 15/07/1986 doğumlu ….’un 27/07/2015 tarihinde geçirmiş olduğu araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 17/02/2016 tarihli duruşmada tüm davalılar hakkında açmış olduğu maddi tazminat davasından feragat etmiş olduğunu bildirmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın…soruşturma,…. takipsizlik nolu dosyası, alınan bilirkişi raporları, adli tıp maluliyet raporu, davacı vekilinin maddi tazminat talepleri yönünden davadan feragatı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; 27/07/2015 tarihinde davalı Metin Çetin idaresindeki …. plakalı araç ile ….Bulvarı istikametinde seyir halindeyken sola geriye dönmek istediği esnada aracın sağ yan kısımları ile karşı yönden gelip düz gitmek isteyen davacı ….idaresindeki ….plakalı aracın sol ön kısımları ile çarpışması neticesi meydana gelen kazada davalı ….’in….sayılı KTK nın 84/f maddesinde düzenleme bulan doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma ve 47/d maddesinde düzenleme bulan yolun düşey güzergahı aniden başlayan eğim ve tepe üstü olması,sürücünün bunu dikkate almadan dönüş yapmak istemesi maddelerini ihlal ettiği davacının ise uygun hızda olmadığından kazanın hazırlanmasında kısmen etkili olduğu anlaşılmıştır. Olayın akabinde tutulan trafik kazası tespit tutanağında davacıya kusur atfedilmemişse yapılan yargılamada mahkememizde alınan kusura ilişkin bilirkişi raporu kaza tespit tutanağı da irdelenerek tüm dosya kapsamına göre hazırlandığından hükme esas alınmıştır
Mahkememizce maluliyet ve kusur raporları alındıktan sonra hesap raporu alınmamıştır. Bu aşamada davacı vekili maddi tazminata ilişkin talep yönünden bütün davalılar için davadan feragat ettiklerini bildirmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür. Feragat HMK.nun 307.maddesi uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına bağlı değildir. Dava tarafların serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerindendir. Feragat tek taraflı hukuki işlem olup, kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğurur. Davacı vekilinin usulüne uygun olarak maddi tazminat taleplerinden feragat etmesi karşısında davacının davalılara yönelik maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının davalı …., …. AŞ, ve ….AŞ’ den talep ettiği manevi tazminata gelince; Yerleşik Yargıtay kararlarında da açıklandığı üzere, “BK.’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.” Somut olayda, yukarıda açıklandığı üzere kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …. % 25 oranında tali kusurludur. Diğer davalı … ise ….’ nun sürücüsü olduğu aracın işletenidir. Davacıda olay nedeniyle sürekli maluliyet oluşmamıştır. İyileşme süresi ise 4 ay olarak belirlenmiştir. Olayın oluş şekli, maluliyet oranı , iyileşme süresi, davacının kaza sonrasında yaralanması nedeniyle tedavi süresince çektiği elem ve acı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü, her olayın kendi şartları açısından farklılık mevcut olsa da Yargıtay 17.HD.’sinin 2007 yılı öncesi ve sonraki yıllarda manevi tazminat takdirine dair uygulamaları (Yargıtay 17.HD.’sinin 2015/11392 E.-2016/87 K.sayılı, Yargıtay 17.HD.’sinin 2014/5520 E.-2015/80 Karar sayılı kararı ve olay tarihi 2004 olan Yargıtay 17.HD.’sinin 2015/11390 E.-2016/87 K.sayılı kararları) dikkate alındığında 3.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve davalı….A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi yoluna gidilmiştir.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı “işletenin” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, moturlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda kaza yapan ve davalı …. AŞ adına kayıtlı … plakalı aracın, davalı …. AŞ tarafından diğer davalı ……Hizmetleri Aş’ye Taşıt Kira Sözleşmesi ile 36 ay süre kiralandığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki araç teslim tutanağından, damga vergisi beyannamelerinden ve faturalardan sözleşmenin kaza tarihi itibariyle devam edip aracın kiracıya teslim edildiği görülmektedir. Bu sebeple davalı …. AŞ hakkında açılan manevi tazminat davasının pasif husumet nedeniyle reddine ilişkin hüküm tesis edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davacının davalılara yönelik maddi tazminat talebinden feragat etmesi nedeniyle maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, davacının davalı …. ve davalı….A.Ş’ye karşı açmış olduğu manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 3.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve davalı….A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının davalı ….A.Ş’ye karşı açmış olduğu manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğundan reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİNE,
1-Davacının açmış olduğu maddi tazminat davasının tüm davalılar açısından feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının davalı …. ve davalı….A.Ş’ye karşı açmış olduğu manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 3.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve davalı….A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Davacının davalı ….A.Ş’ye karşı açmış olduğu manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
4-Davanın manevi tazminat talebinin kabul edilen kısmı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 204,93-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 27,70-TL harcın mahsubuna, bakiye 177,23-TL harcın davalılar….A.Ş ve ….’den alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
5-Davanın maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddi dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
6-Davanın manevi tazminat talebinin davalı ….A.Ş yönünden pasif husumet nedeniyle reddi dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
7-Davacı tarafından peşin yatırılan 27,70-TL başvurma harcı ile 27,70-TL peşin harcın davalılar …. ve….A.Ş’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davanın manevi tazminat talebi yönünden kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar …. ve….A.Ş’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davanın maddi tazminat talebi yönünden feragat nedeniyle reddi dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar….A.Ş ile ….A.Ş ‘ye VERİLMESİNE,
10-Talep edilmediğinden davalı ….A.Ş yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Davanın manevi tazminat talebi yönünden red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar….A.Ş ile ….A.Ş’ye VERİLMESİNE,
12-Davacı tarafından yapılan 133,65-TL tebligat, 92,10-TL müzekkere, 450,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 675,75-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 494,45-TL’sinin davalılar….A.Ş ve ….’den alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
13-Davalı….A.Ş tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinden davanın red miktarı dikkate alınarak 26,82-TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
14-Davalı ….A.Ş tarafından yapılan 93,35,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
15-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı ….vekilinin yüzüne karşı, davalı ….A.Ş ve davalı ….A.Ş. Vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 09/03/2018

KATİP ….

HAKİM ….