Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/777 E. 2019/576 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY (1) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/777
KARAR NO : 2019/576

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2015
KARAR TARİHİ : 15/05/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı şirket aleyhine Bakırköy…İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekili tarafından yetkiye, borcun tamamına, faize ve fer’ilerine süresi içerisinde itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, icra takibine konu yapılan borcun fatura alacağından kaynaklandığını, ticari borç olduğunu, davalının itiraz dilekçesinde yetkiye itiraz ettiğini, yetki itirazının yasanı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarının aradığı usule uygun bir şekilde yapılmadığını, ayrıca ve açıkça yetki itirazında bulunulmadan ve yetkili icra müdürlüğü belirtilmeden, konu ve sonuç kısmında talepte bulunulmadan itiraz edildiğini, öncelikler yetki yönünden itirazın reddini talep etmenin gerektiğini, taraflar arasında 2014 yılı içerisinde muhtelif tarihlerde ticari alışverişin olduğunu gerek icra konusu olan gerekse icra konusu olmayan alım satımların taraflar arasında e-mail yazışmaları ile sağlandığını, dava konusu olsun olmasın tüm işlemlerde davalı şirket tarafından satın alınacak ürüne ait sipariş önerisi düzenlenerek müvekkili şirkete mail atılması üzerine müvekkili şirket tarafından sipariş önerisi değerlendirilmek üzere alım satım ön işlemleri gerçekleştirildiğini devamla karşılıklı mutubakat neticesinde müvekkili şirketin anlaşmalı olduğu kargo firması ile davalı şirkete ürünleri ile irsaliyeli faturaları tebliğ edilerek işlemin tamamlandığını, bu prosedür işletilerek müvekkili şirket tarafından ürünlerin ve irsaliyeli faturaların davalı şirkete teslim edildiğini, ancak karşılığında icra takibine konu olan fatura bedellerinin tahsil edilemediğini, davalı tarafın anlaşma konusu malları ve irsaliyeli faturaları teslim almasına rağmen yasal süresi içerisinde hiçbir şekilde itiraz etmediğini ve fatura bedellerini de ödemediğini, dilekçelerinde ek olarak sunmuş oldukları delillerinden karşılıklı yazışmalarda alım satım akdinin gerçekleşme süresinin açık ve net olarak görüldüğünü, alacak miktarının davalı şirket tarafından 19/01/2015 tarihinde 31/12/2014 tarihi itibariyle 28.589,83-TL alacaklarının bulunduğunu, 08/04/2015 tarihinde icra takibine konu yapmış oldukları 28.589,83-TL anaparalı alacağa davalı tarafından itirazın edildiğini ileri sürerek, öncelikle itirazın yetki ve devamla esas yönünden iptali ile duran icra takibinin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, masraf ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin takip yerinin takip yerindeki mahkemeye yetki kazandırmadığını, aksine itirazın iptali davasında yetkili mahkemenin HMK madde 6 ve devamı hükümlerine göre belirlendiğini, yer itibariyle yetkisi içinde genel hükümlerin uygulandığını, yetkili mahkemenin davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerinin olduğunu, yetkili icra ve mahkemelerinin Antalya icra daire ve mahkemeleri olduğundan yetki itirazlarının bulunduğunu, davaya konu olaylara ilişkin bilgilerin, belgelerin toplanması v incelenmesi uzun zaman alacağından HMk 127.maddesi gereğince iki haftalık cevap süresinin bir ay uzatılmasına karar verilmesini, davacı tarafından açılan davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddinin gerektiğini ileri sürerek, öncelikle yetki itirazlarının kabulüne, mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili Antalya mahkemelerine gönderilmesine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine 28.589,83-TL asıl alacak ile işlemiş faizlerle toplam 31.303,44-TL ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, öncelikle davalı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş önce davalının ticari defter ve belgeleri yönünden Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır. Talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda özetle; davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, dava konusu 15 adet faturanın kayıtlı olup ödeme olduğundan davalının davacıya borcu olmadığı belirtmiştir.
Davacının davalıya hizmet verip vermediği, takibe konu faturalardan dolayı alacağı olup olmadığına ve alacak miktarının belirlenmesi için mukayeseli olarak davacı defterlerinde HMK 222.maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi …. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davacı tarafından ibraz edilen 2013 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı fakat 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının faturalarının kayıtlı olduğu, tarafların cari ilişkisinde ön avans şeklinde çalışılmadığı, öncelikle mal alımı yapılıp sonra borcun ödendiğinin tespit edildiği, bu nedenle davalının yaptığı her ödemenin bakiye borcuna istinaden yapıldığının anlaşıldığı, davacının dava konusu faturalardan önce bakiye alacağı bulunması nedeniyle davalının dava konusu faturalardan sonra yapmış olduğu ödemelerin dava konusu faturalardan önceki bakiye alacağından düşülmesi gerektiği, davacının dosyaya sunmuş olduğu 2013 yılına ait faturalar üzerinde yapılan inceleme neticesinde, ticari defterlerinde kayıtlı olan 2013 yılından bakiye alacağına dayanak faturaların içeriğini ihtiva eden malları kargo yoluyla teslim etmiş olduğu, ayrıca taraflar arasında 19/01/2015 yılında akdedilmiş mutabakat metninde davacının 31/12/2014 tarihi itibariyle 28.589,83-TL alacağının bulunduğu konusunda mutabakata varıldığı, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinde, 2013 yılında her ay davacının düzenlediği fatura düzenlediği, buna karşın davalının düzensiz ödemeler yaptığı, ödemelerin fatura bazında yapılmadığı, davalının her ay bakiye borcunu kapatmadığı, bakiye borcun sürekli biçimde arttığı, bu itibarla 2014 yılı başında (2013 yılı sonu itibariyle) davalının ticari defterlerinde sıfır bakiye borcunun bulunduğunun taraflar arasındaki ticari ilişki teamülüne uygun olmadığı, neticeten davacının takip tarihi (08/04/2015) itibariyle davacının davalıdan 28.589,83-TLbakiye cari hesap alacağı olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına, uyuşmazlığın her iki tarafından defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına, tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.
Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Dosyada mevcut 31/12/2014 tarihli mutabakat formu ile davacının davalıdan 17/01/2015 tarihi itibariyle 28.589,83-TL alacaklı olduğu hususunda tarafların mutabık olduğu davalının kaşe ve imzası olduğu ve kabulünde olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamında davalının aksine bir delilinin bulunmadığı, neticeten davacının cari hesaptan dolayı takip tarihi itibariyle davalıdan olan asıl alacağının 28.589,83-TL olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile takibin 28.589,83-TL açısından iptaline, takibin 28.589,83-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile devamına, dava İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak belirlenebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen toplam alacağın %20’si oranında İİK’nun 67.maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmış, takipten önceki işlemin faizinin ise davalı henüz mütemerrit olmadığından ve taraflarca bu konuda yazılı bir sözleşme de yapılmamış olmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasında davalının yapmış olduğu itirazın 28.589,83 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 28.589,83 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla değişik oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 5.717,08 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.952,97-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 378,07-TL harcın mahsubuna, bakiye 1.574,90-TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 27,70-TL başvurma harcı ile 378,07-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.430,77-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davanın ret miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.713,61-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan 194,50-TL tebligat, 179,00-TL müzekkere, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.373,50-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 1.254,43-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/05/2019

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza