Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/773 E. 2019/991 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

USULE İLİŞKİN
NİHAİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/773 Esas
KARAR NO : 2019/991

DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 17/08/2015
KARAR TARİHİ : 03/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı …Mah…. Cad. … Girişi No:…. İSTANBUL adresinde kurulu Tasfiye Halinde … Hizmetleri Tic. A.Ş’nin Bakırköy … .Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile iflasına karar verildiğini, iflas tasfiye işlemlerinin Bakırköy … .İcra İflas Müdürlüğünün … iflas dosyası ile yürütülmekte olduğunu,… Merkezi tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde 9 inceleme raporuna istinaden Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin 11.1.5 ve 11.1.15 maddeleri gereğince toplam 686.529,- TL cezai şart uygulandığı, ilgili hastalar adına kuruma fatura edilen toplam 15.742,03 TL sağlık hizmet bedellerinin de yasal faizi ile birlikte adı geçen merkezden tahsil edileceğinin 20.05.2014 tarih … sayılı yazı ile Bakırköy …. .İcra Müdürlüğüne bildirildiğini, yine adı geçen merkeze 6 inceleme raporuna istinaden Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin 7.5.3, 7.5.4 ve 11.1.15 maddeleri gereği toplam 141.751,28 TL cezai şart uygulandığını, ilgili hastalar adına kuruma fatura edilen toplam 1.297,08 TL lik sağlık hizmet bedellerinin de yasal faizi ile birlikte adı geçen merkezden tahsil edileceği hususunun 20.05.2014 tarih … sayılı yazı ile Bakırköy … İcra Müdürlüğüne bildirildiğini, söz konusu cezai şartlara dayalı Kurum alacağı ile ilgili olarak … kayıt numarası ile 828.280,28 TL alacak kaydı yaptırdıklarını, işbu kurum alacağının iflas idaresi tarafından reddedildiğini, ret kararının 06.08.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, iflas idaresinin ret kararına karşı işbu davanın açılması gereğinin hasıl olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla iflas masasına …. kayıt numarasıyla yapılan ve reddedilen 828.280,28 TL alacağın sıra cetveline devlet alacağı derecesinde imtiyazlı olarak 3.sırada kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı müflis … Hizmetleri Tic. A.Ş’nin Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin…. esas sayılı dosyasından verilen 01.10.2013 tarihli kararı ile iflasına karar verildiğini, tasfiye işlemlerinin … sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, davacı kurum tarafından müflis şirketin tüm alacaklarıyla ilgili takas mahsup işlemi yapılmış olup, bunun ortaya çıkması üzerine iflas idaresinin bu uygulamanın hukuka aykırı olduğu ve İİK.’da belirtilen takas ve mahsup şartlarının oluşmadığından bahisle müflis şirketin kurumdan hak etmiş olduğu tüm meblağın İİK amir hükmüne göre müflisin hak ve menfaatini elinde bulunduranların iflas keyfiyetini ögrenmelerinden itibaren 1 ay içinde iflas idaresine bildirmekle ve teslim etmekle yükümlü olduklarını, aksi davranışın suç teşkil edeceği ihbar ve ihtarı ile bu bedellerin hiçbir kesinti yapılmaksızın derhal masaya ödenmesi gerekeceğine karar verip …’ya keyfiyeti bildirdiğini, bu kararın kaldırılması için … tarafından Bakırköy … .İcra Hukuk Mahkemesine yapılan şikayetin mahkemenin …. esas …. karar sayılı ve 24.09.2014 tarihli kararı ile reddedildiğini, kararın davacı kurum tarafından temyiz edildiğini ve Yargıtay…. .Hukuk Dairesinin 18.06.2015 tarih…. Esas …. Karar sayılı ilamı ile temyiz talebinin reddedildiğini, davacı kurumun alacak taleplerinin usulsüz mahsuplar içerisine dahil olup olmadığı netleşmediğinden, iflas idaresinin alacak talebini yargılamayı gerektirir görerek reddettiğini, kaldı ki yerleşik içtihatlara göre alacaklının alacağının varlığını, sadece kendi uhdesinde bulunan sözleşmelere, belgelere dayanarak dahi ispatlayamayacağını, ispat yükünün masaya yazdırılması gereken bir alacağı bulunduğunu iddia eden davacı alacaklıda olduğunu, burada korunan menfaatin masanın menfaati olduğunu belirterek öncelikle davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti ile süresinde değilse davanın dava şartı yokluğundan reddini, aksi takdirde iflas idaresi kararı hukuka ve kanuna uygun olduğundan haksız açılan davanın esastan reddini istemiştir.
Bakırköy …. icra ve İflas Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği, müflis şirket hakkında verilen iflas kararının kesinleşmediği, davacı …. vekilinin, 828.280,28.-TL Alacak kayıt başvurusunda bulunduğu, … no ile alacağın kaydının yapıldığı, müflis şirket yetkilisinin sorgusunun yapıldığı, İflas İdaresince 07.07.2015 tarihinde … İl Müdürlüğünün beyanları doğrultusunda haksız, hukuka ve yargı kararlarına aykırı olarak takas mahsup işleminin yapılması ve tefriki mümkün olmadığından yargı kararının kesinleşmesine bağlı olarak talebin reddine karar verilmiş olduğu sıra cetvelinin … gazetesinin 01.08.2015 tarihli nüshasında ve Ticaret Sicil Gazetesinin 05.08.2015 …. sayılı nüshasında ilan edildiği, sıra cetveli ve red kararının davacı … vekiline 04.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, 21.11.2013 günü saat 13.30 da yapılan birinci alacaklılar toplantısında yasa gereği iflas idaresinin kararlarda ekseriyetle masa leyh ve aleyhlerinde açılacak dava ve takiplerde masa adına münferiden yetki verilmesine ekseriyetle karar verildiği, … no ile alacak kaydı yaptıran … tarafından avans yatırılmadığı, son ilan tarihinden itibaren davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bakırköy … .Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan müzekkereye cevap verildiği, …. esas sayılı dosyadan verilen iflas kararının kesinleşme şerhli örneğinin, Bakırköy …. .Noterliğinden 27.07.2012 tarih …. yevmiye nolu ihtarnamenin tebliğ şerhli örneğinin gönderildiği görülmüştür
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava; davacı kurumun İİK 235.madde uyarınca cezai şart alacağının iflas masasına kayıt kabulü talebine ilişkindir.
Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur.
Yargılama tarihi itibari ile HMK. 114. maddesi çerçevesinde aranan dava şartlarından birisi ise mahkemenin görevli olmasıdır. HMK. 115/1 maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında mahkeme kendiliğinden araştırır. Bu dava şartı noksanlığını mahkeme tespit eder ise HMK .115/2 maddesine göre usulden ret kararı verir. Nitekim dava dilekçesinin içeriğinden, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği açıkça anlaşılan hallerde bu kararın verilmesine engel hal bulunmadığı Yargıtay’ın ilgili dairesinin onama kararları ile de açıkça belirlidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
İİK.’nun 194.maddesinde, iflas açılması ile kural olarak müflisin taraf olduğu hukuk davalarının duracağı ve ancak ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam olunabileceği hususu düzenlenmiştir. İkinci alacaklılar toplantısında dava konusu alacağın masaya kabul edilmemesi halinde davaya kayıt kabul davası olarak devam edilerek bir karar verilmesi gerekir.
İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda genel mahkemelerce tespit edilecektir. (Yargıtay …. . Hukuk Dairesinin 02.02.2012 tarih ve … E, …. K sayılı ilamı da bu yöndedir.) İİK’nda masa borçları için İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan HMK’na göre belirlenmesi gerekir.
İflas masasının bu safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), “alacakların ödenmesine tahsis olunur” (İİK m.184,I,c.1). Buradaki “alacaklar” teriminden maksat, aslında yalnız “iflas alacaklarıdır.” İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilirken (masaya yazdırılabilirken), müflisin iflas açılmasından sonra doğan alacakları, iflas alacağı olmadığından, iflas masasından talep edilemez. İflas masasından istenebilecek (hatta, iflas alacaklarından daha önce ödenecek) olan, bir başka alacak çeşidi de masa alacaklarıdır. Bunun masa bakımından adı “masa borcudur.” Masa borçları müflisin değil, (çünkü, müflisin iflas açılktıktan sonra masayı bağlayıcı nitelikte borçlarlanmasına imkân yoktur.) iflas masasının yaptığı borçlardır. Masa borçları, iflasın açılmasından iflas tasfiyesinin sonuçlanmasına kadar, iflas masası (masa adına iflas dairesi veya iflas idaresi) tarafından yapılan borçlardır. (İİK. m. 248, 303/2) Yüksek Yargıtay …. ‘nci Hukuk Dairesi’nin 12/07/2012 tarih ve …. E, …. K sayılı ilamında da açıklandığı üzere; kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır. (Yüksek Yargıtay …. ‘nci Hukuk Dairesi’nin 18/12/2014 gün ve …. esas,…. karar)
Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalar olup, Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Masa borçları sıra cetvelinde yer alamayacağından, bunlar için iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gereken davada İİK’nın 235. maddesindeki süreler uygulanmaz. İİK’nda masa borçları ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak için İİK’nın 235/2. maddesinin ilk cümlesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından, bu Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. (Yüksek Yargıtay … ncü Hukuk Dairesi’nin 05/04/2016 gün ve … esas,…. karar)
Somut olayda,Davalı Şirketin Bakırköy …. . Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E, ve …. K, sayılı karan ile OL 10.2013 tarihinde İflasına karar verildiği ve iflasın 19,03.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. İş bu davanın dayanağını davacı tarafça taraflar arasındaki sağlık hizmetleri satın alma sözleşmesine göre tahakkuk edilen ceza şart alacağı oluşturmaktadır. Uyuşmazlık ceza şart alacağı olduğu iddia edilen alacağın iflas tarihinden önce mi sonra mı muaccel olduğu iflas tarihi itibariyle davacının alacaklı olduğu alacağın iflas tarihinden sonra doğup doğmadığı ve sonuç olarak alacağın oluştuğu tarihe göre mahkememizin görevli olup olmadığı hususundadır. Bu kapsamda yapılan incelemeye göre;
Bakırköy …. îflas Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına kaydedilmesi istenen davalı Şirketin 2012 yılındaki sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle toplam olarak 828.280,28 TJ/Iik cezai şart tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır.
Ancak gelen raporlarda davacı Kurum kayıtlarında 01.10,2013 iflas tarihinde davacı Kurumun davalı Şirketten alacaklı olduğuna İlişkin bir kaydın tespit edilemediği ve dava konusu cezai şart tutarlarının iflas tarihi itibariyle davalı müflis Şirket kayıtlarında da yer almadığı tespit edilmiştir.
İtiraz üzerine davacı Kurumun cezai şart tutarını 590.454,18 TL olarak düzelttiği ve muhtıra halinde davalı … İdaresine tebliğ ettiği, ve Dava konusu cezai şart tutarlarına ilişkin incelemenin iflas tarihinden önce 12.10,2012 tarihinde başladığı ve 01.04.2013 tarihinde sona erdiği, denetim elemanlarınca …. ve…. no.lu ön inceleme raporlarının düzenlendiği
İflas tarihinden önce başlayan Davacı Kurum soruşturması 01.04.2013 tarihinde bitirilmiş, ancak durum davalı Şirkete 01,10.2013 iflas tarihine kadar tebliğ edilmemiştir.
Davacı … Başkanlığı tarafından 03.04.2015 ve 27.06.2015 tarihlerinde davalı Şirkete borç bildirim belgesi gönderilmiş, bu belgelerde cezai şarta tebliğden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebileceği ve yine tebliğden itibaren borcun 30 gün içinde ödenmesi gerektîği bildirilmiştir.
Bu tespitlere göre iflas tarihinden önce yapılan bu incelemeye göre iflas tarihi itibariyle alacağın muaccel olup olmadığı ve tahakkuk edip etmediği görev bakımından önemli olup taraflar arasındaki sözleşmenin 5.9 maddesine göre cezai şart tutarı ilgiliye tebliğ edildiği tarihte tahakkuk eder denmiştir. Davacı … Başkanlığı tarfından ise iflas tarihinden sonra 03.04.2015 ve 27.06.2015 tarihlerinde davalı Şirkete borç bildirim belgesi gönderildiği anlaşılmıştır.
Gelen raporlarda da Dava konusu alacak kaydı talebine ait işlemlerin iflas tarihinden sonra başlaması nedeniyle toplam 590,454.18 TL alacak tutarının İflas Masasına kayıt talebine İlişkin kabulünün Mahkemenin takdirinde bulunduğu tespiti yapılmıştır.

Davacı kurum, müflis şirketin iflas tarihinden sonra cezai tahakkuk ettirerek inceleme raporunu tebliğ etmiştir. Davacı kurum tarafından, iflas tarihinde müflis şirket lehine tahakkuk eden alacakların iflas masasına gönderilmediği bu raporla da sübut bulmuştur bu durumda iflastan sonra tahakkuk ettirilmiş ve ceza şart alacağı 2015 yılında tebliğ edilmiş olup iflas tarihi itibariyle muaccel bir alacak olmadığı gibi defter ve kayıtlarda da bu alacağa rastlanmadığı gelen raporlarla sabit olup uyuşmazlık konusu alacak müflisin iflasın açıldığı andaki borçlarının kaydıyla ilgili İİK.’nın 235. maddesi kapsamındaki iflas alacağı kapsamında değildir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, mahkemece, dava konusu alacak iflas alacağı olmadığından uyuşmazlığa konu alacağın iflas alacağı olarak iflas masasına kaydettirilebilecek olan ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan kayıt kabul davasına konu alacaklardan olmadığı anlaşılmış olup davacının geçerli olduğunu bahsettiği kesintilerin-alacağın müflis şirketlerin iflasından sonra doğmuştur.Yani tüm kesintilerin tarihi iflas tarihinden sonra olup talep kayıt kabule ilişkin değildir.Davanın kayıt kabul davası niteliğinde olmadığı,davacının talep ettiği alacağın iflasın açılmasından sonra doğan bir alacak olduğu,bu hali ile söz konusu alacak(kesintiler) bir iflas alacağı değil,masa alacağı olduğu,bu halde iflas alacakları hakkında uygulanan İİK’nın 235.vs maddelerin masa alacakları hakkında uygulanamayacağı açık olup davacının da tacir sıfatının bulunmadığı, anlaşıldığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/10/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸