Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/848 E. 2019/1079 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/848 Esas
KARAR NO : 2019/1079

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/09/2015
KARAR TARİHİ : 17/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 29/10/2014 günü davalılardan ….’in sevk ve idaresinde olan …. plakalı minübüs ile diğer davalı…’un sevk ve idaresindeki …. plakalı motosiklet ile çarpıştığını, motosikletin arkasında oturan müvekkillerinin oğlu olan müteveffa …’in ağır yaralandığını, uzun süre koma halinde kaldığını ve 7 ay sonra vefat ettiğini, müvekkillerinin büyük acı ve üzüntü çektiklerini, Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığını belirterek, şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 250.000 TL manevi ve 7.000 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 257.000 TL tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.vekili cevap dilekçesinde; uyuşmazlık konusu … plaka numaralı aracın, müvekkili şirket nezdinde kasko sigortası ile sigorta teminatı altına alındığını, davacı tarafların husumetini yönlendirmesi gereken taraf ise … plaka numaralı aracın kaza tarihinde zorunlu mali sorumluluk sigortacısı … Sigorta A.Ş.olduğunu, söz konusu tazminat miktarının öncelikle zorunlu mali mesuliyet sigortasından alınması, teminat limitinin aşması durumunda ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesine başvurabilme hakkı bulunduğunu, davaya konu söz konusu olayda hükmedilecek tazminat miktarının zorunlu mali mesuliyet poliçesindeki teminat limitlerini aşması mümkün olmadığını, işbu sebeple tarafına ikame edilmiş söz konusu davaya ilişkin müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, kusur oranlarının tespiti bakımından mahkemece dosyanın adli tıp trafik ihtisas kurumuna sevk edilmesi gerektiği, davacının kaza esnasında kask kullanmadığı tespit edilmiş olup müterafik müterafik kusuru bulunduğunu, müterafik kusur için kazada kusurlu olmak değil, kaza sonucu oluşan zararın vukusunda kusur sahibi olmak arandığını, davacı tarafın olay tarihinden itibaren faiz talebine itiraz ettiklerini, davacının müvekkili şirkete başvuruda bulunmamış olup müvekkil şirketin usulen temerrüde düşürülmediğini, davayı kabul manasında olmamak üzere davacının avans faiz talebinin reddi gerektiğini belirterek öncelikle davanın reddini, davacının davasının ispatı halinde; müvekkili şirketin asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin dava tarihinden başlatılmasını savunmuştur.
Davalı …. cevap dilekçesinde; davacının 29/10/2014 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu açtığı maddi ve manevi tazminatın tahsiline ilişkin davada kurumun taraf olmasını kabul etmediklerini, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, davada maddi (gelir kaybı ve iş göremezlik tazminat) ve manevi tazminat talebinden kurumun sorumluluğu bulunmadığından bu talebin husumet nedeniyle reddine, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalılar …. ve … vekili cevap dilekçesinde; kazanın 29/10/2014 günü müvekkilinin idaresindeki … plakalı … marka minibüs ile diğer davalı…’un sevk ve idaresindeki …. plakalı motosikletin …. Sokak ile …. Sokak’ın kesiştiği noktada meydana geldiğini, kazaya diğer davalı…’un ehliyetsiz yani hukuka aykırı olarak ve dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeden araç sevk ve idare etmesinn sebep olduğunu, davalının ehliyetsiz olup 17 yaşında genç bir delikanlı olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası hemen amcası olan ….’i aradığını, müteveffayı hastaneye kaldırdıklarını, olay nedeniyle merhum hakkında istenilen manevi tazminat miktarını kesinlikle kabul etmediklerini, davacı tarafın 17 yaşında reşit olmayan çocuğun bakım ve kontrolünden sorumlu olduğunu, kaza sonrası alınan emniyet ifadelerinde diğer davalı ifadesinin mana olarak kazaya sebebiyet veren kusurun kendisinde olduğunu açıkça kabul ettiğini, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi adına bilirkişiye başvurulamsını ve tanık ….’in dinlenmesini talep ettiklerini belirterek haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi doğrultusunda bir kazanın meydana gelmesi halinde hem sürücü, hem de araç sahibi hem de aracın bağlı olduğu şirket (teşebbüs) sahibi sorumlu olacağını, bu şahısların sorumlu olabilmesi için kanunun aradığı şartların gerçekleşmesi gerektiğini, ancak …. bakımından kanunun aradığı şartların gerçekleşmediğini, kazayla hiçbir bağı olmadığını, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş.cevap dilekçesinde; kaza ile ilgili davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, herhangi bir hasar dosyası açılmadığını, müvekkili şirkete gönderilen dava dilekçesi ekinde de zarara ilişkin herhangi bir belge yer almadığını, öncelikle bu hususların saptanabilmesi, davanın esasına ve usule ilişkin itirazlarımızın … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete 01.00.2014-01.09.2015 tarihleri arasında geçerli … numaralı Trafik Zorunlu Mail Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde sozkonusu olduğunu, gerçek zararın belirlenebilmesi için konusunda uzman kişiler tarafından bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, kaza sonucu üçüncü kişinin ölümü veya yaralanması gerçekleştiği takdirde, sigortacı sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve sigortalının kuşum oranında destekten yoksun kalanlara tazminat ile yükümlü olduğunu, öncelikle tüm delillerin toplanmasını takiben dosyanın kusur tespiti için Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, sağlıklı ve gerçekçi bir tazminat hesaplaması yapılabilmesi için de “destekten yoksun kalma tazminatıma ilişkin talebin değerlendirilmesi amacıyla aktüer sıfatına sahip bir bilirkişinin görevlendirilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin cevap hakkı saklı kalmak kaydıyla, davacı delillerinin tebliğine, “Adli Tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi” tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; yine “Aktüer” sıratına sahip bir bilirkişi kanalı ile “destekten yoksun kalma“ tazminatının hesaplanmasına, davacının teminat dışında bulunan “Manevi Tazminat” “Tedavi Gideri” ve “Dolaylı Zararlarda ilişkin talebinin reddine, müterafik kusur (kask takmama) şartlarının varlığı halinde tazminattan indirime gidilmesine, hatır taşıması varlığı halinde hatır taşıması indiriminin uygulanmasına, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması ve ödeme yapmasına karar verilmesi durumunda sorumluğunun azami açıklanan çerçevede ve azami limitle sınırlı olacağına, dava tarihinden İtibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkili şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletllmeslne karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER ve YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dosyaya delil olarak;
Taraflara ait Sosyal ekonomik durum ,araç tescil bilgileri ,nüfus kaydı ,Tedavi görülen hastane kayıtları, kaza tespit tutanağı,… kayıtları, Bakırköy … Ağır Ceza dosyası , davalı Sigortaca yapılmış Zorunlu trafik poliçesi, Adli Tıp kurumu raporu, dosya arasına alınmştır.
Taraf vekilleri delil listeleriyle yazılı delillerini ibraz etmişler diğer taraf delilleri mahkememizce toplanmıştır. Kazaya karışan araçların trafik kayıtları celp edilmiştir.
Gerçek kişi tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, gelen yazı cevapları dosyaya konulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; Davacıların mulisinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasında kazaya karışan araç sürücülerinin kusur durumun ne olduğu, kazada ölen …’in ölünceye kadar uğradığı maddi zarar ile davacıların destekten yoksun kaldıkları takdirde uğradıkları zarar miktarının ne olduğu, zararın sigorta poliçeleri kapsamında olup olmadıkları , meydana gelen ölüm nedeniyle davacıların manevi eziyet çekip çekmedikleri noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Davacılar vekilinin açtığı davada davanın bir miktar para alacağının ödettirilmesine ilişkin olup ihtiyati tedbir konulması istenen araç ve mal varlıklarının davanın konusunu oluşturmadığından davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ SONUÇ
Dava; 6098 sayılı TBK 49.madde ve 2918 sayılı KTK uyarınca trafik kazası nedeniyle müteveffanın desteğinden yoksun kalan davacıların araç sürücüleri, araç işletenleri ile araçların zorunlu sigortacıları aleyhinde açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre kazanın meydana gelişi ve bunun sonucunda oluşan maddi tazminat talepleriyle ilgili kusur ve aktüerya hesabı hususlarında bilirkişilerden HMK 266.maddesi kapsamında rapor alınmasına karar verilmiştir.
Davacının iddiası, davalının savunması, tüm dosya kapsamına göre , davacıların desteğinin öldüğü trafik kazasında tarafların kusur durumlarının tespiti için günsüz olarak Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, 04/05/2016 tarihli raporda özetle; … plakalı kamyonet sürücüsü davalı ….’in KTK’nın 84/h maddesi yoluyla 52.ve 57 maddelerini ihlali sebebiyle %70 oranında asli kusurlu olduğu, …. plakalı motosiklet sürücüsü davalı…’un KTK’nun 52.maddesini ihlal sebebiyle %20 oranında tali kusurlu olduğu, davacıların desteği ölen …’in ise KTK’nın 78.maddesini ihlal sebebiyle %10 oranında düşük derecede tali kusurlu olduğu kanaat ve sonucu bildirilmiştir.
Davacının iddiası, davalıların savunmaları , ve tüm dosya kapsamına göre , davacıların maddi zararın tespiti için GÜNSÜZ olarak Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, tarafların bilirkişi seçiminde anlaşamamaları nedeniyle re’sen seçilecek olan aktüerya bilirkişisi (….), Doktor bilirkişi (…) ile yorumda yardımcı Hukukçu bilirkişi (Doç. Dr. ….) tarafından tanzim edilen 01/02/2017 tarihli raporda özetle; davacı anne ….’ in destekten yoksun kalma nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 175.556.421TL olduğu, davacı baba ….’in destekten yoksun kalma nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 70.501,81 TL olduğu, davacıların miras payları oranında talep edebilecekleri ve müteveffanın (5,5) aylık %100 maluliyeti nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararı toplamının (4.593,43)TL olduğu ve bu tutarın davacılar tarafından (1/2) pay oranında paylaşabilecekleri, davacıların cenaze ve defin gideri nedeniyle maddi zararları toplamının (1.800,00)TL olduğu, davacıların tedavi giderleri nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararlarının (37.521)TL olduğu, davalı … Sigorta A.Ş yönünden temerrüt başlangıç tarihinin 18.06.2015 dava tarihi ve diğer davalılar yönünden 29.10.2014 kaza tarihi olduğu, temerrüt faizi nev’inin yasal faiz nev’inden işleyecek faiz olduğu kanaati bildirilmiştir.
07/11/2017 havale tarihli ek raporda özetle; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğünün 2014 yılı tarifesine güre cenaze ve delin işlemleri ücretsiz olup, mezar yeri için uygulanan bedel (2.000,00)TL olduğu, o halde; davacmın cenaze ve def’in gideri nedeniyle maddi zararı (2.000,00TL x %90 kusur) = (1.800,00) TL olduğu, davacı anne …’in destekten yoksun kalma nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 75.556,42 TL olduğu, davacı baba ….’ in destekten yoksun kalma nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 70.501,81 TL olduğu, davacıların miras paylan oranında talep edebilecekleri ve müteveffanın (5,5) aylık %100 maluliyeti nedeniyle nihai ve gerçek maddi zaran toplamının (4.593,43)TL olduğu ve bu tutarın davacılar tarafından (1/2) pay oranında paylaşabilecekleri, davacıların tedavi giderleri nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararlarının (37.521) TL olduğu ve aralan zararın (7.800,00 Tl x %90 kusur) = 7.020,00 TL tutarından …’nın sorumlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt başlangıç tarihinin 18.06.2015 dava tarihi ve diğer davalılar yönünden 29.10.2014 kaza tarihi olduğu, temerrüt faizi nevinin yasal faiz nevinden işleyecek faiz olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
16/07/2019 tarihli ek raporda özetle; davacı anne …’in destekten yoksun kalma nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 104.644,76 TL olduğu, davacı baba ….’in destekten yoksun kalma nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 97.369,52 TL olduğu, davacıların miras paylan oranında talep edebilecekleri ve müteveffanın (5,5) aylık %100 maluliyeti nedeniyle nihaî ve gerçek maddi zararı toplamının (4.593,43)TL olduğu ve bu tutarın davacılar tarafından (1/2) pay oranında paylaşabilecekleri, davacıların cenaze ve defin gideri nedeniyle maddi zararları toplamının (1.800,00) TL olduğu, davacıların tedavi giderleri nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararlarının (37.521)TL olduğu ve anılan zararın (7.800,00 TL x %90 kusur) = 7.020,00 TL tutarından … nın sorumlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş yönünden temerrüt başlangıç tarihinin 18.06.2015 dava tarihi ve diğer davalılar yönünden 29.10.2014 kaza tarihi olduğu, temerrüt faizi nevinin yasal faiz nevinden işleyecek faiz olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve beraat kararı ile bağlı değil ise de, maddi olgulara ilişkin kararlarıyla bağlıdır. Bu açıdan hukuk hakimi sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı veya eylemin hukuka aykırılığını ve fâilini belirleyen mahkumiyet kararı ile bağlıdır. Ancak kusur tespitiyle bağlı olmadığından mahkemelerde kusur tespiti yaptırılmış buna göre sürücü davalının meydana gelen kazadan dolayı asli ve tam kusurlu olduğu tespiti hususu mahkememizce de kabul görmüştür.
Mahkememizce Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası esas sayılı dosyasının celp olunduğu, dosyanın tetkikinde;
Kesinleşen Ceza dosyasında kusur raporunda ve gerekçede ;Olay tarihinde sanık ….’in kullandığı … plakalı araç ile olay nedeniyle yaralanıp, daha sonra 14/04/2015 tarihinde vefat eden …’in yolcu olarak bulunduğu …’un kullandığı …. plakalı motosikletin çarpışması neticesinde …’in ölümün ve yakınıcı olan…’un yaralanması ile sonuçlanan olayda dosya kapsamı, savunmalar, yakınmalar, olay yeri ve oluş şekline ilişkin yapılan tespitler neticesinde SSÇ… yönünden dosyamız ile birleştirilen Bakırköy … Çocuk Mahkemesinin …-…. E-K sayılı dosyaları üzerinden bilirkişi incelemesi ve bu yönde ATK Trafik İhtisas Dairesi raporları birlikte değerlendirildiğinde olayın meydana gelişinde sürücü sanık ….’in asli, birleştirilerek görülen dosyadaki katılan….’un tali kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; her iki davalı için ayrı TCK’ nun 85 maddesince taksirle ölüme sebebiyet verme suçu nedeniyle verilen mahkumiyet kararı verildiği görülmüştür.
Mahkememizce olayın oluş şekline göre ceza dosyasında alınan raporda kazanın oluşumunda yolcu konumunda bulunan mütevafaaya kusur atfedilmesi doğru bulunmamış bu sebeple mahkememizde iki defa kusur raporu alınarak sadece olaya karşışan sürücülerin kusur dağılmı tepsit edilerek rapor hazılanması istenmiştir. Çünkü kas takmama neticeyi ağırlaştıran kusurlu hareket lup kazanın oluşuna etkisi olmadığından yolcu bakımında değil sürücüler bakımında kusur dağılımının yapılması gerektiğinden 19.09.2019 tarihinde alınan makine mühendisi kusur raporunda … plaka no’lu aracın sürücüsü davalı …, kendi yol ve şeridinde seyrederken bir kavşağa geldiği, kavşaktan geçmek isterken karayolları Trafik Kanunu Madde 57′ de belirtildiği üzere,” Bir kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde dikkatli bulunmak ve araçlarının ilk geçiş hakkı olan( kontrolsüz kavşaklarda, soldaki sürücüler sağ taraflarındaki karayolundan yaklaşan sürücülere ilk geçiş hakkı vermek zorundadır) Araçların geçmesine izin vermek üzere durdurabileceği hızda sürmek zorundadır” kuralına uyulması gerektiği bu kuralara uymayarak, kavşakta dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak geçiş önceliği ola araca yol vermeyerek kavşaktan geçmesi nedeniyle kazanın meydana gelişinde birinci derecede kusurlu olduğu, …. plaka no’lu aracın sürücüsü davalı …, kendi yol ve şeridinde seyrederken bir kavşağa geldiğinde aracını yavaşlatması kuralına uyması gerekirken, yolda dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak bu kurala uymaması ve kavşağa kendisinden önce giren bir aracı gördüğünde de kazayı önleyebilecek zamanında fren ve direksiyon tedbiri almaması nedeniyle kazanın meydana gelişinde ikinci derecede kusurlu sorumlu olduğundan bahisle … plaka no’Lu aracın sürücüsü davalı …’in %70 oranında kusurlu olduğu, …. plaka nolu motosiklet sürücüsü davalı …’in %30 oranında kusurlu olduğunu belirtir şekilde rapor tanzim etmiştir.
Ceza dosyasında ATK ve bilirkişi raporlarında )Sanık sürücü ….’in asli kusurlu olduğu, sürücü …’un tali kusurlu olduğu, Müteveffa …’in kendi ölümünde alt düzeyde tali kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapor yolcu konumundaki müteveffaya kusur atfetmesi mahkememizce kabul görmediğinden yukarıda anılan şekilde sürücü kusurlarını tespit eden 19.09.2019 tarihli rapor hükme esas alınarak maddi tazminat miktarları bu rapor esas alınarak mahkememizce değerlendirilmiştir.
Kural olarak Ceza mahkemesinde, haksız eylemin öğelerinden eylem, nedensellik bağı ve hukuka aykırılık yönleri saptanmış ve bunlar kesinleşmişse, bu üç öğe bakımından ceza mahkemesinin mahkumiyet ya da beraat kararı hukuk hakimini bağlayacaktır.Hukuk hakimi, ceza hakimini mahkumiyet kararına götüren olaylarla bağlıdır. O halde hukuk hakimi, artık olayların başka şekilde gerçekleştiğini benimseyemez ve zararın var olmadığını kabul edemez. (4. HD. 5.10.1987, 4123-7124, YKD.1987/12-1770) T.B.K.’nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin sabit saydığı olaylar üzerine verdiği ve İstinaf kararıyla da kesinleşen mahkumiyet kararı hukuk hakimini bağlar. (4. HD.4.2.1992, 90/12957-92/959, YKD.1992/5-693)bu ilke ve kurallar dikkate alındığında davalı sürücünün davacıya karşı haksız fiili olduğu sabittir. Böylece olaydaki hukuka aykırı fiil uygun illiyet bağı ve kusur durumu tespit edilerek haksız fiilin davalı sürücüler tarafından ceza mahkemesinde alınan raporlarla davalıların sürücülerin kusurları oranında olayın meydana gelişinde sürücü ….’in asli, …’un tali kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; kazanın meydana geldiğinin ile tespit edildiği ve davalının belirtilen bu raporda asli kusurlu olarak meydana getirildiği tespit edilmiştir ve bu hususu sabit olmuştur. Bu sebeple Borçlar kanunu uyarınca davacının zararını tazminle araç sürücüleri ve işletentenler sorumludurlar. Söz konusu meydana gelen olayda kaza anında araç sürücüsü ve ruhsat sahibi işletenin haksız fiil ve yasa uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu oldukları kanaat ve inancı mahkememizde oluştuğundan ruhsat sahibi diğer davalıların sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 85.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa,… motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.” İşleten ile sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir. İşletenin; eşi, usul ve füru, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanlar ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm ve yararlanmaları halinde bundan kaynaklanan zararların zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Maddi tazminatın esası Destekten yoksun kalma tazminatının konusu ve tedavi cenaze defin maluliyet giderleri oluşturmakta olup destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Sonuç olarak davalıların kaza kapsamında meydana gelen destekten yoksun kalma tazminatı alacağından sorumlu oldukları sabit olmuş olup mütevaffanın olayda kask takmaması ve arkadaşının aracına binmesi yanında olayda hatır taşıması da söz konusu olduğundan her iki davacıdan da ayrı ayrı olarak hakkaniyet ve Yargıtay uygulamalarına göre %40 oranında yapılan takdiri indirim dikkate alınarak dosya kapsamında usul ve yasaya uygun alınan bilirkişi raporlarına göre tespit edilen destekten yoksun kalma tazminatında kask takılamaması nedeniyle %20 indirim ve hatır taşıması nedeniyle ayrıca %20 oranında hakkaniyet indirimi sonucu oluşan tazminatın davalıların söz konusu zarar olan davalı sigorta şirketi kazaya karışan aracın ZMMS poliçesi kapsamından TTK’nun 1483. Madde ve devamı hükümlerinde de belirtildiği üzere, sigorta şirketi poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu anlaşılmakla dava tarihi ve olay tarihindeki ZMMS genel şartlarının uygulanması sonucunda anne ve babanın müteveffanın desteğinden yoksun kalacakları dikkate alınarak itibariyle için süresine göre yapılan hesaplama ve mahkememizce alınan kusur raporu hükme esas alınan aktüerya raporu usul ve yasaya uygun bulunmuş olup kaza tarihinin 29/10/2014 olduğu dikkate alındığında 14/05/2015 tarihli 29355 sayılı resmi gazetede yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Destekten yoksun kalma teminatı ilgili genel şartların A.5/ç maddesinde düzenlenmiş yine genel şartlara ek olarak çıkarılan cetvel Ek:2’de destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamasının ne şekilde yapılacağı, belirtilmiştir. Ek:2 cetvelin 3.maddesinde 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelecek trafik kazalarında TRH-2010 tablosunun dikkate alınacağı belirtilmiş, yine diğer maddelerde de, destekten yoksun kalma tazminatının ne şekilde hesaplanacağı ifade edilmiştir.
Ancak olduğu kazaya karışan davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan aracın ZMMS poliçesi incelendiğinde poliçenin 01/09/2014 tarihinde düzenlendiği bu kapsamda 01/06/2015 tarihinde değiştirilen genel şartlardan önceki genel şartlara tabi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Davalıların vekilinin TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılmadığına yönelik itiraz incelendiğinde; TRH 2010 yaşam tablosuna ve 1,8 teknik faiz indirimli hesaplama yeni ZMMS genel şartları bakımından geçerli olup kazanın ve poliçenin bu davadaki tarihleri dikkate alındığında, PMF 1931 yaşam tablosuna göre ve teknik faizin de eski şartlara göre esas alınarak yapılan hesaplamaya göre maddi zararın belirlendiği görülmüştür. Poliçe başlangıç tarihi itibariyle TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesap yapılamayacağından PMF 1931 yaşam tablosuna göre karar verilmesi gerektiğinden davalıların itirazları yerinde görülmemiştir.
Müteveffanın meydana gelen kazadan belirli bir süre sora vefat ettiği dikkate alınarak kapsamında meydana gelen tedavi giderleri ve iş göremezlik tazminat alacağından sorumlu oldukları sabit olmuştur.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü (belgeli tedavi giderleri), 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeyle sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil, ancak sözkonusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı yasa kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden … sorumlu olmayıp, sigorta şirketi sorumludur. Mahkememizce belgesiz tedavi giderleri yönünden ayrıca hüküm kuurlmuştur.
Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 4.maddesinin 1.maddesinde yer alan “…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin Danıştay ….Dairesinin 16/03/2016 tarih, …. Esas, … Karar sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş olduğundan bundan böyle SUT ayrımına gidilemeyeceği, 6111 sayılı Kanunun 56.maddesiyle değişik 2918 Sayılı Kanunun 98.maddesi kapsamında davada talep edilen tedavi giderleri yönünden …’nın yasal hasım haline gelmesi nedeniyle iş bu davada belgeli tedavi giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Dosya kapsmaında usul ve yasaya uygun alınan bilirkişi raporlarına göre iş göremezlik sebebiyle tespit edilen geçici ve sürekli iş göremezlik nedeniyle oluşan tazminattan davalı sürücülerin kusuru oranında bütün davalıların söz konusu zarar olan davalı sigorta şirketi kazaya karışan aracın ZMMS poliçesi kapsamından TTK’nun 1483. Madde ve devamı hükümlerinde de belirtildiği üzere, sigorta şirketi poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere sabit olduğundan hükme esas alınan aktüerya ek raporu usul ve yasaya uygun bulunmuş ve davalıların itirazları yerinde görülmemiştir.
Meydana gelen kaza sonrasında davacının değişik sağlık kuruluşlarında tedavi gördüğü dosya kapsamı ile sabittir. 6098 Sayılı TBK’nın 50/2. maddesine göre, uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa Hakim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyebilecektir. Bu madde gereğince, Hakim, bu kalemdeki tedavi giderine hakkaniyet ilkesi gereği kendisi de karar verebileceğinden bilirkişi raporu alınmasına gerek dahi bulunmamaktadır. Müteveffanın tedavi sürecinde ulaşım gideri, yeme-içme vb belgesiz tedavi, iyileşme gideri yapmış olduğu muhakkaktır. müteveffanın tedavi süresi, davacının ikametgâhı, hastanelerin müteveffanın ikametgâhına olan uzaklıkları, taksi, otobüs ve dolmuş ücretleri, yemek fiyatları gözönünde bulundurulduğunda, davacılar lehine 21.00 TL belgesiz tedavi gideri tespiti hakkaniyete uygun bulunmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Şube Müdürlüğünce düzenlenen belge esas alınarak bu giderin bilirkişilerce belirlenmesi hakkaniyete uygun bulunmuştur.
Davacının ıslah dilekçesi ile talep etmiş olduğu maddi tazminat kalemleri yönünden tazminatının kaza tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, Sigorta Şirketleri yönünden poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere Karayolları Trafik Kanunu’ nun 99. Maddesi ve yerleşmiş Yargıtay Kararları gereğince, gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirkete müracaat tarihinden öncesinde şirketin temerrüdü söz konusu olmadığını, Sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren (8) iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar vermek gerekmiştir. Davacının avans faizi talebi ise davacının ve haksız fiil faili sürücünün de tacir olmadığı dikkate alındığında ,diğer davalılar tacir olsa da her iki taraf için de ticari iş sayılması gereken bir fiil olması yanında TTK’da ticari iş, ticari işletme esasına göre belirlendiğinden dolayısıyla söz konusu aracın haksız eyleminin de TTK’nın 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına, bu durumda davalılardan ancak yasal faiz istenebileceğine, bu davalının hukuki sorumluluğunu üzerine alan davalı sigorta şirketinden de ancak aynı oranda yasal faizi istenebileceğinden davacının avans faizi talebi yerinde görülmeyerek yasal faize hükmedilmiştir.
Davacı için talep edilen Manevi tazminat yönünden ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayın oluş şekli anne baba ve kardeşlerin aile bireylerinin çocuk yaşta kaybı dikkate alındığında kaza sebebiyle oluşan zarar sebebiyle davacı üzerinde olumsuz ağır olumsuz psikolojik etkilere ve elem üzüntü kedere neden olacağı açıktır. Manevi tazminatın amacı kişilerde bir nebze olsun elem ızdırabı gidermeye araç olduğu hususu dikkate alınarak hakkaniyet gereği davacıda zenginleşmeye neden olmayacak ayrıca davalıyı da böyle bir fiilden vazgeçirecek ve tekrarlamayacak şekilde manevi tazminat hükmedilmesi gerekir. Dosya kapsamına göre olayda mütevaffanın müterafik kusuru davalıların sosyal ekonomik durumu dikkate alınmıştır. Ancak hükmedilecek bu manevi tazminatın sembolik bir düzeyde kalmaması da dikkate alınarak davacının acı ve elemini bir nebze giderecek bu fiilin ağırlığı ve gerçekleşme şekli tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak TMK 4. Maddesi uyarınca davalının maddi durumu da dikkate alınarak haksız fiilden zarar gören davacılar anne abab ve kardeşler yararına takdir edilen hakkaniyet bu yarınca uygun manevi tazminat takdir edilmiştir.
Maddi tazminatlarda indirim nedenleri olarak iki durum söz konusudur.
6098 sayılı TBK 51. md; hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “Tazminatın tenkisi” başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır. Somut olayda;müteveffanın davalı sürücünün sevk ve idaresinde bulunan motorsiklette yolcu olduğu, yolculuk esnasında kendi can güvenliği bakımından takması zorunlu olan koruyucu kaskı takmadığı, kazadaki yaralanmasının baş bölgesinden olduğu elen raporlarla sabittir. Bu sebeple desteğin motosiklette nizamlara aykırı ve kendi can emniyetini tehlikeye atacak şekilde kask takmayarak yolculuk yapmasının sürüş kusurlarından olmayıp hakim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilecektir. Yargıtay yerleşik uygulamasına göre de hesaplanan tazminattan Mahkememizce %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması gerekmiştir.
Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda TBK.nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hatır taşıması indirimi, bizzat hatır için taşınan kişinin ölmesi veya yaralanmasına ilişkin zararlar hakkında uygulanır. Kanun koyucu, indirim imkânını sadece hatır için taşıyan işleten ve sürücüye bahşetmiştir. İki taraflı kazalarda diğer aracın işleteni, tehlike esasına göre zarardan sorumlu olup, hatır ilişkisine yaslanarak mahkemeden tazminattan indirime gidilmesini talep edemeyeceğinden diğer davalılar …. ve … yönünden bu indirim sebebi uygulanmamıştır. Toplam tazminat bedellerinden kusur indirim oranları toplanarak maddi tazminat hesaplanarak hüküm kurulmuştur.
Tüm bu nedenlerle; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ; Sıralı mesuliyet ilkesi uyarınca davalı ihtiyari mali mesuliyet sigortacısına, ancak taşımacılık mali sorumluluk sigortası limitinin üzerinde bir zararın tespiti halinde, limitin üzerinde kalan kısım yönünden başvurulabileceği, başka bir anlatımla, yolcunun ya da yakınlarının uğradığı zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu sigortası kapsamında ise, bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğunun doğmayacağı da gözetilerek maddi tazminatlar ZMMS poliçe limitini aşmadığından Kasko şirketi olan … bu bedellerden sorumlu tutulmayıp sadece Kasko poliçesinde manevi tazminatı teminat altına aldığı gözetilerek bu bedelden sorumlu tutulması gözetilerek hüküm kurulmuş olup sonuç olarak kask takmama ve hatır taşımaları indirim halleri dikkate alınmış olup, davacı … yönünden maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden takdiri indirim sebeplerinin uygulanması suretiyle kısmen kabulü ile davacı … için destekten yoksun kalma, maluliyet, cenaze defin ve belgesiz tedavi giderleri sebebiyle oluşan toplam 78.002,79 TL tazminatın sadece 58.502,09 TL’lik kısmından davalılar… ve … sigortanın hatır taşımasında taşıyan olarak indirime hak kazandığı dikkate alınarak toplamda %40 indirime denk gelen sorumlu olması 58.502,09 TL’lik kısmından sorumlu olmaları kaydıyla, haksız fiil tarihi olan 29.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … sigorta şirketi yönünden ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan … Sigorta A.Ş.’den dava tarihi olan 18.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Sigorta AŞ ve …. dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı … yönünden maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden takdiri indirim sebeplerinin uygulanması suretiyle kısmen kabulü ile davacı … için destekten yoksun kalma, maluliyet, cenaze defin ve belgesiz tedavi giderleri sebebiyle oluşan toplam 73.509,80 TL tazminatın sadece 55.132,35 TL’lik kısmından davalılar… ve … sigortanın sorumlu olması kaydıyla, haksız fiil tarihi olan 29.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikt … sigorta şirketi yönünden ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan … Sigorta A.Ş.’den dava tarihi olan 18.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte e … Sigorta AŞ ve …. dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacıların belgelendirilmiş 17.352,00 TL’lik tedavi masraflarının KTK’nun 98.maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine bu tazminat kaleminin diğer davalılar yönünden reddine, davacı … yönünden Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile 50.000,00-TL ‘nin haksız fiil tarihi olan 29.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ZMMS sigortacısı davalı … ve …. dışındaki diğer davalılardan davalı ….. A.Ş yönünden kasko sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 18.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’e verilmesine, davacı … yönünden Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile 50.000,00-TL ‘nin kaza tarihi olan 29.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ZMMS sigortacısı davalı … ve …. dışındaki diğer davalılardan davalı … A.Ş yönünden kasko sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 18.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’e verilmesine, davalı …. yönünden ise doğrudan haksız fiilin tarafı olmadığı olayın meydana gelişinde ilgisinin olmaması dikkate alındığında salt kazaya karışan aracı üzerine devralması haksız fiilin tarafı yapmadığından … yönünden bu sebeple pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacıların fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ;

1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
2-Davacı … yönünden maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden takdiri indirim sebeplerinin uygulanması suretiyle kısmen KABULÜ ile davacı … için destekten yoksun kalma, maluliyet, cenaze defin ve belgesiz tedavi giderleri sebebiyle oluşan toplam 78.002,79 TL tazminatın sadece 58.502,09 TL’lik kısmından davalılar… ve … sigortanın sorumlu olması kaydıyla, haksız fiil tarihi olan 29.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … sigorta şirketi yönünden ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan … Sigorta A.Ş.’den dava tarihi olan 18.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Sigorta AŞ ve …. dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı …. yönünden maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden takdiri indirim sebeplerinin uygulanması suretiyle kısmen KABULÜ ile davacı … için destekten yoksun kalma, maluliyet, cenaze defin ve belgesiz tedavi giderleri sebebiyle oluşan toplam 73.509,80 TL tazminatın sadece 55.132,35 TL’lik kısmından davalılar… ve … sigortanın sorumlu olması kaydıyla, haksız fiil tarihi olan 29.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikt … sigorta şirketi yönünden ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan … Sigorta A.Ş.’den dava tarihi olan 18.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte e … Sigorta AŞ ve …. dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacıların belgelendirilmiş 17.352,00 TL’lik tedavi masraflarının KTK’nun 98.maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine bu tazminat kaleminin diğer davalılar yönünden reddine,
5-Davacı … yönünden Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile 50.000,00-TL ‘nin haksız fiil tarihi olan 29.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ZMMS sigortacısı davalı … ve …. dışındaki diğer davalılardan davalı …A.Ş yönünden kasko sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 18.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’e VERİLMESİNE,
6-Davacı …. yönünden Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile 50.000,00-TL ‘nin kaza tarihi olan 29.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ZMMS sigortacısı davalı … ve …. dışındaki diğer davalılardan davalı … A.Ş yönünden kasko sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 18.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı ….’e VERİLMESİNE,
7-Davalı …. yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
8-Davacıların fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine,
9-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 10.349,82 TL ilam ve karar harcından davacı tarafından yatırılan 23,91 TL peşin harç ile 853,88 TL tamamlama harcı, 3.125,00- TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 6.347,03-TL ilam harcının … Sigorta AŞ ve …. dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, (davalılar… ve … Sigorta A.Ş. 3.759,58 TL’sinden sorumlu olmak üzere)
10-Davalı …. harçtan muaf olduğundan bu davalı yönünden harç alınmasına yer olmadığına,
11-Maddi tazminat talebinin ıslah edilmiş miktar üzerinden kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 14.871,01 TL vekalet ücretinin … Sigorta AŞ ve …. dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
12-Maddi tazminat talebinin ıslah edilmiş miktar üzerinden reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak … Sigorta AŞ ve …. dışındaki diğer davalılara verilmesine,
13-Davacıların belgelendirilmiş 21.690 TL’lik tedavi masraflarının kabul edilen 17.352,00 TL’si yönünden davacılar yararına tayin ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı ….’dan tahsili ile davacılara verilmesine,
14-Davacıların belgelendirilmiş tedavi masraflarının reddedilen 4.338,00 TL’lik kısmı yönünden davacılar yararına tayin ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı ….’ya verilmesine,
-Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ yönünden;
15-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 6.831,00 TL ilam ve karar davacı tarafından yatırılan 23,91 TL peşin harç ile 853,88 TL tamamlama harcı, 3.125,00- TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 2.828,21-TL ilam harcının ZMMS sigortacısı davalı … ve …. dışındaki diğer davalılardan davalı …A.Ş yönünden kasko sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere tahsili ile hazineye gelir kaydına,
16-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi uyarınca 5.850,00 TL vekalet ücretinin ZMMS sigortacısı davalı … ve …. dışındaki diğer davalılardan davalı …. A.Ş yönünden kasko sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere tahsili ile davacı …’e verilmesine,
17-Manevi tazminat talebinin kısmen reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2.maddesi uyarınca 5.850,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak ZMMS sigortacısı davalı … ve …. dışındaki diğer davalılardan davalı …. A.Ş yönünden kasko sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere tahsili ile davacı …’e verilmesine,
18-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi uyarınca 5.850,00 TL vekalet ücretinin ZMMS sigortacısı davalı … ve …. dışındaki diğer davalılardan davalı …. A.Ş yönünden kasko sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere tahsili ile davacı ….’e verilmesine,
19-Manevi tazminat talebinin kısmen reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2.maddesi uyarınca 5.850,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak ZMMS sigortacısı davalı … ve …. dışındaki diğer davalılardan davalı …. A.Ş yönünden kasko sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere tahsili ile davacı ….’e verilmesine,
20-Davalı …. yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendini vekille temsil ettiren bu davalıya verilmesine,
21-Davacı tarafça sarf edilen 3.125,80 TL bilirkişi ücreti, 1.072,80 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 4.198,60 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı (%79,08) dikkate alınarak takdiren 3.320,43 TL yargılama giderinin … Sigorta AŞ ve …. dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
22-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
23-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin, davalı … …. vekilinin yüzüne karşı, davalı …. vekilinin yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/10/2019

Başkan ….
¸
Üye ….
¸
Üye …
¸
Katip ….
¸