Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/273 E. 2020/728 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/273 Esas
KARAR NO : 2020/728

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/03/2015
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında tesis edilen ticari ilişki kapsamında davacı şirketin davalıdan 31.200,31 TL alacağının oluştuğunu, anılan alacağın ödenmemesi üzerine davalı hakkında Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …….. esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalı tarafından 11/02/82015 tarihinde icra takibine itiraaz edilerek takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olup alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıya satılan tüm ürünlerin davacı şirket tarafından düzenlenen sevk irsaliyeleri ile davalıya teslim edildiğini, ayrıca buna ilişkin kayıtların davacı şirket ticari defterlerine işlendiğini, buna göre davacı şirket defterlerinde davalı şirketten 31.200,31 TL alacaklı olduğunun görüldüğünü, davacının alacağının likit olduğunu, buna karşın davalının takibe yaptığı itirazda kötü niyetli olduğunu bu nedenle takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamaz üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından açılan davalın usul ve yasaya aykırı olup reddinin gerektiğini, davalı firma ile davacı arasında 03/05/2010 tarihli fason üretim anlaşması imzalandığını, bu anlaşma gereği taraflar arasında ticari satımdan kaynaklanan mal alım satımına ilişkin ticari ilişki olduğunu, bu ticari ilişki sonucu davalının davacı taraftan alınan bu mallara ilişkin satın alma işlemlerine ilişkin firma satış faturaları, ilgili mevzuatlara ve davacı ile aralarında akdedilen sözleşmelere tamamen veya kısmen aykırı olan ürünlere ilişkin olarak mal iade faturaları ile fiyat ve miktar fark faturaları,nın davalıya ödenmesi gereken ciro primi, reklam, bonus, satış teşvik, açılış bedeli, WKZ ve platform hizmet faturaları kesmek suretiyle işlem yaptığını, davalının davacı yana borçlu olmadığını, hatta cari hesap kaydından anlaşılacağı üzere davalının davacı yandan 321,55 L alacaklı olduğunu, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …….. esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 23/01/2015 tarihinde davacı tarafından 31.200,31 TL asıl alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, 09/02/2015 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların dosyaya sundukları deliller ve ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiş olup, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 24/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde takip tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirkete 31.200,31 TL borç kayıtlı olduğunu, davalı şirket defterlerinde talimatla yapılan inceleme neticesi alınan rapor ile de davalı şirketin davacı şirketten 350,21 TL alacak kayıtlı olduğunun görüldüğünü, bu kapsamda taraflar arasında uyuşmazlığa konu fark tutarının 31.550,53 TL olduğunu, davalı vekilinin 08/07/2015 havale tarihli dilekçesinde 5 madde halinde belirtmiş olduğu ve türünü açıkladığı faturaların sektörel incelenmesi neticesinde mali inceleme ile ortaya çıkarılan ve toplam 9.006,83 TL bedelli 100 adet faturadan 1.077,28 TL tutarlı 4 adedinin tanziminde davalı tarafın haklı olabileceği, bu 4 faturadan geriye kalan 7.929,55 Tutarlı 96 adedinin ise davalı tarafından haklı tanzimini tespit etmelerini sağlayacak bilgi ve belgelerin eksiksiz olarak sunulu olmaması sebebi ile tespit edilebilir durumda olmadığını, 22.543,70 TL’lik ihtilafa ilişkin taraf şirketlerin karşılıklı çalışması neticisinde tespit edilecek fatura ve tahsilat tutarındaki miktarların somut belgelere dayalı olarak ibrazı halinde ek rapor tanzim edebileceklerini, taraflar arasında 2010 yılında başlayıp 2015 yılı ilk ayına kadar devam eden süreçte 31/12/2010/ 2011/ 2012/ 2013/ 2014 hesap yılı sonları itibarıyla cari hesap mutabakatlarının yapılmadığını, yapıldı ise de mutabakat formlarının dava dosyasına sunulu olmadığını, 5 hesap dönemi ve son olarak 23/01/2015 takip tarihi itibarıyla hiçbir zaman mutabık olmadığı, mutabakat mektubunun TTK çerçevesinde tanımının rapor içeriğinde yapıldığını, ancak hukuki yorumun mahkememizin takdirinde bulunduğunun belirtildiği görülmüştür.
Taraflarca bilirkişi raporuna yapılan itirazlar doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından düzenlenen 01/05/2017 tarihli ön raporda; kök raporda belirtilen 100 adet faturadan 4 adedine ilişkin tespit yapılabildiğini, kalan 96 faturanın davalı tarafından haklı tanzim edilip edilmediğinin tespit etmelerini sağlayacak belgelerin eksisiz olarak davalı tarafından tevdi edilmesi gerektiğini, bu eksiklikler giderildiği takdirde ek rapor düzenlenebileceğini belirtmiştir.
Eksiklikler giderildikten sonra dosya yeniden bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 25/04/2019 tarihli raporda; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 31.200,32 TL asıl alacağın tahsili amacı ile takip başalatılmış ise de davacı şirketin davasının kabulü detayı kök ve ek raporda yapılan ve hbilirkişi heyetince sunulan belgeler çerçevesinde özet tabloda aktarıldığı üzere her iki tarafça teslimi ispata muhtaç kalan tutarların kalem kalem ayrıştırılarak mahsubu neticesinde davacının davalıdan 7.579,34 TL talep edebileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda , özellikle davacı vekili tarafından fatura dayanaklarına ilişkin 3 adet klasörün incelenmediği iddiası dikkate alınarak ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 18/02/2020 havale tarihli 2. Ek raporda; 2011 ve 2012 yıllarında davacı şirket tarafından davalı şirkete satılan ……. kodlu ürüne ilişkin faturaların yarı miktarlarının, herhangi bir gerekçe ortaya konulmaksızın davalı şirke tarafından iade faturalarına konu edildiğini ve böylece karşılıklı fiyat fark faturalarının düzenlendiği beyanı ile sunulu 3 adet klasörün incelendiğini, 11/10/2011 – 22/12/2011 tarih aralığını kapsayan ………. kodlu ürüne ait davalı tarafından iade faturası kesilen davacı tarafından da kabul edilmeyerek bu defa davacı tarafından davalı adına düzenlene n40 adet iade faturası tutarının 6.280,74 TL olduğunu, ancak bu tutarın 1.082,90 TL’lik kısmına isabet eden 5 adet faturaya ilişkin sevk irsaliyesinin bulunduğunu, 02/01/2012 – 27/03/03/2012 tarih aralığını kapsayan ……… kodlu ürüne ati davalı tarafından iade faturası kesilen davacı tarafından da kabul edilmeyerek bu defa davacı tarafından davalı adına 57 adet iade faturasının 11.153,73 TL olduğunu ancak bu tutarın 2.598,94 TL lik kısmına istinaden ve 7 adet faturaya ilişkin sevk irsaliyerinin bulunduğunu, davacı şirket tarafından sunulan 3 adet klasörün ekinde yer alan dilekçe ile “2014 yılı içinde içinde davacı tarafından düzenlenen faturalardaki tüm ürünlere ilişkin birim fiyatların davalı şirket tarafından iade faturasına konu edildiği ve yine karşılıklı olarak fiyat fark faturasının düzenlendiği” beyanı kapsamında davacı tarafından sunulu 3 adet klasör içerisinde yer /verile adet klasör içerisinde yer verilen ve n ve 14/05/2014 dönemini07/08/2014 dönemini 6.456,92 TL bedele esas yaklaşık 300 adet fatura ve sevk irsaliyelerine rastlanmadığından değrelendirme yapılamadığını, davacının davasının kabulü halinde önceki raporda tespit edilen 7.579,34 TL tutara iş bu raporla tespit edilen 1.840,92 TL tutarın eklenmesi suretiyle 9.420,26 TL talep edebileceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, satılan mala karşılık faturaya dayalı alacağın tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Yargılamaya konu Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün …….. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 31.200,31 TL’ nin takip tarihinden itibaren faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili süresinde itirazında borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının ve davalının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı ve davalı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacının ve davalının ticari defterlerinin incelenmesinde;
– İtiraza uğramayan ve teslimi hususunda ihtilaf bulunmayan ve karşılığı ödenmemiş fatura miktarlarının toplam 9.420,26 TL olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlamış 2. ek rapor içeriğinde de, davacının alacak miktarının 9.420,26 TL olarak hesap edildiği görülerek, davacının iddiasını bu kadarıyla ispat ettiği ve davalının bu ispatı ortadan kaldıracak herhangi bir yazıl delil sunmadığı görülerek, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacağın belirli olmadığı, yargılamayı gerektirdiği görülerek yasal şartları taşımayan tarafların tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
-Bakırköy ……… İcra Müdürlüğü’nün ……… Esas sayılı icra dosyasının davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen itirazı ile takibin 9.420,26 TL üzerinden kaldığı yerden aynen devamına,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Yasal şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
-Yasal şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 643,50 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 376,83 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 266,67 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
– Davacı tarafça sarf edilen 27,70 TL başvuru harcı ve 376,83 TL peşin harç olmak üzere toplam 404,53 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.590,50 TL yargılama giderinden kısmen kabul – red oranları ve takdiren %30′ u olan 777,25 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran davacı taraflara İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4 – Davalı tarafından sarf edilen bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 900 TL yargılama giderinden kısmen kabul – red oranları ve takdiren %70′ i olan 630,00 TL’ nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,
– Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın yatıran davalı taraflara İADESİNE,
5- Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2020

Katip…….
¸e-imza

Hakim ……
¸e-imza