Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/539 E. 2020/824 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/539 Esas
KARAR NO : 2020/824

DAVA : Menfi tespit – Çek İstirdatı
DAVA TARİHİ : 01/06/2015
KARAR TARİHİ : 27/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi tespit – Çek İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin …… Bankası A.Ş: ……. Cad. Şubesine ait, ……seri no.lu ve 21/04/2015 keşide tarihli, 19.302,15 TL bedelli çekin çalınarak veya kaybolarak zayi olduğunu, zayi edilen çeklerin üçüncü şahısların ellerine geçmesi halinde müvekkilinin mağdur olacağından dolayı çekler hakkında ödeme yasağı verilmesi ve subuta erecek iddialar neticesinde çekin iptali istemi ile Bakırköy ….. Aslyie Ticaret mahkemesi’nin ….. esas sayılı davayı açtıklarını, Bakırköy …… Asliye Ticaret mahkemesindeki dava sürerken davalı tarafından mahkemeye verilen dilekçe ile çeklerin kendilerine ciro silsilesi yoluyla ulaştığını, bankaya ibraz ettiklerini ve çeklerin elinde olması sebebiyle ödeme yasağı kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından istirdat davası açılması için taraflarına süre verildiğini, bu süre içerisinde mahkememizdeki davayı açtıklarını, çeki elinde bulunduran davalı tarafın dosyaya sunduğu çek fotokopisinin incelendiğinde ciro silsilesinin bozuk olduğunun anlaşılacağını, müvekkili şirketin sahte kaşesi ve sahte imzası kullanılarak ciro edilmiş gibi gösterilerek çekin bankaya ibraz edildiğini, ciro silsilesinin bozuk olması sebebiyle çekten dolayı müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespiti ile çeki elinde bulunduran davalının taraflarına iade etmesine, çeklerin ödemeye konması durumunda da bedelin taraflarına iadesine/ istirdatına, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 15/09/2015 tarihli cevap dilekçesinde; dava konusu çekin davalıya ciro silsilesine bakıldığında yetkili hamil olduğunun anlaşılacağını, çekin ciro silsilesine göre ciro edilerek müvekkile verildiğini, çeklerin üzerinde davacı … ibaresi söz konusu olmadığını, davacı tarafından aynı şekilde ciro edilen … tarafından da ciro edilerek işlem gören benzer çeklerin daha önce ödendiğini, bu nedenle davacının savunmasının yerinde olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak çekleri hamili olup kendisine davanın ikame edilemeyeceğini, davanın açılması gereken ve davacı tarafnıdan da bilinen çek arkasındaki cirantalar olup öncelikle davanın bunlara yöneltilmesinin gerekeceğini, davacının müvekkile karşı dava açmasının usul ve yasaya uygun olmadığını, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücreinin davacılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama konu çekten kaynaklı başlatılan Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’ nün ….. E. Sayılı icra dosyasında, çekten kaynaklı borcun ödendiği ve çek aslının ödeme yapan keşideciye teslim edildiği dosya içerisine icra müdürlüğü tarafından verilen cevabi yazıdan anlaşılmıştır.
Bakırköy ……. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından düzenlenen raporda çek üzerindeki imzanın …’ın eli ürünü olmadığının belirtildiği görüldüğünden, çek aslının temin edilemediğinden ve yargılama süresi de dikkate alınarak yeniden imza incelemesi yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, menfi tespit ve 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılmış bulunan çek istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, çekte yer alan cirodaki şirket kaşesi üzerindeki imzanın sahte olduğu iddiasında bulunmuştur.
Bir çek üzerinde bulunan imzanın sahte olması halinde imza sahibinin bu çek ile bağlı olamayacağı sonucuna varmak gerekir. Elbette bu durum diğer imzaların sıhhatini etkilemediği halde kendisine imza atfedilen şahsen sorumlu olmasını ise engeller .
Esasen çekteki imzanın sahte olduğunun açıklanmış olması imza atfedilen kişi tarafından ileri sürülen bir def’i niteliğindedir. Bu def’inin niteliği ve imzanın sahte olmasına dayanılmış olması, bu def’in herkese karşı ileri sürülmesinin mümkün kılan bir def’idir. Nitekim doktrinde dahi kambiyo evrakı niteliğindeki belgede yer alan imzanın sahte olması halinde ileri sürülen definin herkese karşı ileri sürülebilen bir defi olduğu kabul edilmektedir.(Prof Dr. Oğuz İmregün, Kara Ticaret Hukuku Ders kitabı )
Açıklanan durum karşında davalı şahsın iyi niyetli olması dahi herhangi bir önem arzetmeyecek olup, bu def’inin adı geçen davalıya karşı ileri sürülmesi de yasal olarak mümkün olacaktır.
Bakırköy …… İcra Hukuk Mahkemesi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda yargılama konu çek üzerindeki şirket yetkilisi imzasının …’ın eli ürünü olmadığının belirtildiği görülerek, davacı şirketin çek sebebiyle borçlu olmadığına karar verilmiştir.
Davacı …’ ın, şirket yetkilisi olduğu, çek üzerinde kendi adına herhangi bir imzasıyla cirosunun yer almadığı, çekten kaynaklı borç yükümlüsünün ciroya dayalı olarak davacı şirket olduğu anlaşılarak, davacı …’ ın bu dava yönünden aktif husumet ehliyeti olmadığı görülerek, açılan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Çek istirdatı istemi yönünden; Davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı ve yine yemin delilinin 6100 sayılı HMK’nun 225 vd maddelerinde düzenlenmiş olup, yemin edecek kimseyi ceza soruşturması veya kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar yeminin konusu olamaz (m.226/1-c) hükmü de dikkate alınarak, yemin delili değerlendirilmemiştir.
Ayrıca, yargılama sırasında çeke konu borç keşideci tarafından ödenip, çek aslı keşideci tarafından alındığından, bu aşamada davalının elinde çek aslı da bulunmamaktadır.
Davacı lehtar, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürerek işbu davayı açmış, davalı ise çekin yetkili hamili olduğunu savunmuştur. Davalının yetkili hamil olması için ciro silsilesinde yer alan imzaların gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu bulunmayıp, 6102 sayılı TTK’nın 686. maddesi hükmüne göre, bu hususta, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterlidir. Dava konusu çekte mevcut ciro silsilesi içerisinde bu anlamda bir kopukluk davacı tarafça ispat edilemediği gibi, ciro silsilesinde ismi geçen lehtar ve cirantaların kaşe ve imzalarının sahte olduğunun tespiti bile davalının yetkili hamil olduğu gerçeğini değiştirmez.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesiyle, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olacağı hüküm altına alınmıştır. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Somut olayda, davacının bu husustaki ispat külfetini yerine getiremediği, davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine veya iktisabında ağır kusurlu bulunduğuna dair delil ibraz edemediği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde de, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini gösterir bir emare bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeplerle çek istirdadı talebinin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Davacı …… Teknoloji şirketinin borçlu olmadığının tespiti davası yönünden davasının kabulü ile davacının …… Bankası A.Ş. ……. Caddesi şubesine ait …… seri numaralı ve 21/04/2015 tarihli 19.302,15 TL bedelli çek yönünden borçlu olmadığının tespitine,
3-Davacı …… Teknoloji şirketinin istirdata yönelik talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca toplam alınması gereken 1.318,52 TL karar harcından, dava açılırken alınan 329,64TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 988,88 TL harcın davalıdan alınarak alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
– Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 361,44 TL harcın davalıdan alınarak yatıran davacıya VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri olmak üzere toplam 406,95 TL’ nin kısmen kabul – red oranları ve takdiren %50′ si olan 203,47 TL’ nin davalıdan alınarak yatıran davacıya VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davacılar üzerinde bırakılmasına,
-Davacı taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,(gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
6- Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri olmak üzere toplam 39,15 TL’ nin kısmen kabul – red oranları ve takdiren %50′ si olan 19,57 TL’ nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak yatıran davalıya VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın yatırana İADESİNE,
7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …… Teknoloji şirketine VERİLMESİNE,
8- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya VERİLMESİNE,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza