Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1201 E. 2019/1065 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1201
KARAR NO : 2019/1065

DAVA : TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2015
KARAR TARİHİ : 16/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/02/2009 tarihinde müvekkilinin …. ili … ilçesi … üzerinde bulunan köprüden yaya olarak karşıya geçmek için giderken, … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın kendisine doğru yaklaştığını görmesi üzerine yolun kenarına geçerek beklemeye başladığını, söz konusu aracın hızla gelerek viraja girdiğinde aracın pikap kısmına bağlı uzun ve kalın bir hortumun savrulması neticesinde hortumun müvekkilinin bacaklarına çarparak müvekkilinin yaralanmasına sebep olduğunu, müvekkilinin … Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldığını, orada ameliyat edilerek taburcu edildiğini, müvekkilinin halen sağlığına kavuşamadığını, meydana gelen olay neticesinde Bakırköy…Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalının suçlu bulunarak mahkum edildiğini, davalı …’ün %100 kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin emekli de olsa da kendisinin aşçılık mesleğini devam ettirdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili için 1.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, 30.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı …’ten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin müşterek ve müteselsilen davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın yapmış olduğu kaza sonucu davacının malul olması sebebiyle zararın giderilmesi talebi ile huzurdaki tazminat davası ikame edildiğini, davanın reddinin gerektiğini, dava konusu … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde kaza tarihini kapsayan herhangi bir trafik sigorta poliçesinin bulunmadığını ileri sürerek, davanın husumet yokluğundan reddine, yargılama giderleri, faiz ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 16/01/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; müvekkilinin davalılardan talep ettiği maddi tazminatın toplam 32.637,82-TL olduğunun tespit edildiğini, maddi tazminat taleplerinin 1.000,00-TL üzerinden açtıklarını, davayı 31.637,82-TL üzerinden ıslah ettiklerini bildirdikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının yaralandığı trafik kazasından davacıya ait kaza tarihi ve sonrasına ait hastane belgelerinin (tüm tedavi evrakları) onaylı suretleri, sigorta poliçeleri, ceza dava dosyası ve film ve grafileri ilgili hastaneden celp edilerek dosya içine alınmıştır.
Davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu ….htisas Kurulundan rapor, kusur ve aktüerya raporları alınmıştır.
Davacının yaralandığı trafik kazasında sürücü ile yaya olarak yaralanan …’nun kusur durumlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ….. tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; kazanın davalı sürücü …’ün yönetimindeki … plakalı kamyonet ile anılan yolda seyir halinde iken, “Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunu Sağlama” ve “Araçların Yüklenmesi” kurallarına uymadığından ve gereken dikkat ve özeni göstermediğinden uygun olmayan hızla girdiği yolda virajlı kesimde seyir yönü itibariyle aksi yönde taşıt yolu üzerinde bulunan ve yeterince yolun kenarını kullanmayan davacı yaya …’ya kamyonetin arkasındaki sarkık yükün çarparak yaralanmasına sebebiyet vermesi ile meydana geldiğini, … plakalı kamyonetin sürücüsü davalı …’ün tehlike yaratan ilk davranışta bulunduğu, diğer trafik kurallarına üstünlüğü kabul edilen önemli ve emredici trafik kurallarını ihlal ettiği, en ilkel dikkat ve özeni göstermediğinin düşünüldüğünü, davalı …’ün kullandığı aracı sevk idare ederken koşullara uygun hızda olmadığından, aracının çıkıntı yaratacak şekilde yüklendiğinden ve seyri sırasında gereken dikkat ve özeni göstermediğinden kasasındaki yük çıkıntısı ile trafikte tehlike yaratarak çok önemli emredici trafik kuralını ihlal ettiğini, bu duruma yine diğer emredici trafik kurallarını ihlal ederek geldiğini, kaza mahalline yakın mesafede bulunan köprü yaklaşımını, dikkate almayarak aşırı hızla seyri sebebiyle kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında belirleyici olduğunu, davacı yayanın ise yayaların uyması gereken kuralları belirleyen yasa ve yönetmelik hükümlerini ihlal ettiğini, ayrıca ortalama bir yayanın göstermesi gereken özeni göstermediğini, … plakalı kamyonetin sürücüsü davalı …’ün yaratacağı/yarattığı aykırılığı veya tehlikeyi dikkate alarak bu duruma uygun bir önlemi yaşama geçirme olanağının bulunduğu görüşünün benimsendiğini, davalının yönetimindeki kamyonetin arkasındaki sarkık yükün, anılan yolun yeterince kenarına kullanmayan yayaya çarpmasının öngörülebilir olduğunu, esasen davacı yayanın köprü başında taşıt yolunun yeterince kenarını kullanmadığı böylelikle sürücüye yakın derece kazanın oluşmasında etkili olduğunu, açıklanan sebeplerle her iki tarafın da “Tehlike yaratan ilk davranışta bulunan” ve “kendisinden diğerine göre daha fazla özen beklenen” ve “birden çok emredici trafik kuralını ihlal eden” durumunda olduğunu, taraflarca ihlal edilen kuralların ve gösterilen özensizliklerin önem derecesi itibariyle birbirlerine üstünlüğünün bulunmadığının kabul edildiğini, bu bağlamda kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında her iki tarafın da eşit derecede kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’na ait 08/11/2017 tarihli raporunda; … oğlu, 1952 doğumlu …’nun 05/12/2009 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasında bağlı vücudundaki değişik arızaları nedeniyle, 11/10/2018 tarih ve ….. sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak GrIXII (22İa….)A %14 E cetveline göre %17.2 (yüzdeonyedinoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 05/12/2009 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğini oy birliğiyle mütalaa edildiği bildirilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi Y.Müh. …… tarafından düzenlenen 09/11/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; 05/12/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %17.2 oranında malul kalan davacı … ile davalılar arasındaki uyuşmazlığın noktaları yönünden davacı …’nun geçici iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 22.138,41-TL olduğu, davacı …’nun sürekli iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 7.445,71-TL olduğu, davalı … şirketi yönünden temerrüt başlangıç tarihinin 28/12/2015 dava tarihi olduğu, diğer davalılar yönünden temerrüt başlangıç tarihinin 05/12/2009 kaza tarihi olduğu, temerrüt faizi nev’inin yasal faiz nev’inden işleyecek faiz olduğunu bildirdiği görülmüştür.
Kazaya sebebiyet veren … plakalı sayılı aracın kaza tarihi itibariyle malik durumunun tespiti için ilgili Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, müzekkereye verilen cevapta anılan aracın kaza tarihi itibariyle davalı …’e ait olduğu ve tescil belgesine göre aracın kullanım amacının kamyonet olduğu anlaşılmıştır.
Kazaya sebebiyet veren … plakalı araç 23/04/2014-23/04/2015 vadeli Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sakatlık halinde 150.000,00-TL teminatla davalı …… sigorta şirketi tarafından sigortalandığı bildirilmişse de kaza tarihi itibariyle Tramer kaydı celp edilip incelendiğinde; aracın satışı nedeniyle 24/10/2008 tarihinde davalı …… Sigorta Şirketi yönünden poliçenin iptal olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle bu davalının sorumluluğu bulunmamaktadır.
Davacının yaralanması ile ilgili yürütülen soruşturmada … ….Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava hakkında Adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Olayın meydana gelmesinde davalı … şirketi tarafından sigortalanmış olan … plakalı aracın davalı sürücü …’ün %50 kusurlu olup, davacının %50 kusuruna isabet eden tutar davacı yararına maddi tazminat miktarı olarak dikkate alınacaktır. Başka bir anlatımla, davacının kusur oranında indirim yapılacaktır.
Dosyada SGK tarafından verilen yazı cevabında; SGK tarafından davacıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanıp bağlanmadığına ilişkin dosyada belge bulunmamaktadır. Bununla birlikte; somut olay trafik iş kazası olmadığı ve davacı kaza tarihi itibariyle yaşlılık aylığı aldığı için davacıya iş kazası sigortasından rücuya tabi sürekli iş göremezlik geliri bağlanması mümkün görülmemektedir. Buna göre rücuya tabi ödeme hususunda indirime yer bulunmamaktadır.
Davacıya maluliyeti ve tedavi giderleri nedeniyle ödeme yapıldığına ilişkin dosyada belge olmadığından hesaplanan maddi zarar tutarından ödeme tenzili hususunda indirime yer bulunmamaktadır.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 16/01/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1’inci maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine sonra sözü geçen Kanunun 88/1’inci maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” denildikten sonra anılan Kanun’un 90’ıncı maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49/1’inci maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” denilerek haksız fiil sorumluluğu belirlendikten sonra anılan Kanunun 61’inci maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermekte olup buna göre zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve zorunlu sigortacı zarar görene karşı haksız fiil hükümleri çerçevesinde müteselsilen sorumludurlar. Ancak sigorta şirketinin sorumluluğu teminat limiti ve sigortalısının kusuru oranındadır.
Davacı vekili tarafından mahkememiz 16/10/2019 tarihli celsesinde davalı …. Sigorta Şirketi yönünden davadan feragat edilmiştir.
Dosya kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi ve ATK raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte oldukları, meydana gelen zarardan davalı … sorumlu olduğu, haksız fiil hükümleri çerçevesinde davalı … şirketinin sorumlu olmadığı anlaşıldığından maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş haliyle kabulü ile uğranılan zarardan sorumlu oldukları anlaşılmakla; davacı …’nun açtığı maddi tazminata ilişkin davanın kabulü ile toplam tazminat miktarı olan 32.637,82-TL’nin davalıdan olay tarihi olan 05/02/2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi bakımından ise davanın dayanağı, Türk Medeni Kanunun 24.ve Türk Borçlar Kanununun 49.ve 56. maddeleridir.
MK’nun 24.maddesinde “Şahsiyet haklarının hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğraması”koşulu öngörülmüş, maddede belirtilen hususlar kanıtlandığı takdirde, manevi tazminat isteme hakkı doğmuş olacağı kabul edilmiştir.
Kişisel haklar, kişinin kendi hür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlar. Bu hak insanın doğumu ile kazanılan ve kişiliğe bağlı olan bir haktır.
Bedensel zararlarda, kişinin manevi değerlerinden olan vücut bütünlüğünün korunması hakkı çerçevesinde manevi zarar olarak değerlendirilmelidir.
Olayımızda, meydana gelen kaza nedeniyle davacının vücut bütünlüğü zarar görmüştür. Vücut bütünlüğü de kişilik haklarından olup, yaralanması nedeniyle, ızdırap çeken, canı acıyan, davacının kişilik haklarının hukuka aykırı bir şekilde ağır ve haksız bir tecavüze uğradığı ve bu nedenle de manevi tazminat talep edebileceği kabul edilmelidir. Üstelik davacının yaşı da dikkate alındığında çektiği acı daha da ağır olmuştur.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davalı sürücünün kusur oranı, kazanın meydana geliş şekli, davacının yaralanmasının niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve diğer hususlar gözetildiğinde sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde talep edilen manevi tazminatın kısmen kabulü ile 7.500,00-TL manevi tazminatın davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABULÜNE,
A)Maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden kabulü ile 7.445,71-TL sürekli iş göremezlik tazminatı 22.138,41-TL geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri 3.053,70-TLolmak üzere toplam 32.637,82-TL’nin davalı …’ten olay tarihi olan 05/02/2009 tarihinden itibaren, değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile davacıya VERİLMESİNE,
B)Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne, 7.500,00-TL’nin kaza tarihi olan 05/02/2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE,
C)Davalı … Şirketine açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulü dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 2.229,48-TL karar ve ilam harcı ile davanın manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 512,32-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 105,89-TL harç ile 540,29-TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 2.095,62-TL harcın davalı …’ten alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 27,70-TL başvurma harcı, 105,89-TL peşin harç ile 540,29-TL ıslah harcının davalı …’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davanın maddi tazminat talebi yönünden kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.916,53-TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davanın manevi tazminat talebi yönünden kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davanın manevi tazminat talebi yönünden red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE,
8-Davanın maddi tazminat talebi yönünden davalı …yönünden feragat nedeniyle reddi dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.916,53-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …ye VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yapılan 311,00-TL tebligat, 166,80-TL posta, 1.850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.327,80-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 1.491,63-TL’sinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve ……. sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 16/10/2019

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza