Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/108 E. 2020/532 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/108 Esas
KARAR NO : 2020/532

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin),
DAVA TARİHİ : 05/02/2015
KARAR TARİHİ : 08/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin), Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’in … sicil numarası ile kayıtlı bulunan davalı … Şirketinin %9 hissedarı olduğunu, ilgili şirketteki diğer hissedarlar %45 ile …, %44 ile …, %1 ile … ve %1 hisse ile … olduğunu, uzun bir süredir ortağı olduğu şirketle ciddi anlamda uyuşmazlığa düşmüş olduğunu ve şirket ortaklığı müvekkil bakımından artık çekilmez bir hale geldiğini, bu nedenle vekil olarak tarafımızca 14/11/2014 tarihinde Beyoğlu … Noterliğine …. yevmiye numaralı ihtarname ile davalılara ” davalı şirketin yaklaşık 2 yıldır faaliyet göstermemesi, müvekkilin şirketten uzun bir zamandır kar elde edememesi, şirketin gayri faal olmasının sebebinin şirket yönetiminin ihmal ve kusurundan kaynaklanıyor olması vs. Nedenle müvekkilin ortaklıktan ayrılma talebine ve şirkette bulunan gerçek payının kendisine ödenmesine” yönelik ihtarname gönderilmiş olduğu, dava açmadan önce taraflar arasındaki ki sorunların sulh ile hallolunması için girişimde bulunulduğunu, iş bu ihtarname ile 18/11/2014 tarihinde davalılara tebliğ edilmesine ve müvekkilinin dava olmaksızın sulh ile sorunları çözmek istemesine rağmen davalılar tarafından bugüne kadar müvekkile ne yazılı ne de şifahi bir geri dönüş yapılmadığını, bu durumun dahi şirket ortakları arasında ciddi problemler yaşandığının ve şirketin idare ve temsil yetkisinin kullanılmasında, basiretsiz ve ihmalkar davranıldığının somut göstergesi olduğunu, müvekkilin haklı nedenlerle şirket ortaklığından çıkartılmasına ve müvekkiline isabet eden şirket hisse bedelinin kendisine ödenmesine, ortaklar arasında uyuşmazlık yaşandığından dolayı dava sonuna kadar şirkete kayyım atanmasına, davalı şirket adına Avcılar Tapu Sicil Müdürlüğünde kayıtlı olan gayrımenkul üzerine dava sonuna ihtiyati tedbir konulmasına veya taşınmazın kaydına davalıdır şerhi işlenmesine, davalı şirketler adına kayıtlı araçlar bulunduğundan, Uyap sisteminden bu araçların kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirket hisselerinin diğer ortaklar tarafından devrinin önlenmesi için şirket hisselerine tedbir konulmasına, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Teks. Ve Hazır Giy. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Ve … vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkil şirkette %9 hisseye sahip olduğunu, diğer ortakları ile anlaşamadıklarını gerekçe göstererek ortaklıktan çıkarılması talebi ile bu davayı açtığını beyan ettiği, davacı … müvekkil şirketin %9 hissedarı olduğunu, davacının müvekkil şirketin 2 yıldır kötü yönetiliyor olması nedeni ile şirket ortaklığından beklediği faydayı ve amacını kaybettiğinden ortaklığın feshini talep ettiğini, müvekkil şirkete 03/06/1994 tarihinde %9 hisse ile ortak olduğunu, davacı müvekkil şirketin kötü yönetildiğinden bahsettiğini, kendisinin bizzat üretimin başında ve üretimden de kendisi sorumlu olduğunu, müvekkil şirketin ihracat yapan ve üretmiş olduğu tekstil ürünlerini yurt dışına göstermekte olduğunu, üretim fiyatlarının işçilik giderleri yükselmeye başladığını, ürün birim fiyatları tutturulaamadığı için müvekkil şirket zarar etmeye başladığını, 2012 yılında sonunda konfeksiyon imalatına son verdiğini, 2013 yılı içinde şirket çalışanlarının tüm yasal hakları ödenerek şirket gayri faal duruma geçtiğini, davacının müvekkil şirketten ayrılmak istediğini, şifaen ve yazılı olarak tarafımıza ve diğer müvekkilin …’e bildirdiğini, davacının payını davrettiğini ve buna karşılık düşecek bedeli talep ettiğini, ancak davacının talebini karşılamak için müvekkil şirketin maliki bulunduğu fabrika binası satılığa çıkarıldığını, bu gerçekleştikten sonra davacının talebi karşılanabileceğini, davacının talebine hiç kimse karşı gelmediğini, yaşanan olumsuz ekonomik koşullar nedeniyle zaman gerektiğini, müvekkillerinden …’in ile diğer ortak …’in 1994-1995 yılları arasında davalı müvekkili şirketin sermayesi ile … koyunda yatırım amacıyla aldıkları arsayı 2013 yılında 8.000.000-USD bedel karşılığında 3. Kişilere satıldığını, %9 hisseye karşılık gelen 450.000 USD olduğu, bunun 250.000 USD almış olduğunu, kalan 200.000 USD ödenmediğini beyan ettiğini, şirket ortaklarından müvekkili … ile … Temmuz 1995 yılında …, …., …., …. mevkinde Pafta No: …. parsel de kayıtlı, 39100 m² tarla vasıflı gayrımenkulü, 1/2 …, 1/2 … adına aldıklarını, davacının iddia ettiğ igibi şirketin sermayesi ile almadıklarını, Temmuz 1995 yılında 39100 m² tarlayı 8540,00TL’ye satın aldıklarını, müvekkil şirketin … Teks. Ve Hazır Giyim San. Ve Tic. Ltd. Şti. 14/02/1986 yılında kurulduğunu, şirkete ortakları …, … ve …. olduğunu, müvekkil şirkete … nın ortaklıktan ayrılmasından 03/06/1994 yılında %9 pay ile şirket ortağı olduğunu, davacı ortak olduktan bir sene sonra tarlanın alınmış olması davacının iddiasını desteklemediğini, 1988 yılında şirket adresinin de bulunduğu 4 katlı fabrikayı, 1990-1991 yıllarında inşa ettiğini ve 1992 yılında da buraya taşındığını, … ile … kendi birikimleri ile almış oldukları tarla yıllar sonra arsaya dönüşmüş ve bunu da sattıklarını, söz konusu arsanın davacının ortağı olduğu şirketle herhangi bir ilişkisi olmadığını, davacıya 250.000-USD verildiğini, verilen para %9 hisseye ortak olduğu için değil tarafların kardeşi olması sıfatıyla verildiğini, müvekkil şirketlerin bankalara, borçlarını müvekkili … tarafından ödendiğini, kendisinin müvekkili şirketten 1.298.570,00-TL alacaklı olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların hiçbirini kabul etmediklerini, müvekkil şirketin sorumlu müdürü aynı zamanda şirketin %44 hissedarı bulunan … görevini, basiretli bir iş adamı olarak sürdürmeye devam ettiğini, yasal dayanaktan yoksun bulunan davacının davasının reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava;TTK.638.maddesi uyarınca şirket ortaklığından çıkma ve ortaklık payının tahsili isteğine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın şirketin hangi tarihten beri gayrifaal olduğu, zarar edip etmediği, hangi oranda zarar ettiği, şirketin zarar ettiği tarih itibari ile davacının yetkili konumda olup olmadığı, davacıya atfıkabil kusur olup olmadığı, zararın davacının temsilci olduğu dönemde oluşup oluşmadığı, kardeş olan taraflar arasındaki anlaşmazlık ve husumet durumunun şirketin devamına engel nitelikte olup olmadığı, davalı şirketin sermayesi olan taşınmazın satımında davacıya bilgi verilmesinin gerekip gerekmediği, satımdan elde edilen bedelin sarf edilme şeklinin VUK. ve TTK açısından usule uygun olup olmadığı, tüm bu durumların davacının ortaklıktan çıkmasını haklı hale getirip getirmediği, getiriyor ise davacının alacak hakkının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında taraf gerçek kişilerin şirket ortağı oldukları, taraf gerçek kişilerin aynı zamanda kardeş oldukları, şirketin son yıllarda zarar ettiğinin tartışmasız olduğu, şirkete ait taşınmazın satıldığı konusunda hiç bir tartışmanın olmadığı açıktır.
29/12/2015 tarihli duruşmada 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 45 inci maddesi ile değişik 5235 sayılı Kanunun 5 inci maddesi ile aynı Kanuna eklenen geçici 5 inci maddesi gereğince faaliyette bulunacak asliye ticaret mahkemelerinin sayısı ve faaliyete geçirilecekleri tarihin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesince görüşülmesi karşısında adı geçen kanun hükümleri ve asliye ticaret mahkemelerinin 15/09/2014 tarihi itibari ile faaliyete geçmiş olması ve dava konusunun niteliği karşısında mahkeme hakiminin davayı görme konusunda görevinin sona erdiği anlaşılmakla bu aşamadan sonra heyet tarafından görülmesi gereken bu davada mahkeme hakimince münferiden karar vermesinin açık görev gasbına yol açacağı gerekçesi ile davacı vekilinin usule dair talepleri konusunda mahkeme hakimince karar oluşturulmamasına karar verilmiştir.
Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas … Karar sayılı kararı ile mahkememiz işbu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, Birleşen Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas …. Karar sayılı dosyasının yargılamanın daha sağlıklı yürütülebilmesi ayrıca birleşen dosyadaki davanın Begonvil şirketinin fesih ve tasfiyesi istemini içermesi nedeniyle bu dosyadan HMK.167 maddesi uyarınca ayrılmasına, ayrılan dosyanın mahkememizin ayrı esasına kaydına, tefrik kararı yazılmasına, birleşen dosyadaki …. şirketi adına kayıtlı olduğu bildirilen …daki taşınmazlar yönünden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin tefrik işlemi yapılıp yeni esas numarası alındıktan sonra tensip tutanağında değerlendirilmesine, ayrılan dosyanın niteliğine göre heyet halinde görülmeye devam edilmesine karar verilmiş, birleştirilen Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas …. Karar sayılı dosyasının işbu dosyadan HMK.167 maddesi uyarınca ayrılmasına, ayırma kararı ile birlikte yeni esasa kaydına, (…. Esasa kaydı yapıldı) dair terfik kararı yazılmış, mahkememizin … Esas sayılı dosyasında Mahkememizin 16/11/2017 tarihli …. Esas, … Karar sayılı kararı ile davalı …’e karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı şirkete karşı açılan davanın esastan reddine karar verilmiş, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmadığından hükmün 09/01/2018 tarihinde kesinleştiği tasdik edilmiştir.
Celse arasında mahkememizce davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilerek reddedilmiş, red kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş ve İstanbul Bölge Adliyesi tarafından davalı şirket adına kayıtlı bulunan …. ilçesi … parsel sayılı taşınmaz üzerine teminat mukabilinde 3.kişilere devir ve temliki önleyici mahiyette tedbir konulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından önceki celse verilen ara kararı gereğince yazılı beyan dilekçesi ve ekinde 3 adet davalıya ait gayrimenkullere ilişkin tapu kayıtları ibraz etmiştir.
Bodrum Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmak suretiyle davacı vekili tarafından en son sunulan 28/11/2017 tarihli dilekçe ekindeki 3 adet taşınmaza ilişkin tapu kaydının bir sureti eklenmek kaydıyla belirtilen taşınmazlar üzerinde keşfen bilirkişi inclemesi yaplımak suretiyle taşınmazların keşif tarihi itibariyle rayiç değerlerinin tespitinin istenilmesine karar verilmiş, 07/06/2018 raporda özetle; Turizm işletme belgeli ,4 yıldızlı , …. Otel İşletmesine ait sayım ve tespitleri yapılarak sağlam ve kullanılabilir durumdaki işletme demirbaş eşya ve malzemelerinin otel konaklama işletmesinin ana ve destek yan hizmet departmanlarında bulundukları yerlerine göre tespit dökümleri ayrıntılı olarak yapıldığı, buna göre keşif tarihi olan 15/03/2018 tarihi itibariyle genel toplamda 470 kalem, 30.356 adet demirbaş eşya ve malzeme tespit edildiği, davaya konu parseller ve üzerine konumlu yapılardan; …. ilçesi, … Mahallesi, …. Mevkii … ada…. parsel (eski …. parsel) sayılı 9.152.22 m² yüzölçümlü bir katlı kargir bina ve beş adet iki katlı kargir bina nitelikli taşınmaz ve üzerinde konumlu yapının toplam değeri; 34.881.944,00 TL, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … ada … parsel (eski … parsel) sayılı 4.859,08 m² yüzölçümlü, 9 blok 2 katlı betonarme otel ve müştemilatı nitelikli taşınmaz ve üzerinde konumlu yapının toplam değeri: 11.477.785,00 TL, … ili, …. ilçesi, … Mahallesi, .. Mevkii, … ada … parsel (eski … parsel) sayılı 1.233.43 m² yüzölçümlü, 2 katlı betonarme bina ve arsası nitelikli taşınmaz ve üzerinde konumlu yapının toplam değeri: 2.942.622,00 TL, fiili olarak bir bütünlük arz eden (…. Otel İşletmesi), … ada … parsel ve … ada … parsel sayılı taşınmazların arsa ve üzerinde konumlu yapılarla birlikte toplam değerinin 46.359.729,00 TL olduğu tespit edilmiştir.

Avcılar Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü’nün 03/08/2015 tarih, …(160.01)/864911 sayılı yazısı ile tapu kayıtları celp edilmiştir.
Mahkememizce 03/06/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunun incelemesinde; dava konusu taşınmazın mahalinde yapılan keşif, dosyada bulunan belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde; tapu sicilinde …. ilçesi, … mevki,… parsel 2.436,00 m² yüzölçümlü parsel, …. mah. … cad. …. sok. No:…. de kain bahçeli …. fabrika, yaklaşık 4.200 m² brüt kullanım alanlı gayrımenkulün rayiç değerinin yaklaşık olarak keşif tarihi olan 12/05/2016 tarihi itibariyle 12.868.548,00-TL, dava tarihi olan 05/02/2015 tarihi itibariyle 12.205.422,05-TL olacağı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 17/11/2016 tarihli ek raporun incelemesinde; davalı vekilinin itirazlarının incelendiği, 03/06/2016 tarihli kök rapordan sonra dosyaya eklenen belgelerin incelendiği, dava konusu parsele ait değerleme yapıldığı tarihteki ve mevcut durumu ile ilgili olarak oluşan bir kanaat olduğu, kök raporda belirtilen tapu sicilinde …. ilçesi, … mevki,…. parsel 2.436,00 m² yüzölçümlü parsel, …. mah. …. cad. …. sok. No:…. de kain bahçeli Kargir fabrika, yaklaşık 4.200 m² brüt kullanım alanlı gayrımenkulün rayiç değerinin yaklaşık olarak keşif tarihi olan 12/05/2016 tarihi itibariyle 12.870.438,00-TL, dava tarihi olan 05/02/2015 tarihi itibariyle 12.207.214,66-TL olacağı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 04/05/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunun incelemesinde; dava konusu … ilçesi, … mevki,…. parsel 2.436,00 m² yüzölçümlü bahçeli …. fabrika nitelikli taşınmazın değerinin keşif tarihi olan 26/04/2017 tarihi itibariyle 11.690.000-TL, olacağı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yazılan talimat üzerine Bodrum … Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/06/2018 tarihli bilirkişi heyet kurulu raporunun incelemesinde; Turizm İşletme Belgeli, 4 yıldızlı, …. Otel işletmesine ait, (Konu taşınmazlardan … ada, … ada,.. parsel üzerinde yer alan) sayım ve tespitlerinin yapılarak, sağlam ve kullanılabilir durumdaki işletme demirbaş eşya ve malzemelerinin Otel Konaklama işletmesinin ana ve destek yan hizmet departmanlarında bulundukları yerlerine göre tespit dökümlerinin ayrıntılı olarak yapıldığını, keşif tarihi olan 15/03/2018 tarihi itibariyle genel toplamda 470 kalem ve 30356 adet demirbaş eşya ve malzeme tespit edildiğini, davaya konu parseller ve üzerine konumlu yapılardan, … ilçesi, …. mah. …. mevki … ada, …. parsel(eski …. parsel) sayılı 9.152.22 m² yülölçümlü, bir katlı kargir bina ve beş adet iki katlı kargir bina nitelikli taşınmaz ve üzerinde konumlu yapının toplam değerinin; 34.881.944,00-TL, … ili, bodrum ilçesi, …. mah. …. mevkii, … ada, … parsel(eski …. parsel) 4.859,08 m² yüzölçümlü, 9 blok 2 katlı betonarme otel ve müştemilatı nitelikli taşınmaz ve üzerinde konumlu yapının toplam değerinin 11.477.785,00-TL, …. ili, … ilçesi, … mah. … mevki, … ada, … parsel (eski … parsel) toplam 1.233.43 m² yüzölçümlü 2 katlı betonarme bina ve arsası nitelikli taşınmaz ve üzerinde konumlu yapının toplam değerinin 2.942.622,00-TL, fiili olarak bir bütünlük arz eden(… Otel İşletmesi) … ada, … parsel ve … ada, … parsel sayılı taşınmazların arsa ve üzerinde konumlu yapılarla birlikte toplam değerinin 46.359.729,00-TL olacağı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 29/04/2019 tarihli bilirkişi heyet kurulu raporunun incelemesinde; davalı şirketin gayrı faal olmasının davacının TTK m.638/2 uyarınca şirketten çıkmasına karar verilmesi için haklı neden oluşturduğu, TTK m.641 uyarınca davacının ayrılma akçesi talep edebileceği, ayrılma akçesi şirketin rayiç özvarlığı üzerinden hesaplanması gereği sebebiyle, iştirakler hesabındaki işletme hariç tutularak hesaplanan özvarlık üzerinden davacı payı 1.424.375,14-TL olarak hesaplandığı, iştirakler hesabındaki otel işletmesinin alınan talimat raporunda borçlar hariç mevcutlarının değerinin hesaplandığı,borçlar hariç değeri üzerinden davacıya düşen payın 1.911.392,69-TL olduğu, davalı şirketin iştiraki olan otelin mevcutları alınan talimat raporunda değerlendirildiği ancak belirlendikten sonra bu kısmın davacı için ayrıca hesaplanmasının söz konusu olacağı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 29/12/2019 tarihli ek bilirkişi heyet kurulu raporunun incelemesinde; davacının haklı sebeple şirketten çıkma talebine ilişkin olarak kök rapordaki görüşlerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı, davacının talebinin kabul edilmesi halinde ayrılma payının 3.235.745,39-TL olarak hesaben belirlendiği yönünde olacağı kanaatine varılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı çıkmaya izin talep etmiş olmakla konuyu düzenleyen TTK’nun 636/3 maddesi TTK 638/2 m. “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. “ şeklindedir.
Haklı sebep olduğu iddia edilen olayın, şirketin feshine neden olacak nitelikte olup olmadığı değerlendirilirken, şirketin yapısı, ortak sayısı, ortaklar arasındaki ilişkileri dikkate alınmalıdır. Örneğin iki ortak arasındaki ciddi bir anlaşmazlık, iki kişilik bir şirkette, şirketin çalışamaz duruma gelmesine neden olabilirken, daha fazla ortak sayısına sahip bir şirkette aynı anlaşmazlık şirketin faaliyetlerinin devamını etkilemeyebilir. Bunun yanı sıra talep edilen sonucun kabulünün menfaatler dengesine uygun olup olmadığı da değerlendirilmelidir. Feshi talep eden ortağın çıkması veya çıkarılması taraf menfaatlerine daha uygun ise feshe karar verilmemelidir. Taraf menfaatlerinin dışında fesih talebinin son çare olup olmadığı hususu da değerlendirilmelidir.
Haklı sebeple yönünden her davada, hukuki ve maddi olayların özelliği dikkate alınarak iddianın haklı sebep teşkil edip etmeyeceklerinin irdelenmesi gerekir. Şirketin devamlı olarak zarar etmesi, kuruluş ve gayesinin gerçekleşmesine imkân kalmaması, ortaklar arasındaki ciddi anlaşmazlıklar, ortağın bakiye sermaye borcunu ödemekte temerrüdü gibi hususlar haklı neden olarak kabul edilebilir. Kişisel sebeplerin yanı sıra elbette nesnel sayılabilecek olgular da şirketin feshine yol açabilirler. Söz gelimi şirketin kar elde edemez hale gelmesi, uzun süredir gayrı faal olması da şirketin feshine sebebiyet verebilir. ( Yargıtay 11 HD’nin 01/12/2015 T., 2014/18024 E.,2015/12808 K. sayılı kararı)
Bu genel açıklamalar ışığında huzurdaki dava değerlendirildiğinde,
Huzurdaki uyuşmazlıkta Ortaklar arasındaki kişisel çekişmeler, davalı şirketlerin aile şirketi olması ve az ortaklı olması gözönünde tutulduğunda ortaklığın devamını engelleyecek niteliktedir.
Zira bir ortaklık yapısına dahil olan ortağın, o ortaklıktan kar elde etmek amacı taşıması doğal bir olgu olup, taraflar bu hususta bir karar almak üzere dahi bir araya gelemediğinden, artık ortaklık ilişkisinin zedelendiği kanaati edinilmiştir. Zira, bir kimseyi şirket ortağı olmaya yönelten nedenlerin, ortaklık maksadının gerçekleşmesini imkansız kılan yahut aşırı derecede güçleştirecek biçimde ortadan kalkması durumunda çekilmezlik olgusunun gerçekleştiği sonucuna varılmalıdır.
Huzurdaki uyuşmazlıkta çıkma talep edilen şirket aile şirketi olup kişisel yönlerin en çok belirgin olduğu şirket yapısıdır. Davaya bu kapsam bakılmış olup bunun yanında üç yıldan fazla bir süreden beri davalı şirketin herhangi bir kar payı dağıtmaması, davalı şirketin kiraya verilen fabrika binasından başka bir malvarlığının bulunmaması, fabrika binasının kiraya verilmiş olması sonucu davalı şirketin herhangi bir ticari faaliyetinin de bulunmaması, uzun bir süreden sonra ancak genel kurul yapılabilmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; şirketin hakim ortağı ve davacının kardeşi …’in davacıya borcunun bulunması gibi duurmlar bu nedenle davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı halde henüz bu borcun ödenmemesi, ayrıca …’nin ….bank A.Ş.’den kullanmış olduğu krediye davacı ve davalı … şirketinin %44,41 oranında ortak olduğu …. A.Ş.’nin kefil olması, bu borcun da ödenmemesi üzerine davacıya ihtar gönderilerek hesabın 16.08.2016 tarihinde kat edilmesi yanında fabrika binasının kiraya verilmiş olması sonucu davalı şirketin herhangi bir ticari faaliyetinin de bulunmaması, uzun bir süreden sonra davalı şirketin genel kurulunun yapılamaması, davalı şirketin bir aile şirketi olması en önemli kişisel nedenleri ortaya çıkaracak sebepler arasında olup nihayetinde şirketin ortakları olan kardeşler arasında husumet bulunması ve bu nedenle bir araya gelmemeleri hususları birlikte değerlendirildiğinde; şirketin gayrı faal ve çalışamaz hale geldiği, davacı ile diğer ortakların birlikte çalışma iradesinin mevcut olmadığı, davacının ortaklara davalar açtığı dolayısıyla TTK. m. 638 hükmü uyarınca, davacının haklı sebeple limited ortaklıktan çıkarılması ve ayrılma akçesinin hesaplanması şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 641’nci maddesinde “Ortağın şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir.” hükmü gereği şirketten ayrılan ortağın ayrılma akçesini talep hakkı olduğu düzenlenmiştir.
6762 sayılı TTK’ da limited ortaklıklarda ortağın ortaklıktan ayrılması düzenlenmekle birlikte tazminatın ne şekilde hesaplanacağı ifade edilmiş değildi. TTK. 551′ de ortağın haklarının ödenmesi gerektiği ifade edilmekte, esas sermaye hakkındaki hükümlere riayet edilmesi gerektiği söylenerek genel bir düzenleme yöntemi tercih edilmekteydi. Bununla birlikte, TTK. m 521,550 ve 523′ te sözü edilen “gerçek (hakiki) değer” in limited ortaklıktan ayrılan ortağı verilecek tazminatın hesaplanmasında göz önünde bulundurulması gerektiği öğretide kabul edilmekteydi (bkz. ERDEM, s. 271 dpn. 731′ de anılan yazarlar). YTK.’ da ise limited ortaklıklar bakımından ayrılma akçesi başlığı altında tazminatın ne şekilde hesaplanacağını eski kanunda yer almayan yeni 641-642. maddelerde düzenlenmektedir. Ayrılma payının esas sermaye payının gerçek değerine göre hesap edileceği fakat sözleşmede başka bir hesap tarzının kararlaştırılabileceği açıkça düzenlenmektedir.
Özetle limited şirkette ortaklıktan ayrılan yani çıkan yahut çıkarılan ortağın payının değerinin hesap edilerek kendisine ödenmesi gerekir. Tazminatın hesaplanmasında benimsenecek metod ise “payının gerçek değeri” nin hesaplanmasıdır. Gerçek değer kavramına atıf yapılmakla birlikte, payın gerçek değerinin ne şekilde tespit edileceği kanunda açıklığa kavuşturulmuş değildir. Payın gerçek değeri; payın, ortaklığın öz varlıkları, kârlılık durumu, dağıtılan kâr payları ve sermaye yapısı gibi çeşitli unsurların dikkate alınarak hesaplandığı değerdir. Bir diğer tanıma göre gerçek değer; aktiflerin muhtemel satış değerleri esas alınarak belirlenen bilanço değeridir. Gerçek değer, good will ve gizli yedek akçeler de dâhil olmak üzere ortaklığın tüm aktif ve pasifleri birlikte değerlendirilerek hesaplanır.
Kanunda sözü edilen, ortaklıktan çıkarılan pay sahibine ödenecek miktarın payın hesaplanacak gerçek değere göre hesap edilerek ödenmesi, esasen payın değerinin hesap edilmesinde geçerli olan ilkelerden bir tanesidir. İfade ettiğimiz üzere İsviçre Hukukunda da kollektif ve limited ortaklıklar bakımından kanunun kabul ettiği sistem olan payın gerçek değerine göre hesaplama yapılması, yine öğretide ittifakla kabul edildiği üzere ortaklığın aktif ve pasiflerinin bilanço ve defter üzerindeki değerinden tamamen farklıdır. Gerçek değer yanında, defter üzerindeki değer (defter değeri), payın borsa değeri, işleyen teşebbüs değeri yahut tasfiye değerine göre hesaplama gibi farklı yöntemler de mevcuttur.
Gerçek değer, aslen, bir işletme için ticari hayatta üçüncü bir kişinin ödemeyi göze alabileceği değerdir. Gerçek değer, diğer kıstaslara göre pay sahibinin lehinedir. Şöyle ki; gerçek değerin belirlenmesinde; tasfiye payından farklı olarak ortaklığın davacı pay sahibi ayrıldıktan sonra da faaliyetlerine devam edeceği dikkate alınmalıdır. Bu şekilde yapılacak bir hesaplama, tasfiye bakiyesinden daha yüksek bir rakama karşılık gelmelidir. Esasen ortaklığın aktifleri, gerçek değerin ancak bir bölümünü oluşturur. Bu bakımdan,payın gerçek değerinin kârlılık değeri üzerinden hesaplanması gerekir. Payın gerçek değerinin kârlılık değerine göre hesaplanması, yukarıda ifade edilen gerçek değerin işletme için ticari hayatta üçüncü bir kişinin ödemeyi göze alabileceği değer olarak tanımlanması ile de paralellik arz etmektedir. (ERDEM, s. 274-276). Son olarak şu hususu da belirtmekte fayda vardır ki; ortağın çıkma payının karar tarihine en yakın tarih itibariyle şirketin gerçek değeri üzerinden tespit edilmesi gerekmektedir.
Bu esaslar çerçevesinde somut olayda oluşturulan uzman bilirkişi kurulundan davalı … Limited Şirketi’den davacının ayrılması hâlinde ödenmesi gereken ayrılma akçesi hesap ettirilmiş, Ticaret sicil kayıtları uyarınca … şirketinin son sermaye yapısına ilişkin 25.07.2017 tarihli Hazinin Cetvelinde davalı … tekstil firmasının Begonvil firmasının % 41,41 ortağı olduğu görülmüştür .Şirketin iştiraki olan … firmasına ait otele ilişkin rayiç değer istinabe youyla hesaplanmış olup … firmasının öz varlığının ,davalı … şirketi payı olarak hesaplanması yerinde bulunmuş ve davalı şirketin iştiraki olan şirkete düşen rayiç özvarlık kapsamında davalı şirketin rayiç değerlere göre öz varlığı dikkate alınmış ve bu hesaba göre ek raporla belirlenen 3.235.745,39 TL çıkma payının karar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Limited Şirketi’den tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile ;
TTK.636/3.maddesi uyarınca davacının … TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRDKETİ’nden ÇIKMAYA İZİN VERİLMESİNE, 3.235.745,39 TL çıkma payının karar tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 221.033,77 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL harcın mahsubuna, bakiye 221.006,07 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereği davacı lehine tayin ve takdir olunan 120.982,45 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından ödenen 27,70 TL başvurma harcı, 27,70-TL peşin harç, 5.253,80 TL talimat masrafı, 5.700,00 TL bilirkişi ücreti, 206,30 TL keşif harcı, 944,35 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 12.159,85 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 08/09/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır.
Üye …
¸e-imzalıdır.
Üye …
¸e-imzalıdır.
Katip …
¸e-imzalıdır.