Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/357
KARAR NO : 2019/1358
DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 09/04/2015
KARAR TARİHİ : 24/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; …. Sağlık ve Eğitim Hizmetleri A.Ş.’nin Bakırköy … İflas Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında müflis olduğunu, şirketin iflasına karar verildiğinin öğrenilmesi üzerine dosyaya başvurarak alacak kaydının yapılmasını talep ettiklerini, ancak iflas idaresince alacak kaydı taleplerinin reddine ilişkin kararın 02/04/2015 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, red kararının gerekçesi açık ve belirgin olmadığı gibi hukuka uygun olmadığını, müvekkilinin müflis şirketten alacaklı olduğunun mahkeme kararı ile sabit olduğunu, müflis şirket hakkında 25/08/2003 vade tarihli ve 50.000,00 USD bedelli 10/10/1995 tanzim tarihli bono nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, takibin kesinleşmiş olduğunu, buna rağmen müflis şirketin imza itirazında bulunduğunu, ancak imza incelemesinde imzanın şirket yetkilisine ait oludğunun tespit edildiğini, buna rağmen müflis şirketin İstanbul Anadolu … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında yaptığı itiraz üzerine takibin teminatsız olarak durdurulmasına karar verildiğini, müflis şirketin İstanbul Anadolu ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını, dava derdest olup müvekkilinin beraat ettiğini İstanbul Anadolu …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yaptığını, mahkemece yapılan yargılama sonucunda müvekkilinin beraatine karar verildiğini, takip ve dava konusu senetteki imzanın müflis şirket yetkilisine ait olduğunu, müflis şirketin müvekkili gibi birçok kişiyi dolandırdığı için bu paraları ödememek için her türlü yola başvurduğunu, müvekkilinin müflis şirketten alacaklı olduğu hususunda herhangi bir tartışma bulunmadığını, buna rağmen iflas idaresince alacak taleplerinin reddine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin alacağının kabulü ile sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı iflas idaresi cevap dilekçesinde; müflis …. hakkında iflas kararı verildiğini, tasfiye işlemlerinin … sayılı dosya üzerinden yürütüldüğünü, bir alacağın sıra cetveline kabul edilebilmesi için alacağın varlığının kesin ve yargılamaya ihtiyaç olmayacak şekilde ispat edilmesi gerektiğini, bu nedenle iflas masası tarafından verilen kararın hukuka uygun olduğunu, davacı tarafça sunulan belgelerin alacağı kanıtlar nitelikte bulunmadığını, kambiyo senedi dahil her zaman düzenlenmesi mümkün olan belgeye dayalı olarak tek başına alacağın varlığınıın kabulünün mümkün olmadığını, davacının alacağını inandırıcı ve birbirini doğrulayan belgelerle ispatlaması gerektiğini, bu nedenle tek başına kambiyo senedine dayanılarak alacağın kabulünün mümkün olmadığını, davacının bononun dayandığı temel ilişkiyi ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy … İflas Müdürlüğü’nün …. İflas sayılı dosyasının incelenmesinde, …. Sağlık ve Eğitim Hizmetleri A.Ş.’nin Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı kararı ile 10/60/2014 tarihi itibariyle iflasına karar verildiği, davacının alacak kayıt talebine ilişkin dilekçesi üzerine iflas idaresince istemin reddine karar verildiği, tebliğ tarihi dikkate alındığında davanrn yasal süresinde açılmış olduğu görülmüştür.
Davaya dayanak bononun incelenmesinde; 10/10/1995 keşide tarihli, 25/08/2003 ödeme tarihli, 50.000,00 USD bedelli bononun alacaklısı …. olup, keşidecisinin …. Sağlık Ve Eğitim Hizmetleri A.Ş.olduğu görülmüştür.
İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün ….esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlular …., …. ve … hakkında 50.000,00 USD bedelli bonoya dayalı olarak 69.600,00 TL alacağın tahsili istemiyle kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı görülmüştür.
İstanbul Anadolu … İcra Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı …. tarafından davalılar … ve …. hakkında icra takibine dayanak bonodaki imzaya itiraz edilerek takibin iptalinin talep edildiği, mahkemece alınan iki adet bilirkişi raporunda bonoda bulunan imzanın …’in eli ürünü olduğunun tespit edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı …. tarfından davalılar …., …. ve … hakkında aynı bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın takipsiz bırakılması nedeniyle HMK’nın 150.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; sanıklar …, … ve ….. hakkında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan dolayı kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda sahtecilik suçu nedeniyle düşme kararı, dolandırıcılık suçu nedeniyle ise beraat kararı verildiği ve kararın kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra bononun müflis şirketin ticari defterlerine ne suretle yansıtıldığı, müflis şirket ile bono lehtarı … arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı hususunda müflis şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 02/10/2019 tarihli raporda; müflis şirketin 2014 yılına ait yasal defter ve kayıtları incelendiğinde dava konusu bononun 2014 yılı açılış, dönem içi ve kapanış işlemlerinde müflis şirketin ticari defter kayıtlarına yansıtılmadığı, müflis şirket ile bono lehtarı olan …. arasında ticari ilişki bulunmadığı belirtilmiştir.
Dava, İİK’nın 235.maddesinde düzenlenen kayıt kabul istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından 10/10/1995 keşide, 25/08/2003 ödeme tarihli, 50.000,00 USD bedelli, keşidecisi müflis …. olup lehtarı dava dışı …. olan bonoya dayalı olarak müflis şirketin iflas masasına alacak kaydı talep edildiği, iflas masasınca talebin reddine karar verilerek davacıya tebliğ edildiği, tebliğ tarihi dikkate alındığında davanın yasal süresinde açılmış olduğu, dayanak bononun öncesinde davacı tarafından İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasında takibe konulduğu, müflis tarafından İstanbul Anadolu … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında takibe dayanak bonodaki imzaya itiraz edildiği, mahkemece yaptırılan imza incelemesi sonucunda bonodaki imzanın ….’in eli ürünü olduğu tespit edilerek davanın reddine karar verilmiş olduğu, takip tarihi dikkate alındığında bononun zamanaşımına uğramamış olduğu, bonodaki keşideci imzası atan …’in müflis şirketin yetkilisi olduğu, bonoda bedelin nakden alındığının belirtildiği, davacı ve keşideci hakkında açılan kamu davasında düşme ve beraat kararı verilerek kararların kesinleşmiş olduğu, müflis şirket tarafından aynı bono nedeniyle açılmış olan menfi tespit davasının takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacı bonoda ciranta olup yetkili hamil niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere davacının bonoyu ciro yoluyla almış olması nedeniyle davacı ile müflis arasındaki temel ilişkinin kanıtlanması zorunlu olmayıp, bu durumda bononun müflis şirket ile bono lehtarı arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak verildiğinin kanıtlanması gerekmektedir. Dolayısıyla somut olayda bononun keşideci olan müflis …. tarafından lehtar olan …’e temel ilişki kapsamında verildiğinin kanıtlanması zorunludur. Bu kapsamda dosya ve müflis şirketin ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporu ile müflis şirket ile bono lehtarı arasında ticari ilişki bulunmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla sadece bonoya dayalı olarak alacağın kabulü mümkün olmayıp, alacağın varlığının bono dışında lehtar ile müflis arasındaki temel ilişki kapsamında birbirini doğrulayan delil ve belgelerle kanıtlanamadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harç peşin alınmış olduğundan ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 24/12/2019
KATİP …
¸e-imza
HAKİM …
¸e-imza