Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/833 E. 2022/469 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/833 Esas
KARAR NO : 2022/469

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/07/2014
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …..’in 28/05/2014 tarihinde sürücüsü …. ve işleteni ….. olan ….. plakalı ….. Marka aracı ile yaya kaldırımına çıkmak suretiyle kendisine çarpması sonucunda vücudunun muhtelif yerlerinden yaralandığını, sağ bacağında kırıkların meydana geldiğini, sağ bacağına platin yerleştirildiğini, bu olay nedeniyle B.Çekmece C.Başsavcılığının ….. nolu soruşturma dosyası üzerinden davalı sürücü hakkında taksirle yaralama suçundan soruşturma başlatıldığını, bu olay nedeniyle müvekkilinin 1 yıl boyunca iş göremez duruma düştüğünü, yine kazaya neden aracın mali mesuliyet sigortacısı …na da 20/06/2014 tarihi itibariyle başvuru yapmak zorunda kaldıklarını beyanla trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan tedavisi boyunca çalışamayan ve aynı zamanda tedavisi boyunca tedavi giderlerinin bir kısmını ödeyen davacı müvekkilin şimdilik 1.000,00 TL ve yargılama safhasında toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere dava tarihinden işletilecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline; yine 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar işleten ve sürücüden müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. (…) vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda davalılardan ….’in …. bakımından adam çalıştıran sıfatında olduğunu, …..’in …..’yı iş nedeniyle gönderdiğini, yine davacının taleplerinin veli sıfatına sahip müvekkiline yönlendirilmesinin haksız olduğunu, müvekkilinin davalı sıfatı bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, öncelikle görev nedeniyle davanın reddine, aksi takdirde kusur ve maluliyet oranının tespiti yaptırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; bu olay nedeniyle müvekkilinin de maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkilinin aracının çalındığını ve hiç bir kusuru bulunmaksızın böyle bir hukuki uyuşmazlığın içerisinde bulunduğunu beyanla müvekkili açısından davanın reddini istemiştir.
Davalı ….. cevap dilekçesinde özetle; davaya husumet açısından itiraz ettiğini, davalı ….’in velisi olmadığını, müşterek çocuğun velayetinin annesine verildiğini bu nedenle cevap ve itiraz etme hakkı saklı kalmak kaydı ile davanın öncelikle husumet açısından reddine karar verilmesini istemiştir.
Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14/04/2015 tarih, … esas, ….. karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş olduğu anlaşıldı.
Davalı ….. tanığı …..: …. benim aynı semtten yaklaşık bir yıldan beri arkadaşımdı. Olay günü …. ….. plaka sayılı aracı kullanmakta idi. Kaza sırasında ben araçta idim. Araç davalı …..’in rızası dışında …. tarafından alınmıştır. Zira kazadan önce …. ile yaptığımız karşılıklı görüşmede bunu bana açıkça …. söyledi. Kaza günü ben bisiklet ile yolda gidiyordum. Beni kendisi araca davet etti ve ben de bunun üzerine araca binmiş oldum, şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı ….. tanığı ….: …. oğlum …..’in işyerinin bulunduğu civara gelip bazen uğrar idi. Ayrıca işyerinin açık bir standı da vardı. ….. ise benim öz oğlum olur. Pazar günü oğlum işyerinde değildi. Geçici olarak işyerinde ben bulunmakta idim. Kaza günü bir an için …. dükkana girip çıktı. Ancak çok yoğunluk olduğu için kendisi ile konuşamadım. Sonradan ….. plaka sayılı araç ile ….’in kaza yaptığını öğrendim. Kendisi anahtarı dükkanda bulunan kasanın yanında almıştır. Zira anahtar oradaydı. Kesinlikle ben anahtarı kendisine vermediğim gibi benden izin almadı. Kendisi oğlum …..’in çalışanı veya yardımcısı değildir. Sonradan kaza olduğunu ise öğrendim, şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı ….. tanığı ….. : Davalı ….. bizim Bahçeşehir semtinde arada sırada uğradığımız bir kafenin sahibidir. …..’yı ise aynı kafede gördüğüm için tanıyorum. Geçmiş dönemde birkaç defa kafeye gittiğimizde ….. bize birkaç defa servis yapmıştır. Bana sorulan ve kazaya karışan aracın …..’in izni dahilinde ….. tarafından alınıp alınmadığını ben bilemiyorum, şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı …. tanığı …. : Ben davalı ….’i tanırım, kendisinin annesi eski eşimin arkadaşı idi, kendisi de çocuğumun arkadaşıdır, davalı kazanın meydana geldiği tarihte … isimli …..’in işlettiği iş yerinde çalışıyordu, bu işyerinde garsonluk sipariş dağıtımı işlerini yapıyordu, davalı ….. tarafındankendisi yaşı küçük olmasına rağmen araç ile sipariş dağıtımına alışverişe hatta hale gönderiliyordu, işi bırakması hususunda kendisine telkinde bulundum, ancak anne ve babası ayrı olduğu için ve paraya ihtiyacı olduğu için işi bırakmayacağını söyledi, benim bilgi ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum, şeklinde beyanda bulunmuştur.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin … tarihli raporda; ” Bu duruma göre;
1- Davalı sürücü …., idaresindeki araç ile seyrini sürdürürken yola gereken dikkatini vermemiş, hızını aracın teknik özelliklerine ve yol şartlarına göre ayarlamamış, direksiyon hakimiyetine gerekli özen ve önemi göstermemiş, aracı yolun nizami sınırları dahilinde tutma becerisi gösteremeyip sevk ve idare hatasıyla vasıtanın hakimiyetini kaybederek yolun sağından yol dışı kalarak yol bitişiğinde yaya kaldırımı üzerinde bulunan yayalara çarpmıştır. Olayda, dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı hareketleriyle asli kusurludur.
2- Yaya kaldırımı üzerinde bulunduğu sırada sürücü hakimiyetinden çıkan araç tarafından çarpılan davacı yaya …..’in olayın oluşu üzerinde herhangi bir hatalı davranışının olmadığı ve mevcut şartlarda alabileceği bir önlemin bulunmadığı anlaşılmakla, kusursuzdur.
SONUÇ :
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde meydana gelen olayda:
1- Davalı sürücü ….’in %100(yüzde yüz) oranında kusurlu,
2- Davacı yaya …..’in kusursuz olduğu, kanaatini bildirir müşterek rapordur.” şeklinde görüş bildirmiştir
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Kurulu’nun 20/05/2020 tarih, …. sayılı raporu ile; … oğlu, …. doğumlu, …..’in 28/05/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, aynı yönetmeliğin 15. Maddesi çerçevesinde başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 1 (bir) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi … ın 08.06.2021 tarihli Bilirkişi raporunda özetle;
1. Davacı taraf 500 TL kalıcı beden gücü kaybı talep etmiş olup, dava konusu olay nedeniyle davacının iş göremezliğinin olmadığı yönündeki raporlar dikkate alındığında, güç kaybı tazminatının doğmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.
2. Davacı taraf 250 TL gelir kaybı (geçici beden gücü kaybı) tazminatı talep etmiş olup, ATK raporlarında gelir kaybı dönemi 9 ay olarak belirlenmiştir. Olay tarihinde yaşı küçük olan davacının bahse konu dönemde gelir elde ettiğine yönelik net veriler dosyada yer almamaktadır. Mevcut bu duruma göre, davacı tarafın “aylık 800 TL gelir” yönündeki iddiasının usulünce ispatlandığının Sayın Mahkemece kabulü olasılığında, gelir kaybı zararı 7.200 TL olarak hesaplanmaktadır.
3. Davacı taraf tedavi masrafları kapsamında bakıcı yardımından faydalanma ile hastane masraflarına ilişkin olarak 250 TL talep etmiştir. Adli Tıp Kurumu raporlarında belirtilen bir aylık bakım yardımına ihtiyaç süresi dikkate alındığında bakım giderinin 1.071 TL olacağı hesaplanmıştır. Somut olayın özelliği de dikkate alınmak suretiyle bu miktardan 098 sayılı TBK m.51-52 uyarınca hakkaniyet indirimi yapılıp yapılmayacağı, Sayın Mahkemenin yetki ve takdir alanındaki husustur.
4. Davacı taraf hastane masrafları vb genel ifadelerle diğer tedavi giderini talep etmiştir. Yapılan irdelemede davacının bedensel zararının özelliği dikkate alındığında Kurum kayıtlarında da görünen tedavilerinin yapılabilmesi amacıyla toplam 1.000 TL ulaşım giderinin somut olayın gelişimine uygun düşeceği kanaatine varılmıştır. Ancak bu hususta nihai takdir ve yetki şüphesiz ki Sayın Mahkemeye aittir.
5. Davalı ….na başvuru tarihi 25.06.2014 olup, başvurudan 8 işgünü sonrası olan tarih (9.işgünü) ise 08.07.2014 olarak belirlendiği belirtilmiştir.
Davacı tarafça 16.02.2022 tarihli bedel arttırım dilekçesinin dosya içerisine sunulduğu görülmüştür.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, 28/05/2014 tarihli trafik kazasındaki yaralanmasından dolayı geçici iş göremezlik, tedavi masrafları, sürekli iş göremezlik (maddi tazminat) ve manevi tazminatlarının tazmini amacıyla kazaya karışan tüm araçların şoförü – maliki ve sigortalayan sigorta şirketi aleyhine bu dava açmıştır.
Kaza tarihi itibariyle kazaya karışan davalı aracının ZMMS’ i olmadığından, güvence hesabına yönelik açılan dava yürütülmüş ve ….. yönünden hüküm kurulmuştur.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan kusur, maluliyet ve hesap yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Hükme esas alınan ceza yargılaması dosyasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin …. tarihli raporda; Davalı sürücü ….’in %100(yüzde yüz) oranında kusurlu; Davacı yaya …..’in kusursuz olduğu olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Oluşa göre belirlenen bu kusur oranlarına mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda; Davacı …..’in 28/05/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, aynı yönetmeliğin 15. Maddesi çerçevesinde başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 1 (bir) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Teknik incelemeye göre belirlenen bu iş göremezlik raporuna mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Bilirkişi ….’ dan alınan 08.06.2021 tarihli raporda; davacıya geçici işgöremezlik tazminatı ve tedavi masraflarının yukarıda belirtildiği şekliyle hesaplandığı görülmüştür. Davacının hak edeceği maddi tazminatın dosya kapsamına ve delillere göre uygun olması sebebiyle hesaplamaya itibar edilmiştir.
Davalı ….’ in, kazaya karışan ….. plakalı aracı şoför olarak kullanmaktadır. Diğer davalı …..’ in, aracın işleteni olduğu ve ….nın da sigortasal sorumluluğu olduğu anlaşılarak, davalıların kaza kapsamında meydana gelen geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi gideri alacağından sorumlu oldukları sabit olmuştur.
** Hakimin manevi zarar adı ile kazaya uğrayana verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması da gözetilerek, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda, tarafların sosyal ve ekonomik durumları olaydaki kusur durumu ve olayın oluş şekli, olay tarihi ve kaza olayı göz önüne alınmak sureti ile manevi zarar aşağıdaki şekilde belirlenmiş ve hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan tüm sebepler dolayısıyla aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının Maddi Tazminata ilişkin davasının KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
– Davacının sürekli iş göremezlik tazminat talebinin subut bulmadığından REDDİNE,
– 7.200,00-TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi (…..) yönünden 08/07/2014 tarihinden, davalılar ….. ve …. yönünden kaza tarihi olan 28/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin (…..) 268.000,00-TL poliçe limiti ile sorumlu olduğunun tespitine)
– 2.071,00-TL tedavi masraflarının davalı sigorta şirketi (…..) yönünden 08/07/2014 tarihinden, davalılar ….. ve …. yönünden kaza tarihi olan 28/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin (…..) 268.000,00-TL poliçe limiti ile sorumlu olduğunun tespitine)
2- Davacının Manevi Tazminat Talebinin KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
-7.500,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ….. ve ….’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca maddi ve manevi tazminat talebi yönünden toplam alınması gereken toplam 1.145,62 TL karar harcından, dava açılırken alınan 175,00 TL tamamlama harcın mahsubu ile bakiye 970,62 TL harcın (Davalılar ….. ve ….’ in miktarın tamamından, davalı ….nın ise 436,77 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
– Davacı tarafından yatırılan 178,80 TL harcın (Davalılar ….. ve ….’ in miktarın tamamından, davalı Güvence Hesabının ise 80,46 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan toplam 571,30 TL’ nin kısmen kabul – red oranları ve takdiren %28′ i olan 159,96 TL’ nin (Davalılar ….. ve ….’ in miktarın tamamından, davalı ….nın ise 71,98 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
5- Suçüstü ödeneğinden karşılanan 2.189,90 TL ATK ücreti ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.989,90 TL’ nin kısmen kabul – red oranları ve takdiren %28′ i olan 837,17 TL’ nin (Davalılar ….. ve ….’ in miktarın tamamından, davalı ….nın ise 376,72 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
– Bakiye kalan 2.152,73 TL’ nin davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,

6- Kabul edilen maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıların tamamından müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7- Reddedilen maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalılara VERİLMESİNE,
8- Kabul edilen manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar ….. ve ….’ dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9- Reddedilen manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalılar ….. ve ….’ e VERİLMESİNE,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022
Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza