Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1186 E. 2018/121 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1186
KARAR NO : 2018/121

DAVA : Doğrudan Doğruya İflas (İİK. 178,179 maddelerine dayalı)
DAVA TARİHİ : 23/12/2015
KARAR TARİHİ : 01/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan doğrudan doğruya iflas (İİK. 178,179 mad. dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … Tic. Ltd. şirketinin son yıllarda gerçekleştirmeyi planladığı büyük projelerinde özellikle son günlerde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle başarısız olduğunu ve içinde bulunduğu aciz hali nedeniyle büyük meblağlara ulaşan borçlarını ödeyememesi nedeniyle icra takiplerine maruz kaldığını, ayrıca müvekkilinin muaccel borçlarını ödemek için gerekli olan ödeme araçlarından geçici olmayan süreklilik arz eden yoksunluğa düştüğünü, müvekkilinin borçlarının aktiflerinin çok üzerinde olduğunu, bu nedenle bütün alacaklılarına eşit davranılmasını sağlayabilmesi için şirketin doğrudan doğruya kendisinin iflasını isteme kararı aldığını, bütün aktif ve pasifleri ile şirket alacaklılarını gösterir mal beyanını dilekçe ekinde sunduklarını belirterek müvekkili şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; limited şirketin aciz ve borca batık olması nedeniyle İİK.nun 178 ve 179.maddesine dayalı doğrudan doğruya iflas istemine ilişkindir.
Davacı şirketin tüm sicil kayıtları celp edilmiş incelenmesinde; merkez adresi itibariyle mahkememizin kesin yetkili olduğu, şirketin 31/08/2004 tarihinde kurulduğu, sermayesinin 100.000,00 TL olduğu, şirketin tek ortağının …olup, aynı ortağın münferiden temsil ve yetkili müdür olarak atandığı, ana faaliyet konusunun tekstil, trikotaj , mensucat örme her türlü giyim eşyası ve giyimi tamamlayan aksesuarların italatını, ihtaracatını, alım satımını yapmak olduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından alacaklıların listesi, ayrıntılı bilanço sunulmuştur.
Her iki davacı vekilinin vekaletnamelerinde iflas istemeye yetkilerinin bulunduğu görülmüştür.
İflas talebi İİK’nun 166.maddesinin 2.fıkrasındaki usulle Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde ve tirajı 50.000 ‘in üzerinde yurt çapında yayınlanan gazetelerden birinde ilan edilmiş, ilana ilişkin 05/04/2016 tarihli … sayılı Türkiye Ticaret Sicil gazetesi nüshası ile ….gazetesinin 02/04/2016 tarihli nüshası dosyaya gönderilmiştir.
…. Vergi Dairesi Müdürlüğünden davacı şirketin son 5 yıllık kurumlar vergisi beyannameleri celp edilmiş, cevabi yazıda davacı şirketin 6736 sayılı kanun kapsamında 238.558,16 TL tecilli borcunun bulunduğu ayrıca mükellef hakkında tutulan 08/06/2017 tarihli yoklamada gayri faal olduğunun tespit edildiği, Vergi Usul Kanunu’nun 166.maddesine istinaden re’sen terk çalışması başlatıldığı bildirilmiştir.
Davacı taraf 15.000,00 TL iflas avansını yatırmış, ancak diğer giderleri karşılayamadığından bir kısım yargılama giderleri davacı şirketin iflas talebi borca batıklık bildirimi niteliğinde olup, dava kamu düzenini ilgilendirdiğinden yargılama giderlerinin HMK 325.maddesi kapsamında suç üstü ödeneğinden karşılanmasına karar verilmiştir.
Davacı şirketin merkezinde ticari defterleri ile demirbaşları, mal varlığı incelenmek suretiyle İİK ‘nın 178.maddesi kapsamında aciz içerisinde olup olmadığı, aciz nedeniyle doğrudan doğruya iflas koşullarının oluşup oluşmadığı, yine rayiç değerler üzerinden İİK ‘nın 179.maddesi kapsamında borca batık olup olmadığı, hususlarında re’sen seçilen ….kuruluna keşfen inceleme yetkisi verilmek suretiyle rapor alınmıştır.
Mali müşavir …., makine mühendisi …., tekstil mühendisi …. icra iflas uzmanı … tarafından düzenlenen 12/02/2018 tarihli raporda özetle; davacı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde dava tarihinden sonra 2016 yılında herhangi bir faaliyetinin olmadığı, gayri faal olduğunun gözüktüğü, 31/12/2015 tarihli kaydi ve rayici bilanoçlarına göre borca batık olmadığı, rayici bilançosuna göre özvarlığının (+) 614.275,90-TL olduğu, İİK’nun 178.maddesi yönünden doğrudan doğruya iflas koşullarının oluşmadığı mütalaa olunmuştur.
Her ne kadar davacı şirket yetkilisi 05/02/2018 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirmiş ise de, davanın kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle tarafın serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerinden olmadığından feragat sonuca etkili görülmemiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, davacı şirketin sicil kayıtları, uzman ….kurulunun raporu ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; bilindiği üzere bir tacir iki halde doğrudan doğruya, takipsiz olarak kendi iflasını isteyebilir. Bu haller İİK.m.178 ve m.179’da düzenlenmiştir. İİK.m.178 genel olarak bütün tacirler için geçerli iken, İİK.m.179 sadece sermaye şirketlerine uygulanabilir. İİK.m.178’e göre borçlu tacir “aciz halinde bulunduğunu” ileri sürerek kendi iflasını isteyebilir. İİK.m.179’a göre ise bir sermaye şirketi “pasifinin aktifinden fazla olduğunu-borca batık olduğunu” iddia ederek kendi iflasını isteyebilir, hatta istemek zorundadır. Aciz hali ile borca batıklık farklı kavramlardır. Borç ödemeden aciz halinde bulunan bir borçlunun pasiflerinin aktiflerinden daha fazla olması gerekmez. Pasifi aktiflerinden fazla olan bir borçlunun ise, biraz güç olmakla birlikte dış finansman elde etmek suretiyle borçlarını ödeyebilecek durumda bulunması, yani aciz halinde olmaması mümkün olabilir. Bir sermaye şirketinin borca batık olması halinde, yönetim organı durumu mahkemeye bildirmeye yalnızca yetkili değil, aynı zamanda mecburdur. Çünkü, bir sermaye şirketinin borca batık olması halinde bu durumun kamu düzenini ilgilendiren bir durum olduğu kabul edilerek emredici hükümlerle bu durumdaki şirket ve kooperatiflerin idare ve temsil ile görevlendirilmiş olan organlarına durumu mahkemeye bildirerek şirketin iflasını isteme görev ve yetkisi verilmiştir. Nitekim İİKm.345/a ‘da yönetim kurulu üyeleri ve tasfiye memurlarının şirketin mevcudunun borçlarını karşılamadığını bildirerek şirketin iflasını istemez iseler cezalandırılacakları belirtilmiştir.
Somut olayda, uzman ….kurulu tarafından yapılan incelemelerde davacı şirketin 31/12/2015 tarihi itibariyle İİK m.179 çerçevesinde rayiç değerlere göre öz varlığının ( + ) 614.275,90 TL olarak hesaplandığı, diğer bir ifadeyle şirketin 100.000,00 TL tutarındaki sermayesini fazlasıyla koruduğu, borca batık olmadığı, yine davacı şirketin 31/12/2015 tarihli mali verileri üzerinden İİK m.178’e göre aciz halinde olup, olmadığına ilişkin yapılan değerlendirmede bilançonun incelenmesinde şirketin çek ve senetli herhangi bir borcu gözükmediği, 2014 ve 2015 yılı bilançoları karşılaştırıldığında aktifteki varlıklarını ve pasifteki borçlarını ortaklar cari hesabına aktararak şirket hesaplarını tasfiye yoluna gittiği, zira ortaklara borçlar ve ortaklardan alacaklar rakamında ticari hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde çok yüksek rakamların mevcut olduğu, hal böyle olmakla birlikte aktifteki ortaklardan alacaklar hesabının bakiyesi 14.912.552,32 TL , pasifteki ortaklara borçlar hesabının bakiyesinin ise 8.211.264,04 TL olduğu, bu rakamın gerçekleri yansıtması durumunda davacı şirketin varlıkları ortaklara aktarıldığından aciz halinden bahsedilemeyeceği, eğer ortaklardan alacak ve borçlar rakamı düşünüldüğü gibi aktif ve pasifteki hesapların aktarılmasıyla meydana gelmiş ise, yine şirketin aktiflerinin pasifinden daha fazla olduğu, açaklanan nedenlerle dosyanın hali hazır durumu itibariyle davacı şirketin aciz halinde olduğunu ispatlayamadığı, sonuç olarak kaydi ve rayiç değerler itibariyle şirketin sermayesini fazlasıyla koruduğu, mevcut borcun şirketin aktifleri ile ödenmesinin mümkün olduğu, İİK m.178 yönünden aciz nedeniyle doğrudan doğruya iflas koşullarının oluşmadığı, İİK m.179 yönünden rayiç değerler üzerinden borca batık da olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının aciz nedeniyle doğrudan iflas koşullarının oluşmadığı, rayiç değerler üzerinden borca batık da olmadığı anlaşılmakla davanın reddine,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu ilam ve karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70-TL harcın mahsubuna, bakiye 8,20-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan bir kısım yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 75,00-TL keşif vasıta gideri, 14,41 TL mahkeme mübaşiri keşif yolluğu, 6.000,00- TL ….ücreti olmak üzere toplam 6.089,41- TL yargılama giderinin davacı tarafından yatırılan hali hazırda kalan 14.913,00 TL iflas avansından mahsubuna, gerekçeli kararın tebliğ masrafı da düşüldükten sonra artan 8.809,59 TL iflas avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Kâtip …